26 Şubat 2011 Cumartesi

KAHRAMAN KADINLARIMIZ

Kahraman Kadınlarımızı tanıtmaya devam ediyorum.  Bu yazımda, TAYYAR  RAHMİYE, HALİME  ÇAVUŞ,  KARA  FATMA  ŞİMŞİEK,  ASLI ALMAN OLAN  HEMŞİRE  ERİCA,  SAFİYE  HÜSEYİN  ELBİ  TARSUSLU  KARA  FATMA  ( Adile  onbaşı )  ve YİRİK  FATMA'YI tanıyacaksınız.

Burhan  Bursalıoğlu


SAFİYE  HÜSEYİN  ELBİ

 


Reşit Paşa Vapuru’nun yardım meleği .
İngiltere’de deniz ataşeliği yapan Ahmet Paşa’nın kızı olan Safiye Hüseyin Elbi, Avrupa’da eğitim almış ilk hemşirelerdendir. Çanakkale Savaşı’nda gönüllü hemşirelik yapan Elbi, hastane gemisine dönüştürülen vapurlardan biri olan Reşit Paşa Vapuru’nda görev alır. Burada yaşananları, “Reşit Paşa’ya bindik. Çanakkale’ye geldik, Akbaş mevkiinde demirledik. Hastaları, yaralıları toplamaya başladık. Ne yaralılar, ne yaralılar. Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım.” sözleriyle aktaran Elbi, Balkan savaşlarında da bulunmuştur.

HEMŞİRE  ERİCA

Hem dikti hem de yaraları sardı.
Doktor Ragıp Bey’in eşi olan Alman asıllı hemşire Erica’nın, savaşın en şiddetli anında köylü kadınlar arasında birliktelik sağlayarak orduya destek olduğu belirtiliyor. Orduya kıyafet, yorgan, yastık, çadır dikiminde rol alan hemşire Erica, köydeki kadınlardan sağladığı dikiş makinesiyle kendisi de pek çok şey dikmiş. Türk yaralıları tedavi ederken de, hastane ve hasta bakım yerlerini bombalayan düşmanın top mermisiyle can vermiş. Çanakkale’de Yalova köyü mezarlığında bulunuyor.

TARSUSLU KARA FATMA ve GAZİANTEPLİ  YİRİK FATMA


Asıl adı "Adile" olan, "Adile Hala" ve "Adile Onbaşı" diye anılan kadın kahramanın, silah arkadaşları arasında "Kara Fatma" olarak anıldığı bilinir. 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşı’na katılan Kara Fatma, Tarsus’un kurtulmasında büyük yararlılıklar gösterir.




Gaziantepli Yirik Fatma ise Gaziantep’in Fransızlar tarafından henüz bütünüyle kuşatılmadığı sırada, düşmanın hareket edeceği haberi gelince, buna karşı koymak için yola çıkan milis kuvvetine, karşı çıkılmasına rağmen zorla katılır.





KARA FATMA ŞİMŞEK


Yahya Bey’ in kızı olan Kara Fatma Şimşek' in asıl ismi, Yemine Vardarlı' dır. 1921-1922'de, "Fahri Milis Üsteğmeni" rütbesiyle Kocaeli Grubu Mürettep Süvarisi emrindeki Müstakil Süvari Müfrezesi'nde görev yapmış, İstiklal Harbi'nde, bu mıntıkadaki mücadelelerde bulunmuştur.

TAŞIT KOLLARINDA GÖREV ALANLAR

İstanbul'da Maçka, Zeytinburnu vs. küçük depolardaki top, tüfek ve cephaneler cesurane tedbirlerle kaçırılıyor, oradan da hayvan ve insan sırtında Ankara'ya naklediliyordu. İşte Türk kadınlarının bu nakliyatta büyük top mermilerini sırtlarında taşıyarak gösterdikleri fedakârlık her zaman hatırlanmalıdır.
Öküzü ölen arabalara diğer öküze eş olarak arabayı çeken kadınlarımızın fedakârlıklarını bugünkü nesillere nakletmenin de bir görev olduğunu düşünüyorum.

 HALİME  ÇAVUŞ

Kastamonulu Halime Çavuş bu kahramanlarımızdan biridir.İnebolu'da, Milli Kuvvetler'e bağlı askeri teşkilat kurulmuştu. Silah,cephane, erzak, giyecek vb. şeyler, İnebolu İskelesi'nden Çankırı'ya, oradan Ankara'ya, cepheye gönderiliyordu. Trabzon'dan vapurla nakliye işleri başlayınca İnebolu yolu, dolayısıyla Kastamonu Ankara'nın bir üssü haline gelmişti. Burada pencere demirlerinden süngü, kasatura, kılıç yapan ustalar bulunduğu gibi, bunlardan bir kısmı da Ankara'ya gönderilmiştir. Kastamonu kadınlarının Silahlı Kuvvetlere çok anlamlı hizmet ve katkıları olmuştur.




TAYYAR  RAHMİYE
 

Cenup Cephesi’nde 9. Tümen kuruluşunda bir gönüllü müfreze vardı. Bunun komutanı genç bir kadındı. Tümenden aldığı bir emirle Osmaniye’deki müstahkem Fransız karargâhına taarruz edecek olan bu müfreze, 1920 senesinin 1 Temmuz sabahında harekete geçti. Tayyar Rahmiye müfrezesini ustaca bir tertiple yavaş yavaş hedefe doğru ilerletti. Fakat, bir an geldi ki, artık ilerlemeye imkân kalmadı. Çünkü, Fransız karargâhı çok iyi tahkim edilmiş ve bol silâhla müdafaa edilmekteydi. Duraklayan çetesini harekete geçirmek, yeni bir taarruz hızı verebilmek için sarfettiği bütün gayretleri boşa çıktığını gören bu kahraman Müslüman–Türk kadını şiddetli düşman ateşine rağmen ayağa fırlayarak:
“–Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olmanıza rağmen yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz!” diye bağırdı.
Erkeklerin gururuna dokunan bu söz ve jest, ruhları sararak kahramanlık hislerini kamçıladı ve hücum yeniden başladı.
Yağmur gibi yağan düşman ateşi, bu hücumu bir an olsun durduramamıştı. Karargâh binasını saran çember gitgide daralıyordu. Çetenin efrâdı bir hayâlet gibi hedefine yaklaşıyordu. Yazık, çok yazık! Bu ateşli ve bu vatansever kadın, karargâh kapısına on adım kala şehid oldu. Bu kayıp, burada, büsbütün başka bir tesir meydana getirmiş ve çetenin onuruna dokunmuştur. Bu milli şahlanışın ateşlediği ruhlar, bir hamlede karargâhı zaptetmişlerdir.

25 Şubat 2011 Cuma

ÇEŞİTLEME


ŞUNDAN  BUNDAN


Burhan Bursalıoğlu




Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.Bir kaç
kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine
inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey
yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak
hazırlamaktadır.Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam
edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir
adım atıp, koşarak uzaklaşır!


Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.


Mutluluğun 5 basit kuralını unutmayınız:

1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.
5. Daha az bekleyin../



  1. ... ÖĞRENCİLERİN YAZILI SORULARINA VERDİĞİ KOMİK CEVAPLAR ... 

soru: ismet inonu'nun batı cephesine bakışı nasıl idi, acıklayınız
cevap:200 metreden durbunle..

muhasebe sınavı:
soru: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır. bunu büyük defterde*muhasebeleştiriniz.
cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.
soru: calculus'u kim bulmustur?
cevap: adams calculus
soru: maki nedir?
cevap: akdenizde yaşayan kısa boylu cüceler 
Çılgın felsefe hocası 100 puanlık tek soruyu yanındaki sandalyeyi göstererek sorar:
- Bana bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayın!
100 puan alan tek kişinin cevabı ise sadece şudur:
- Hangi sandalye

soru:
Ormanların faydalarını sayınız.
cevap: Ormanların faydaları saymakla bitmez.
Sonuç: Tam not
soru:
Ahmet Haşim’in en ünlü eserlerinin toplandığı eserin adı nedir
cevap: Best of Ahmet Haşim

soru: deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye ne
denir.”
cevap:Helal olsun

soru:Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir?
cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir.
soru:
Kimlere zekat verilmez?
cevap: Şeytana.
soru:
Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı kaça ayrılır?
cevap: Üçe. Kara, deniz, hava kuvvetleri.
soru:
Mondros'u açıklayınız.
cevap: Mondros kim?
soru:
İneğin midesi kaç bölümdür?
cevap: İki oda, bir salon, bir mutfak
soru:Servet-i Fünun edebiyatı hangi edebi akımlardan etkilenmiştir?
cevap:
Elektrik akımından

soru:Üremeyi açıklayınız.
cevap: Anne ve babanın gece yaptığı işe üreme denir.

soru:hücre nedir?
cevap: en küçük yapı birimidir. gözle görülmez. mikroskopla dikkatli bakmak lazım. eğer bizim baktığımızı görürseler kaçarlar. *
soru:
Türkiye'nin geçitlerini yazınız.
cevap:
Altgeçit, Üst geçit, yaya geçidi
soru:
Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol nerelerden çıkartılır?
cevap: Petrol, Raman ve Gazman'dan çıkartılır.
soru:Koşma nedir?
cevap:Yürümenin hızlı şekline koşma denir.
soru:
Canlıların en küçüğüne ne ad verilir?
cevap:Bebek
soru:Kasabayı kim yönetir?
cevap: Şerif ve adamları
soru:
Mübarek geceler hangileridir, yazınız.
cevap:
Kına, gerdek ve dolunay gecesi 

soru:
what is your mother's telephone number?
cevap:
annemin telefonunu veremem.
soru:
akıl ile ilgili bir hadis-i şerif yazınız.
cevap:
akıllı ol, canımı ye...
ilkokul 3. sınıf, sınıfa müfettiş gelmiştir.
soru:
isa kimdir?
cevap:
geçen sene bizim sınıftaydı, artık gelmiyo.
soru: yazara göre toplum içindeki davranişlarimiz nasil olmalidir? yazar nelere dikkat edilmesini öneriyor?
cevap: yazar diyor ki nerde nasil davranacağimizi bilmeliyiz. oturmasini kalkmasini bilmeliyiz. yırtık dondan cikar gibi her lafa atlamamaliyiz.

soru: where are you from?
cevap:i am from istanbulluyum
soru: Dört büyük kitabın adını yazınız.
cevap: 1- Ansiklopedi, 2- Sözlük, 3- Kolej Sınav Kitabı, 4- Kalın Roman Kitaplar
soru: İnsanları hayvanlardan ayıran temel özellikler nelerdir?
cevap: İnsanların hayvanlardan çok derdi olması.

soru: Trafik polisinin görevleri nelerdir?
cevap: 1- Rüşvet almak, 2- Ceza kesmek, 3-Travestileri kovalamak

soru:
Asgari ücret nedir?
cevap: Askerlik şubesinde verilen ücrettir.
soru: Haçlı Seferleri nin çıkış nedeni nedir?
cevap: Hocam affedersiniz, poponun kışkırtmış olmasıdır.
soru:
Avrupa da reform hareketini kim başlattı?
cevap:
Riki Martin
soru:
Ege Bölgesi neden girintili çıkıntılıdır?
cevap: Türkiye nin en kıvrak bölgesi olduğu için.
soru: Devletin kuruluş amacı nedir?
cevap: Devlet bazı insanların hususi büyük işlerini yapmak için kurulmuştur.
soru:Canlıların ortak özellikleri nelerdir?
cevap: Yol, su, camii, mezarlık.
  

21 Şubat 2011 Pazartesi

YAKIN TARİHİMİZDEN GERÇEKLER

          
 
 ÇİRKİN  İFTİRA  VE  GERÇEK

İSMET  İNÖNÜ CAMİLERİN KAPISINA ASKER KOYDU VE " İÇERİYE KİMSEYİ ALMAYIN " DEDİ.


Tufan Türenç'in yazısı.

DEMOKRAT Parti 1946’da kurulduktan hemen sonra İsmet İnönü ve CHP için bütün Anadolu’da şu iftirayı yaymaya başladı:

“Kafir İsmet Paşa camilere kilit vurdu. Etrafına asker dikti. Namaz kılmak için içeriye kimseyi sokturmadı. Camileri devamlı teftiş etti. Nöbetçilere ‘İçeriye kimseyi sokmuyorsunuz değil mi’ diye sordu.”
Bu iftira 1950 yılında Demokrat Parti iktidara geldikten sonra da devam etti.
Demokrat Parti’den sonra iktidara gelen bütün sağcı partiler de İsmet Paşa ve CHP için aynı iftirayı yaymayı aralıksız sürdürdüler.
Bugün aynı çirkin ve aslı astarı olmayan iddiayı AKP de kullanıyor.
Bu iftiranın kaynağı nereden kaynaklanıyor? Olayın gerçek yüzü nedir?
Bu çirkin iftiranın iç yüzünü yıllarca CHP’de görev almış, İnönü’nün yakınında bulunmuş olan Necati Karakaya açıklıyor.
Necati Karakaya ile yıllarca Milliyet Gazetesi’nde birlikte çalıştık.
Spor yazarıydı, uzun yıllar TRT’de spikerlik yapıp maç anlattı.
Şimdi Necati Karakaya’nın gönderdiği mektubu birlikte okuyalım:
“28 Şubat 2008, Büyük Millet Meclisi’nde CHP’li bir milletvekili konuşma yapıyor. Mehmet Ali Şahin Bakan koltuğundan bağırıyor.
‘Haydi, Haydi! Biz sizin nerelere kilit vurduğunuzu çok iyi biliriz.’
Bununla ‘siz camilere kilit vurdunuz’ demek istiyor...
1950 yılından itibaren Anadolu’nun dolaştığım her köşesinde bu iftirayı duydum.
Gerçek şudur.
1942 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın en alevli günlerinde Hitler’in orduları sınırımıza dayandı. Türkiye’ye girip girmemekte kararsızlardı.
İsmet Paşa Trakya’da Çakmak hattını kurmasına rağmen İstanbul’un bombalanacağını tahmin ediyor bu nedenle de savunmayı Ankara’nın dışında yapmayı düşünüyordu.
İstanbul’daki saraylarda ve müzelerde bulunan tarihi eşyaları, zarar görmemeleri için Alman uçaklarının menzil dışında kalan bölgelerdeki camilere koymayı düşündü.
İsmet Paşa düşmanın camileri bombalamayacağını biliyordu.
O nedenle bütün saray eşyalarını, padişahların tahtlarını, mücevherleri, kutsal emanetleri, Hazreti Muhammed’in sancağını, kılıcını, Hırkai Saadeti, Hazreti Osman’ın kanlı Kuran’ı Kerimi’ni, Atatürk’ün Samsun’da çıktığı tahta iskeleyi, müzelerde ne varsa tümünü tam 48 vagona yerleştirterek Niğde’ye gönderdi.
Bu değerli eşyaları korumak için Topkapı Sarayı İkinci Müdürü Lütfü Turanbek başkanlığında 30 görevli, aileleri ve çocuklarıyla birlikte Niğde’ye gitti.
Eşyalar ve görevliler, tehlike tamamen geçene kadar Niğde’de kaldılar.
* * *
Bu değerli eşyalar Niğde’de 3 camiye yerleştirildi.
Camilerin etrafına nöbetçi askerler yerleştirildi.
28 Ocak 1943 günü İnönü Adana’da Churchill ile buluşmak üzere Ankara’dan trenle yola çıktı.
Tren Niğde’de durdu ve uzun süre bekledi.
İsmet Paşa tarihi eşyaları görmek üzere 3 camiyi de teftiş etti. 

 
Özellikle Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tahta iskeleyi görmek istiyordu.
Saruhan Camii’ne gitti ve Tunabek’e sordu:
‘Asker nöbetini aksatmıyor, camilere kimseyi almıyor değil mi? Gözüm arkada kalmasın’ dedi.”
İşte o çirkin iftiranın gerçek yüzü böyle.
Aradan 70 yıla yakın zaman geçmesine rağmen AKP hâlâ bu yalanı kullanıyor.
Başbakan Erdoğan bununla da kalmıyor Kurtuluş Savaşı kahramanı, Cumhuriyetin kurucusu, İkinci cumhurbaşkanı İsmet Paşa’yı Hitler’e benzetiyor.
Ve açılan davada mahkeme Erdoğan’ı “İnönü’nün böyle bir kişiye benzetilmesi, hatırasına saygısızlık teşkil ettiği gibi milleti oluşturan bireylerin de kişilik haklarını ihlal edip incitmiştir



MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...