14 Şubat 2011 Pazartesi

S A N A T





TİYATRO  TETKA
 Burhan Bursalıoğlu

12 Şubat 2011 Cumartesi akşamı Tiyatro TETKA  Ekibinin interaktif oyununa gittim. Tiyatro, Beyoğlu, İstiklal Cad. Ağa camii yanı Rumeli pasajı No: 48/4  adresinde, 55 kişilik, küçük, sade bir salon.
Seyirci ile iç içe,  ışıklandırma, gösteri  ve ses düzeni  mükemmel .  Büyük tiyatroların düzenlerinden farksız.
Oyuncular 4 kişi.

NEŞET  ERDEM:

Küçük yaşta iken, önce Bakırköy Halkevi Çocuk  tiyatrosunda, daha sonra  Gültepe Halkevi  ve Sarıyer Halk Eğitim Merkezinde amatör olarak çalıştı. 1984 de girdiği Ankara Devlet Konservatuvarı Oyunculuk Bölümünden 1988 de mezun oldu. Akabinde, Devlet Tiyatrolarında rol aldı. Yaklaşık 25 oyunda oynadı.
Konuralp Sunal ve Neşet Erdem

Neşet’in oyunculuğu yanında, oyunculuk ve diksiyon öğretmenliği, rejisörlük ve yaşam koçluğu çalışmalarına da  devam etmektedir. Bu arada yönetmenlikte yapmış olup: BİR ŞEHNAZ OYUN Gösterimi,  GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM, VATANDAŞ ARİF,  BİR  KAHRAMANIN  ÖLÜMÜ,  KAÇ  BABA  KAÇ,  HAYVANAT  BAHÇESİ, İKİNCİ CADDENİN  MAHKÜMÜ,  STRİPTİZ,  DOĞUM  GÜNÜ  PARTİSİ “  oyunlarını sahnelemiş olup, “ EKMEK TEKNESİ,  FİDAN  HANIMA  NE  OLDU “ adlı iki de reklam filmi vardır.
KOD ADI KAOS, SONBAHAR  KADINLARI adlı televizyon dizileri ve TRT nin eğitim dramalarında da  rol almıştır.
Konuralp Sunal Tutsak da

KONURALP  SUNAL:

İlk okuldan öğrencim olan Konuralp, ilk oyunculuğunu,  sınıf tiyatrosu  içinde “YEDİ CÜCE  oyununda,  oynadığı Prens  rolüyle yeteneğini göstermişti.
1983 de Sarıyer Halk Eğitiminde, ciddi olarak tiyatroya başladı.  Konuralp 1988 de Marmara Ünüversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu RD-TV  programcılığı bölümünden mezun oldu.
1984-88 yıulları arasında, bir tarafta okurken,  diğer  tarafta  Taner Barlas Mim – Tiyatro ekibi içinde oyunculuğuna devam etti.
“SANAT UZUN, HAYAT KISA,  UZUN TARAFIN KISASI, DEĞİŞİM, ÇEŞİTLEMELER  ve  KOZA  oyunlarında rol aldı.
TRT İzmir yapımı için  “İLETİŞİM “ adlı belgeselde Taner Barlas ekibiyle mim yapmıştır.
1996 – 2010  yılları arasında anlaştığı bir reklam ajansı  aracılığı ile, Ülkemizin birçok ilinde, ilçesinde, Anaokulu, İlkokul, Sağır-Dilsiz, Görmeyen, zeka ve  bedensel  özürlü çocuklarının eğitildiği okullarda, hastahanelerde 1500 üzerinde gösteriye imza attı.
TV  dizilerinin bazılarında seslendirme yapıp “EŞKİYA, İNŞAAT,  Les  Clients  D’ Avrenos “ adlı  (Türk Fransız  ortak  yapımı )  flimlerde  rol aldı. Ayrıca “ ÜÇ KİŞİYE BİR DÜNYA,  ŞEYTANIN GÖZ YAŞLARI, KADER AYIRSA BİLE  ve  BÖYLE Mİ OLACAKTI?  TV  dizilerinde de oynamıştır.
Konuralp oyunculuğunun yanında, çok sevdiği müzik sanatı alanında da amatörce çalışmalar yapmıştır. “Yeşua  Aroyo Oda Korosu ve İstanbul Avrupa Korosu’ nda   da görev yapmıştır.
Tülin ve Özlem " Kuşku" oyununda

ÖZLEM  GÜRLER:

Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Ana Sanat Dalı Oyunculuk Bölümü mezunu olup, Üniversite Halkla  ilişkiler  Bölümü, Londra  Stantor School of English Türsak Sinema Seminerlerine ve İstanbul Üniversitesi  Sanat  Psikoterapi seminerlerine katıldı.
2001 de TRT  KELOĞLAN  MASALLARI” 2003 de  AMAZONLAR  BELGESELİ  hazırladı. 2007 de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinde oyunculuk eğitmenliği, Nejat Uygur Tiyatrosunda “CİBALİ KARAKOLU, DELİYE HER GÜN BAYRAM” Kaktüs  Kabare Tiyatrosunun “ İNSANIN  İÇİ  İĞNELİ  FIÇI” Bayrampaşa Ceza Evinde “ BATAKHANE GÜZELİ  oyununda oyunculuk ve  yönetmen yardımcılığı yaptı. 2007-2008 de  İstanbul Çağdaş Sahne Tiyatrosunda “ CİNGÖZ İLE CAMGÖZ, PİNOKYO, ALAADDİN ve KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ “ çocuk oyunlarında oyunculuk ve yönetmen yardımcılığı yaptı.
2008-2009 da Akademi  Neo’da oyuncu koçluğu, oyunculuk eğitmenliği, İstanbul Akademisinde  “Beden dili ve ifade sunum”  eğitmenlik yapmıştır.  2008-2010  yılları arasında Süheyl-Behzat Uygur Tiyatrosunda   “AYKIRI İKİLİ  ve  KOMEDİ KOMEDİ  oyunlarında da oyuncu eğitmenliği yapmıştır. Ayrıca 2004 de Show TV.  de   PERÇEM ve TÜRKİYE’NİN  YILDIZLARI,  TRT  de  AYVA SARI NAR KIRMIZI” dizileri, 2005 de  “ISPANAKTAN  NAĞMELER   filmi  yarışmalarında birincilik ödüllerini almıştır.  2006 da Smart TV de  “BİL KAZAN “ yarışma sunuculuğunu, “PARA “ filmi ,“ NATURELPEN“  reklam filmi, Star  TV  İMKANSIZ AŞK  dizisi, 2007 de “CEHENNEM” kısa filmi, aynı yıl  TV için   KARAYILAN HİKAYESİ   filmini  yapmış olup,  2009-2010  da, Sky Türk TV için “FUAR TREND”  programında da sunuculuk yapmıştır.

TÜLİN  CEYLAN:

Ankara Üniversitesi  DTCF  Tiyatro Bölümü mezunudur.
ŞEYTANIN GÖZY7AŞLARI, UMUT DÜNYASI,  ve  OYUN  SEPETİ “  TV dizilerinin yazarları arasında yer almıştır.
İnternetteki  ilk  Tiyatro Sitesi olan  TİYATRONLİN “ in  ilk editörlerindendir. “ARKA BAHÇE”  adlı tiyatro oyunu  Tülin Ceylan’ın olup ödül almıştır.
Son 20 yıllık süre içinde İstanbul Devlet Tiyatrosu, İstanbul Şehir Tiyatroları ve İzmit Şehir Tiyatrosunda oyuncu, idari sorumlu ve basın sorumlusu  olarak görev almıştır
Tülin Ceylan “Yeşilay Gençlik Tiyatrosu” nun      kurucusu ve genel Sanat Yönetmenidir.  TETKA nın da kurucusu olup oyunculuk ve  seslendirme çalışmalarına da devam etmektedir
.
Yukarıda kısa özgeçmişlerini  hatırlattığım, bu tecrübeli ve yetenekli dört sanatçının kendilerini    Yirmi yılı aşkın dostluğu olan ve başta tiyatro olmak üzere, sinema, reklam, televizyonculuk, yazarlık, sunuculuk,  mim  ve  palyaçoluk  alanlarında  emek  vermiş  insanlarız .  olarak görmekteler.  
Seyirciler
          
TETKA  NASIL  BİR  TİYATRODUR?

TETKA Oyuncuları, oynayacakları oyunların konularını kendileri  belirliyor ve   yazıyorlar , rollerini dağıtıyorlar,oynuyorlar.  Oyun içinde, kurgusu korunarak doğaçlama yapılıyor. Bir yerinde  oyun durduruluyor, tartışma açılıyor. Herkes fikrini söylüyor. Oyunun konusu ters dönebiliyor. Bir sonuç çıkarılıyor. Oyuncular oyunu  son kurgusu doğrultusunda tekrar oynuyorlar. Oyun oynanırken, isteyen seyirci, kendini bir oyuncunun yerinde hissederek rolü kapıyor ve oyuna devam ediyor. Bir bakıyorsunuz, sahnede asıl oyuncuların yerinde syirci oyuncular var. İşin eğlenceli tarafı da bu. Sahnede dram oynanırken  oyun komediye dönmüş. 
İşte TETKA nın amacı bu.
YAZARIZ,
                OYNARIZ,
                               YÖNETİRİZ,
SEYİRCİYLE BİRLİKTE  EYLERİZ
OYUNDUR  TİYATRONUN  TEMELİ,
                SAHNE  BAHANE.
Seyirciler kelime oyununda

O Y U N L A R

Tiyatro “Labirent” le başladı. Seyircilerden çağrılan 6-7 kişi  sanal bir labirentten geçmeleri istendi. Sıra ile vücut  dillerini kullanan  labirentzedeler hayali, dar, alçak mahzenlerden, kimi eğilerek, kimi yan dönerek, kimi  sağa sola bükülerek, kimi de yerde sürünerek  geçtiler.

İkinci  oyun taklitti. Aynı kişilere takviye yapılıp karşılıklı sıralandılar. Grubun biri ayna oldu. Aynalara, karşıdakilerin her hareketini taklit etme  görevi verildi. Bir müddet sonra roller değiştirildi.

Üçüncü oyuın bir nevi Genel Kültür oyunu idi. Daire şeklini alan seyircizadelere sıra ile birer kelime  söyleniyor, onun hakkında konuşma yapılıyor.  Örneğin  Savaş, Aşk, Yalnızlık,  Kuşku, Tecavüz,  Ölü,  Ana, Yağmur, Tiyatro, Aldatma, İstanbul “ gibi.

Birinci perdede,  TUTSAK”  oyununu Konuralp Sunal sundu. Sessiz, sadece vücut hareketleriyle, tutsağın  yaşamı    başarılı bir biçimde ifade etti.
Konuralp ve Tülin Kuşku oyununda

Diğer gösteri “KUŞKU “ adını taşıyordu.  İnternette 6 aydır görüştüğü biriyle buluşmak için verilen randöviye gitmeye çalışan genç kız , ablası yaşındaki arkadaşı tarafından engellenmeye çalışılıyor. Resmini görmediği, ne iş yapığını bilmediği adamın kötü niyetli olabileceğini anlatarak gitmemesini  tavsiye eder. Genç kız karşı kor, sonuçta kızın yerine  arkadaşının   gitmesine karar verirler. Öbür tarafta damat adayında da böyle konuşmalar olur. Tanımadığı kızın kim bilir ne amaçla randöviye  geleceği, ne şeytanlık düşündüğünü bilmediklerini, bir tuzak olabileceğini  söyleyen arkadaşına karşı çıkan damat sonunda arkadaşının teklifine evet der ve kendi yerine arkadaşının gitmesine karar verirler.
İki, yedek, sahte  gelin ve damat buluşurlar, ama ikiside  birbirlerinden kuşkulanırlar ve birbirlerine soğuk davranıp kırıcı sözler söylerler. Oyunun ortasında seyircilerle tartışma başlatılır. Konuşmalar ışığında oyun yeniden başlatılır.
Perdenin bu bölümünde, Konuralp “Adacıklar “ adlı oyuna İnsanlar böyle işte… Kendilerini  küçük dünyalarına kapatmışlar. Birer adacık onlar. Denizin ortasında parça parça, Ne denizin ne birbirlerinin farkındalar… diye başlatıp devam  etti. 
Konuralp ve Neşet "Yalnızlık " oyununda

Son oyun yalnızlık üzerine kurulmuştu.

İki yalnız adam. Biri yalnızlıktan dolayı intiharı düşünen, diğeri, yalnızlıktan şikayet etmeyen , bilakis mutlu olan birisi. Oyun bir yerde dondurularak, seyircinin düşünceleri   isteniyor. Yalnizlık nedir? Yalnızlık intiharı getirir mi? Kimler yalnız kalır?  Gibi sorulara seyirciler tarafından verilen çeşitli cevaplar karşısında oyun yeniden başlatılır. Sona doğru oyundaki  şahıslar ın yerlerini seyirci oyucuları alır ve dram komediye döner, hatta aşk başlar.

SONUÇ: 
Oyun bittiğinde herkes mutlu görünüyordu.  Hemen hemen herkes konuştu veya rol aldı. İçinde saklı kalan duygularını, yeteneklerini açığa çıkardılar. Büyük tiyatrolardaki ciddiyetten uzak, iç içe, oyuncularla samimi diyaloğlar oluştu  TETKA  da.
Ben çok sevdim. Sizde giderseniz seveceksiniz. Araştırın, karar verin ve gidin.
Sitenin adresini veriyorum:    www.oyunculartiyatrokahve.com
Mail Adresi:    tetkatiyatro@gmail.com
Telefon:    0212 245 13 14
Hoşca kalın.

10 Şubat 2011 Perşembe

KAHRAMAN KADINLARIMIZ


Mücahide Hatice Hanım
 Burhan  Bursalıoğlu
 
Türkiye’yi cephe cephe dolaştı
Anafartalar’da 56. fırkada mücadele eden Hatice Hanım’ı herkes erkek zannediyordu. Çünkü, tanınmamak ve savaş dışında kalmamak için erkek ismi kullanarak, kendisinin Ahmet ismiyle çağrılmasını istemişti. Anafartalar’dan sonra diğer muharebelere de katılan Hatice Hanım, İzmir’de Yunanlılara esir düşer. Buradan Manisa’ya kaçan ve Bandırma üzerinden İstanbul’a geçen kadın asker, buradan sonra da İnönü Muharebeleri’ne katılır. Kurtuluş Savaşı boyunca pek çok cephede boy gösteren Hatice Hanım, Kütahya cephesinde, Çay ve Dumanlı Pınar muharebelerinde de bulunmuştur.
Mücahit Hatice Hanım


`Mücahide Hatice Hanım``la yapılan bir röportaj da, . Mücahide Hatice Hanım``, o günleri şöyle anlatıyor: ``Adım Ahmet`ti. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla 9 yerimden yaralandım. Milli muharebemize gönüllü eşlik ettim. İzmir işgal altındayken İzmir`deydim. Mösyöler Yunanlılarla birlikte kışlamıza hücum ettiler. Yaralanan askerlerimizi İzmir Gureba Hastanesine yetiştiriyordum. Beraberimizde hastabakıcı hanımlar da vardı.`

` Zeynep Mido Çavuş 

Kosova’nın gönüllü kahramanı.
Osmanlı’nın verdiği savaşta sadece Türkiye sınırları içindeki kadınlar rol almadı. Bunun dışında da eski Osmanlı topraklarından gelerek savaşa katılan kadınlar olmuştu. Kosova’dan gelerek gönüllü olarak Çanakkale savaşında bulunan Zeynep Mido Çavuş, bunlardan biridir. Ailesi Kosova’da bulunan ve savaşa katılmak üzere tek başına gelen Zeynep Çavuş’un şehit düştüğü ve İzmit’te heykelinin olduğu iddia ediliyor.
``...15 Ağustos 1915 Pazar günü savaşa katıldık ve büyük tepeyi ele geçirme görevi aldık. Bu arada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermilerinin yarı sıra pusuda ateş eden keskin nişancı kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi. Burada pusuya yatıp çarpışan keskin nişancıların çoğu kadın veya kız. Kendilerini yeşile boyayıp bodur çalılar ve bitkilerle uyum sağlamışlar.``


, Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde yer alan çok sayıda belge arasında bulunan Avustralyalı Piyade er J.C. Davies`in annesine yazdığı bir mektupta da cephede savaşan kadınlarla ilgili şunların yazıldığı belirtiliyor: ``Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü, keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir kızdı. Ölü olarak ele geçirdiğimizde yanında başka bir Türk`ün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde 52 kurşun yarası vardı.``

7 Şubat 2011 Pazartesi

BİRAZ DA GÜLELİM


 GÜLMEK GIDA DIR
 Burhan Bursalıoğlu
İşte Aradığım  Kız
 
İlk yemeğe çıkışımızda cep telefonu çaldı. Elini çantasına attı. Kurcaladı,  kurcaladı.Telefon uzun uzun çalmaya devam  ediyordu. Bir türlü bulamadı.
Sonra o güzel cümle döküldü dudaklarından:
'Evde mi bıraktım acaba?'
"İşte o an  aradığım kız bu" dedim.


Pişmanlık

Bilinçli tüketim, bilinçli üretimle olur 18.000 TL kredi kartı borcum  olduğunu öğrenen babamın ilk tepkisi;
'Keşke korunsaydım' oldu.

Altıncı his

6. His filmini izledin mi  ? dedim. “Hayır ama çok övdüler” dedi.
Bende filmin CD'si var, istersen vereyim izle, ben de çok beğendim” dedim.
Şimdi izlersem bir şey anlamam, ilk 5 tanesini izlemem lazım önce “dedi.
Sustum.Gülmedim  bile. Artık görüşmüyoruz.

 Öncelik

Evlenmeyi düşündüğü erkek arkadaşının 'benden önce biriyle oldun mu?' sorusuna,
 'buraya gelmeden önce mi?' cevabını vererek evlilik umutlarını magmalara atan hatunun gerçek sarışın olduğunu söylememe bilmem gerek kaldı  mı?


Suyu

Geçenlerde köyde komşunun evinin önünden geçiyordum.

Yaşlı amca hanımına şöyle dedi: 'Hanım suyu ısıt; olursa olur olmazsa çay demleriz.'
Hala  gülmekteyim.

Maalesef  Kaybettik

Aniden fenalaşan annelerini apar topar hastanenin acil servisine taşıyan, ancak yarım saat sonra doktorun 'maalesef annenizi kaybettik' demesiyle annelerinin öldüğünü öğrenemeyen(!)
bunun yerine 'ulan nasıl kaybedersiniz  koca kadını daha demin buradaydı!' deyip doktoru bir güzel döven komşularım var duyurulur...



 Ramazan geldi
Her zaman canım, aşkım diyen kocacığım Ramazan geleli beri,orucu bozulmasın diye bana 'kanka' diyor ya..

Danger

Önümüzde ilerleyen tankerin üzerindeki 'DANGER' yazısını görüp de
'Allah'ın akıllısı, tanker yazacağına danger yazmış' diyen ve arkasından kahkahalarla gülen teyzemi nerelere göndersem acaba?
 
Kıbleye çevirin

Bu zamana kadar hiçbir şeyi alkışlatamamıştım kısmet bugüneymiş.

Lütfen o  büyük alkışlarınız pilota 'Uçağı kıbleye çevirin, namaz kılacağım' diyen gurbetçi vatandaşımıza gelsin. Haberi gördüğümde ben öyle yaptım da.  

 Efendi Çocuklar
Lütfen bir alkış da benim anneme zira kendisi geçen gün televizyonda  zap  yaparken, Aydın ve Fatih Ürek'i görünce, 'Ben bunları çok  severim, mankenlerle falan dedikoduları çıkmıyor, terbiyeli çocuklar' dedi.  

 İndirdik
Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık  indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi:
'Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz.'

Takabilir

 
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen  şöyle dedi:
'Gelin hanım köşede, isteyen takabilir.'


Malum  Kadınlar!
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken;
- 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or..pu var Tamam' diye bir telsiz   anonsu gelmiş.
Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer  ucundaki memura;
- 'Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız' diye fırça atmış.
On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş.
- 'Komiserim malum kadınlar or...pu degilmiş Tamam'


Pilli  Balık

Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp  çırpınan balıklara bakıp;
-
'Bunlar taze mi?' diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı:
- 'Yok abla, pil takıp oynatıyoruz'

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...