18 Kasım 2011 Cuma

GÜNCEL

İKİ  KONU

Buırhan Bursalıoğlu

Farkında mısın bilmiyorum, son zamanda  sürpriz olaylara şahit oluyoruz.
Sizinde dikkatinizi çektiğine inandığım bu haber ve oluşumlara kısa kısa değinip, birkaç cümle ile de yorumlayacağım.
ŞİKE  İLE İLGİLİ  GELİŞME
Birkaç aydır Türkiye, hatta tüm dünya’nın spor severleri şike iddialarıyla çalkalanıyor.
Fenerbahçe ve Sivas Spor kulübünün başkanları, şike yaptıkları iddiası nedeniyle tutklandılar. Ayrıca tutuklananların içinde  Beşiktaş, Sivas, Eskişehir  Karabük ve Fenerbahçeden yönetici, teknik direktör ve futbolcular da bulunmaktadır.
Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım

Bunların tutuklanmasına vesile olan, henüz daha bir yaşına basmamış, büyük bir heyecanla ve tüm spor  camiasının onayını alarak TBMM de kabul edilen, teşvik ve şike yasasıdır.  Sahalarda ve saha dışında olan nahoş olayları azaltma amaçlı bu yasa şimdi  değiştiriliyor.
Neden?
Alkışlarla yürürlüğe giren  yasa gereği birçok insan içerde. İçerde olanların bir kısmı da sürpriz.
Şike iddiasıyla Fenerbahçe ve Sivas spor başkanları içerde çok kalınca, bunların bir an evvel dışarı çıkmaları için yasayı değiştirmek gerekiyor.  Yasanın ceza maddeleri hafifletilmeli. Taban 5 yıldan 1 yıla, tavan 12 yıldan 5 yıla indirilince, sanıklar,ağır cezadan da kurtulmuş olup tahliye edilebilirler.
Düşünce bu. 
Sivaspor Başkanı

Ben şöyle düşünüyorum, sayın başkanlar dışarda olmuş olsalardı, yasanın bu maddelerini değiştirmek akıllarına gelir miydi acaba?
İkinci huısus;  aslında  ben bu olaya karşı değilim Ama, değişik suç isnatlarından içerde yatan yüzlerce  general, subay, yazar, brokrat ve vatandaş var.  Çokluktan ötürü tutuklular başka başka yerlere nakledilmektedir. Bunlar için neden hafifletici  ve tahliye edici maddelere yer verecek  değişiklikler yapılmaz.? Adaletse herkese adalet olmalı.
Sonradan, “Geç gelen adalet adalet değildir” diye kaybolan  yıllara yanmayalım.

DAVETİYE  SKANDALI

Türkiye Devletinin yaşı 91. Bu güne kadar Osmanlı İmparatorluğu Padişahlarından, Kanuni, Fatih, Yavuz’ un dışındakiler hakkında özel toplantı veya anma  yapıldığına şahit olmadım. Çünkü ollar anmayı, öğünmeyi  hak ediyortlar
2011 yılının içinde bulunuyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı “DEDEM” dediği 1. Abdulmecid için anma  programı düzenletiyor. 

Yapan neresi? TBMM Başkanlığı. Nerede:  Atatürk’ün çalışma ve son nefesini verdiği yerde. Ne zaman? 17 Kasım 2011. Kaç gün: 3 gün .
 17 Kasım neyi hatırlatıyor?
Vahdettin. Halife-i Müslimin  imzasıyla,   Osmanlının son padişahı Vahdettin, İstanbul işgal orduları komutanı General Haıington’a, yukardaki imzalı dilekçeyle  hayatının tehlikede olduğunu beyan ederek, İngiltere’ye sığınma izni istiyor.  17 Kasım 1922  sabahı, Vahdettinin  tüm efradı bir ingiliz gemisiyle  İstanbul’dan ayrılıyor.
Çocukları, torunlar oluyor, kimisi  yıllar sonra  geri dönüyor kimisi Avrupada kalıyor.
Buraya kadarı  geçmişi hatırlama bakımından   bilgi .





Son bir haftadır basında, internette ve medyada 2 davetiye karşılaştırılıyor ve tartışma yaşanıyor.
Davetiyelerden birisi, 10 Kasım Atatütk’ün ölümünün 73. Yılı anma programı davetiyesi. A-4 kağıdına, TBMM Başkanı Cemil Çiçek imzalı  Atatürk’ü anma  davetiyesi. Diğeri;  parlak renkli, kenarları yaldızlı, ön kapakta Abdulmecit’in resmi, iç kısımda tuğraları, karşıda da davet yazısını kapsayan  kapaklı davetiye.
Bu iki davetiye arasında, özenme bakımından okadar fark var ki, her ikisinin altında aynı kişinin, TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK’ in imzasının bulunması ve bunu farketmemesi   nedeniyle  Sayın Çiçek’i   kınıyorum. Daha doğrusu yakıştıramıyorum. Bu konuda nekadar kendini müdafaa etse de  kimse inanmaz ve affetmez.
Çünkü bu olay, bilerek veya bilmeyerek, Atatürk’ ü Abdulmecit karşısında küçük düşürmektir.

Dün başlayan anma toplantısı neden Dolmabahçe  Sarayında yapılıyor?  Dünyanın başkanları geliyor, konferanslar, toplantılar, Uluslar arası  kongreler büyük, şaşaalı otellerde yapılıyor. Bu anma toplantısı da oralarda yapılamaz mıydı?
Bir başka dikkati çeken: Abdulmecit Sayın Başbakan’ın dedesi ise herkesin yaptığı gibi O da evinde veya bir camide  anma  yapamaz mıydı?
Bütün bu hafıza karıştıran  gelişmelerin yorumlarını  Size bırakıyorum.

14 Kasım 2011 Pazartesi

GENEL KURALLAR


Rakı Nasıl İçilir?

 Düğünde- eğlencede, evde- meyhanede, lokantada- çadırda,  kederde- sevinçte, kavgada- barışta, içerde- dışarda,  soğukta- sıcakta, dağda- ovada, kentte- yaylada, yerde- havada zevk için içilen tek içki rakıdır. Rakı, kımızdan sonra Türkler tarafından  yapılan keyf veren bir içkidir.
Bana kızanlar olacak." Her dert bitti de yine rakıdan mı bahsediyorsun" diyenler olacak.  Rakıyı kadınlar da dahil, gençler ve yaşlılarımızda dahil olmak üzere, nüfusumuzun hemen hemen yarısı içmektedir. Ama bu adabıyla içilirse   ne kendine ne de etrafına zararı olmaz. Toplulukta kurallara uyuluyorsa evde veya yalnızken içilirken de kurallara uymak gerekir. O zaman hiçkimse bana      " yine rakıdan mı bahsediyorsun" demez. 
Aşağıya 100 madde  halinde rakı içerken yapmayacağımız ve yapacağımız, yani uyacağımız bazı kuralları yazacağım. Böylece yanlış bildiklerimizinde gerçeğini öğrenmiş  oluruz.
 Burhan Bursalıoğlu


1. Sarhoş olunmaz.
2. Masada konuşulan masada kalır. Kayıt, not tutulmaz. 
3. Fotoğraf çekilmez. Dışarıdan çekene kızılmaz.
4. Telefonla konuşulmaz. Çalarsa açılır,  “Rakı içiyorum” denir, kapatılır. 
5. GSM'le oynanmaz: Sofra iPhone, Blackberry tanımaz.
6. Muhabbet esnasında biçem, izlek, imgelem gibi kelimeler kullanılmaz. 
7. Kadınlar ruju  silip oturur: Rakı bardağında ruj izi olmaz.
8. Düzgün konuşulur, lüzumsuz şirin olunmaz. 
9. Rakıda hızlı gidene karışılır, yavaş düşene karışılmaz.
10. Argo konuşulur, küfür edilmez. 
11. “Hey!”, “hişt!”, “pişt!” gibi ünlemler kullanılmaz.
12. Memleketi herkes meşrebine göre kurtarır karışılmaz. 
13. Yemek yenilmez.
14. Meze tırtıklanır, karın doyurulmaz. 
15. Şalgam suyu, soda, ayran, çay yanına konabilir, içine konmaz.
16. Kafaya vurup “lölölö!” demek gibi  zevzek şakalar yapılmaz. 
17. Masada kitap, dergi, hele laptop asla bulunmaz.
18. Zeki Müren de, Giuseppe Verdi de dinlenir;  
19. Varsa müzik duyulacak kadar açılır  bağırtılmaz.
20. Hüzün de neşe de eksik olmaz. 
21. Masada ağlanmaz.
22. Ağlayan  çıkarsa konu değiştirilir, avutulmaz.  
23. Yüksek sesle şarkı söylenmez.
24. Şarkı mırıldanırken el kol hareketleriyle desteklenmez. 
25. El kol fazla hareket etmez.
26. Tartışılır, kalp kırılmaz. 
27. Herkes konuşur, monolog olmaz.
28. Aynı anda konuşulmaz, söz kesilmez. 
29. Masaya sigara dumanı üflenmez.
30. Bir rakı içilirken başka marka övülmez
31. Rakı masasında sessizlik olmaz.
32. Zırt pırt tuvalete gidilmez . 
33. Masada yellenilmez.
34. Masada geğirilmez. 
35. Masaya müzisyen alınmaz.
36. Azıcık uçulabilir ama yalan dolan olmaz. 
37. Yüksek sesle konuşulmaz.
38. Kazak pantolonun içine sokulmaz. 
39. Çıplak, yarı çıplak durulmaz.
40. Şiir konuşulur, şiir okunmaz
41. Rakı içilirken başka içki içilmez.
42. Yolluk bir teki aşmaz. 
43. Yolluk alınmışsa cila çekilmez.
44. Biradan başka cila olmaz. 
45. Cila birası bir küçüğü geçmez.
46. Rakı sonrası kahve, şekerli içilmez. 
47. Kahve içilirken höpürdetilmez.
48. Rakı yalnız içilmez. 
49. Rakı masası 4-5 kişiyi geçmez.


50. Garsona adı dışında bir şeyle seslenilmez. 
51. Garsona rakı doldurtulmaz.
52. Balkon sofrasında içmeyen çalıştırılmaz. 
53. Sıcaksa buz konabilir, buz erimeden içilmez.
54. Rakıdan önce su, sudan önce buz konmaz. 
55. Rakı sek içilmez.
56. Rakıcı ota çöpe öpüşmez ,habire takdir etmez. 
57. İçerken serçe parmak havaya kaldırılmaz.
58. Rakı hızlı içilmez. 
59. Rakı fondip yapılmaz.
60. Kerahet vaktinden önce rakı içilmez
61. Büyük konuşanla rakı içilmez.
62. Çok konuşanla rakı içilmez. 
63. Sessiz duranla rakı içilmez.
64. Şakadan anlamayanla  rakı içilmez. 
65. Büyük yudumlarla rakı içilmez.
66. Rakı sofrasında iş dedikodusu yapılır,  iş konuşulmaz. 
67. Küllüğe limon kabuğu, zeytin çekirdeği konmaz.
68. Tabağa, kâseye sigara söndürülmez
69. Zırt pırt kadeh tokuşturulmaz.
70. Konuşurken rakı masasına vurulmaz. 
71. Bardak boş bekletilmez.
72. Masanın her bir köşesi meze ile doldurulmaz. 
73. Ağız şapırdatılmaz.
74. Çatal kaşık dişe değdirilmez. 
75. Burun karıştırılmaz.


76. İzinsiz masadan tuvalete dahi kalkılmaz. 
77. Şerefe vb. yeterlidir, kadeh tokuştururken yaratıcı olunmaz.
78. Garsona balık ayıklatılmaz. 
79. Garsonun sırtına vurulmaz.
80. Personele hatır sormadan meyhanede oturulmaz.
81. Sofraya erken ya da geç gelinmez. 
82. Rakı buzdolabının en alt rafından yukarı çıkarılmaz.
83. İçi görünmeyen kadehte rakı içilmez
84. Masada farklı kadehler olmaz.
85. Masada farklı markalar olmaz. 
86. Yerken ağız doldurulmaz.
87. Ağızda lokma varken konuşulmaz. 
88. Boğaza, yeleğe peçete takılmaz, dize peçete konmaz.
89. Konuşurken çatal bıçak sallanmaz. 
90. Hiçbir durumda ve fikirde ısrar edilmez.
91. Racon kesilmez. 
92. Ukalalık, kıskançlık kaldırmaz.
93. Rakı sofrası süslenmez. 
94. Loş meyhanede içilmez.
95. Yan masanın muhabbeti dinlenmez. 
96. Başka masaya uzun bakılmaz.
97. Masadan kopuk muhabbet edilmez. 
98. Çiftler el ele tutuşmaz, oynaşmaz.
99. Sallanan masada içilir, sallanan insanla içilmez.
100. Bunlar kendiliğinden olur, kasarak yapılmaz.

11 Kasım 2011 Cuma

KİŞİSEL GELİŞME

KİŞİSEL GELİŞME, TOPLUMSAL GELİŞ !!!

Kitabı bitirmeden aklına gelebilecek son şeyi de cevaplayayım. Madem ben bir toplum savaşçısıyım, neden bu yazdıklarımı dağıtmıyorum da kitap olarak satışa sunuyorum. Çünkü maalesef yakın çevremdeki birçok insan da benim yanlış düşündüğümü düşünüyor ve dolayısı ile bu kitabın onlara hiçbir faydası olmayacak. Kitap olarak yayılırsa tanımadığım insanların eline ulaşma ihtimali çok fazla. Zaten okuyanların çoğu da deli diyeceği için tahminen kitabın basılması için harcadığım parayı bile kazanamayacağım. Ve insanlar tarafından mükemmeliyetçi olarak damgalanmış ve benim gibi milyonlardan biri olarak kimse dinlemiyor bari düşüncelerimi yazıya dökeyim de aynı insanlar   sonra arkamdan konuştuklarında bari arkamda bu eser kalsın dedim. Bir kişinin fikrini çelsem yeter bana.

Şimdi kitabın bu son bölümünde, hem toplumsal, toplumsal olduğu için hem de kişisel gelişimle ilgili beni çok etkilemiş sözleri ve yazıları aktarayım sizlere. Belki acık etkiler sizi de toplum için düşünmeye  sevk eder.

ŞEREFLE BİTİRİLMESİ GEREKEN EN ÖNEMLİ GÖREV HAYATTIR !
BU NEDENLE;
BİR LOKMA EKMEK İÇİN ŞEREFİNİ AYAKLAR ALTINA ALMAYA,
BİR ANLIK ZEVK İÇİN NAMUSUNU   LEKELEMEYE,
BİR ZAMANLIK MEVKİİ İÇİN EL AYAK ÖPMEYE,
GÜNLÜK MENFAATLER İÇİN FAZİLETİNİ KARARTMAYA
DEĞMEZ…
  
KARANLIK  AYDINLIKTAN  KAÇAR
YALAN  DOĞRUDAN  KAÇAR
GÜNEŞ YALNIZ DA OLSA ETRAFA IŞIK SAÇAR
DOĞRULARIN KADERİDİR YALNIZLIK.
UNUTMA
KARGALAR SÜRÜYLE, AMA  KARTALLAR YALNIZ UÇAR !
  
GÜNLERİNİ SAY, SERVETİNİ SAY, BÜYİKLERİNİ SAY AMA YERİNDE SAYMA
EŞİNİ BEĞEN, İŞİNİ BEĞEN, AŞINI BEĞEN AMA KENDİNİ BEĞENME
EMEK VER, KULAK VER, BİLGİ VER AMA HİÇ BİR ZAMAN BOŞVERME
FİDAN BÜYÜT, GARİP DOYUR, ÇOCUK BESLE AMA KİN BESLEME
SATICI OL, ALICI OL, KALICI OL, BULUCU OL AMA BÖLÜCÜ OLMA
DAVET ET, HAYRET ET, AFFET, TÖVBE ET AMA İHANET ETME
PARANI VER, SELAM VER, CANINI VER AMA SIRRINI VERME
ELİNİ AÇ, GÖZÜNÜ AÇ, KAPINI AÇ AMA AĞZINI AÇMA
RAKİBİNİ GEÇ, SINIFINI GEÇ AMA GÜLÜP GEÇME
EV AL, ARABA AL, ABDEST AL AMA BEDDUA ALMA
ZULMÜ DEVİR, NEFSİ DEVİR AMA CAN DEVİRME
YAKLAŞ, KONUŞ, TANIŞ AMA UZAKLAŞMA
SESLEN, USLAN AMA YASLANMA
DOĞRUL, DEVRİL AMA EĞRİLME
İTİL, ATIL AMA SATILMA
  
EMANETE İHANET ETMEYİN
BÜYÜĞÜNÜZE EMRETMEYİN
BOŞ  ŞEYLERDE  ISAR  ETMEYİN
CAHİLLERLE  SOHBET  ETMEYİN
NEFESİNİZİ  BOŞA  TÜKETMEYİN
İNSANLARI  BEKLETMEYİN
ETRAFINIZI  KİRLETMEYİN
HAYATINIZI  MAHVETMEYİN
KİMSEYE  MİNNET  ETMEYİN
İNSANLARI  YÜZÜNE  KARŞI  METHETMEYİN
KİMSEYE  KÜFRETMEYİN
KÖTÜLÜĞE  MEYLETMEYİN
MALINIZI  BOŞA  SARFETMEYİN
SIRRINIZI  AÇIK  ETMEYİN
HERŞEYİ  MERAK  ETMEYİN
SUÇUNUZU  İNKAR  ETMEYİN
ŞEREFİNİZİ  KAYBETMEYİN
VATANINIZI  TERKETMEYİN

İYİLİĞE  NİYET  EDİN
BÜYÜKLERE  HÜRMET  EDİN
SIKINTIYA  SABREDİN
AZA  KANAAT  EDİN
BİLDİĞİNİZLE  AMEL  EDİN
HATANIZI  KABUL  EDİN
YARAMAZ  İSE  DEF  EDİN
VARKEN  TASARRUF  EDİN
ALİMLERLE  SOHBET  EDİN
NEFSİNİZLE  İNAT  EDİN
SOFRANIZA  DAVET  EDİN
ZARARLIYSA  MEN  EDİN
SEVİYORSANIZ  İFADE  EDİN
KALPLERİ  FETHEDİN
MİSAFİRE  İKRAM  EDİN
MUHTACA  YARDIM  EDİN
BİLSENİZDE  İSTİŞARE  EDİN
TEHLİKEYE  DİKKAT  EDİN
HAKKI  TESLİM  EDİN
UNUTACAKSANIZ  KAYDEDİN
ESİRGEMEYİN  LÜTFEDİN
GARİPLERE  MERHAMET  EDİN
KAZANMAYA  GAYRET  EDİN
BAŞARIYI  TAKDİR  EDİN
MAZERETİ  KABUL  EDİN
HER AN  TEVEKKÜL  EDİN
HASTALARI  ZİYARET  EDİN
ÇOCUĞUNUZU  TERBİYE  EDİN
HERKESE  TEBESSÜM  EDİN
GÜVENSENİZ  DE  KONTROL  EDİN
İNANMAYANA  İSPAT  EDİN
FAKİRLERİ  GÖZETİN, HAYIR  İÇİN  SARFEDİN
  
HEPSİ   BİRBİRİNDEN  BETER  OLAN  MEŞHUR  YEDİ  GÜHANTAN  UZAK  DUR:
ÖFKE, AÇGÖZLÜLÜK, KISKANÇLIK, OBURLUK, ŞEHVET, GURUR, TEMBELLİK
 ZAMANINI VE SÖZLERİNİ İYİ KULLAN ! İKİSİ DE GERİ ALINMAZ.
  MÜKEMMELİN PEŞİNDE KOŞ, KUSURSUZUN DEĞİL !
  BÜTÜN CANLILARA SAYGI DUY.
  ZEKANI EĞLENDİRMEK İÇİN KULLAN, BAŞKALARIYLA EĞLENMEK İÇİN DEĞİL !
ÖYLE BİR HAYATIN OLSUN Kİ, ÇOCUKLARIN HAKKANİYET VE DÜRÜSTLÜĞÜ DÜŞÜNDÜKLERİNDE SENİ HATIRLASINLAR
  SADECE KENDİNE VEYA AİLENE KARŞI DEĞİL, TÜM EVRENE KARŞI SORUMLUSUN !
 EĞER
 Etrafında herkes şaşkına dönmüş, yollarını şaşırmış ve bundan seni sorumlu tutarken, sen kendi tuttuğun yoldan ayrılmaz ve başını dik tutabilirsen,
Eğer beklemeyi bilir ve beklemekten yorulmazsan,
Başkaları seni aldatırken sen yalanla iş görmezsen,
Onlar senden nefret ederken sen nefret etmeğe yanaşmazsan ve bütün bunlara rağmen fazlası ise iyi görünmez ve fazlası ile hakimane konuşmazsan,
Rüya görebilirsen fakat rüyalarının esiri olmazsan,
Düşünebilirsen, fakat düşüncelerini hayatinin esas gayesi saymazsan,
Eğer zafer ve yenilgi ile karsılaşabilir ve bu iki boş şeye karşı ayni şekilde kayıtsızca hareket edebilirsen,
Söylediğin gerçeklerin reziller tarafından akılsızları aldatmak için değiştirilerek kullanıldığını işitmeye tahammül edebilirsen,
Yapmak için bütün hayatini verdiğin şeylerin bir an içinde yıkıldığını görür ve tekrar eğilir, yorgun vücudun ve yıpranmış aletlerinle onları yeniden yapabilirsen,
Hayatta elde ettiğin bütün kazanç ve başarıları bir yığın yapar ve hepsini bir yazı-tura bahsi için feda edebilirsen, ve kaybeder, sonra da baştan başlayabilirsen, ve bütün talihsizlikleri unutup kimseye bundan bahsetmezsen,
Eğer kalbin, sinirlerin ve kasların bitmiş, içinde yalnız dayan diyen iradenden başka bir şey kalmamışsa, ve sen onları tekrar çalıştırabilirsen,
Krallarla gezer, sağduyunu elden bırakmazsan,
Herkesle konuşabilir, fakat faziletini muhafaza edebilirsen,
Ne düşmanların ne de dostların seni incitebilirse,
Herkes sana güvenir, fakat bu güven sonsuz olmazsa,
Eğer sen ömrünün her saatine tam 60 dakikalık değer verebilmişsen,

İŞTE O ZAMAN İÇİNDEKİLERLE BERABER BÜTÜN DÜNYA SENİN OLUR,
HATTA BUNDAN DA ÜSTÜN, SEN BİR İNSAN OLURSUN OĞLUM.
                                                                                     Rudyard KIPPLING

 YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Mevlana Celaleddin-i Rumi

Büyük olmak için:
Hiç kimseye iltifat etmeyeceksin,
Hiç kimseyi aldatmayacaksın,
Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin,
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır,
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.
Fakat sen buna karşı direneceksin.
Önüne sonsuz engellerde yığacaklardır.
Kendini büyük değil; küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak.
Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bundan sonra da sana büyük derlerse...
Bunu söyleyenlere güleceksin ”

Mustafa Kemal ATATÜRK

 Dünyada her  mİllet ,  İcraatina tahammÜl ettİĞİ  hÜkÜmetİn mesulİyetİne ortak sayilir.
                                                 M.KEMAL  ATATÜRK

 Benim ağzım pek yandı, amaN siz dikkat edin,
Yalnız layık olan adama hürmet edin,
Haddini kim bilmezse ona hakaret edin,
Ele alçak durmayın, onu hakikat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

İnsanların kimisi uyuz köpek gibidir,
Kimisi ayı gibi, kimi eşek gibidir,
Tilkiye doğru olmak, hakka sövmek gibidir,
Namerdi okşamayın, onu bir tokat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Pehpehler, pohpohlarla çok itleri at yaptık,
Uçurduk da göklere alkıştan kanat yaptık,
Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık,
Üstüne çul vursanız, it onu kanat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

İşini uyduranlar tilki gibi kurnazdır,
Silahı hep yalandır, zekası gayet azdır,
Yalanını tutsanız, fayda yok utanmazdır,
Yüzüne tükürseniz, onu kalafat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Gösterme karda gez de kimseye izlerini,
Kıymet bilmeyenlere arz etme cevherini,
Varlığını belli et, açmadan her yerini,
Bir hamal kayığını sarhoş bilmez, yat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Sözü yerinde söyle, demiri tavında döv,
Öveceğin adamı iyi tart da öyle öv,
Söveceğin adamın yüzüne tükür de söv,
Yüzüne tükürmezsen onu iltifat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Namdar Rahmi Karatay


KİŞİ KAMİL OLDU MU ÜSTAD MERTEBESİNDE; ONA İNSAN ÜSTÜ DEĞER VERECEKSİN
BAKTIN Kİ TAVRI DEĞİŞTİ SIRTINA SEMER VURUP “DEH” DİYECEKSİN…

 İçgüdüleri  ile  hareket eden insanlar güdülmeye mahkûmdurlar !

 AyarıYla oynadığın kantar, gün gelir seni de yanlış tartar !
  
KARAKTER ZEKADAN DAHA YÜKSEK BİR YERDEDİR.

 NEVER TAKE FROM CREATION’ S BEAUTY MORE THAN YOU GİVE !  (Kızılderili atasözü.
Türkçe : Hiçbir zaman yaratılışın güzelliğinden; ona verdiğinden daha fazlasını alma)
  
ONLY WHEN THE LAST TREE HAS BEEN CUT DOWN
ONLY WHEN THE FISH HAS BEEN CAUGHT
ONLY WHEN THE LAST RIVER HAS BEEN POISONED
ONLY THEN YOU WILL UNDERSTAND THAT MONEY CANNOT BE EATEN !

(Kızılderili atasözü. Türkçe :

Sadece son ağaç kesildikten sonra
Sadece son balık yakalandıktan sonra
Sadece son nehir zehirlendikten sonra
Ancak o zaman paranın yenmeyeceğini anlayacaksın.)

B İ T T İ

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...