Kore Savaşının Kahraman Türk Tugayı
Burhan Bursalıoğlu
1950 tarihinden sonra doğan çocuklar, Kore savaşını ve orada kahramanca kazanılan Kunuri Meydan savaşını bilmezler. Sadece kitaplardan, kısa başlıklarla bilgilendirilmişlerdir. Bu amaçla, belkide unutulmuş olan o savaşta Türk Askerinin gösterdiği ve Kore savaşının kaderini tayın eden Kunuri Meydan savaşının hatırlanması maksadıyla kaleme aldım.
Kore Savaşı bundan 59 sene önce, 25 Haziran 1950′de Sovyet desteğini arkasına alan Kuzey Kore’nin 38.nci paraleli geçerek Güney Kore’yi işgale girişmesiyle başlamıştı. Fakat kısa sürede Amerika önderliğindeki BM ülkelerinin ve Çin’in de içine gireceği büyük bir savaşa dönüşmüştü. BM üyesi olan Türkiye ise yapılan çağrıya en erken şekilde cevap verip, 5,000 kişilik bir tugay ile savaşa katılmıştı.
1953′e kadar süren savaş sonunda iki tarafında hiçbir kazancı olmadı. Kore tam bir yıkıma uğradı. Üç milyon insan hayatını kaybetti.
Ülkemiz o yıllarda Birleşmiş Milletler’in bir üyesi ve 2nci Dünya Savaşı sonrası artan Sovyet baskısından kurtulabilmek için müttefik arayışı içindeydi. NATO’ya savaştan önce başvurmuş olan Türkiye, Kore Savaşı’na bir tugay ile katılarak süreci hızlandırmış ve 1952′de ittifaka girmiştir.
Türkiye’nin gönderdiği tugayın mevcudu; 259 subay, 395 astsubay, 22 askeri/sivil memur, 4414 er ve erbaş olmak üzere toplam 5,090 kişiydi. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emir ve komutasında başlıcaları Kunuri ve Kumyangjangni muharebeleri olmak üzere birçok savaşta kahramanca çarpışmış, tüm dünyanın takdirini kazanmıştır. Özellikle Kunuri savaşında tugayımız tek başına, Çin ve Kuzey Kore ordularının saldırılarını durdurarak, Amerikan 8.nci Ordusu ile 9.ncu Kolordusunu çembere alınmaktan ve Amerikan 2nci Tümenini mutlak bir imhadan kurtarmıştır.
Savaş sonunda Türk Tugayı, 717 Şehit, 2246 yaralı, 167 kayıp ve 217 savaş esiri olmak üzere 3,349 kayıp vermiştir.
Kore, Ülkemizden çok uzak bir yerde. “Türk askerinin orada işi ne ?” diyeceksiniz. Haklısınız. Yukarıda da söylediğim gibi, Nato ya girme sürecini hızlandırmak için o savaşa iştirak ettik. Topraklarımızdan çok uzaktaki yerdeki savaş bize 4000 şehidimize mal oldu. Zaten Nato ne işimize yaradı ki? Her zaman bize köstek olmuştur.
Neyse gelelim Kore’ye:.
TÜRK TUGAYI
TÜRK TUGAYI
Türk Silahlı Kuvvetleri Komutası ve Türk Tugayı’nın öncü birlikleri 12 Ekim 1950 günü Kore’nin Pusan şehrine ulaştı. Tugay’ın ana kısmını oluşturan 5,090 kişilik birlik ise beş gün sonra, 17 Ekim’de intikal etti. Tugayın komutasına Tuğgeneral Tahzin Yazıcı atanmıştı. Albay Celal Dora ise yardımcı komutan olarak yanında yer almaktaydı. Birliğin tamamının Kore’ye vardıktan sonra, Tugay, Taegu yakınlarındaki ordugahta eğitim altına alındı ve aynı zamanda Amerikan savaş tehçizatı ile donatıldı. Burada aldığı hızlandırılmış eğitimden hemen sonra birlik, komutası altına girdiği Amerikan 25.nci Piyade Tümeni’ne katılmak üzere kuzeye, Kaesong bölgesine doğru hareket etti.
Kore’de savaşan her tümenin bir kapalı ismi vardı. Türk Tugayına da North-Star (Kuzey Yıldız-Kutup Yıldızı) ismi verilmişti.
Kore Savaşı’nda Türkler
25 Haziran 1950’de 38.nci paraleli aşarak Güney Kore’ye saldıran Kuzey Kore kuvvetleri, Güney Kore’nin büyük bir kısmını ele geçirmiştir. Güney Kore’nin elinde sadece Pusan-Taegu köprü başı kalmıştı. Bu saldırı karşısında; ABD Birlikleri ve diğer BM kuvvetleri savaşa müdahale ederek durumu tersine çevirmiş, Kuzey Kore Ordusu bozguna uğrayarak geri çekilmiştir. BM Kuvvetleri kuzeye ilerleyerek Çin (Mançurya) sınırına kadar dayanmışlardır. Bu gelişmeler karşısında Çin, savaş için yığınak yapmaya başlamıştır.
27 Kasım 1950 tarihinde düşmanla ilk teması sağlayan Türk Tugayı savaşın sona erdiği 27 Temmuz 1953 tarihine kadar; savaş azim ve iradesini koruyarak, Kore Savaşının her safhasında her türlü muharebe harekatına katılmış, üzerine düşen tüm görevleri en iyi şekilde yerine getirmiştir. Türk Tugayı’nın katıldığı Kunuri, Kumyangjang-Ni, Seul Savunması ve Vegas savaşları Kore savaşının kaderini değiştiren en önemlilerdendir
Kunuri Savaşları: (26-30 Kasım 1950)
Birleşmiş Milletler Kuvvetleri 24 Kasım 1950 sabahı, General Douglas MacArthur komutasında, ana hedefi Yalu Nehri (sınır hattı) olmak üzere hücuma geçti. Bu sırada Türk Tugayı, Amerikan 9.ncu Kolordusunun ihtiyat kuvveti olarak Kunuri kentinin 3,5 km güneybatısında konuşlandırılmıştı. BM Kuvvetlerinin saldırıları 25 Kasım gecesine kadar sürmüştü. Bunun yanında 25 Kasım gecesi akınlar halinde başlayan Çin Ordusunun saldırıları tüm cephede büyük şaşkınlığa ve karmaşaya yol açmıştı.
Birleşmiş Milletler Kuvvetleri 24 Kasım 1950 sabahı, General Douglas MacArthur komutasında, ana hedefi Yalu Nehri (sınır hattı) olmak üzere hücuma geçti. Bu sırada Türk Tugayı, Amerikan 9.ncu Kolordusunun ihtiyat kuvveti olarak Kunuri kentinin 3,5 km güneybatısında konuşlandırılmıştı. BM Kuvvetlerinin saldırıları 25 Kasım gecesine kadar sürmüştü. Bunun yanında 25 Kasım gecesi akınlar halinde başlayan Çin Ordusunun saldırıları tüm cephede büyük şaşkınlığa ve karmaşaya yol açmıştı.
26 Kasım günü sabah aydınlandığında ise, Çin Ordusunun cephenin merkezinde yer alan 2.nci Guney Kore Kolordusunu yararak ilerlediği anlaşılmış, şimdi ise cephenin batı kısmında yer alan Amerikan tümenlerine doğru ilerliyordu. Güney Kore Kolordusunun bölgesinden Tokchon’a doğru ilerleyen Çin kuvvetleri özellikle Amerikan 8.nci Ordusunu ve doğrudan Amerikan 9.ncu Kolordusunu tehdit etmeye başlamıştı.
Bunun üzerine 9.ncu Kolordu, yedekteki Türk Tugayını doğu ve gerisini tehdit eden kuvvetlere karşı ileri sürdü. Gün batımından hemen sonra, 26 Kasım’da Tugay, Kunuri-Kaechon-Sinnimni-Wawon-Tokchon doğrultusunda yürüyüşe geçti. Türk Tugayına Tokchon kentini alma görevi verilmişti. Tugay, normal şartlarda yedek birlik olarak kendisine göre çok kalabalık ve üstün bir düşman kuvvetine karşı ve olumsuz şartlar altında savaş alanına doğru yürüyüşe devam etti.
Geceyi Wawon’da geçiren Tugay, 27 Kasım sabahı 05:30’da tekrar yürüyüşüne başladı. Türk Tugayı, Karill Yon Dağı’nın eteklerine ulaşmaya başlamış ve öncü kuvvetleri Tokchon Vadisi’ne sarkmaya başlamış olduğu sırada (14:30), Kolordu’dan “Daha fazla ilerlemeyin, ulaştığınız yerde hemen savunma pozisyonuna geçin” emrini alarak durdu. Tuğgeneral Tahsin YAZICI ise görünüşte pek önemsiz gibi görünen “Eğer Changsangni bölgesindekiler sizin askeriniz değil ise, gözlem uçaklarımız o bolgede kimliği bilinmeyen alay büyüklüğünde bir askeri varlık tespit etmiştir” istihbaratını tehlike olarak algılayarak, Tugaya -Kolordu emrinin aksine-, 15 km geride Wawon’da savunmaya geçmesini emretmişti. General Yazıcı’nın bu kararı Türk Tugayını neredeyse mutlak bir imhadan kurtarmış ve müttefik kuvvetlerin bozguna uğramasını da engellemiş oldu.
Burada kısaca birşeyi açıklığa kavuşturmak gerekiyor. O zamanlarda kamuoyumuzda çokça dillendirilen “ABD’li general Tugayımızı yem olarak kullanıp harcadı.” savlarının doğruluk derecesi olduğunu belirtmek zorundayız. Kendi açımızdan baktığımızda, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı’nın, Tugayın varlığını korumak ve verilen görevlerin başarıyla yerine getirilmesi söz konusu olduğu zaman sorumluluğu üzerine almaktan çekinmediğini görüyoruz. General Yazıcı hiç bir zaman, ABD’li generallerin yaptığı gibi, “Dur-Devam” benzeri kısa ve belirsiz emirler vermemiştir.
Tugayın artçı muhabere gücü olan Takviyeli Keşif Birliği, 27 Kasım gecesi 24:00’de başlayan düşman akınını 28 Kasım sabahına kadar oyalayarak düşmanın Tugaya gece saldırmasını önlemiştir.
28 Kasım sabahı 08:00’de Tugayın asıl Wawon savaşı başlamıştı. Sayıca üstün olan düşmanın gün boyu süren saldırıları sonucu ilk olarak ön hatlar, daha sonra artçı hatlar düşmüştü. Öğle saatlerine doğru, düşmanın yapmaya çalıştığı çevirme harekatları karşı saldırılarımızla püskürtülmüştü. Öğlen saatlerinde ise düşmanın, Tugayın etki sahasının ötesine asker kaydırarak Kunuri-Wawon yolunu kesmeye çalışması üzerine, General Yazıcı Tugayın Sinnimmi bölgesine geri çekilmesi için emir verdi. Bu şekilde anlaşılmıştı ki, Tugayın her iki tarafı da açıktı ve dost kuvvetler bölgeden çekilmişti. Burada, bu noktanın altını çizmek gereklidir.
Kore Savaşı boyunca düşman, her seferinde komşu bölgelerdeki dost kuvvetlerin cephelerini yararak Tugayımızın etrafını sarma şansı bulmuştur. Fakat hiç bir düşman saldırısı Türk Tugayının cephesini yarmada başarılı olamamıştır.
Akşam 18:30’da Tugayın Wawon’dan Sinnimmi bölgesine geri çekilişi başlamıştı. Sinnimmi’ye geri çekilen birlikler aceleyle savunma mevzileri hazırlamışlardı. Saat 24:00’de düşman saldırısı başladı. Müsait pozisyondaki birimler savunmaya devam ederken, Tugayın tutunamayan diğer birlikleri Kunuri’ye doğru çekilmeye başlamışlardı. Tugay Komutası’nın sert ve azimli tutumu sayesinde geri çekilenlerin bir kısmı Sinnimmi’nin batısında durdurularak yeni bir savunma mevzisi oluşturuldu.
29 Kasım sabahı, Sinnimmi’de düşman kuşatması altında olan 2.nci Tabur ve 2.nci Takımı kurtarmak üzere bir Piyade Takımı tarafından saldırı düzenlendi. Düşman kuşatması yarıldı ve birliklerin Kaechon’a geri çekilmesi sağlandı. Öğleden sonra, düşmanın Kaechon’daki mevziye yönelik saldırılarında, düşman son askerine kadar yok edildi. Buna rağmen düşmanın, Tugayın etki sahasının ötesine doğru, arkaya gönderdiği kuvvetler durdurulamamıştı.
Bu durum karşısında, General Yazıcı saat 15:30’da 2.nci ve 3.ncü Taburlara Kaechon’un batısına çekilme emrini verdi. Taburlar Kaechon’dan 2 km bile ilerleyemeden, üç yönden gelen etkili düşman ateşi karşısında küçük gruplara ayrılmak zorunda kaldılar. 29 Kasım gecesine girerken, Hacham-Kunuri yolu tutulmuş ve düşman kuşatması tamamlanmıştı. Saat 17:15’de Kaechon’dan çekilen 1.nci Tabur, Hacham kuşatmasında çatışmaya girdi. Birlikler dağılmış, irtibat ve idare olmamasına rağmen, genç subaylar komutasındaki küçük gruplar düşman kuşatmasını yarmaya başlamışlardı. Tugay bütün gece süren saldırı ve sızma operasyonlarıyla Hacham kuşatmasından çıkmayı başarmıştı.
30 Kasım 1950’de Kunuri’nin güneyinden Sunchon’a ilerleyen çeşitli gruplar burada yeni bir düşman çemberiyle karşılaştılar. Sunchon Geçidi son iki gündür düşman kontrolünde bulunuyordu. Kuzeyden Amerikan 2.nci Tümeninin ve güneyden İngiliz Tugayının yaptığı saldırılar da sonuç vermemişti. Kısa bir dinlenmenin ardından, askerlerimiz Sunchon Geçidi’nde mevzilenmiş olan düşmana karşı saldırıya geçtiler. Amerikan askerleri ve tanklarının da katıldığı bu saldırıdan sonra geçit açıldı.
Türk askerinin süngüsü gücünü bir kez daha göstermiş ve 2.nci Tümenin taştan bir duvarla karşı karşıya kaldığı Sunchon Geçidi’ni açmıştı. Böylece Tugayın Kunuri adı verilen bu savaşları başarılı bir şekilde sona ermişti.
Kore’ye geleli henüz bir ay olan Türk Tugayı bu savaşlar ile; 25 Kasım 1950’de çok üstün sayıdaki Çin kuvvetlerinin baskın şeklinde başlayan saldırısından, geri çekilmeye başlayan Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin yan ve gerilerini korumuş, düşmanı oyalayarak bu kuvvetlerin emniyetli bir şekilde geri çekilmeleri için yeterli zamanı (3 gün) kazandırmıştır. Bu suretle BM kuvvetleri emniyetli bir şekilde geri çekilmiş ve Çin Ordusu tarafından kuşatılarak imha olmaları önlenmiştir. Bu arada Türk Tugayı’da kendisini çepeçevre kuşatan düşman çemberini yararak, çok zayiat vermesine rağmen imhadan kurtulmayı başarmıştır. Tugay, daha ilk savaşında, savaşın gidişatına etki ederek dünya çapında bir üne kavuşmuştur.
Kurtuluş savaşından sonra Türk Askerinin ilk kez savaştığı Kore savaşlarını, o zaman, tüm Türk Ulusu radyolardan heyecanla takip ediyor, özellikle Kunuri Savaşında Milletçe heyecanımız doruğa çıkmış, zaiyata rağmen, tugayın kurtuluşu hepimizi sevinçe boğmuştu.
Bu savaşta Tugay’ımızın toplam zayiatı; 767 subay, astsubay ve er’dir. (218 şehit, 455 yaralı ve 94 kayıp)
Bu savaşta Tugay’ımızın toplam zayiatı; 767 subay, astsubay ve er’dir. (218 şehit, 455 yaralı ve 94 kayıp)
BUGÜN, SANAYİDE, ELEKTRONİKTE, OTO SEKTÖRÜNDE DÜNYA İLE YARIŞAN KORE, İŞTE O KOREDİR. BİZİ SORMAYIN...
Sayın hocam, çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı, kulaklara küpe olması dileğiyle...
YanıtlaSil