26 Nisan 2010 Pazartesi

G E Z İ

23 NİSAN’DAN FAYDALANDIM


Burhan Bursalıoğlu

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ni geride bıraktık.

Devlet ve özel okullar kimisi okullarda, kimisi de çeşitli açık ve kapalı yerlerde törenler,  gösteriler düzenledi.
 Çocuklar günlerdir bayram ve gösterileri için heyecanlı hazırlık içindeydiler. Tabii biz de bu arada aynı hevecanı duyuyorduk.

.Şevval’in okulu Ata Koleji, Profilo alış veriş merkezindeki İstanbul Tiyatro salonunda hazırladığı gösteriyi sunmayı planlamıştı. Şevval de, çeşitli yörelerden derlenen folklor gösterisinde görev almıştı.

 23 Nisan sabahı erken kalktık. Ufak bir kahvaltı, itinalı hazırlık ve yola düştük. Salon hınca hınc doluydu. Herkes çocuklarını seyre gelmişti, Saat tam 11 de gösteri perdesi açıldı. Biri erkek iki öğrenci programı taktim için görevli olarak , bitene kadar sahnede idiler.

Saygı ve İstiklal marşından sonra, koro çeşitli şarkılar sundular. Daha sonra Türkçe ve İngilizce olarak 23 Nisan’ ın anlamını iki öğrenci anlattılar.

 Trakya yöresinden halk oyunları; İngilizce olarak, yabancı basında Atatürk; dersimiz 23 Nisan draması; horon,; Fransızca olarak Atatürk'ten vecizeler; Michael Jackson’un dansından bir grup öğrencinin gösterileri; 23 Nisan Çiçekleri dramasıİ İngilizce şiirler; kalabalık öğrenci grubundan karete gösterisi; bale ve şiirden sonra, son gösteri folklordu.

 20 kişilik ekibin iyi hazırlanmış olduğu, oyunlarının seyirciye zevk verdiği, son finalde Şevvalin bir erkekle kişisel gösterileri, haklı olarak bol bol alkış aldılar.
 Program bittikten sonra eve döndük.
Havan ın güzel olması, biryerlere gitme, gezme isteğimizi kabartıyordu. Şevval ve annesi yorgun olduklarını söyleyince, eşimle birlikte, bir ziyarete yapmaya karar verdik.
 Bayan öğretmen arkadşlarımdan Gönül , Üsküdar, Bağlarbaşında, bir ay önce restorant, daha doğrusu kebap salonu açmıştı. Oraya şans dilemeye gitmek için, Yeniköy’den dolmuş motoruna bindik.
Hava güzel olduğu için denizde çırpıntı dahi yoktu. Sadece, boğazdan geçen şilep ve gemilerin oluşturduğu dalgalar motora çarparak patlıyordu. 20 dakika sonra Beykoz’a çıktık. Beykozda, 15 F otobüsüne binerek, yoğun trafik kuyruğuna girdik.

 Boğazın, Anadolu yakasında, sıra ile, Paşabahçe, burunbahçe, Çubuklu, Kanlıca, Körfez, Dolaybağ, Anadolu Hisarı, Spor Akedemisi, Küçük Su, Kandilli, Vanıköy, Subay evleri, Kuleli, Çengelköy, Havuzbaşı, Yalıyolu, Beylerbeyi ve Çayırbaşı bölgelerinden geçerek Altunizade’ye geldik. Bir durak sonra Bağlarbaşında indik.

 Allame sokağından aşağıya doğru yürüyerek, 32/ B yi bulduk.
Haberli olan Gönül Hanım bizi kapıda karşıladı. Tabela dikkatimi çekti. “Gönül Çelen”.
 Çok şirin, güzel, tertemiz. Yemek   masaları,   lekesiz, pırıl pırıl örtüler ve  masa üstü malzemelerle döşenmiş.  İki katlı , bahçeli bir yer. Fırın ve mutfak bölümlerini dolaştık.
 Ev yemekleri, döner, kebap pide ve lahmacun çeşitleri yapılıyor. Siparişimizi verdik.
 Gönül, kendini işe alıştırmaya çalışıyor. Bilmediği ama çok istediği bir iş. Gönül tam olarak mutlu değil. Kaygılı. İşe gözü kara olarak girmiş ama “acaba, yanlış mı yaptım” sorusunu da kendine sormuyor değil. İlerisi için ümitli.
 Babası yardımcı oluyor. Ustası var, bir taraftan da motorlu eleman görüşmeleri yapıyor. Paket servis işine girmek için. Yaz içinde birkaç günlük tatil de düşünüyor. Bodrum’a davet ettik. Hatta Gap’ı da düşünüyor. Kendisine “ Bu dükkan senin Gap’ın. Gapı daha sonra düşün.” Dedim. Gülüştük.

 Siparişlerimiz geldi. Tıkabasa yiyip, çayımızı içtik. Vakit te geç olmuştu. Vedalaştık. Üsküdar’a doğru yürüyerek , yediklerimizin hazmedilmesine karar verdik.
 İskele uzaktı, yokuş aşağı olduğu için inmeye başladık. Sağda solda alış veriş mağazaları, insan kalabalığı, yolun sağında ve solunda park etmiş arabalar. 40 dakikada Üsküdar’a indik.
 Üsküdar’dan, Beşiktaş dolmuş motorlarına binerek Beşiktaşa çıktık. İskele yanındaki otobüs terminalinde 15 dakika bekleyerek 40/B Beşiktaş- Sarıyer otobüsüne bindik. Vaktin geç olması nedeniyle trafik akışı normaldi. 20.15 de Yeniköy’e indik.

Eve gelerek, bu günün değerlendirmesini yaptım.
 Geçmiş yılların ve çalıştığım yılların 23 Nisan’larını düşündüm. Genel olarak hava yağışlı, soğuk, rüzgarlı geçerdi. Çoğu Bayramları, ya başka güne erteler veya okul içinde yapardık. Çocuklar üşür, veliler hırka , kazak, bir çeşit örtülerle çocukları soğuktan korurlardı. Kimse de bayramdan bir şey anlamazdı. O günün heyecanı ertelenen güne devredilirdi.
 Bu yıl hava çok güzel ve herkesin yüzünde mutluluk ifadesi vardı. Biz de mutluyduk
Şevval’in başarısı, birbirinden uzak noktalara giderek, küçük devri-alem yapmış olmamız mutluluğumuza yetiyordu. Yeniköy-Mecidiyeköy, Mecidiyeköy- Yeniköy, Yeniköy- Beykoz, Beykoz- Bağlarbaşı, Bağlarbaşı-Üsküdar, Üsküdar- Beşiktaş, Beşiktaş- Yeniköy. Şimdi diyorsunuz ki “Bukadar yol katedildi mi? “ Edildi. Sadece, (Yeniköy-Mecidiyeköy ve Mecidiyeköy- Yeniköy) güzergahı hariç , toplu taşıma araçlarıyla.
 Sizlerin de güzel geziler yapmanız dileğiyle, nice 23 Nisan’lar diliyorum.

NOT- Resimler, Ata Kolejinin gösterisinde ve GÖNÜL ÇELEN de çektiklerimdir. Şevval'in gösterisini  videoya aldığım için resim olarak bulunmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ