20 Eylül 2010 Pazartesi

G Ü N C E L


20  E Y L Ü L

Burhan  Bursalıoğlu

20 Eylül yakın geçmişin 3 önemli olayına damgasını vurmuş bir tarihtir.


1.  OLAY:

Haltercimiz Naim Süleymanoğlu’nun 20 Eylül 1988 tarihinde Seul olimpiyatlarında 6  olimpıyat rekoru kırmıştır.

Naim Süleymenoğlu:

23 Ocak 1967’de, Mestanlı, Bulgaristan’da dünyaya gelen Naum Shalamanov, haltere 10 yaşındayken başladı. 1982’de, Brezilya'da düzenlenen Dünya Gençler Halter Şampiyonası’nda, 52 kiloda iki altın madalya alarak şampiyon olan Süleymanoğlu, 16 yaşında, rekor kırarak yine şampiyon oldu. Böylece halter tarihinde en genç dünya rekorunu kıran halterci ünvanını aldı. 

1983 - 1986 yılları arasında gençlerde 13, büyüklerde 50 olmak üzere tam 62 rekor kıran ve yine bu dönemde Dünya ve Avrupa Şampiyonaları’nda, 52, 56 ve 60 kilolarda şampiyonluklar yaşayan Süleymanoğlu, 1984, 1985 ve 1986'da dünyada, yılın haltercisi seçildi. 1984 Los Angles Olimpiyatları'na, Bulgaristan'ın da Sovyetler Birliği’nin yanında boykota katılması nedeniyle katılamayan Süleymanoğlu, ülkesindeki baskılardan kurtulmak için, 1986 senesinde, Melbourne, Avustralya’da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda bir süre ortadan kaybolan ve daha sonra 11 Aralık’ta ortaya çıktığında, Türk Büyükelçiliği’ne sığınarak, Türkiye'de yaşama, ve Türk Milli Takımı adına karşılaşmalara çıkma telebinde bulunan sporcu, talebinin kabul edilmesinin ardından, Naim Süleymanoğlu adını aldı.

Türkiye'ye ilticasında ve getirilmesinde rol oynayan Turgut Özal, 16 Aralık’ta ülkemize gelen Naim Süleymanoğlu’nu kucaklayarak basına ve halka tanıttı
. 20 Aralık 1987’de, Naim Süleymanoğlu, Cumhuriyet Halter Turnuvası'nda dünya rekoru kırdı.
1988'de, Avrupa Halter Şampiyonası'na Türkiye adına katılan ve üç altın madalyanın sahibi olan ve 60 kiloda, koparmada 150 kg kaldırarak dünya rekoru kıran Süleymanoğlu, o sene 7 Aralık’ta, Beyaz Saray'da Başkan Ronald Reagan ve eşi tarafından kabul edildi. Aynı sene, 20 Eylül’de  Seul Olimpiyatları'na Türkiye adına katılabilmesi için Türk hükümetince Bulgaristan'a 1 milyon dolar ödenerek gerekli izin alındı.
Bu olimpiyatlarda Süleymanoğlu, 60 kg koparmada sırasıyla, 145 kg, 150.5 kg, 152.5 kg, silkmede 175 kg, 188,5 kg, 190 kg, toplamda da 320 kg, 339 kg, 342.5 kg kaldırarak, 9 dünya ve 6 olimpiyat rekoru kırarak, Türkiye olimpiyatlar tarihinde, güreş dışında ilk altın madalya kazandıran sporcu olarak adını Türk spor tarihine yazdırdı.
1992 Barcelona Olimpiyatları'nda, rakiplerine karşı ezici üstünlük sağlayarak, yurda altın madalyayla dönen Naim Süleymanoğlu, yine o sene, Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından “Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi. 1993 Dünya Şampiyonasında, 3 altın madalya kazanmasının yanı sıra, 2 de dünya rekoru kıran halterci, 1994'te Bulgaristan'da yapılan, Avrupa Halter Şampiyonası'nda da, sadece üç kaldırış yaparak, üç dünya rekoru kırdı.

İstanbul'da yapılan Dünya Halter Şampiyonası'nda, ilk kez Türk seyircisi önüne çıkan ve bu şampiyonada sakat olmasına rağmen, 3 dünya rekoru kırarak, üç altın madalya kazanan Süleymanoğlu, bu performansıyla, en güçlü sporcu ünvanı kazandı. 1995’te, Avrupa Halter Şampiyonası’nda, yine sakat olmasına karşın, 1 altın ve 2 gümüş madalya kazanarak, Türk Milli Halter Takımı’nın birinci olmasında önemli katkılarda bulunmuş oldu.
Çin'de yapılan Dünya Şampiyonasın’a da sakat çıkarak, 3 altın madalya kazanan Süleymanoğlu, 1996’da, Amerika’da düzenlenen Atlanta Olimpiyatları'nda, 64 kiloda 4 dünya rekoru kırarak, 3. kez olimpiyatlarda madalya kazanmasıyla tarihe geçen sporcu, Sidney Olimpiyatları’nda, sakatlığının devam etmesi ve ağrıları nedeniyle başarı gösteremedi.
Kariyeri boyunca, olimpiyatlardan kazandığı 3 Altın Madalyası, 7 Dünya Şampiyonluğu ve 6 Avrupa Şampiyonluğu vardır. 46 kere dünya rekoru kıran Süleymanoğlu, 2000 senesinin 7 - 9 Aralık günleri arasında, Atina'da toplanan, Uluslararası Halter Federasyonu Kongresi’nde astbaşkanlığa seçildi.

2. OLAY:

20 Eylül 1980  DE AMİRAL BÜLENT ULUSU BAŞBAKANLIĞA  ATANDI.

Bülend Ulusu 1921 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1 Mayıs 1940 tarihinde girdiği Deniz Harp Okulu'ndan 15 Ekim 1941 tarihinde asteğmen rütbesi ile mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından, muhriplerde branş subaylığı, bölüm amirliği ve çeşitli karargâh görevlerinde bulunmuştur. 1955 yılında Deniz Harp Akademisi’nden mezun olmuştur. Daha sonra sırasıyla TCG Gaziantep Komutanlığı, çeşitli karargah görevleri ve II. Muharip Filotilla Komodorluğu görevininin ardından 1964 yılında tuğamiralliğe terfi etmiştir.
Bu rütbede Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Daire Başkanlığı, mayın filosu komutan vekilliği görevlerinde bulunmuş ve 1967 yılında tümamiralliğe terfi etmiştir.

Tümamiral olarak Harp Filosu Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. 1970 yılında koramiralliğe terfi etmiştir. Koramiral olarak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı ve Donanma Komutanlığı görevlerini deruhte etmiş ve müteakiben 1974 yılında oramiralliğe terfi etmiştir.
Oramiral olarak yüksek askeri şura üyeliği, milli savunma bakanlığı müsteşarlığı görevlerinde bulunmuştur. 1977 - 1980 yılları arasında deniz kuvvetleri komutanlığı görevini yaptı. 1980 Ağustos ayında ordudan emekli oldu. 12 Eylül Darbesinden önce 11 Temmuz günü yapılması planlanan ancak ertelenen Bayrak Planı yüzünden askeri müdahaleyi yapan kadro arasında olamadı[1].
12 Eylül 1980 Askeri müdahalesi üzerine hükümeti kurmakla görevlendirildi. Yeniden serbest seçimlerin yapıldığı 1983 yılına değin Başbakanlık yaptı. 1983 seçimlerinde XVII. Dönem İstanbul Milletvekilliği yaptı.
Evli ve bir çocuk babasıdır.
3. OLAY:

 20 EYLÜL.1985 DE RUHİ SU ÖLDÜ

Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van'da Ermeni bir ailenin mensubu olarak doğdu ve ailesini 1915'te kaybetti. Çocukluğunun geri kalan yıllarını, kendisini bir Müslüman olarak yetiştiren yoksul bir ailenin yanında ve daha sonra da öksüzler yurdunda geçirdi.
1927 yılında Kuleli Askeri Lisesi'ne girdi. 1931 yılında burayı bitirdi fakat Harp Okulu'na devam etmedi. Adana Öğretmen Okulu'nda okurken, Ankara'ya Müzik Öğretmen Okulu'na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı.

1942'de Ankara Devlet Konservatuarı'nın Şan Bölümü'nü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu'nda, sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde müzik öğretmenliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservetuarın opera bölümünde okudu ve daha sonra da Devlet Operası'nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien und Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa Opereti, Aşk İksiri, Rigoletto, Figaro'nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı. Türk Opera Sanatı'nın temelinde Ruhi Su'nun katkısı büyüktür.

1960'ta İstanbul'da Taksim Belediye Gazinosu'nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Bu arada radyoda da 'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği "Serdari Halimiz Böyle N'olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak" türküsü nedeniyle radyodaki işine son verildi.
Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti.

1975'te Sümeyra Çakır'la birlikte Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978'den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu. Aydınlara türkü dinlemeyi öğreten kişi olarak da bilinir
. Ruhi Su, 12 Eylül yönetiminin engellemeleri yüzünden yurtdışında tedavi şansı bulamadı ve 20 Eylül 1985'te öldü. Mezarı İstanbul Zincirlikuyu'dadır. Ruhi Su'nun cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ