UYGULAMAYA MI, SARMAŞ DOLAŞA MI İNANALIM?..
Burhan Bursalıoğlu
Bilmiyorum, Yunan Milli, Eğitimini inceleyen var mıdır. İnternette bir yazı dikkatimi çekerek ufak bir araştırma yaptım.
Yıllardır Yunanlılarla kavgalı iki milletiz. Zaman zaman uçaklarımız it dalaşı, zaman zaman da Sahil Güvenlik botlarımız da köşe kapmaca oyunu oynarlar. Kardak kayalıkları krizi ve 6-7 Eylül 1955 olayları hariç, 1922 den bu yana önemli bir çatışma olmamıştır.
Bizim Milli Eğitim’in okullarımızda okuttuğumuz kitaplarda, bütün olaylar objektif , tarafsız gözle yazılmıştır. Ne yapılmışsa, ne yapmışlarsa, eksiği olup , fazlası olmayan tarafsız kitaplar Okutulmaktadır.
Ama, Yunanistan’da durum öyle mi?
İşte Yunan tarih kitaplarındaki Bize ait olan konular.
Bugün Yunan ilkokullarında 3 tarih kitabı okutuluyor.
1’incisi Helenistik dönemi, 2’ncisi Roma ve Bizans dönemini, 3’üncüsü ise yakın tarih adıyla Osmanlı Dönemi ve 1821 Yunan İsyanları sonrası.
İlk iki kitapta Haçlı Seferleri kapsamında yapılan savaşların Türkler ile Hıristiyanlar arasında yapıldığı ve Türklerin, Hıristiyanları kadın-çocuk ayırımı yapmadan vahşice öldürdüğü yazılıyor.
Yakın tarih kitabı, ilkokul dördüncü sınıftan itibaren okutuluyor. Türkiye aleyhinde birçok yerde yazılar ve resimler bulunmaktadır. Özetle şunların üzerinde duruluyor:
1’incisi Helenistik dönemi, 2’ncisi Roma ve Bizans dönemini, 3’üncüsü ise yakın tarih adıyla Osmanlı Dönemi ve 1821 Yunan İsyanları sonrası.
İlk iki kitapta Haçlı Seferleri kapsamında yapılan savaşların Türkler ile Hıristiyanlar arasında yapıldığı ve Türklerin, Hıristiyanları kadın-çocuk ayırımı yapmadan vahşice öldürdüğü yazılıyor.
Yakın tarih kitabı, ilkokul dördüncü sınıftan itibaren okutuluyor. Türkiye aleyhinde birçok yerde yazılar ve resimler bulunmaktadır. Özetle şunların üzerinde duruluyor:
1- Bizans’ın başkenti Konstantinopol’ün Türkler tarafından işgal edilip, bununla Yunanlıların esaret ve kara günlerin başladığı,
2- Türklerin esir pazarı kurup, Anadolu’nun da Türkler tarafından işgaliyle, Hıristiyan halkın köleleştirilip zorla dinlerinin değiştirildiği,
3- Anadolu’da Hıristiyanların hayat şartlarının çok zor olduğu ve korku içinde yaşadıkları,
4- İzmir’in her şeyinin Yunan olduğu, bazı Rumların Türklerden korkmaları nedeniyle Türk adı taşımalarına rağmen gizli Hıristiyan oldukları ve gizli Rum adı taşıdıkları,
2- Türklerin esir pazarı kurup, Anadolu’nun da Türkler tarafından işgaliyle, Hıristiyan halkın köleleştirilip zorla dinlerinin değiştirildiği,
3- Anadolu’da Hıristiyanların hayat şartlarının çok zor olduğu ve korku içinde yaşadıkları,
4- İzmir’in her şeyinin Yunan olduğu, bazı Rumların Türklerden korkmaları nedeniyle Türk adı taşımalarına rağmen gizli Hıristiyan oldukları ve gizli Rum adı taşıdıkları,
5- Trabzon’daki Sümela Manastırı’nın Türkler tarafından tahrip edildiği,
6- 1919-22 Küçük Asya felaketinde (15 Mayıs 1919’dan itibaren Yunan’ın İzmir’e çıkışı Anadolu’daki işgalleri kastediliyor.) Yunan varlığının Türkler tarafından yok edildiği,
6- 1919-22 Küçük Asya felaketinde (15 Mayıs 1919’dan itibaren Yunan’ın İzmir’e çıkışı Anadolu’daki işgalleri kastediliyor.) Yunan varlığının Türkler tarafından yok edildiği,
7- İzmir’in yakıldığı, bu sırada binlerce Yunan’ın Anadolu’dan ve Pontus’tan kovulduğu, zulme uğratıldığı, esir edilip öldürüldüğü,
8-Kuzey Kıbrıs’ın Türkler tarafından işgal edilmiş olduğu, Kıbrıs’ta Rumların Türkler tarafından katledildiği, Kıbrıslı Rumların göçmen durumuna düşürüldükleri ve pek çok da kayıp olduğu, Girne ve Magosa’nın Türkler tarafından enkaz haline getirildiği, gibi iftiralar yer almaktadır.”
8-Kuzey Kıbrıs’ın Türkler tarafından işgal edilmiş olduğu, Kıbrıs’ta Rumların Türkler tarafından katledildiği, Kıbrıslı Rumların göçmen durumuna düşürüldükleri ve pek çok da kayıp olduğu, Girne ve Magosa’nın Türkler tarafından enkaz haline getirildiği, gibi iftiralar yer almaktadır.”
Halbu ki:
Kokuşmuş ve yıkılmak üzere olan Doğu Roma’yı alarak Fatih, bütün insanlığa iyilik etti.
Bizans esirlerinin kurtuluş akçesini Fatih cebinden ödedi. Böyle insan esir pazarı kurdurur mu?
Fatih hapisteki Rum Patriğini serbest bırakıp, Osmanlı vezirine denk maaş vererek Patriklik makamına oturttu ve Osmanlı ülkesinde hudutsuz din hürriyeti tanıdı.
Güzel İzmir’imiz, Aydınoğulları zamanından beri Türk yurdudur. Orada yaşayan Rum ve Yahudilere Türkler daima, huzurlu bir hayat temin etmişlerdir.
Kuzey Kıbrıs’ta EOK’nın 50 senedir süren cinayetleri yenidir ve bütün dünya biliyor.
Yunan milli eğitiminde böyle bir kitabın okutulduğu ortamda Türk ve Yunan devlet yöneticilerinin, özellikle, Başbakanlarının, sarmaş dolaş olmaları, birbirlerine “Kardeşim” demeleri ne kadar inandırıcı olur?
Türk Milletinine olan davranışlarının samimi olduklarını göstermek istiyorlarsa Yunan milli eğitimi bu hatalı yolu derhal terk edip, KİTAPLARDAKİ YALAN YANLIŞ, KASİTLİ bilgileri çıkarmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder