AMAZON KADINLARI
Burhan Bursdalıoğlu
Amazon kadınları Hitit dilinde "Kadın süvariler" anlamına gelir
Çünkü atı ilk olarak Hititler evcilleştirmişler ve savaşlarda kullanmışlardır. Yayı germek ve daha rahat ok atabilmek için kızlık çağlarında bir memelerini dağlamışlardır. Sparta da kadınların askere alındığı ve sağ memelerini yok ettiklerini duymuşsunuzdur.
Ancak asıl Amazon yurdunun Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında ve “Pont” denen bölgede ve Kafkasya’da olduğu ileri sürülür. Libya’dan buralara geldikleri de söylenir.
Amazonlar, ata binen ve son derece çevik savaşçı kadınlar topluluğudur. Aile yaşantısı olup olmadığı da tam bilinmemektedir. Bu avcı kadınların toplu yaşadıklarına, savaşlar verdiklerini, nesillerini sürdürebilmek için zaman zaman komşu halkların erkekleriyle, genellikle “Gargarlar” la cinsel ilişki kurduklarını, bu geçici ilişkiden doğan erkek çocuklarını babalarına gönderdikleri, kız çocuklarını ise yanlarında eğittiklerini eski kitaplardan öğrenmekteyiz
.Efsaneye göre
:Anadolu’ya yapılan en önemli saldırılardan biri olan Truva Savaşı sırasında Amazonlar da savaşmışlar, hatta; erkeklerin arasında, omuz omuza Anadolu’yu savunmuşlar. O kadar ustaca savaşıyorlarmış ki, kimse o parlak zırhlarının, başlıklarının içinde bir kadının olabileceğini düşünemiyormuş. Truva Savaşı sırasında orduyu cesaretlendiren Amazon kraliçesi Penthesileia’nın efsanesi ise oldukça trajiktir. Truva’ya saldırılar başlayınca Amazonlar’ın cesaretini örnek alan diğer Anadolulu ordular da savaşmaya başlamışlar. Karşı tarafın en ünlü kahramanı olan Akhilleus ile Amazon Kraliçesi Penthesileia’nın, savaş alanındaki mücadelesi gerçekten çok zorlu olmuş. Hem Akhilleus, hem de Penthesileia parlak zırhları ve gösterişli başlıkları ile tozlu savaş alanının ortasında birbirlerine doğru yaklaşmaya başlamışlar. Kraliçe keskin baltası ile Akhilleus ise mızrağı ile savaşıyormuş. Kraliçe kusursuz bir şekilde kullanıyormuş baltasını. Hareketleri atik ve hızlıymış.
Göğüs göğüse uzun süren bu dövüş sırasında Akhilleus, düşmanının bir kadın olduğunu aklından bile geçirmemiş. Uzun mücadele sırasında; Akhilleus’un yenileceğini düşünen bir arkadaşı, ikilinin arasına girerek kraliçenin dikkatini dağıtmış. İşte ne olduysa bundan sonra olmuş ve Akhilleus’un fırlattığı mızrağı fark edemeyen Penthesileia, göğsüne saplanan mızrak ile yere yığılmış…Akhilloeus kraliçenin başlığını çıkarıp uzun saçları görünce, “Ben bir kadınla mı savaşıyormuşum” diyerek şaşkınlığını belirtiyordu. Strabon Herodot, Diodoros gibi yazarlar Amazonların kimliğini, yurtlarını ve nasıl Anadolu’ya geldiklerini biraz farklı anlatırlar. Amazonlar kraliçesi Myrina önderliğinde Amazonlar yurtlarında kalkmışlar ve yollara düşmüşler hatta düşsel Atlantis Ülkesine kadar gitmişler orada söylencelerde geçen Gorgo canavarlarını alt etmişler ve Yunanistan’a konmuşlar. Helenlere yenilip tutsak olmuşlar ancak yolda korsanları boğup gemileri ele geçirmişler. Ama gemileri idare etmeyi bilemedikleri için, rüzgar ve dalgalar sayesinde sürüklenerek Karadeniz’e ve Ege kıyılarına dağılmışlar. Yerleştikleri yerlerde koloni kentler kurmuşlar. Bu kentler Smyrina, Myrina, Mytilena, Elaia, Anaia, Gryneia, Kyma, Pitane, Latoreia ve Ephesos’dur.
Pitane’yi bir Amazon Kraliçenin kurmuş olduğu, Ana Tanrıça Kibele inancının yaygınlığı, kadının üreme özelliğini üstün görüldüğü, arkeolojik buluntular arasında çokça rastlanan idol denilen küçük kadın heykelciklerin varlığı bunları doğrulamaktadır.
Amazon sözcüğü memesiz anlamına gelir ki yöremizde savaşçı kadınları bir memelerini böyle bir işlem yaptıkları da bilinmeyen bir yöntem değildir.
Amazonların Kayıp Kenti Aranıyor
Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün katkıları ve Gölyazı Belediyesi’nin girişimleri neticesinde Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi dalgıçları, Gölyazı Beldesi’ne gelerek Amazonların kayıp şehrinin bulunması amacıyla başlatılacak çalışmalar kapsamında bir ön dalış yaptı. Akgöl ve Kızlar Adası yöresinde yapılan dalışlarda Amazonlar döneminden kaldığı ileri sürülen ve göl dibinde var olduğu sanılan bir duvarın izi araştırıldı. Ancak göl dibinin aşırı çamurlu olması nedeniyle herhangi bir tarihi buluntuya rastlanamadı.
Çalışmalara katılan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Yaşar Yıldız, zeminin çamurlu olmasının, gerçekleştirdikleri dalışlarda istenilen sonucu vermediğini söyledi. Uzun yıllardan bu yana zeminin çamurla kaplandığını belirten Yıldız, dalış ekibi olarak başarılı çalışma yürütülmesi için özel cihaz ve malzemeye ihtiyaç olduğunu kaydetti. Yıldız, “Zemin, yoğun bir çamur tabakası ile kaplı. Var olduğu söylenen bir duvar araştırıldı. Ancak çamur tabakası olduğu için bu duvar çamur altında kalmış olabilir” dedi.
Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün katkıları ve Gölyazı Belediyesi’nin girişimleri neticesinde Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi dalgıçları, Gölyazı Beldesi’ne gelerek Amazonların kayıp şehrinin bulunması amacıyla başlatılacak çalışmalar kapsamında bir ön dalış yaptı. Akgöl ve Kızlar Adası yöresinde yapılan dalışlarda Amazonlar döneminden kaldığı ileri sürülen ve göl dibinde var olduğu sanılan bir duvarın izi araştırıldı. Ancak göl dibinin aşırı çamurlu olması nedeniyle herhangi bir tarihi buluntuya rastlanamadı.
Çalışmalara katılan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Yaşar Yıldız, zeminin çamurlu olmasının, gerçekleştirdikleri dalışlarda istenilen sonucu vermediğini söyledi. Uzun yıllardan bu yana zeminin çamurla kaplandığını belirten Yıldız, dalış ekibi olarak başarılı çalışma yürütülmesi için özel cihaz ve malzemeye ihtiyaç olduğunu kaydetti. Yıldız, “Zemin, yoğun bir çamur tabakası ile kaplı. Var olduğu söylenen bir duvar araştırıldı. Ancak çamur tabakası olduğu için bu duvar çamur altında kalmış olabilir” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder