6 Nisan 2011 Çarşamba

YAKIN TARİHİMİZDEN

TORPİL NASIL YAPILIR?

Alinti



Devlet Adam'lığı öyle bir gün imam, ertesi gün savcı!, aklına esince de doktor! olmaya benzemez !!

Torpil Nasıl Yapılır ?
 
Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulus'tadır. Bakan ise Niğdeli Abidin ÖZMEN'dir.
 Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır.
 Bakanın gür sesi:

 "Giriniz!" Atatürk'ün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürk'ten gelen bir mektuptur bu:
 
 "Bay Abidin ÖZMEN, Milli Eğitim Bakanı..."

 Abidin ÖZMEN zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur:


 "Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk
 gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz,
 bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın..."

 Bu, Atatürk'ün bir emridir. Kesinlikle yerine
 getirilecektir. Bakan ÖZMEN, Orta Öğretim Genel
 Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir:

 "Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun
 evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa
 Lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını
 yaptırıp her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı
 makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine
 Atatürk'ün ismini yazdırarak bana getiriniz." der.

 Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin ÖZMEN de
 kısa bir mektup yazarak Yaver Bey'le Atatürk'e yollar.

 Mektubun içeriği şöyle: 
 "Muhterem Atatürk, Yaver Bey'le göndermiş
 olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım.
 Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve
 Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için;
 bu çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem
 yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu
 nedenle her iki çocuğunda emirleriniz gereği
 Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kayıtlarını
 yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul
 taksitlerine ait makbuzları ekte takdim ediyorum..."

 Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet
 İnönü'ye telefon ederek:

 "Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne
 yaptı." diyerek olayı anlatmış.

 İnönü, Bakan adına özür dilemiş. Atatürk:

 "Yok! demiş özür dileme. Çok memnun oldum.
 Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse."

 Tarihi değeri olan ve hiçbir yerde yayımlanmayan bu
 anının unutulup gitmesine gönlü razı olmayan
 bakanın yeğeni yüksek mimar H. Rahmi ÖZMEN, 15.08.1985 günü bu mektubu gazeteci yazar Vahap Okay'a iletir. O da 15.09.1985'te gazetesinde yayımlar.

 İşte devlet böyle kurulur, devlet böyle adamlarla yönetilir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ