18. ŞAMPİYONLUK
Şike olayları Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Gözaltına alınma, tutuklama dalgaları birbirini kovaladı. Her sporsever şaşkınlık içindeydi. Bazı takımların oyuncuları, bazılarının başkan ve yöneticileri, bazılarının da teknik direktörleri tutuklandı. Fenerbahçe'yi Avrupa şampiyon kulupler şampiyonasından ihraç ettiler. Yerine Trabzonsporu gönderdiler. Ligin oynanıp oynanamayacağı tartışılırken, "Kel başa şimşir tarak " misali, TFF , sanki her şey normalmiş gibi ligi iki aşamalı duruma getirdi. 34 haftalık lig sonunda ilk 4 takım "Süper Final " adı altında, kendi aralarında ikişer maç daha yapacak, aldıkları puanlar, normal 34 maçlık sonunda aldıkları puanların yarısına ilave edilerek şampiyon ve diğer sıralama gerçekleşecek. Bunlar tartışılırken, 2011 Ağustos'unda başlaması gereken lig bir ay ertelendi.
Eylülde buruk bir atmosfer havada başlayan Süper lig, kayıp zamanı telafi için hafta içinde de maçlar yapılmaya başlandı. Ara tatil kısa sürdü. Milli maçlar da ilave edilince futbolcular çok yorgun bir sezon geçirdiler.
34 haftalık Süper lig bitti.
Galatasaray 77
Fenerbahçe 68
Trabzonspor 56
Beşiktaş 55 puanlarla sıralandılar.
İkinci dört takım:
Eskişehirspor 50
İBB 50
Sivas spor 50
Bursaspor 49 puan almışlardı. Bunlarda kendiaralarında ikişer maç yapıp birinci olan, Süper final oynayan grubun sonuncusuyla karşılaşacak, galip gelen Avrupa liglerinde mücadele edecek.
Yukarıda da görüldüğü gibi Galatasaray Fenerbahçeden 9 puan, Trabzonspordan 21 puan, Beşiktaştan 22 puan ilerde.
Beşiktaş ve Trabzonspor, Süper finalde oynayacağı 6 maçın altısını da kazanmış olsa şampiyon olmaları mümkün değil. O halde bunlar ancak şampiyon adaylarına çelme atabilirler. Oynamalarının ne anlamı var.
Galatasaray ve Fenerbahçe durumuna bakarsak yine adaletsiz bir ortam görülmekte. 9 puan fark yarıya bölüneceği için, kazara 2 maç kaybetse şampiyonluk uçacak. Bu adalet mi? Nitekim son Fener maçında yenilmiş olsa, normal ligi 9 puan ara ile bitirmiş olan galatasaray şampiyonluğu kaybetmiş olacaktı. Oyuncular buna izin vermediler. 12 Masyıs 2012 Cumartesi akşamı yapılan maçta Fenerbahçe ile berabere kalan Galatasaray bi.r puan farkla , 18. şampiyon oldu. Normal liği de şampiyon olarak bitirdiğine göre, bu sezon iki şampiyon olmuş oluyor.
Maç sonundaki rezalet görülmeye değerdi. Tüm Türkiye ve dış ülkelerin spor severleri de bizle birlikte seyrettik. Ağlanacak halimizi. Stadın ışıkları söndü. Fener seyircileri stada girdi, Kopardıkları oturakları polislerin ve oyuncuların üzerine fırlatarak, güvenlik güçleri ve futbolcuları soyunma odalarına doğru kovaladılar.
Kupa ve madalya töreni yapılması gerekiyor. Bu törenin de açık havada, sahada olması gerekirken, TFF Başkanı Demirören bey, garip, garip olduğu kadar da manasız bir dsüşünceyle, törenin, yani kupa töreninin soyunma odasında yapılmasını ısrarla önerdi. GS yönetici ve oyuncular, törenin sahada olmasında ısrar edince kaybolan zaman 3 saat oldu. Vali, Emniyet Müdürü, TFF Başkanı, Fener ve GS başkan ve yöneticiler bir karar veremedikleri gibi, ışıklar sönük olan stattan da Fener seyircilerini sahadan çıkaramadılar.
Nihayet Başbakan'a müracaat edilmiş ve Onun
arzusuyla törenin sahada yapılması kesinlik kazandı. Hazırlıklar nasıl yapılmışsa, karanlık bir ortamda, alel acele kupa getirildi ve kimin verdiğinin de anlaşılmadığı bir ortamda kupayı GS oyuncuların ellerinde gördük. Madalyalarının da alınıp alınmadığını göremedik.
Futbolumuzun ne hallere geldiğini maalesef üzüntü ile izledik. Bir törenin, üç beş kendini bilmez seyircinin sahada olması, onların bir taşkınlık yapabileceği düşünülerek, kupayı, soyunma odasında vermeyi teklif eden ,Türk futbolunun başının tutumu skandal değilde nedir? Sönük stat ışıklarını yaktıramayan, bir başkanın dirayeti bu mudur? Töreni soyunma odasında mı, sahada mı yapalım'a karar veremeyerek, Koca bir Devletin Başbakanına , Vali ve diğer yöneticiler tarafından sorulması, beceriksizliğin igfadesi değil midir?
Bütün bunlara rağmen, 2011-2012 sezonun şampiyonluğunu, art düşünceye sahip kişi ve kurum yöneticilerine inat, zor şartlar altında edinmiş olan Galatasarayın tüm oyuncularını9, teknik kadroyu, yöneticileri ve taraftarlarını kutluyorum.
Galatasaray bu şampiyonlukla, 18. şampiyonluğuyla, fenerin sayısına yetişmiş oldu. Umarım ileriki iki yılını da şampiyon olursa 4. yıldızı da gtöğüslerine takarlar.
Galatasaray'ın 18 şampiyonluğuna bir bakalım.
1961-1962
Galatasaray’ın profesyonel lig
tarihindeki kazandığı ilk lig şampiyonluğuydu. Gündüz Kılıç’ın teknik
direktörlüğünü yaptığı sezonda Galatasaray 38 maçta 23 galibiyet, 7 beraberlik
ve 8 mağlubiyet alırken 57 puan toplamıştı.
1962-1963
Yine Gündüz Kılıç’ın teknik
direktörlüğünü yaptığı Galatasaray tarihin en uzun lig maratonunda oynadığı 42
maçın 28’ini kazandı. 11 maçta berabere kalan Galatasaray 3 de mağlubiyet aldı.
Eleme grubunda 32 puan toplayan Galatasaray final grubunda ise 35 puan
toplamayı başarmıştı.
1968-1969
Toma Kaleperoviç’in teknik
direktörlüğünü yaptığı bu sezonda Galatasaray üçüncü kez şampiyon oldu. 30
maçta 19 galibiyet, 8 beraberlik ve 3 mağlubiyet alan Galatasaray, 46 puan
topladı.
1970-1971
Coşkun Özarı ve Brian Birch’ün
çalıştırdığı Galatasaray 30 maçta 17 galibiyet, 8 beraberlik ve 5 mağlubiyet
aldı. 42 puan toplayan Galatasaray dördüncü kez şampiyon oldu.
1971-1972
Brian Birch’ün tek yetkili olarak
takımın başında bulunduğu bu sezonda Galatasaray 30 maçta bir önceki sezonda
olduğu gibi 17 galibiyet, 8 beraberlik, 5 mağlubiyet aldı ve 42 puan topladı.
Bu ligdeki beşinci şampiyonluktu.
1972-1973
Bu sezondaki şampiyonluk
Galatasaray’ın üstüste kazandığı üçüncü şampiyonluk oldu. Galatasaray 30 maçta
19 galibiyet, 9 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldığı bu sezonda 47 puanla şampiyon
oldu. Brian Birch de Türkiye’de üstüste 3 şampiyonluk kazanan ilk teknik adam
oldu.
1986-1987
14 yıl aradan sonra Jupp Derwall
yönetiminde kazanılan bu şampiyonluk Galatasaray’ın profesyonel liglerdeki 7.
şampiyonluğuydu. Galatasaray 36 maçta 23 galibiyet, 8 beraberlik 5 de
mağlubiyet alırken 54 puan toplamıştı.
1987-1988
Mustafa Denizli’nin teknik
direktörlüğü üstlendiği bu sezonda Galatasaray oynadığı 38 maçta 27 galibiyet,
9 beraberlik ve 2 mağlubiyet alırken ilk kez üç puan sisteminin uygulandığı bu
sezonda 90 puan toplamıştı.
1992-1993
Karl Heinz Feldkamp’ın teknik
direktörlük görevini üstlendiği bu sezonda Galatasaray 66 puanla şampiyon
olurken, 20 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyet almıştı.
1993-1994
Reinhard Holmann’ın teknik
direktörlüğünü yaptığı bu sezonda Galatasaray, 30 maçta 22 galibiyet, 4
beraberlik ve 4 mağlubiyet aldı. 70 puan topladı. Bu şampiyonluk Galatasaray’ın
lig tarihinde kazandığı 10. şampiyonluk olacaktı.
1996-1997
Fatih Terim’in teknik
direktörlüğü üstlendiği bu sezonda Galatasaray, 34 maçta 25 galibiyet, 7
beraberlik 2 de mağlubiyet aldı. 82 puan toplayan Galatasaray böylece 11. kez
şampiyon oluyordu.
1997-1998
34 maçta 23 galibiyet, 6
beraberlik ve 5 mağlubiyet alan Galatasaray, 75 puanla 12. kez şampiyon oldu.
Bu sezona damgasını vuran gelişme ise Galatasaray Başkanı Faruk Süren’in
“20:45’te şampiyonuz” mesajı olacaktı.
1998-1999
Fatih Terim yönetiminde üstüste
üçüncü kez kazanılan bu şampiyonluğa 34 maçta 23 galibiyet, 9 beraberlik, 2
mağlubiyet ile ulaşılırken 78 de puan toplandı.
1999-2000
Üstüste dördüncü kez kazanılan bu
şampiyonluk 34 maçta 24 galibiyet, 7 beraberlik ve 3 mağlubiyetle gelmişti.
Fatih Terim’in son kez teknik direktörlük görevini üstlendiği bu sezonda aynı
zamanda UEFA Kupası da kazanılmıştı.
2001-2002
Mircea Lucescu’nun teknik
direktörlük görevini yürüttüğü bu sezonda Galatasaray 15. kez şampiyon olarak
üçüncü yıldızı takan ilk takım olacaktı.Galatasaray bu şampiyonluğa 34 maçta 24
galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyetle ulaşmıştı.
2005-2006
Erik Gerets ile kazanılan bu
şampiyonluk Galatasaray tarihindeki 16. şampiyonluk olacaktı. Fenerbahçe’nin
son hafta Denizli’de berabere kalmasıyla gelen bu şampiyonluğa 26 galibiyet, 5
beraberlik 3 de mağlubiyetle ulaşıldı. Bu sezonun son maçı olan 3-0’lık
Kayserispor maçı ve o maçın bitiminden itibaren 16 dakika süreyle Denizli’deki
Fenerbahçe maçının bitmesinin beklenmesi unutulmaz anlar olarak tarihe geçecekti.
2007-2008
Karl Heinz Feldkamp ile başlayıp,
sezonun bitmesine 6 hafta kala istifa etmesiyle Cevat Güler'in teknik
direktörlüğüyle tamamlanan bu sezonda Galatasaray, sezon boyunca yaşanan birçok
çalkantıya rağmen, çoğu ilk kez sarı-kırmızı forma giyen genç oyuncularının
inanılmaz performansıyla 17. şampiyonluğa ulaştı. Sezonun 32. haftasında
Fenerbahçe'yi yeni transfer Nonda'nın golüyle 1-0 yendikten sonra liderliği de
ele geçiren Galatasaray, bu sezon müthiş bir çıkış yapan Sivasspor'u da sahasında
5-3 yenerek liderliğini iyi pekiştirdikten sonra en yakın rakipleri Fenerbahçe,
Beşiktaş ve Sivasspor'a 6 puan fark atarak 79 puanla 17. şampiyonluğuna uzandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder