EĞLENCE ADALARI
Zorlu bir kışın yorgunluğunu çıkarmak, ufukta görülen yakıcı
bir yazın öncesinde biraz enerji
depolayalım dedik ve
Yunan adalarını hedef tayın ettik.
31 Mayıs Perşembe günü Bodrum'dan, Eşim ve eşimin vefat eden ağabeyisinin eşiyle birlikte
İzmir'e hareket ettik. Bir gece kuzenlerimde kalarak, 1 Haziran Cuma günü, saat
: 18 de
ETS TUR un
kiraladığı, aslen Yunan gemisi olan,
AŞK Gemisi ayarındaki, AEGEAN
PARADİSE adli gemiye bindik.
AEGEAN PARADİSE:
Aegean Paradise
(Gövdesinde ETS yazısı var)
Yunanlı bir armatörun gemisi.
1997 de yapılmış, 174 m.
uzunluğunda, 24 m. genişliğinde, 8
katlı, 327 kabin, 900
yataklı, 310 mürettebatlı, 1274 kişi
kapasiteli, 20 mil hız yapabilen
bir gemi.
Kabinlerde, telefon,
televizyon, buzdolabı, kasa, klima, banyo, dolaplar WC bulunmakta.
Geminin güvertelerinde , gördükleri hizmete göre:
1. güvertede: Fin hamamı, duşlar, dinlenme alanı, kuaför, güzellik salonu, sağlık merkezi, asansör.
2. güvertede:
resepsiyon,fotoğrafcı, gemi mağazası,
kütüphane,bilgisayar odası ve asansör.1. güvertede: Fin hamamı, duşlar, dinlenme alanı, kuaför, güzellik salonu, sağlık merkezi, asansör.
3, güvertede: Restoranlar, oyun salonları, gösteri alanı.
7. güverte: Fitnes odası, şezlonglu havuz, iki jakuzi,açık hava duşları, havuz bar, güneşlenme alanı ve panoramik bar ve disko.
8. güverte:Yürüme parkuru, seyir ve güneşlenme
alanları.
Hani bazı insanlar,
uçaktan korktukları gibi bazıları da gemiye binmekten korkarlar. onlara
tavsiyem. Korkularını yenmek için bu tür bir gemiye bir kere dahi olsa
binmeleri. Korkularının boşuna olduğunu
göreceklerdir. Çünkü, geminin durduğunu, hareket ettiğini , gittiğini
hissetmeyecektir. Ancak güverteden,
kabin balkonlarından veya camlardn dışarıya
bakarsa geminin hareketini görebilecektir.
HAREKET
Geminin hareketinden
önce, saat: 17.15 de, 4 ayrı
salonda toplanan yolculara can
yeleklerinin giyme provaları yaptırıldı, yeleklerdeki düdük ve ışıkların
kullanılıp kullanılmadığı kontrolu yaptırıldı. Saat 17.45 de bitirilen
tatbikat sonrası tam, 18.00 da İzmir
limanından hareket ettik.
Hareketten bir saat
sonra yemek anonsu yapıldı. 3 ayrı yemek salonu vardı. En büyük salona
geçtik. garsonlar tek kıyafet giymiş ve
hepsi de uzak doğulu idiler,
Endonezyalı, koreli, Kamboçyalı vs..
Bunlarda gemi gibi kiralıkmış. Ama bu konularda eğitim görmüş oldukları açıkca
görülüyordu.
Türkçe bilmedikleri
için anlaşmada zaman kaybı oluyordu.
Ismarlanan yemekler geç geliyordu. Bu arada garsonlara Türkçe'yi öğretmeyi de ihmal etmedik. Sonraki
kahvaltılarda, "Günaydın", öğle ve akşam yemeklerinde "iyi
günler, merhaba, teşekkür ederim. hoşca kalın, nasılsınız, iyiyim gibi
sözcükleri söylemeye başladılar. Kızlı erkekli bu garson grubu birkaç tur
sonra lisanımızı öğreneceklerdir.
Her tür kumar
aletlerinin bulunduğu salonlar tıkabasa
doluyordu. İnsanlar sanki gezip görmeye değil, kumar oynamaya gelmişlerdi. Halbuki, 18 saatlık kesintisiz seyahatimizde,
Yunan sanatçının verdiği konser, caz
ekibinin 7. kattaki, havuz başı müziği, havuzda
serinleme, kitap okuma,güneşlenme gibi etkinlikler ve imkanlar varken
kumar oynamanın bir anlamı yoktu. Öyle
insanlar vardı ki, bindiği anda,
kumarhanenin açıldığı zamandan , dönüşte, kumar aletlerinin kapatıldığı zamana
kadar oynayanlar vardı. Ben ve eşim 15
er dakika,sadece "Bi bakalım nasıl birşey "
sorusuna cevap için oynadık.
SANTORİNİ
ADASI
Cumartesi sabahı,
saat 9.30 da adanın açıklarındaydık. Adanın arka kısmında bulunuyorduk.
Gemiden inmeden,
güverteden gördüğümüz ada, simsiyah, tepelerde kar yağmış gibi görünen beyaz evler
ve çıkacağımız yerde birkaç bina.
Liman olmadığı için
gemimiz açıkta demir attı. Biraz sonra
tender botlar dedikleri motorlar
geldi ve onlarla karaya çıktık. Çıktığımız bu iskeleye "Athinios iskelesi "diyorlar. Gemiden gördüğümüz binaların bir kısmı satış dükkanları ve bir kısmı da motorcuların barınaklarından ibaretmiş
.
Santorini adası,
Kiklad ada grubunun en güneyinde bulunmaktadır. 73 km.2 dir. MÖ. 1500 yıllarında oluşan büyük bir
volkanik patlamayla meydana gelmiş. Onun için uzaktan görülen siyah yamaçlar
volkanik kayalarmış. Arkeolojik
kalıntıları, güneşin batarken seyredilmesi ve gece hayatı Santori'ye hayat
vermektedir..
Deniz seviyesinden 300 metre yüksekliğinde, tepede bir falezin üzerine yerleşmiş FİRA adanın başkenti dir. Başkent diyoruz ama aslında bir kasabadır. Yine uzaktan gördüğümüz beyaz binalar Fira kasabasının evleri imiş. 1956 da oluşan büyük bir deprem sonucu tüm binalar yıkılmış, var olanların çoğu yeni inşa edilmiştir.
Athinios iskelesinde bekleyen otobüslerle, kıvrıla kıvrıla,dar , tek arabanın geçebileceği bir yola girdik. Karşıdan gelen bir araba göründüğünde, en geniş taraf hangisine yakınsa, o araba kenara çekiliyor ve diğeri geçtiğinde yola devam ediyor. Yarım saatlık bir tırmanıştan sonra tepeye düzlüğe çıktık. Burada biraz dinlendik.
Düzlükten sonra en uzakta ve kuzeyde bulunan LA köyüne hareket ettik.
LA'ya gidiş yolu üzerinde üzüm bağları, bahçeler ve eşsiz manzaraları seyrederek köye geliyoruz. Bütün evler bembeyaz,çiçeklerle süslenmiş, yollar mermer taşlarından , parke stili şeklinde döşenmiş ve ter temiz. Mavi kubbeli kiliseler, tam ucda Venedik kalesi. kaleden görünen muhteşem manzarayı seyretmek insanın tüm yorgunluğunu almakta.
Sokaklar çok dar. Evlerin çoğu birer kat. Bazıları da ikişer kat. Her evin sokağa açılan odalarını dükkan yapmışlar. Lokanta ve hediyelik eşya satışı için dükkan olarak kullanıyorlar. Merak ettiğim , tek katlı evlerde ne zaman ve nerede yatmaktadırlar? Çünkü dükkanlar 24 saat açık. Gerçi ailece çalışıyorlar , nöbetleşe dükkanda kalırlar da, nerede yatıyorlar?
La köyünde alışveriş yaparken bir büyük dükkanın tezgahtarlarından birinin Türkçe bağırdığını duyunca satıcının yanına giderek , Türk mü olduğunu
sordum. Evet cevabını alınca , sohbete baişladım. Hikayesini herkes bilirmiş.
Adı Aytunç. Turistik gemide çalışıyormuş. Santorini adasına geldiklerinde, Polonyalı olan bir kıza aşık olmuş. Kız burada turizm şirketinde çalışıyormuş.
Aytunç gemiden ayrılarak adada kalmış. uzun süren
uğraşlardan sonra kızı razı etmiş ve evlenmişler. Görüştüğümüz dükkanda iş bulmuş ve
tezgahtarlığa başlamış. Kızın annesi
Polonya'da olduğu için zaman zaman Polonya'ya gidiyor, bazen de Türkiye'ye
geliyorlarmış. Bu ziyaretler çok kısa
sürmekteymiş. Ayrılırken "Türkiye'ye benden selam" diyerek
vedalaştık.
PERİSSA PLAJI
LA köyünde , bize
ayrılan zaman dolunca, otobüslerimize
binip , adanın en güzel plajına doğru yola çıktık. 20 dakika sonra plaja
vardık.
Bir kısmımız denize
girdik, bir kısmimiz da lokantada oturmayı tercih ettik. Çevre, geniş, düzlük bir araziye sahip. Tarla olarak kullanılıyor. Evler daha içerde.
Burada deniz kumu koyu gri. Kuskus iriliğinde. Ayaklara fazla yapışmıyor. Ve temiz. Deniz sıcak ama çok taşlı ve kaygan. Deniz faslından sonra Akropolis adlı lokantaya girerek balık yedik.
Balığı tercih etmemizdeki amaç, etlerin içinde domuz etinin de oluşu kuşkusu.
FİRA KASABASI
Buradan tekrar
otobüsümüze binerek, adanın merkez kasabası olan FİRA ya gittik. Buraya
romantik şehir de deniyor. Avrupa'dan, çevre adalardan ve kentlerden ,
evlenen kişiler balayını geçirmek
için Fira'ya geliyorlarmış. Onun
için bu kasabaya " romantik şehir" adını takmışlar.
Fira gerçekten güzel bir yer. Mavi kubbeli kiliseler, alışveriş dükkanları, lokantalar, eğlence yerleri katırlarlar ve eşekler.
Fira gerçekten güzel bir yer. Mavi kubbeli kiliseler, alışveriş dükkanları, lokantalar, eğlence yerleri katırlarlar ve eşekler.
Fira'nın adanın sırtındaki yerleşim bölgesinden daha
yüksek yer yok. Ama adanın en yüksek yeri 567 metre ile Profitis İlias dağı. Burada İlyas peygamberin manastırı
bulunuyor. Pek gidilmiyor ama yine de
3-4 rahibe bulunuyormuş. İlyas Manastırının korunmasının gerekçesi,
bereketi temsil etmesinden kaynaklanıyormuş. Diğer en büyük kilise Aziz Nikolas
kilisesi. Bu da koruyuculuğu temsil ediyormuş.
Bize ayrılan zaman dolmuştu. Fira'dan sahile, tender botlara binip gemimize gitmek için teleferiğe binmemiz gerekiyor. Başka iniş ancak çok yüksek ve dik merdivenlerle sağlanıyor. Teleferik okadar dik iniyor ki, bindiğiniz yerden , inen vagonu takip etmeniz mümkün değil. Hareket eder etmez birden bire gözden kayboluyor. Sanki bir çukura düşmüş oluyor. Bukadar dik. İster istemez bindik. 3 dakikada indik.
Tender botlara
binerek gemimize çıktık.
SANTORİNİ ADASININ İLGİNÇ ÖZELLİKLERİ:
Santorini adasında su
yok. Ada volkanik patlama sonucunda oluştuğu için su çıkmıyor. Su dışardan temin ediliyor. Eşekler ve
katırlar, dar sokaklarda taşıma işlerini hallediyorlar. Burada insandan çok
katır ve eşek var.
Susuzluğa rağmen, Santorini'nin şarapları meşhur. Gezdiğimiz yerlerde üzüm bağları vardı. Bu bağlardaki asmaların özelliği yere yapışık oluşu. Rüzgar çok estiği için büyümeye fırsat bulunmuyormuş. Adada nem çok oluyormuş. Yapısal olarak, bizim topuk taşı dediğimiz süngerimsi taşlar çokmuş. Okadar ki, yurt dışına ihraç ediliyormuş. Bu taşlar nemi emerek toprağı nemli tutuyormuş. Zamanla ,aşırı ihracat neticesinde nemlenme de azalmış. Hemen karar alarak ihracatı durdurmuşlar. İşte bu tür nemlenme sonucunda Santorini'nin yetiştirdiği başlıca ürünleri, üzüm, meyve, zeytindir.
Yollar kaymayan,
düzgün, mermer taşlardan oluşmuş. Kaldırım
tipinde döşenmiş.
Adada 300 den fazla
kilise bulunmakta. Normal kiliselerin dışında birde özel kiliseler varmış.
Toprağı ve varlığı olan insanlar özel kilise yaptırmak mecburiyetinde imişler.
Ve her yıl bir ayın ve ikram
yapılıyormuş. Yani hemen hemen her gün muhakkak bir ayin ve ikramda
bulunuluyormuş.
Volkanik kayalardan
oluşan adada pek çok mağara bulınmaktaymış. Bazı insanlar bu mağaraları
düzeltip ekleyerek butik otel durumuna getirmişler.
Santorini' nin
kısaca özelliğini belirtirsek, kendileri
tarafından şu tespitleri söylemekte
haklı oluruz.
Bu adada: İnsandan
çok, katır ve eşek var.
Bu adada: Sudan çok
şarap var.
Bu adada: Evden çok
kilise var.
Bu adada: Ahşaptan
çok mermer var.
MİKONOS ADASI:
Santorini adasından
gemimize saat: 15 de bindik. 16 da
da mikonos adasına doğru yol almaya
başladık. 6 saatlık bir yolculuktan sonra gece saat: 22 de gemimiz liman
iskelesine yanaştı. Gece yarısından sonra saat: 2.15 e kadar zamanımız vardı.
2.15 de gemide olmamız söylendi.
Pahalılığından şikayet
edilen Mikonos adası 85 kilometre
karedir.Turlos,paradis, agran, Elia plajları meşhurmuş. FolklorDeniz,Arkeoloji
ve Kültür müzeleri gezilecek yerlermiş.
Ama biz gece adaya geldiğimiz için bunları göremedik.
Gündüz gözü ile adayı
göremeyeceğimiz için üzülüyorduk. Gemi görevlileri "Aslında şanslısınız.
Mikonos'un gece hayatını göremeyen gündüzcüler üzülüyor. Sizler
şanslısınız" diyerek bizleri iknaya çalışıyorlardı.
Ada pırıl pırıl
renkli ışıklarla sanki özel olarak donatılmıştı. Sahildeki lokantalar , barlar,
kafeler insan kaynıyordu. Oturma yerine gezmeyi yeğleyerek iç kısımlara doğru
yürüyüşe geçtik. Tepelere kadar çıktık. Sokaklar dar olduğu için araba yoktu.
Sağlı sollu lokanta, bar ve dükkanlar. Dükkan derken öyle ahım, şahım büyük değil.
5-6 metre karelik odalar. Ne satacaksa duvarları doldurmuşlar. Kapı önüne de
koymuşlar, dükkan olmuş.Her yerden gelen
müzik sesi ne kendini kaptıranlar oynuyor, eğleniyor. Palyaçolar çeşitli
gösteriler yapıyor ve birbirinden güzel Rum kızları.
Bizim Bodrum'umuz da
eğlence yeri, ama itiraf etmeliyim ki, Mikonos
Bodrum'u her yönü ile sollar.
Buram buram romantik
kokan Santorini ve özgürlük ve eğlencenin kalbi Mikonos'tan ayrılma zamanı gelmişti.Gemimize biner binmez uyumuşuz. Uyandığımızda,hava aydınlanmış, güneş içeriye kadar sızmıştı.
Kahvaltı, ödemeleri yapmak ve valizlerin hazırlanıp görevlilere teslim edilmesi sonrasında üst güverteye çıkarak, Yunan müziği eşliğinde Yunan kızlarının danslarını seyrederek, 13.30 da , enerji toplamış olarak, İzmir'imize ulaştık.
Sayın Bursalıoğlu,
YanıtlaSilTelefonda gerçekleştirilen memnuniyet anketiniz sırasında gemi seyahatiniz hakkındaki detaylı görüşlerinizi bloğunuzda yayınlayacağınızı iletme nezaketi gösterdiğiniz için öncelikle teşekkür etmek isteriz.
Yüksek seyahat kültürünüzle hazırlandığı her halinden belli olan sayfanızda tura ve gemi seyahatine ilişkin özenli paylaşımınız, ilk kez gemi seyahati yapacak olan misafirlerimize yol gösterici olacaktır.
Hizmetlerimize yön veren paylaşımlarınızın sonraki tatillerinizde artarak devam etmesini umduğumuzu bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla
etstur Kalite Güvence ve Müşteri İlişkileri