LONDRA
OLİMPİYATI VE 5 MADALYA
Burhan Bursalıoğlu
2012 Londra Olimpiyatları heyecanlı ve duygusal yarışmaların
sonunda nihayete erdi.
Her yönü ile başarılı bir organizasyon ve ekran başından uzaklaşmamızı
engelleyen yarışmalar.
Ülkemiz bu yarışmalara 114 kişi ile katıldı. Hepsi de
Türkiye’de yarışmış isim yapmış, Avrupa’da ve Dünya’da derecelere girmiş
sporcularımız. Doğal olarak onlardan çok,
çok madalya bekledik ve beklemek de hakkımızdı.
Açılış geçidinde onları duygusal gözlerle izleyip alkışladık. İlk kez bu
kadar kalabalık şekilde olimpiyatlara
katılıyorduk.
Yarışmacılarımız açılışta |
Sayın Emin Çölaşan’ın, “Atatürk’ün Kızları” dediği kızlarımız erkeklerden bir hayli fazla idi. Onlarla gurur duymak hem onur, hem de gurur veriyordu.
17 gün devam eden yarışmalar sonunda, ne yazık ki
beklediğimiz başarılar gelmedi. Aslında
başarı olmak kolay da değildi. Dünya sporcularına karşı yarışıyorsun. Dünya
rekorları kırmış yarışmacılara rakip oluyorsun.
Sonucun ne olacağını bildiğin halde, yinede heyecanlanmamak elden
gelmiyordu.
Öyle yarışmalar vardı ki, madalya almak çok kolaydı. Beklentilerimiz o yönde idi. Ama bütün
bunlarda hüsrana uğradık.
Halterdeki halimiz
Takım olarak çok güvendiğimiz yarışmalarda hiçbir başarı gösteremedik. Grekoromen ve
serbest güreşler, ata sporumuz olmasına
rağmen, umulmadık güreşçiler karşısında minderden kalkamadık. Burnumuzu
sürttüler. Dünya şampiyonu olan Selçuk Çebi dahi,güreş bilgi ve kültürü olmayan
İsveçli, sıradan bir güreşçi olan Robert Rosengren’e yenilerek elendi. Judo ve tekvandoda, beklenmedik yenilgiler
aldık. Erkeklerde tekvandoda Servet Tazeğül’ün altın, Bahri Tanrıkulu’nun gümüş
, Atatürk kızlarından tekvandoda Nur Tatar’ın gümüş madalya almaları da kişisel
becerilerinden geldi.
Tekvandocu Altın madalyalı Servet Tazegül
Okçularımız, atıcılarımız, gülleciler, diskçiler, çekiççiler, yüksek atlama boks ve ciritçilerimiz hep sıfır çektiler. Aslında
bu tür branşlar güç ve stil ister.
Çalışmakla dereceler elde edilir.
Bunların federasyon başkan ve görevlileri gereken ilgiyi göstermemişler
diyorum. Madalya alsın diye Çin’den aldığımız devşirme masa tenisi yarışmacı Bora
Vang ancak bir yarışmacıyı yenebildi ve ikinci yarışmada elendi.
Broz madalyalı 100 kiloda Rıza Kayaalp
Çekiçte Eşref Apak 73.47 m.ile, 11. olup elendi.
Güllede Hüseyin Atıcı 19.74 m. İle 20. Olup elendi.
50 m. Serbest tabancada İsmail Keleş ve Yusuf Dikeç elendiler.
Disk atmada Ercüment Olgundeniz 60.87 m. İle elendi.
Kadınlar çekiçte, Kıvılcım Kaya 69.50 m. İle, Tuğçe
Şahutoğlu 67.58 ile elendiler.
Atıcılıkta, Çiğdem Eryaman 63 puanla 13. Olarak elendi.
Ülkemizin dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen,
maalesef deniz yarışlarında hiçbir varlık gösteremedik. Yelken ve
kürekçilerimiz derecelere giremediler.
Yüzme, daha çok havuz
sporudur. Yüzücülerimizin başarılı olamamasının
nedeni yine federasyonlarda buluyorum. Gerekli tesisler maalesef yok.
Bazı kulüplerin kendi adlarına açtıkları havuzlarda yetişen yüzücülerden bu kadarı beklenir. Aslında onların programları
da yanlış. Takımlarına aldıkları yeteneklerin çalışmaları kışın yetmiyor muş
gibi, yaz aylarına da çalışma mecburiyeti koyuyorlar. Olay böyle olunca
takımdan ayrılıyor ve yaz tatilini tercih ediyor. Kulüpler hiç olmazsa öyle program yapmalılar
ki yüzücüler 2 ay yazın tatil yapabilmeliler. Çünkü onların tamamı öğrenci.
Böyle olunca da iyi yüzücü yetişmiyor. Birçok kabiliyetli çocuklar da tesis olmadığından
veya yetersizliğinden heba olmaktadır.
Hazal Sarıkaya, 100 m. Sırtüstünde 40.
Ediz Yıldırımer 1500 de 26.
Dilara Buse Günaydın 100m. Kurbağalamada sonuncu
Burcu Dolunay 100 m. Serbestte
25.72 lik dereceyle elendi.
Burcu Dolunay 50 m. Serbeste de 34. Oldu.
Atletizm branşının koşu bölümünde Atatürk’ün kızları büyük
bir özveri ile çaba gösterip yüzümüzü ak çıkardılar.
Erkekler, 3000 m. Koşan, devşirme Tarık Langat Akdağ 8.17.85
ile Türkiye rekoru kırmasına rağmen finalde sonuncu oldu.
Dudu Karakaya 5000 m.
Elendi.
Pınar Saka, 400 m. Seçmelerinde 52.38 lik derecesiyle
elendi.
3000 m. Engelli kızlarda, Gürcan Mangır 28. , Özlem Kaya 40.
Ve Binnaz Uslu da sonuncu olarak elendiler.
100m. Engellide final koşan Nevin Yanıt 12.58 dereceyle (Türkiye
rekoru) ile 5. Geldi.
800 m. de Merve Aydın, önde götürdüğü yarışın ortalarında
sakatlanarak en geri düştü. Sakat, sakat yarışı bitiren Aydın’ı 80 bin seyirci
ayakta alkışlayıp, İngiliz spor gazetelerden biri Nevin Aydın’ı “günün atleti”
seçti.
1500 ün altı madalyalı Aslı Çakır Alptekin (sağda) ve gümiş madalyalı Gamze Bulut
1500 m. Kızlarda,
final koşan Aslı Çakır Alptekin ile, Gamze Bulut göğsümüzü kabartan
Atatürk Kızlarına laik oldukları dereceleri yaptılar. Alptekin birinci, Bulut
ikinci oldular.
Filenin Sultanları
Atatürk’ün Kızları , filenin Sultanları maçlara iyi başlayamadılar. Gruptan çıkamadı. Ama çok güzel maçlar çıkardılar. Çok güçlü olan
gruptaki takımlar, defalarca olimpiyatlara katılmış takımlardı. Bizim
kızlarımız ise ilk kez katılıyor ve heyecan rahat oynamalarını engelliyordu.
Buna rağmen gurur verici maçlar çıkardılar.
Atatürk’ün Kızları, potanın
perileri de ilk kez olimpiyatlara katılıyorlardı. Çok mücadeleci ve gurur verici maçlar sonunda
grup ikincisi olarak, diğer grubun üçüncüsü olan Rusya ile karşılaştı. Zaman, zaman Dünya ve olimpiyat şampiyonu olan Ruslara kafa tuttular. 3 sayı
farkla 63-66 yenilerek Londra’ya veda etmek mecburiyetinde kaldık.
Çok taktir edilen potanın perileri
herkese kendilerini aşık ettirdiler. Helal olsun onlara.
Potanın Perileri
Bu arada sakat, sakat, yaralı ve hasta olarak yarışmalara
katılan yarışmacılarımızı kutluyorum.
Toplam
madalya sıralamasında 5 madalya ile 32. Olan Türkiye’nin üzerinde, Azerbaycan
6; Kuzey Kore 6; Güney
Afrika 6; Hırvatistan 6; Etiyopya 7; Danimarka
9; Romanya 9 ; Polonya 10; Çek
Cumhuriyeti 10; Kenya 11 Jamaika 12; İran 12; Yeni Zelanda 13;
Kazakistan 13; Beyaz Rusya 13;
Küba 14; Brezilya 17; İspanya 17;
Macaristan 17; Ukrayna 20; Hollanda 20;İtalya 28; Güney Kore 28; Fransa 34; Avustralya 35; Japonya 38 ; Almanya 44; İngiltere 65;
Rusya 82; Çin 87; ABD 104 madalya
aldılar.
Tekvando gümüş madalyalı Nur Tatar
SONUÇ: Başta, bütün yarışmacılarımızı gönülden kutluyorum.
Başarılı olmak için tesis şart. Libya’ya, Suriye’ye çok
zenginmişiz gibi para göndereceğimize, arada bir isyan eden, hatta polisimizi
yaralayan , harçlık, yatacak yer, üç
oyun yemek verdiğimiz Suriyeli mültecilere masraf yapacağımıza, Ülkemizin her yerleşim birimine tesisler yapmalıydık.
Sporcu ilkokuldan başlar. İlk okullardan azaltılan Beden
Eğitimi derslerinin araç ve gereçler takviyesi ile tekrar çoğaltılması
gerekmektedir.
Spor Devletin öncelik tanıyacağı konuların başında olmalı.
Londra olimpiyatlarında başarılı olmayan Federasyon
Başkanları derhal istifa ederek, yerlerini çalışkan, programlı, o işin
ustalarına bırakmalılar.
Özellikle güreş ve
halter antrenörleri , çalıştırıcıları görevden alınmalı. Gerekiyorsa dışarıdan
çalıştırıcı getirtilmelidir.
Bütün branşlarda, Avrupa’ lı ların uyguladıkları çalışma
yöntemleri öğrenilmelidir. Hep Avrupa diyoruz ama, Çin, Japonya, Güney Kore,
ABD, Brezilya gibi devletleri de bu cümlenin
içinde farz ediyorum.
Devşirme sporculara son verilmeli. Türkçe bilmeyen, Türkiye için yarışan biri bana ters geliyor. Afrikalıların
atletizmde başarılı olduğu kaçınılmaz. Onlardan sporcu devşireceğine,
sporcularımız orada çalışsınlar veya oradan çalıştırıcı getirtilsin.
Lise ve üniversiteler, yetenekli sporculara burs versin.
Onlara Dünyada olduğu gibi ayrıcalık tanınsın.
Çok kişi ile yarışmalar katılmak iyi de, daha iyi olan
katılım oranında madalya almaktır. Adamlar 20 kişi ile geliyor,
11 madalya alıp gidiyorlar. Biz 114
kişi ile 5 madalya alıp göklere çıkıyoruz., 2016 ve Türkiye’de olması için yaptığımız müracaat kabul edilirse, 2020 olimpiyatlar bizim için bir fırsat olacaktır. Onun için tüm Federasyonlar şimdiden 2016 ve 2020 olimpiyatlarda yarışacak yarışmacıları yetiştirmeliler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder