13 Ağustos 2012 Pazartesi

Londra'da




LONDRA  OLİMPİYATI  VE  5 MADALYA

Burhan Bursalıoğlu

2012 Londra Olimpiyatları heyecanlı ve duygusal yarışmaların sonunda  nihayete erdi.
Her yönü ile başarılı bir organizasyon  ve ekran başından uzaklaşmamızı engelleyen  yarışmalar.
Ülkemiz bu yarışmalara 114 kişi ile katıldı. Hepsi de Türkiye’de yarışmış isim yapmış, Avrupa’da ve Dünya’da derecelere girmiş sporcularımız. Doğal olarak onlardan  çok, çok madalya bekledik ve beklemek de hakkımızdı.  Açılış geçidinde onları duygusal gözlerle izleyip alkışladık. İlk kez bu kadar  kalabalık şekilde olimpiyatlara katılıyorduk.

Yarışmacılarımız açılışta

Sayın Emin Çölaşan’ın,  “Atatürk’ün Kızları” dediği kızlarımız erkeklerden bir hayli fazla idi. Onlarla gurur duymak hem onur, hem de gurur veriyordu.
17 gün devam eden yarışmalar sonunda, ne yazık ki beklediğimiz başarılar gelmedi.  Aslında başarı olmak kolay da değildi. Dünya sporcularına karşı yarışıyorsun. Dünya rekorları kırmış yarışmacılara rakip oluyorsun.  Sonucun ne olacağını bildiğin halde, yinede heyecanlanmamak elden gelmiyordu.
Öyle yarışmalar vardı ki, madalya almak çok kolaydı.  Beklentilerimiz o yönde idi. Ama bütün bunlarda  hüsrana uğradık.

                                                               Halterdeki halimiz
Takım olarak çok güvendiğimiz  yarışmalarda  hiçbir başarı gösteremedik. Grekoromen ve serbest güreşler, ata sporumuz  olmasına rağmen, umulmadık güreşçiler karşısında minderden kalkamadık. Burnumuzu sürttüler. Dünya şampiyonu olan Selçuk Çebi dahi,güreş bilgi ve kültürü olmayan İsveçli, sıradan bir güreşçi olan Robert Rosengren’e yenilerek elendi.  Judo ve tekvandoda, beklenmedik yenilgiler aldık. Erkeklerde tekvandoda Servet Tazeğül’ün altın, Bahri Tanrıkulu’nun gümüş , Atatürk kızlarından tekvandoda Nur Tatar’ın gümüş madalya almaları da kişisel becerilerinden geldi. 
                                            Tekvandocu Altın madalyalı Servet Tazegül
                                                                
Okçularımız, atıcılarımız, gülleciler, diskçiler,  çekiççiler, yüksek atlama  boks  ve ciritçilerimiz hep sıfır çektiler. Aslında bu tür branşlar güç ve stil ister.  Çalışmakla  dereceler elde edilir. Bunların federasyon başkan ve görevlileri gereken ilgiyi göstermemişler diyorum.  Madalya alsın diye Çin’den  aldığımız devşirme masa tenisi yarışmacı Bora Vang ancak bir yarışmacıyı yenebildi ve ikinci yarışmada elendi.

                                             Broz madalyalı 100 kiloda Rıza Kayaalp

Çekiçte Eşref Apak 73.47 m.ile, 11. olup elendi.
Güllede Hüseyin Atıcı 19.74 m. İle 20. Olup elendi.
50 m. Serbest tabancada İsmail Keleş ve Yusuf Dikeç elendiler.
Disk atmada Ercüment Olgundeniz 60.87 m. İle elendi.
Kadınlar çekiçte, Kıvılcım Kaya 69.50 m. İle, Tuğçe Şahutoğlu 67.58 ile elendiler.
Atıcılıkta, Çiğdem Eryaman 63 puanla 13. Olarak elendi.
Ülkemizin dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, maalesef deniz yarışlarında hiçbir varlık gösteremedik. Yelken ve kürekçilerimiz derecelere giremediler.
 Yüzme, daha çok havuz sporudur. Yüzücülerimizin başarılı olamamasının  nedeni yine federasyonlarda buluyorum. Gerekli tesisler maalesef yok. Bazı kulüplerin kendi adlarına açtıkları havuzlarda yetişen yüzücülerden bu  kadarı beklenir. Aslında onların programları da yanlış. Takımlarına aldıkları yeteneklerin çalışmaları kışın yetmiyor muş gibi, yaz aylarına da çalışma mecburiyeti koyuyorlar. Olay böyle olunca takımdan ayrılıyor ve yaz tatilini tercih ediyor.  Kulüpler hiç olmazsa öyle program yapmalılar ki yüzücüler 2 ay yazın tatil yapabilmeliler. Çünkü onların tamamı öğrenci. Böyle olunca da iyi yüzücü yetişmiyor. Birçok kabiliyetli çocuklar da tesis olmadığından veya  yetersizliğinden heba olmaktadır.
Hazal Sarıkaya, 100 m. Sırtüstünde 40.
Ediz Yıldırımer 1500 de 26.
Dilara Buse Günaydın 100m. Kurbağalamada sonuncu
Burcu Dolunay  100 m. Serbestte 25.72 lik dereceyle elendi.
Burcu Dolunay 50 m. Serbeste de 34. Oldu.
Atletizm branşının koşu bölümünde Atatürk’ün kızları büyük bir özveri ile çaba gösterip yüzümüzü ak çıkardılar.
Erkekler, 3000 m. Koşan, devşirme Tarık Langat Akdağ 8.17.85 ile Türkiye rekoru kırmasına rağmen finalde sonuncu oldu.
Dudu Karakaya  5000 m. Elendi.
Pınar Saka, 400 m. Seçmelerinde 52.38 lik derecesiyle elendi.
3000 m. Engelli kızlarda, Gürcan Mangır 28. , Özlem Kaya 40. Ve Binnaz Uslu da sonuncu olarak elendiler.
100m. Engellide final koşan Nevin Yanıt 12.58 dereceyle (Türkiye rekoru) ile 5. Geldi.
800 m. de Merve Aydın, önde götürdüğü yarışın ortalarında sakatlanarak en geri düştü. Sakat, sakat yarışı bitiren Aydın’ı 80 bin seyirci ayakta alkışlayıp, İngiliz spor gazetelerden biri Nevin Aydın’ı “günün atleti” seçti.

1500 ün altı madalyalı Aslı Çakır Alptekin (sağda)  ve gümiş madalyalı Gamze Bulut

1500 m. Kızlarda,  final koşan Aslı Çakır Alptekin ile, Gamze Bulut göğsümüzü kabartan Atatürk Kızlarına laik oldukları dereceleri yaptılar. Alptekin birinci, Bulut ikinci oldular.

                                                           Filenin Sultanları

Atatürk’ün Kızları , filenin  Sultanları   maçlara iyi başlayamadılar.  Gruptan çıkamadı. Ama  çok güzel maçlar çıkardılar. Çok güçlü olan gruptaki takımlar, defalarca olimpiyatlara katılmış takımlardı. Bizim kızlarımız ise ilk kez katılıyor ve heyecan rahat oynamalarını engelliyordu. Buna rağmen gurur verici maçlar çıkardılar.
Atatürk’ün Kızları, potanın   perileri  de ilk kez olimpiyatlara katılıyorlardı.  Çok mücadeleci ve gurur verici maçlar sonunda grup ikincisi olarak, diğer grubun üçüncüsü olan Rusya ile karşılaştı.  Zaman, zaman Dünya ve olimpiyat  şampiyonu olan Ruslara kafa tuttular. 3 sayı farkla   63-66 yenilerek  Londra’ya veda etmek mecburiyetinde kaldık. Çok taktir edilen  potanın  perileri  herkese kendilerini aşık ettirdiler. Helal olsun onlara.

                                                           Potanın Perileri

Bu arada sakat, sakat, yaralı ve hasta olarak yarışmalara katılan yarışmacılarımızı kutluyorum.
                Toplam madalya sıralamasında 5 madalya ile 32. Olan Türkiye’nin üzerinde, Azerbaycan 6;  Kuzey Kore 6;   Güney Afrika 6;  Hırvatistan 6; Etiyopya 7; Danimarka 9; Romanya 9 ; Polonya 10;   Çek Cumhuriyeti 10; Kenya  11   Jamaika 12; İran 12; Yeni  Zelanda 13;  Kazakistan 13;  Beyaz Rusya 13; Küba 14; Brezilya 17; İspanya 17;  Macaristan 17;  Ukrayna 20;  Hollanda 20;İtalya 28; Güney Kore 28;  Fransa 34; Avustralya 35;  Japonya 38 ; Almanya 44;  İngiltere 65;  Rusya 82; Çin 87; ABD 104  madalya aldılar.

                                               Tekvando gümüş madalyalı Nur Tatar

SONUÇ:  Başta, bütün yarışmacılarımızı gönülden kutluyorum.
Başarılı olmak için tesis şart. Libya’ya, Suriye’ye çok zenginmişiz gibi para göndereceğimize, arada bir isyan eden, hatta polisimizi yaralayan ,  harçlık, yatacak yer, üç oyun yemek verdiğimiz Suriyeli mültecilere masraf yapacağımıza, Ülkemizin  her yerleşim birimine tesisler yapmalıydık.
Sporcu ilkokuldan başlar. İlk okullardan azaltılan Beden Eğitimi derslerinin araç ve gereçler takviyesi ile tekrar çoğaltılması gerekmektedir.
Spor Devletin öncelik tanıyacağı konuların başında olmalı.
Londra olimpiyatlarında başarılı olmayan Federasyon Başkanları derhal istifa ederek, yerlerini çalışkan, programlı, o işin ustalarına bırakmalılar.
Özellikle güreş ve  halter  antrenörleri , çalıştırıcıları  görevden alınmalı. Gerekiyorsa dışarıdan çalıştırıcı getirtilmelidir.
Bütün branşlarda, Avrupa’ lı ların uyguladıkları çalışma yöntemleri öğrenilmelidir. Hep Avrupa diyoruz ama, Çin, Japonya, Güney Kore, ABD,  Brezilya gibi devletleri de bu cümlenin içinde farz ediyorum.
Devşirme sporculara son verilmeli.  Türkçe bilmeyen, Türkiye için yarışan  biri bana ters geliyor. Afrikalıların atletizmde başarılı olduğu kaçınılmaz. Onlardan sporcu devşireceğine, sporcularımız orada çalışsınlar veya oradan çalıştırıcı getirtilsin.
Lise ve üniversiteler, yetenekli sporculara burs versin. Onlara Dünyada olduğu gibi ayrıcalık tanınsın.
Çok kişi ile yarışmalar katılmak iyi de, daha iyi olan katılım oranında madalya almaktır. Adamlar 20 kişi  ile geliyor,  11  madalya alıp gidiyorlar. Biz 114 kişi ile 5 madalya alıp göklere çıkıyoruz.

,  2016 ve Türkiye’de olması için yaptığımız müracaat kabul edilirse, 2020 olimpiyatlar bizim için  bir fırsat olacaktır.  Onun için tüm Federasyonlar  şimdiden 2016 ve 2020  olimpiyatlarda yarışacak  yarışmacıları  yetiştirmeliler.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ