SORUNLARIYLA GELEN ÖĞRETİM YILI
Burhan Bursalıoğlu
Sevgili okuyucularım. Bugün tüm yurdun dört bucağında okulların açıldığı gündür.
Bu öğretim yılı öyle bir şekilde açıldı ki, bütün sorunlarını da yanında taşıdı. Başta öğretmenler ne yapacaklarını bilmiyor. Veliler kuşku içinde.Okul binaları yetersiz ve sınıflar 60-70 kişilik. Birçok okul binaların tamiratları bitmemiş. Araç gereç eksik veya yok. 60 -66 aylık çocuklara göre lavabolar hazırlanmış değil. Bu çocuklar için öğretmen seminerleri yapılmadı. Açıkta olan öğretmenlerin geleceği belli değil. Okul idarecileri şaşkın. Ders kitapları tümden değişti ve maalesef Atatürk ve inkilaplar müfredattan kaldırıldı. Atatürk ve silah arkadaşları unutturulmak için gereken her şey yapılıyor. Seçmeli derslerden üçü hariç gerisi göz boyama. Seçmeli derslerden "Hazreti Muhammet'in Hayatı, Kuran ve arapçanın dışındakilerin öğretmenleri yok, dershane yok seçen öğrenci yok " ALDATMACASIYLA VELİLER İLK 3 DERSİN SEÇİMİNE ZORLANMAKTADIR.
EĞİTİMDE BİR KAOSTUR BAŞLADI VE BUNUN NASIL, NE ZAMAN BİTECEĞİ DE BELLİ DEĞİL.
Şu ana kadar 600 ün üzerinde ortaokul İmam hatip okuluna çevrildi. Yukarıda anlattığım aldatmaca sonunda Ülkemizde galiba sivil ortaokul ve lise kalmayacaktır.
Bu blokta, bundan böyle Milli Eğitimle ( Eğitimin Millisi kalmadı. Galiba, Ömer Dinçer Eğitimi demek daha isabetli olur) ilgili gelişmeler zaman içinde, düşüncelerini beyan eden yazar ve düşünürlere yer vereceğim.
Bu gün Sözcü Gazetesinin yazarlarından Saygı Öztürk'ün eğitimle ilgili yazısını koyuyorum.
Bu öğretim yılı, öğrencilerimize başarılı geçmesini, öğretmen ve idarecilerimize sabırlar diliyor ve velilerimize de oyuna gelmemelerini tavsiye ediyorum.
Haktan, hukuktan söz edenlere bak
Saygı Öztürk
Milli Eğitim Bakanlığı, hangi yasada, yönetmelikte değişiklik yapsa, bu durum “reform” diye yazılıyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi birçok konuda bakana yanlış bilgi veriliyor, bakan bunları doğru bilgiymiş gibi aktarıyor. Anlatılanlara eği- timciler inanmıyor, çünkü işin aslını biliyorlar.
Yeni öğretim yılına girilirken okullara ders kitapları gönderildi. 5. sınıf diye bir sınıf olmamasına rağmen milyonlarca adet 5. sınıf kitabı okullara ulaştırıldı. İlkokul birinci sınıfların, ortaokul 1. sınıfların ders programı değiştirildi. Üç ay oyunla geçecek. Ancak program buna göre değil. Madem okutmayacaksınız, kitabı niçin ona göre bastırmıyor, devleti trilyonlarca lira zarara uğratıyorsunuz?
Hedef, AKP’li olmayanlar…
Talim ve Terbiye Kurulu’nun, onayından geçen ders kitabı 5 öğretim yılı okutuluyor, bu kitaplar da yayıncılarına büyük paralar kazandırıyor. İşte bu yüzdendir ki, ders kitaplarının seçimi son derece önemli. Kitap seçimiyle ilgili iddialar da gündemden hiç düşmez.
Kitap inceleme merkezinde 100’ün üzerinde öğretmen görev yapar. Bunlar arasında birkaç yanlış yapan çıkıyor ama kendilerini eğitime adamış, görevlerini hakkıyla yerine getirenler çoğunluktadır. Önemli bir bölümünün, AKP yanlısı öğretmen sendikasının üyesi olmaması Bakanlık için sorun yaratıyor. Bakanlık, onları gönderiyor, öğretmenler mahkeme kararıyla dönüyor.
Bu köşenin okurlarına, Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği’nin değiştirileceğini, kitap incelemesinin TÜBİTAK’a devredilmek istendiğini belirtmiş, asıl amacın oradaki öğretmenleri göndermek olduğunu da eklemiştim. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu önerisini, TÜBİTAK haklı gerekçelerle kabul etmedi. O zaman, Milli Eğitim Bakanlığı yeni arayışa girdi. Öyle bir düzenleme yapmalıydı ki, bu merkezde görevli öğretmenler dağıtılmalı, kendilerine yakın olanlar da sınava bile girmeden yükseltilmeliydi.
Başkanlığa, AKP’den getirildi
Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliği değiştirdi. Ders kitaplarını inceleyen komisyon adı gitti yerini “panel” aldı. Komisyon üyesinin adı da “panelist” oldu. Değişikliğe göre, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nda bir veri tabanı oluşturulacak, Türkiye genelinde doktorasını yapmış olanlardan 5, öğretmenlerden 10 yıl hizmeti olanların veri tabanından başvuruları alınacak. İhtiyaç ölçüsünde öğretmenler bir havuzda toplanacak.
Grup Başkanlığı’na, AKP Genel Merkezi’ nden gönderilen Zekeriya Erbeyi 2008’de getirildi. O görevini sürdürmeye devam edecek. Erbeyi, veri tabanındaki panelistlerin değerlendirmesini, seçimini, koordinasyonunu yapacak.
Başvuru yapılacak kitaplar, 6-8 paneliste elektronik ortamda gönderilecek. Onlar ayrı ayrı inceleyecek, raporlarını yazacak (bunun için süre konulması da unutulmuş), Talim ve Terbiye Başkanlığı’na gönderecek. Daha sonra panelistler Ankara’ya çağrılacak, raporları dinlenecek. Panelistler görüş birliğine varabilirse, rapor hazırlanıp kitap Talim ve Terbiye Kurulu’na sunulacak.
Her dersle ilgili inceleme kriteri belirlenmiş. 3 çokiyi, 2 iyi, sıfır ise “iyi değil”miş. Hiçbir sistemde, sıfırı “iyi değil” diye değerlendiren bir kriter var mı acaba?
Buna “Yanlılık beyanı” denir
Panelistlerden “yansız” davranacaklarına dair birer beyan alınacakmış. Yansız davranacağını beyan etmesi demek, yanlı olduğunu ortaya koyar. Böyle bir yönetmelik olur mu? Öğretmenlerin görevlendirmeleriyle, ne zaman okuyacakları, hangi dönemlerde Ankara’ya çağrılacakları da dahil hiçbir ayrıntı yok.
Bugün yakınma konusu olan “kirli ilişkiler” bu kez Bakanlık binasından çıkıp bütün il ve ilçelerdeki öğretmenlere, okullara yayılacak. Yayınevleri, kitaplarına yüksek puan vermesi için bu kez “panelist” peşinde koşacak. Üstelik, bu düzenleme, kaliteyi artırmıyor, kirli ilişkileri de ortadan kaldırmıyor. Kaldırmadığı gibi daha da genişletiyor.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, görevlendirmeleri iptal etti. Bu durumda olanların geldikleri okula gönderilmeleri gerekiyor. Ancak, devreye bakanlar girdi. Kurtarılmak isteneni kurtarmak, gönderilmek isteneni de göndermek için bakın neler yapıldı:
Merkez Teşkilatında Görevde Yükseltme Yönetmeliği’ne göre, “eğitim uzmanı” olabilmek için sınava girme, sınavda belli bir puan alma şartı vardı. Dinçer, 8 Eylül’de yönetmeliği değiştirdi. Öğretmenlerin eğitim uzmanı olabilmesi için sınava girme ve belli puan alma şartını kaldırdı. Talim Terbiye Kurulu’nda, genel müdürlüklerde görevli öğretmenlerin başvuruları alınacak, bunlar sınava girmeden “eğitim uzmanı” olarak çalıştırılacak. Diğerlerine ise “okulunuza marş marş” denilecek.
Sonra haktan, hukuktan, adaletten söz edeceksiniz. Sevsinler sizi…
----
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder