18 Aralık 2012 Salı

SPOR






GALATASARAY-FENERBAHÇE  MAÇI SONRASI
 Burhan Bursalıoğlu

16 Aralık Pazar günü Galatasaray Arena stadında Galatasaray-Fenerbahçe  derbi adı ile tarihe geçen  süper liğ maçı yapıldı.

 Maç Galatasarayın 2-1 galibiyetiyle bitti. Maç bitti, futbolcular karşılıklı olarak birbirlerini kutladılar, forma değiştirdiler, bazı futbolcular karşı takımın teknik drektörüyle kucaklaştı.  Seyirciler mutlu , dağıldılar.

Buraya kadar herşey normal. Aslında normal de denmez. Çünkü statda tek taraflı seyirci vardı.  İstanbul Valiliği  üç büyüklerin kendi aralarında yapacağı  maçlarda, rakip takımın seyircisinin maça alınmaması kararı verince, Pazar günkü maçta Fenerbahçe seyircisi, maçı dışarda, kahvehanelerde, evlerde izlemek mecburiyetinde kaldı. Bu durum  5-6 sezondur devam ediyor.  Onun için maçın bitimine kadar geçen süreyi , bu nedenle normal olarak kabul edemiyorum. Söz buraya gelmişken Valiliğin almış olduğu bu karar, gerekçelerinde de belirttikleri  gibi, çıkabilecek olayları  engellemek amacı taşıyor. Daha önce meydana gelen karşılıklı olaylar, statlara verilen hasarlar, yaralanan ve ölen taraftarlar nedeniyle bu yasak getirildi.
BUNLAR NASIL TARAFTAR?

Statlardaki kavgalar, atışmalar, hakaretler bitti ama sokaklardaki olaylarda bir azalma olnadı , üstelik arttı da.

Maçtan sonra, İstanbul'un çeşitli bölgelerinde,özellikle Galatasaraylılara, storlara, otobüs ve Galatasaraylıların yolculuk yaptığı  toplu taşıtlara zarar veren saldırılar yapıldı. Ülkenin çeşitli illerinde de buna benzer ufak tefek olaylar oldu. Değişik ortamlarda bunun tersi de olmaktadır. İnsana, mala verilen zarar her geçen dönemde azalacağı yerde artmaktadır.

Bu olayları yapan insanlar holigan denen, Özellikle futbolda fanatizmi besleyen ve çevreye zarar vermeye eğilimli taraftar, serseri, haytalardır.
KÜÇÜK YAŞTA HOLİGAN YETİŞİYOR


. Bence bu insanların taraftar olduğunu zannetmiyorum. Holigan denen bu saldırgan insanlar provakotor olabilir, kişilerce tutulmuş  insanlar olabilir, hasta olabilirler. Çünkü olaylarda bu saldırganları yatıştırmaya çalışan  taraftarları görmekteyiz. Canla başla olayların önüne geçmeye çalışmaktalar. Yenilmenin, yanmek kadar sportmenliğe yakıştığını bilen gerçek taraftar bu insanlar. Bu iyi niyetli insanların, tuttuğu takımın  maçını seyretmekten alıkonması adalet mi? Birkaç saldırganın çıkardığı olaylar nedeniyle, gerçek  taraftara verilen ceza, sportmenliğe maalesef ters düşmektedir.
HOLİGANLARIN MARİFETLERİ

Müsabaka, yarışma bir oyundur, eğlencedir. İnsanlar boş zamanlarını seyrederek değerlendiriyorlar. Bu da  onların en doğal hakkı olmalıdır.  Bir maçın seyir yasağı medeni insanlara yakışmıyor. Kaldı ki, en  geri kalmış toplumlarda dahi  yarışmalar birlikte seyrediliyor, her takımın taraftarı  ayrı ayrı tezahürat yapıyor.

Bizde mağlubiyete tahammül edemediği için kendini asan, galibiyette,  karşı takım taraftarını tahrik eden fanatik taraftarlar var. Bu insanları doğru yola getirmek gerekmektedir. Bu nasıl olur? Eğitimle tabii.  Aileden, ilkokuldan, üniversite sıralarına , hayatının sonuna kadar  geçen süreçte  taraftar ve bir spor yarışması nasıl seyredilir  eğitimi alması ve bu eğitimin verilmesi gerekmektedir. Bunun en iyi öğreticisi de görsel ve yazılı basın ve spor kulüpleri  yöneticileridir.
YENİLEN TAKIMIN STADI

Bizde görsel ve yazılı basın,olaylara körükle gitmekte, olayları çıkarmakta, adeta  yarış etmekteler. Gün olmuyor ki  basında,  bu resim  .....taraftarını kızdıracak, bu konuşma.....taraftarı üzecek,  falan yönetici, falan takımı küçümsedi, falan kişi .....takımın yöneticisi ve taraftara sataştı  gibi, tahrik edici, düşman oluşturucu haberler çıkmasın. Önce bunlar eğitilmeli. Yorum yapanlar, tarafsız olmalılar. taraflı olanlarda karşı takımların ne taraftarlarını ne de yöneticiler hakkında olumsuz olmamalılar. Sevinç ve üzüntü sahalarda kalmalı. Taraflar kol kola dışarı çıkmalılar, Birlikte, he rbirinn   üzerinde tuttuğu takımın formasıyla  birlikte müsabakalara gitmeliler. Gençliğimin ortamı yakalanmalıdır. Rakip taraftarlarla maçlara gider, çekirdeklerimizi çıtlatırken,  maçımızı seyreder, güzel   hareketleri  alkışlar, yanlış ve aleyhteki hareketlere üzülür, ama asla çirkin söz ağzımızdan çıkmazdı. Maç sonunda birlikte stadı terkeder, kritikleri yorumlardık
YAKALANAN HOLİGANLARDA ÇIKAN  DÖĞÜŞ ARAÇLARI

. Öyle bir ortam istiyorum.  El birliği ile bu ortam yaratılmalı. Sözlü ve yazılı basın, yazar ve muhabirler,  yorumcular,kulüp yöneticileri, sporcular,  kamu yöneticileri, taraftar ve tarafsızlar, tüm spor severler  mücadele etmeliler. Şiddeti ortadan kaldırmak,  birlikte stat ve salonlara gidebilmek,  sokaklarda renklere düşmanca  değil, dostca bakmak  için bu millete büyük görev düşmektedir. Bu görev başarıya   ulaşırsa  ki ne pahasına olursa olsun ulaşmalı, sporumuz kurtulur, dünyaya da örnek olur. 

1 yorum:

  1. Görüşlerinize tamamen katılıyorum. Bu toplum elbirliği ile bu hale getirildi. Sevgi saygı ve hoşgörü yok edildi. Yenilgi dünyanın sonu haline getirildi. Ahlak yok edildi daha ne diyeyim...

    YanıtlaSil

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ