MİMAR SİNAN’ın SÜLEYMANİYESİ
Burhan Bursalıoğlu
Boşuna denmiyor 'Muhteşem Süleyman' diye...
Siz Sinan'ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını
biliyor musun?
Siz Sinan'ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını
biliyor musun?
Sizleri, büyük ustanın kalfalık eserim dediği
Süleymaniye'nin şifreleriyle tanıştırayım. Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından
imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi.
Süleymaniye'nin şifreleriyle tanıştırayım. Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından
imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi.
Bu görev, tarihin en
büyük ustası Mimarbaşı Sinan'a verildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık
bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir
türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da
dedikodular yağmaya başladı.
Muhteşem Süleyman’a 'Sinan caminin ortasında oturuyor ve nargile tüttürüyor' dediler
Muhteşem Süleyman’a 'Sinan caminin ortasında oturuyor ve nargile tüttürüyor' dediler
Kanuni çok kızdı, durumu kendi gözleriyle görmek için
bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti.
Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi
caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi.
Sultan gözlerine inanamadı.
Tok sesiyle ve bütün
haşmetiyle ''Bu ne
iştir Mimarbaşi''
diye haykırdı.
diye haykırdı.
Oysa Mimar Sinan'ın
içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği
sadece suydu. Hiç cevap vermedi. Usta mimar, nargilenin fokurtularını
dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye devam
ederek, Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını
hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 tane dev
turşu küpü getirterek, küplerin içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde
kubbenin eteklerine dizdirdiğini gören Kanuni dikkatle
ve şaşkın biçimde, Sinanın verdiği sesin
yüzlerce
metrekarelik mekanın her
köşesine, en iyi şekilde yayıldığına bizzat şahit oldu. Kanuni nargilenin
sırrını anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı. Sinan da amacına ulaşmış, aylarca
üzerinde durduğu akustik olayını başararak amacına ulaşmıştı.
Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti.
Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı.
Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine Sinan, özel bir nemlendirme sistemi kurdu.
Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.
Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı.
Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı.
Tekrar altını çiziyorum, bunlar günümüzden 458 yıl
öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.
Cami avlusunun dört köşesinde
birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye
bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m.
yüksekliğinde, cami avlusunun kuzey köşesinde son cemaat yeri giriş cephesi
duvarının köşesinde bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir.
Süleymaniye nin 4 minareli oluşunun nedeni, İstanbul’un
alınmasından sonra, Kanuninin 4. Padişah oluşu; 4 minarede 10 şerefe oluşunun
nedeni de, Kanuni Sultan Süleyman’ın 10, Padişah olmasındandır.
28 revakın çevrelediği cami avlusunun
ortasında dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunmaktadır. Caminin kıble
tarafında içinde Kanuni Sultan Süleyman'ın ve eşi Hürrem Sultan 'ın bulunduğu bir hazire mevcuttur. Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinin
kubbesi yıldızlarla donanmış gökyüzü imajını vermesi için, içeriden, metalik
plakalar arasına yerleştirilmiş pırlantalarla (elmaslarla) süslenmiştir.Cami süslemeleri açısından sade bir yapıya sahiptir. Mihrap duvarındaki pencereler vitraylarla süslüdür. Mihrabın iki tarafındaki pencereler üzerinde yer alan çini madalyonlarda Fetih Suresi, caminin ana kubbesinin ortasında ise Nur Suresi yazılı bulunmaktadır. Caminin hattatı Hasan Çelebi'dir.
Son bir şifre daha var.. Hani oyuklar var dedim ya isin bir odada toplanmasını sağlayan, hava akımını içeri alan. Dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz.
Ayrıca
Süleymaniye'nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını
ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve
katlarının çıktığını görürsünüz.
Alın işte size sırlarla, şifrelerle dolu bir mabet. Da Vinci
şifresini yaya bırakacak bir maharet.
Süleymaniye'nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını
ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve
katlarının çıktığını görürsünüz.
Alın işte size sırlarla, şifrelerle dolu bir mabet. Da Vinci
şifresini yaya bırakacak bir maharet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder