2 Nisan 2011 Cumartesi

EFSANELER


  AMAZON KADINLARI
 Burhan  Bursdalıoğlu

 Amazon kadınları Hitit dilinde "Kadın süvariler" anlamına gelir
 Çünkü atı ilk olarak Hititler evcilleştirmişler ve savaşlarda kullanmışlardır. Yayı germek ve daha rahat ok atabilmek için kızlık çağlarında bir memelerini dağlamışlardır. Sparta da kadınların askere alındığı ve sağ memelerini yok ettiklerini duymuşsunuzdur.


Ancak asıl Amazon yurdunun Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında ve “Pont”  denen  bölgede ve  Kafkasya’da olduğu ileri sürülür. Libya’dan buralara geldikleri de söylenir.
 Amazonlar, ata binen ve son derece çevik savaşçı kadınlar topluluğudur.  Aile yaşantısı olup olmadığı da tam bilinmemektedir. Bu avcı kadınların toplu yaşadıklarına, savaşlar verdiklerini, nesillerini sürdürebilmek için zaman zaman komşu halkların  erkekleriyle, genellikle   “Gargarlar” la cinsel ilişki kurduklarını, bu geçici ilişkiden doğan erkek çocuklarını babalarına gönderdikleri, kız çocuklarını ise yanlarında eğittiklerini eski kitaplardan öğrenmekteyiz


.Efsaneye göre
:Anadolu’ya yapılan en önemli saldırılardan biri olan Truva Savaşı sırasında Amazonlar da savaşmışlar, hatta; erkeklerin arasında, omuz omuza Anadolu’yu savunmuşlar. O kadar ustaca savaşıyorlarmış ki, kimse o parlak zırhlarının, başlıklarının içinde bir kadının olabileceğini düşünemiyormuş. Truva Savaşı sırasında orduyu cesaretlendiren Amazon kraliçesi Penthesileia’nın efsanesi ise oldukça trajiktir. Truva’ya saldırılar başlayınca Amazonlar’ın cesaretini örnek alan diğer Anadolulu ordular da savaşmaya başlamışlar. Karşı tarafın en ünlü kahramanı olan Akhilleus ile Amazon Kraliçesi Penthesileia’nın, savaş alanındaki mücadelesi gerçekten çok zorlu olmuş. Hem Akhilleus, hem de Penthesileia parlak zırhları ve gösterişli başlıkları ile tozlu savaş alanının ortasında birbirlerine doğru yaklaşmaya başlamışlar. Kraliçe keskin baltası ile Akhilleus ise mızrağı ile savaşıyormuş. Kraliçe kusursuz bir şekilde kullanıyormuş baltasını. Hareketleri atik ve hızlıymış.
Göğüs göğüse uzun süren bu dövüş sırasında Akhilleus, düşmanının bir kadın olduğunu aklından bile geçirmemiş. Uzun mücadele sırasında; Akhilleus’un yenileceğini düşünen bir arkadaşı, ikilinin arasına girerek kraliçenin dikkatini dağıtmış. İşte ne olduysa bundan sonra olmuş ve Akhilleus’un fırlattığı mızrağı fark edemeyen Penthesileia, göğsüne saplanan mızrak ile yere yığılmış…Akhilloeus kraliçenin başlığını çıkarıp  uzun saçları görünce, “Ben bir kadınla mı savaşıyormuşum” diyerek  şaşkınlığını  belirtiyordu.


 Strabon Herodot, Diodoros gibi yazarlar Amazonların kimliğini, yurtlarını ve nasıl Anadolu’ya geldiklerini biraz farklı anlatırlar. Amazonlar kraliçesi Myrina önderliğinde Amazonlar yurtlarında kalkmışlar ve yollara düşmüşler hatta düşsel Atlantis Ülkesine kadar gitmişler orada söylencelerde geçen Gorgo canavarlarını alt etmişler ve Yunanistan’a konmuşlar. Helenlere yenilip tutsak olmuşlar ancak yolda korsanları boğup gemileri ele geçirmişler. Ama gemileri idare etmeyi bilemedikleri için,  rüzgar ve dalgalar sayesinde sürüklenerek Karadeniz’e ve Ege kıyılarına dağılmışlar. Yerleştikleri yerlerde koloni kentler kurmuşlar. Bu kentler Smyrina, Myrina, Mytilena, Elaia, Anaia, Gryneia, Kyma, Pitane, Latoreia ve Ephesos’dur.


Pitane’yi bir Amazon Kraliçenin kurmuş olduğu, Ana Tanrıça Kibele inancının yaygınlığı, kadının üreme özelliğini üstün görüldüğü, arkeolojik buluntular arasında çokça rastlanan idol denilen küçük kadın heykelciklerin varlığı bunları doğrulamaktadır.
 Amazon sözcüğü memesiz anlamına gelir ki yöremizde savaşçı kadınları bir memelerini böyle bir işlem yaptıkları da bilinmeyen bir yöntem değildir.


Amazonların Kayıp Kenti Aranıyor
Samsun Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün katkıları ve Gölyazı Belediyesi’nin girişimleri neticesinde Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi dalgıçları, Gölyazı Beldesi’ne gelerek Amazonların kayıp şehrinin bulunması amacıyla başlatılacak çalışmalar kapsamında bir ön dalış yaptı. Akgöl ve Kızlar Adası yöresinde yapılan dalışlarda Amazonlar döneminden kaldığı ileri sürülen ve göl dibinde var olduğu sanılan bir duvarın izi araştırıldı. Ancak göl dibinin aşırı çamurlu olması nedeniyle herhangi bir tarihi buluntuya rastlanamadı.

Çalışmalara katılan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Yaşar Yıldız, zeminin çamurlu olmasının, gerçekleştirdikleri dalışlarda istenilen sonucu vermediğini söyledi. Uzun yıllardan bu yana zeminin çamurla kaplandığını belirten Yıldız, dalış ekibi olarak başarılı çalışma yürütülmesi için özel cihaz ve malzemeye ihtiyaç olduğunu kaydetti. Yıldız, “Zemin, yoğun bir çamur tabakası ile kaplı. Var olduğu söylenen bir duvar araştırıldı. Ancak çamur tabakası olduğu için bu duvar çamur altında kalmış olabilir” dedi.

30 Mart 2011 Çarşamba

SAĞLIĞIMIZ

Yoğurdun faydaları


Yoğurt vücudumuz için inanılmaz etkilere sahiptir. Ve çok önemli bir besin kaynağıdır. Yoğurdun yapısı ve içerdiği besin değerleri nedeniyle insan sağlığı açısından kaynağı sütte bile olmayan faydalara sahiptir. Vücudumuz yoğurdun içindeki kalsiyum ve proteini süte göre daha çabuk emer, bu nedenle de kemiklerin gelişimi açısından süte göre daha etkilidir.

Bağışıklık sistemi
Yoğurt zengin besin değeri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu özelliği nedeniyle vücudumuzu kanserden, mide ve bağırsak hastalıklarından, mide, kolon ve ince bağırsak kanserlerine kadar birçok hastalıktan korur.
Yoğurdun belli başlı bir kaç mucizevi faydası
  1. Yoğurt, bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların yaşamasını engeller ve sindirimi kolaylaştırır. Vücutta kendi kendine sindirilen tek gıda yoğurttur.
  2. Yoğurt tüberküloz hastalığına karşı doğal bir antibiyotik etkisi gösterir. Stres, alkol, kolalı ve karbonatlı içeceklerle zarar gören sindirim sistemini korur.
  3. Yoğurt karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, kalsiyum ve fosfordan oldukça zengin bir besindir.
  4. Günde 150 gram yoğurt vücudun bir günlük kalsiyum ihtiyacını karşılar.
  5. Yoğurttaki potasyum, kan basıncı ve kalp atışlarını düzenler.
  6. Yoğurt büyüme gelişme çağında diş ve kemik gelişimini hızlandırır, raşitizmden korur, kemikleri güçlendirir ve kırılmaları önler.
  7. Yoğurt, bebeklere altıncı aydan sonra ek olarak verilen ilk besinlerden biridir. Böylece bebeklerin kemik ve diş gelişimine yardımcı olur. Bağışıklık sistemlerini güçlendirir. Bağırsaklarda faydalı mikropların oluşumunu hızlandırır, ishalden korur.


1.      Akşam yenen bir kase yoğurt uykuya dalmayı kolaylaştırır.
2.      İshali olanlarda yoğurt ve ayran iyileşmeyi hızlandırır.
3.      Yoğurdun alerjik etkisi çok azdır.
4.      Yapılan çalışmalar çok yoğurt yiyenlerin az yiyenlere göre daha uzun ömürlü ve daha sağlıklı yaşadıklarını göstermiştir.
5.      Yoğurt, vitamin içerdiği için suyu süzülmeden yenmelidir. Süzme yoğurt B vitamininden fakirdir. Hangi yaşta olursanız olun, sağlıklı ya da hasta, her gün mutlaka 1 kase yoğurt yemeyi ihmal etmeyin. Böylece sağlıklı ve uzun ömürlü yaşayabilirsiniz.

28 Mart 2011 Pazartesi

SAĞLIĞIMIZ




LİMONUN  MUCİZESİ
Burhan Bursalıoğlu

Zaman zaman bu sütunlara beslenme ile ilgili faydalı bilgiler, aslında bilmediğimiz, bilipte "boş ver " dediğimiz bazı bilgiler ışığında sebze ve meyvalardan kesitler koyuyorum. Okuyup okumadığınızı, ilşgilenip ilgilenmediğinizi, uygulayıp uygulamadığınızı bilmiyorum. Ama ben Sizi bu konularda rahatsız etmeye devam edeceğim. 
Artık , öyle bir ortamda yaşıyoruz ki, yiyeceklerimizin tümüne yakınını alırken, kullanırken "acaba " sözcüğünü olumsuz olarak kullanmak durumunu hissediyoruz. Hiçbir yiyeceğe güvenimiz kalmadı.  Zararlı mı, hormonlu mu, geçmiş tarihli mi, ithal mi diye tereddüt etmekten kendimizi alamıyoruz.
Beslenme uzmanları "Yaz sebze ve meyvalarını yazın, kış sebze ve meyvalarını da kışın yemelisiniz." der. Toplum, kışın karpuz, domates, yazın da prasa ve mandalina,portakal yiyoruz. 
Bugün limonun mucizevi faydalarını bilgilerinize sonoyorum. Afiyet olsun.


Tipta son yenilik, kansere karsi etkili!
Dikkatle okuyun ve karari siz verin!!!
 Limon, kanser hücrelerini öldüren mucizevi bir mahsul. Kemoterapiden
10,000 kat daha güçlü!!!

Neden biz bunlari bilmiyoruz?
Çünkü bazi laboratuarlarda üretilen sentetik ilaçlarla birileri çok
büyük karlar elde ediyor. Simdi bir arkadasina bu maili yollayarak
limon suyunun kanseri önleyici faydalarini bilmesini saglayabilirsin.
Limonun tadi güzel ve kemoterapinin korkunç yan etkilerine sebep
olmuyor.  Multimilyonerlerin sahip oldugu büyük sirketlerin karlarina
zeval gelmesin diye bu sir saklanirken daha kaç kisi ölecek?
Bildiginiz gibi limon agaci, limon ve lim (yesil limon) gibi
çesitleriyle bilinir. Bu meyveyi farkli sekillerde yiyebilirsiniz:
posasini yiyebilir, suyunu sikabilir, içecekler hazirlayabilir,
serbetler ve tatlilar yapabilirsiniz. Bir çok erdemleriyle taninir,
ama en ilginç olani tümör ve kistler üzerine olanidir. Bu bitki her
tür kanser tipine karsi kanitlanmis bir çaredir. Bazilari kanserin her
türlü varyasyonuna karsi yararli oldugunu söylüyor. Bakteri
enfeksiyonlari ve mantarlara karsi anti mikrobal spektrum oldugu, kurt
ve parazitlere karsi etkili oldugu kabul ediliyor. Yüksek tansiyonu
dengeliyor. Bunlar disinda stresle savasan, sinir bozukluklarina iyi
gelen antidepresan etkisi var.





 

Bu bilginin alindigi kaynak gerçekten büyüleyici:
Dünyanin en büyük ilaç üreticilerinden birinden ögrenildigine göre;
1970'ten beri 20'den fazla farkli laboratuar test  etti ve sonuç
olarak limon ekstresinin 12 kanser tipinde kötü huylu hücreleri yok
ettigi ortaya çikti! Bu kanserler içinde kolon, gögüs, prostat,
akciger ve pankreas kanserleri de var.
Kanser hücrelerinin büyümesini yavaslatmada limon agaci bilesenlerinin
Adriamycin adli bütün dünyada genellikle kemoterapide kullanilan
ilaçtan 10,000 kat daha iyi oldugu gösterildi. Daha da hayret verici
olan; limon ekstreleri ile yapilan bu terapi sadece kötü huylu kanser
hücrelerini yok ediyor ve saglikli hücrelere hiçbir etkisi bulunmuyor.




MİLLİ BAYRAMLARIMIZ