16 Aralık 2010 Perşembe

G E Z İ

RUMELİFENERİ

Burhan Bursalıoğlu

Garipçe ‘den  ayrıldıktan  sonra   Rumelifeneri’ne  geldik. 
Rumelifeneri   Garipçe ile mukayese edimeyecek şekilde daha gelişmiş bir yer. Karadeniz ile  boğazın birleştiği en uc noktada kurulmuş bir  köydür    Rumelifeneri.


Balıkçılıkla geçinen  halk, tekne imalatı, tamiri, kızak bakım ve onarımları da yapmaktadırlar. Limana indik.  Balık tekneleri bağlanmış, çalışanlar ağ tamirleri ile meşgul oluyorlardı. Kimi çalışan türkü söylüyor, kimileri  radyolarını açmış etrafa şarkılar dinletiyorlar, kimileri de işi bitmiş  tavla partisi düzenlemişlerdi.
 Boydan boya gezip dolaştıktan sonra kaleye çıktık. Manzara enfes. Soluna bakıyorsun Karadeniz, sağına bakıyorsun boğaz.  Bol bol fotoğraflar çektik. Kalenin avlusunu, burçlarına çıkıp surlarını dolaştık. Kimi yerleri yıkılmış ama hiç bir onarım görmemiş.
 Rumeli feneri’in tarihçesini araştırdık.
Köy antik çağda ki ismi, Panium kayalıkları üzerine kurulmuş olduğundan, ismide  Panium olarak söylenirmiş.   Bizans döneminde ki  ismi ile, Fanaraki veya Fanarayan, Avrupa feneri yada küçük fener demektir. Köy Rumeli yakasında kurulduğu için de Rumelifeneri adını almıştır. Köyün ismi bir süre de Türkeli olarak anılmıştır
Rumelifeneri tarihi zenginliklerle doludur. Günümüzde bile kullanılabilir durumda bulunan Ve Cenevizliler tarafından yapılan Rumelifeneri kalesi tarihi zenginliği gözler önüne sermektedir. Bu kale günümüzde zaman zaman film seti olarak da kullanılmaktadır. Papazburnu mevkii Osmanlı döneminde askeri yerleşim bölgesiydi. Burada padişah IV.Murat(1623-1640) tarafından bir hisar yapılmıştı. Hisarın evinde 60 adet asker evi, Sultan Murat adına yapılmış bir cami, buğday ambarları, cephanelik 100 adet büyük ve küçük top, kale muhafızı ve 300 asker bulunuyordu. Kıble yönüne bakan bir demir kapısı vardı. Şimdi bu tarihi  yerleşim bölgesinden geriye kalan, yıkık dökük bir duvardan başka bir şey değildir. Köy içersinde bulunan Osmanlı dönemi hamamı, İkinci Dünya savaşı sonuna kadar askeri birlikler tarafından kullanıldı. Sonraları ise kaderine terk edilmiştir.
Tarihi fener

Fransızlar tarafından 1856 da yapılan fener, deniz seviyesinden 58 metre yükseklikte bulunuyor. Kule yapısı üç kademeli olup 30 metre uzunlukta. İlk yıllarında gaz yağı ile çalışan fener, sonraları asetilen gazına çevrilmiş şimdi de otomatik olarak elektrikle çalışırken ışığın görünüş mesafesi 18 mile ulaşmış. Fenerin ilginç bir de hikâyesi var…
 İlk inşası sırasında kulenin birkaç kez yıkılması üzerine köyün yaşlıları kule sahası içinde bir yatır olduğunu, kulenin bu yüzden yıkıldığını Fransız yapım şirketine söyleyince önce türbe yapılıp etrafı çevrilmiş, sonra da bugünkü fener kulesi yapılıp, bitirilmiş. Kule binası içinde bulunan Saltuk Baba Türbesi ziyaret edilebiliyor.
.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ