Mücahide Hatice Hanım
Burhan Bursalıoğlu
Türkiye’yi cephe cephe dolaştı
Anafartalar’da 56. fırkada mücadele eden Hatice Hanım’ı herkes erkek zannediyordu. Çünkü, tanınmamak ve savaş dışında kalmamak için erkek ismi kullanarak, kendisinin Ahmet ismiyle çağrılmasını istemişti. Anafartalar’dan sonra diğer muharebelere de katılan Hatice Hanım, İzmir’de Yunanlılara esir düşer. Buradan Manisa’ya kaçan ve Bandırma üzerinden İstanbul’a geçen kadın asker, buradan sonra da İnönü Muharebeleri’ne katılır. Kurtuluş Savaşı boyunca pek çok cephede boy gösteren Hatice Hanım, Kütahya cephesinde, Çay ve Dumanlı Pınar muharebelerinde de bulunmuştur.
Mücahit Hatice Hanım |
`Mücahide Hatice Hanım``la yapılan bir röportaj da, . Mücahide Hatice Hanım``, o günleri şöyle anlatıyor: ``Adım Ahmet`ti. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla 9 yerimden yaralandım. Milli muharebemize gönüllü eşlik ettim. İzmir işgal altındayken İzmir`deydim. Mösyöler Yunanlılarla birlikte kışlamıza hücum ettiler. Yaralanan askerlerimizi İzmir Gureba Hastanesine yetiştiriyordum. Beraberimizde hastabakıcı hanımlar da vardı.`
` Zeynep Mido Çavuş
Kosova’nın gönüllü kahramanı.
Osmanlı’nın verdiği savaşta sadece Türkiye sınırları içindeki kadınlar rol almadı. Bunun dışında da eski Osmanlı topraklarından gelerek savaşa katılan kadınlar olmuştu. Kosova’dan gelerek gönüllü olarak Çanakkale savaşında bulunan Zeynep Mido Çavuş, bunlardan biridir. Ailesi Kosova’da bulunan ve savaşa katılmak üzere tek başına gelen Zeynep Çavuş’un şehit düştüğü ve İzmit’te heykelinin olduğu iddia ediliyor.
``...15 Ağustos 1915 Pazar günü savaşa katıldık ve büyük tepeyi ele geçirme görevi aldık. Bu arada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermilerinin yarı sıra pusuda ateş eden keskin nişancı kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi. Burada pusuya yatıp çarpışan keskin nişancıların çoğu kadın veya kız. Kendilerini yeşile boyayıp bodur çalılar ve bitkilerle uyum sağlamışlar.``
, Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde yer alan çok sayıda belge arasında bulunan Avustralyalı Piyade er J.C. Davies`in annesine yazdığı bir mektupta da cephede savaşan kadınlarla ilgili şunların yazıldığı belirtiliyor: ``Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü, keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir kızdı. Ölü olarak ele geçirdiğimizde yanında başka bir Türk`ün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde 52 kurşun yarası vardı.``
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder