SATIN ALINAN VATAN GÖREVİ !!!
Burhan Bursalıoğlu
Gündemde yokken, olduğunda da benimsenmeyen, gündeminde olmayan bedelli askerliği, gerekirse Milletin oyuna başvuracağını meydanlarda haykıran Sayın Başbakan, birkaçgün önce, kürsüye çıkarak, “ Bedelli askerliğin” şartlarını tek tek açıklayarak, yasayı TBMM sundu. Meclisten jet hızı ile çıkarılan yasa, beraberinde de tartışmayı getirdi.
“30 yaşını dolduran ve 30 bin lirayı ödeyen herkes askerliğini yapmış sayılacak.” Ayrıca bu insanlar postal giymeyecek, eline tüfek almayacak, nişangahlara ateş etmeyecek, karavana yemeyecek, uygun adım la yürüyüş yapmayacak, marş söylemeyecek, topuk selamı veremeyecek, yerde sürünmeyi beceremeyecek, alalamayı yapamayacak, nöbet tutmayacak, gece saat 3, de çavuş tarafından uyandırılmayacak, silah kuşanmayacak, uykusuz geceleri olmayacak, üstüne saygı, altına askerce sevgi göstermeyecek, savaş düzenini bilmeyecek, ölüm korkusu ve zafer sevinci, zafer gururunu tatmayacak, asker arkadaşı olmayacak,
asker anılarından mahrum olacak. Karada , denizde ve havada bir üstüne “Komutanım “ diyemeyecek. Techizatlı, uzun ve yorucu yürüyüşlerden sonraki dinlenme zevkini tadamayacak. 30 bin lirayı verip, yan gelip yatacak.
Her Türk Gencinin “Vatan görevini yapması mecburidir.” Öğrencilerimize, “vatandaşlık görevlerini” öğretirken birisinin de “Vatani görevini yapma “ olduğunu belletirdik. Şimdi bu görevlerin içine, “Vatani görevi satın almak” mı ilave edilecek?
20 – 30 yıl önce de “Bedelli askerlik “ “paralı askerlik” uygulaması vardı. Daha çok yurt dışındaki vatandaşlarımız için uygulamaya koyuldu. Yurt içinden de bazılarına o hak tanındı. Ama onlar kıtalara gidiyor, 50 – 60 gün askerlik eğitimi alıyor, tüm askerliğin gereği yerine getiriliyordu.. Teskere aldıklarında, teskerelerine, sonradan, seferberlikte veya gerek görüldüğünde, çağrıldığında, hangi rütbe ile, nerede ve ne görev alacağı yazılıyordu. Para ödeyerek , askerliğini yapmış sayılan kişinin teskeresine ne yazılacaktır? Yoksa , yukarıda belirttiğim nedenler için bunlar kıtaya çağrılmayacaklar mıdır.?
Askerliği kimler yapacak? Orduyu kim oluşturtacak? 30 bin lirayı veremeyenler. Parası olmayan, yoksul ve fakir gençler. Böylece hem Vatanı hem de, 30 bin lira verip, yan gelip yatanı da korumuş olacak. Bugün PKK ya karşı savaşan askerlerimiz gibi, hayatını Vatan ve 30 bin ödeyenler için feda etme durumunda kalacak. Bu adalet mi, hak mı?
Aynı Milletten, aynı dinden, aynı dili konuşan, aynı bayrağa saygı duyan, tarihi bir, ırkı bir, aynı kültürle yoğrulmuş, aynı topraklarda doğmuş, aynı kentte, aynı mahallede, aynı sokak ve binada, hatta aynı katta oturuyor olmalarına rağmen, birisi Vatani görevini yapmak için, “En büyük asker bizim asker “ nidaları arasında kışlaya yolcu edilecek, bir diğeri ise, olanları pencereden seyredip el sallayacak. Yani orduyu teşkil edecek, iç ve dış düşmanlara karşı savaşacak, cephede ölümle burun buruna kalacak olan insanlar, 30 bin lirayı veremeyecek olanlardır.
30 bin lira karşılığı, 2-3 ay askerlik eğitimi verilebilseydi, diyecek bir şey olmazdı. Akla daha yakındı.
Merak ediyorum, Dünya da acaba böyle bir uygulama hangi devlette vardır. Yoksa Türkiye bunda da mı “ilk” tir.?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder