13 Nisan 2012 Cuma

SAĞLIĞIMIZ





ÖZEL HASTANELERDE                                 DÖNEN  DOLAPLAR                                       

Yavuz BAŞAR


Namuslu Hekimlerden Korkunç İtiraflar !
SSK ve Devlet Hastanelerinin yükünü azaltmak ve halkın özel hastane
olanaklarından yararlanmasını sağlamak bahanesiyle yaptığı, özel
hastanelerden hizmet satın almasını sağlayan düzenleme insan hayatını
tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda.
İşte Tüyler Ürperten İtiraflar:

SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na bağlı hastalar, özel hastanelerde en
kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor.
Özellikle kalp ameliyatlarında kalitesiz kataterler, iplikler,
stentler, balonlar kullanılıyor. Özel hastanelerin hemen hemen hepsi
katater, idrar sondası gibi tek kullanımlık malzemeleri, aynı kan
grubundaki birkaç hastada tekrar tekrar kullanıyor. Böylece az ve ucuz
malzemeyle çok sayıda hasta ameliyat edilerek 'sürümden' kazanılıyor.
Bir paket programından özel hastane %10 civarında kâr elde ediyorsa,
malzemeleri tekrar tekrar kullanarak ya da kalitesiz malzeme
kullanarak kâr oranını % 35-40'lara çıkarabiliyor.
Ameliyathanelerin durumu içler acısı. İstanbul'daki yaklaşık 26
kalp-damar cerrahisi merkezinin en az 20'sinin ruhsatı uluslararası
standartlara uymadıkları için iptal edilmeli.
Devletin sağlığa ayırdığı % 5'lik bütçenin % 80'i ilaca gidiyor. Ancak
Türkiye'de ilaçla ilgili bir tasarrufa gitmek imkânsız. Çünkü bir anda
karşınızda ciddi devleri bulursunuz. Ayrıca pek çok hekim yazdığı her
reçeteden ilaç şirketi tarafından prim aldığı için, bu sistemi yıkmak
zor. Daha uygun fiyatlı muadili olmasına rağmen ilaç şirketinden para
alan doktor pahalı ilaçları hastaya aldırıyor.
Özel hastanelerde doktorun hastayı kurtarmak için elinden geleni
yapması, hasta cebinden ek para ödemediği sürece imkânsız.
...........her şeye göz yumuluyor. Denetim yapılmıyor; 'göstermelik' yapılan
denetimlerde ise sadece cihazlara, odalara, tuvaletlere bakılıyor.
"İnsanlar Ölsün ki Daha Çok Kazanalım" Diyen Doktorlar
Artık bütün vatandaşlar özel hastanelerden yararlanabiliyor! Özellikle
de yıllardır SSK ve Devlet Hastanesi kuyruklarında sürünen
vatandaşlar, artık en lüks özel hastanelerde ameliyat bile
olabiliyorlar! Bu olanak, sosyal güvencesi olan vatandaşı mutlu
ediyor. Ama hiçbiri, hastanelerde kendileri için en kalitesiz
malzemelerin kullanıldığını bilmiyor.
Bunu bilen, özel hastanelerde bu uygulamalara tanık olan ve hatta
kalitesiz malzemelerle ameliyat yapıp 'vicdan azabı' çeken bazı
hekimler, korkuyor. Hem ameliyat ettikleri hastaların ölmesinden hem
de bu gerçeği kamuoyuyla paylaşmaktan. Çünkü işlerini kaybedebilirler,
bir daha asla hiçbir yerde iş bulamazlar. Dahası yargılanıp mahkum
edilebilirler. Yani bir yanda 'Hipokrat yemini'ne uygun çalışmak
isteyen doktorlar öte yanda daha iyi yaşamak için "Hastalar ölsün ki
daha çok kazanalım." diyen doktorlar. Daha çok kazanma duygusunun
hekim dünyasında ağırlık kazanmış olduğunu belirtiyor namuslu
olanları. Durumdan çok rahatsızlar. Bu nedenle isimlerini vermeden
anlatıyorlar. Bunların kısmen bilindiğini söylüyorlar ve kamuoyunun
bütün yapılanları bilmesini istiyorlar.

İsimlerini vermeyen hekimlerin itirafları arasında en korkuncu ise bir
kere kullanıldıktan sonra kesinlikle çöpe atılması gereken tıbbi
malzemelerin, 'tasarruf' olsun diye aynı kan grubuna sahip hastalarda
tekrar tekrar kullanılıyor olması. Peki, SSK, Emekli Sandığı ya da
Bağ-Kur hastaları neden en kaliteli yerde bile en 'kalitesiz' sağlık
hizmetini alıyorlar?
Cevap çok korkunç ...................... Adının açıklanmasını istemeyen bir hekim şu
bilgiyi veriyor: "15 bin YTL'lik bir kalp ameliyatına, hükümet 5-6 bin
YTL ödüyor. Maliyeti yaklaşık 15 bin YTL olan bir kalp ameliyatının
5-6 bin YTL'ye mal edebilmesi için 5 milyonluk iplik yerine 1
milyonluk iplik kullanılıyor. 2.000 dolarlık ilaç kaplı stent yerine,
damarda sağa sola kayarak kısa sürede kalp krizine yol açabilen 170
dolarlık stentle hasta ameliyat ediliyor. Ödeme gücü olan ise devletin
verdiği paket fiyatın üzerine 5-10 bin YTL eklenip en kaliteli
malzemelerle ameliyat ediliyor."

Ama SSK, Emekli Sandığı ya da Bağ-Kur'dan gelen hastaların çoğu bu
bedeli ödeyemiyor. ...Çok düşük fiyatlara yaptığı paket anlaşmalar ise
özellikle tek kullanımlık malzemelerin artık kullanılmaz hale gelene
kadar tekrar tekrar kullanılmasına yol açıyor. Peki, bunu yapan özel
hastanelerin oranı ne kadar yüksek? "Bunu hepsi yapıyor, ama biz yüzde
90'ı diyelim bari." diyor yine adının saklı kalmasını isteyen bir
cerrah.
Bazı yetkililerden aldığımız bilgilere göre, hastanelerimizdeki tek
sorun kullanılan malzemelerin kalitesizliği değil. Ameliyathanelerin
durumu da içler acısı. Bir kalp-damar cerrahının ağzından çıkan şu
sözler insanı şok ediyor: "İstanbul'da kalp-damar cerrahisinin
yapıldığı yaklaşık 26 merkez var. Ancak bu merkezler ABD'de ya da
Avrupa'da olsalardı, en az 20'sinin ruhsatı iptal edilirdi. Çünkü
hiçbiri ameliyathane şartlarına uygun çalışmıyor."

Paket programdaki bir hastanın 'kaybedilmesi', hastane açısından daha
kârlı olduğu için, hastanın yaşayıp yaşamaması da çok önemsenmiyor.
Bir insanın ölmesi "eks olmak" olarak adlandırılıp sıradan bir şeymiş
gibi karşılanıyor. Devlet ve SSK Hastanelerinde çalışan doktorlar,
bütün bu ölümcül gerçekleri bildikleri halde, daha çok kazanmak için,
hastaları kendilerinin de çalıştıkları özel hastanelere   yönlendiriyorlar.
 Ölen her hasta bu doktorlara daha çok kazandırmış
oluyor. Çünkü bir hasta erken ölürse hastane doktorları; tıbbi
malzeme, ilaç, yoğun bakım gibi masraflara girmeden ve tedavi
süreciyle yorulmadan paket fiyatını cebe indirmiş oluyor. 
 
 
 Alıntıdır
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ