17 Kasım 2012 Cumartesi

BANDIRMA KAHRAMANLARI




BANDIRMA VAPURUNDA  ATATÜRK'LE OLANLAR

Burhan Bursalıoğlu

Her fırsatta, her  merasimde , okul kitaplarında,gazete ve  TV de, romanlarda, yazıtlarda, İstiklal savaşımızın başlangıcı olan 19 Mayıs'ta Samsun'a yanaşan Bandırma vapurunda "Mustafa Kemal arkadaşlarıyla Samsuna çıktılar" demekteyiz.
İyi de Mustafa Kemal'ın yanında olan arkadaşları kimlerdi,  ne yaptılar, yaşıyorlar mı?
Bu yazımda, 22  si subay, 25  i  asker  ve 8 de gemi personeli  olan  bu kahraman insanları tanıtacağım.
Araştırma yaparken bazılarının hayat hikayelerine, bazılarının da resimlerine ulaşamadım.
Bu kahramanların dışında,  Bandırma vapuru personelinin de isimlerini vereceğim. Onların hikayelerine yer veremiyorum. Onlar da , cesaret ve tüm tuzaklara karşı yüreklerini ortaya koydukları için, kazanılan savaşımızda da büyük haklarının olduğuna hiç şüphe yok.
Eminim ki bu yürekli personelin, üçünün belki dördünün adını biliyorsunuzdur.Birçoklarınında adını yeni okuyacaksınız. Bu isimlerin tamamı, Mustafa Kemal'in 16 Mayıs 1919 da Kızkulesi önünde bindiği ve 19 Mayıs Samsun'da indiği Bandırma vapurunun diğer yolcularıdır. Yani, Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı ve yeni bir ülke kurma sevdasındaki ilk yol arkadaşlarıdır.
 
Bu 45 kişi idamı göze alarak yola çıktılar. ve karşılığında hiçbir menfaat beklemedile. Atatürk 1927  nin 1 Temmuzunda ilk kez İstanbul'a  ayak bastığında, Bandırma vapurunun kaptanı İsmail Hakkı Beyi Dolmabahçe sarayına davet etti. İsmail Hakkı bu davete gitmedi. Daha sonra tekrar çağrıldı yine gitmedi. Neden gitmediği sonradan anlaşıldı. Hizmete karşı para,hediye veya  bir makam  verilebileceğinden endişe duyduğu için Ata'nın davetine gitmedi. O, memleket sevdası dolu yolculuğa gölge düşmesini istemediği için gitmedi.
 
Bandırma vapuru içinde olup Samsun  limanına gelen ve şu anda aramızdan ayrılanlara tanrıdan rahmet diliyor, yaşayanlar varsa onlara da uzun ömür ve sağlıklar diliyorum.



15  MAYIS  GÜNÜ

15 Mayıs tarihinde Mustafa Kemal Paşa, Kaptan İsmail Hakkı Bey'i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi aldı ve ertesi gün öğle üzeri hareket edeceklerini bildirdi. Vapur sirkeci açıklarında İngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutuldu. Mustafa Kemal Paşa, Beşiktaş'tan motor ile Kızkulesi açıklarında vapura bindi. Vapur, 22 subay, 25 asker ve 8 yönetim personeliyle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri Kaptan İsmail Hakkı (Durusu)17 Mayıs tarihinde gece saat 23.00 civarında İnebolu limanına girdi. Gemi, 18 Mayıs1919 tarihinde öğle üzeri 12.00'de Sinop limanına yanaştı. Üsteğmen Hikmet Bey, sandal ile kıyıya çıktı, yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığına telgraf ile bildirdi. Mustafa Kemal Paşa, Sinop Mutasarrıfının davetine cevap vererek teşekkür etti. Bandırma Vapuru, 19 Mayıs'ta Samsun'a vardı.

SUBAYLAR              
MUSTAFA KEMAL:  Anlatmaya gerek var mı? Gerçi bazı yarışmalarda, İnönü'yü tanımayan, Cumhuriyetin kuruluşunu 23 nisan, 29 Eylül olarak cevaplamaya çalışan  üniversite bitirmiş bazıla için gerekli ama, benim okuyucum için bu gerekmez. 
      
                       REFET  BELE

Refet Bele. 1881 senesinde İstanbul’da doğdu. İlköğrenimden sonra, 1899 yılında Harbiye Mektebini 1912 senesinde Erkân-ı Harbiye Mektebini bitirdi, Kurmay Subay olarak Osmanlı ordusuna. Balkan Savaşında ve Birinci Dünyâ Savaşında çeşitli cephelerde savaştı. Birinci Dünyâ Savaşı sırasında Filistin Cephesinde, özellikle İkinci Gazze Muhârebesinde büyük yararlıklar gösterdi. 1916’da Kurmay albaylığa terfi etti. Mütâreke döneminde, merkezi Sivas’ta bulunan 3. Kolordu Komutanlığına tâyin edildi. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’le birlikte Samsun’a çıkıp Millî Mücâdeleye katıldı. 13 Temmuz 1919’da, ordudaki vazifesinden ayrıldı. Erzurum Kongresinde Heyet-i Temsiliye'ye seçilerek, Sivas Kongresine katıldı  Konya’da Delibaş, Denizli’de Demirci Mehmed Efe ve Çerkez Ethem tarafından idâre edilen karşı hareketlerin bastırılmasında vazife aldı. Güney Cephesi Komutanlığına getirildi. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na İzmir milletvekili seçildi. Ankara’da toplanan TBMM’ye İzmir milletvekili olarak katıldı. 16 Eylül 1920’de Dâhiliye Vekili (İçişleri Bakanı) oldu.Ekim 1922’de TBMM temsilcisi olarak, Mudanya Mütârekesi gereğince Trakya’yı Yunanlılardan devralmakla vazifelendirildi. Kasım 1922’de Ankara Hükümetinin İstanbul temsilciliğine tâyin edildi. Halîfe Abdülmecid Efendiye bir at hediye etmesi ve hilâfetin korunmasından yana tavır takınması sebebiyle Mustafa Kemal’le arası açıldı. TBMM’nin ikinci döneminde, İstanbul milletvekili seçildi. Mustafa Kemal’in asker ve sivil kadroların ayrı ayrı olması gerektiğini söylemesi üzerine, milletvekilliğini tercih etti ve komutanlık vazifesinden ayrıldı.

Bir grup arkadaşıyla birlikte, 8 Kasım 1924’te, Cumhûriyet Halk Fıkrasından istifâ eden Refet Bele, 17 Kasım 1924’te, ilk muhâlefet partisi olan Terakkiperver Cumhûriyet Fırkasının kuruluşunda yer aldı. Partinin, Haziran 1925’te kapatılmasından sonra, 17 Haziran 1926’da Mustafa Kemal’e karşı düzenlenen İzmir Suikastıyla ilgili olarak tutuklandı ve İstiklâl Mahkemesinde yargılandı. Fakat beraat etti. Kasım 1926’da milletvekilliğinden istifâ ederek Meclisten çekildi. 1939 yılında, İstanbul’dan milletvekili seçilerek tekrar TBMM’ye girdi. 1950’ye kadar, dört dönem, İstanbul milletvekili olarak vazife yapan Refet Bele, Haziran 1950’de Demokrat Parti hükümeti tarafından, Beyrut’taki Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilerine yardım komitesine, Türk delegesi olarak gönderildi. Bu görevi, Mart 1961’e kadar sürdüren Refet Bele, 2 Ekim 1963’te İstanbul’da öldü.
 
      

CEVAT  ABBAS  GÜREL

(1887 - 1943)

Mustafa Kemal'in başyaveri olan Cevat Abbas, 1887 yılında Niş'te doğdu. Mustafa Kemal ile Samsun yolculuğuna seçilenler arasındaydı. Harp Okulu'nu 1908 yılında bitirdi. İtalya, Balkan ve I. Dünya Savaşlarında bulundu. Üsteğmen rütbesiyle katıldığı Çanakkale Savaşında, Mustafa Kemal, Cevat Abbas'ı emir subayı olarak karargâhına aldı. 1916'da yüzbaşılığa yükseldi.

16 Mayıs günü Samsun'a gitmek üzere Bandırma Vapuru'na binerken, merkezi Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettişliği başyaveriydi. Cevat Abbas, Samsun'dan Erzurum'a varıncaya kadar Mustafa Kemal'in yazışma işlerini yönetti. Sivas Kongresi'nde, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mensuplarının Meclisi Mebusan seçimlerine girebilmeleri görüşü benimsenince Bolu'dan milletvekili seçildi ve İstanbul'a gitti. Meclisi Mebusan dağıtıldıktan sonra Ankara'ya döndü ve Birinci TBMM'ne Bolu milletvekili olarak katıldı. Erzurum'da istifa etmesiyle son bulan askerlik hayatı, 1920'de yeniden başladı ve yüzbaşı rütbesiyle Kurtuluş Savaşına katıldı. Yozgat Ayaklanmasının bastırılmasında gösterdiği çalışmalarından dolayı kendisine İstiklâl Madalyası verildi. Rütbesi 1923'te binbaşılığa yükseltildi.

Cevat Abbas Gürer 1941 yılına kadar milletvekilliği yaptı. Mustafa Kemal'le ilgili hatıralarını, Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk'ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak (1939) adlı kitapta topladı. 1943 yılında Yalova'da öldü.        

 

MUZAFFER KILIÇ  1897-1959
Mustafa Kemal'in yaveri. 1897'de İstanbul'da doğdu. Harp Okulu'nu, topçu teğmeni olarak bitirdi. Galiçya Cephesi'nden sonra Filistin'de 7. Ordu Müfettişliği yaverliği yaptı ve bu sırada 7. Ordu'yu komuta eden Mustafa Kemal'in karargahına geçti. Kumandanın emir subayı oldu. Bu beraberlik 1930 yılına kadar sürdü. Erzurum ve Sivas kongrelerinde, Heyeti Temsiliye çalışmalarında Mustafa Kemal'in sivil karargahında kaldı.
Muzaffer Kılıç, Cumhuriyet'in ilanından sonra, baştan beri Mustafa Kemal'in yanındaki diğer subaylarla birlikte, terfi etti ve yüzbaşı oldu. Çankaya Köşkü'ndeki görevini aksatmadan, Ankara Hukuk Mektebi'ne girdi ve 1928'de mezun oldu. Kısa bir süre sonra da iş hayatına atıldı. Ticaretle uğraştı. Bir nebati yağ fabrikası kurdu. Bu arada İstanbul Şehir Meclisi üyeliğine seçildi ve uzun yıllar burada kaldı. Aynı zamanda Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi'nin yöneticiliğini üstlendi. 1939'da bir dönem Giresun milletvekilliği yaptı. 1959' bir kalp krizi sonunda öldü.
HÜSREV  GEREDE
Mustafa Kemal ile Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatan 18 kişiden birisidir. 19 Mayıs 1919’dan itibaren Mustafa Kemal Paşa'nın kurmay heyetinde istihbarat ve siyasi şube müdürlüğü yaptı. Havza, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara’daki tüm mili mücadele hareketlerine katıldı. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı ‘nda Trabzon milletvekili olarak bulundu. İstanbul'un işgali üzerine Ankara'ya geçti, Trabzon milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çalışmalarına katıldı.
Gerede İsyanı'nı bastırmakta gösterdiği başarıdan dolayı Atatürk daha sonra kendisine Gerede soyadını verdi.
Cumhuriyet döneminde askerlikten ayrılarak, Budapeşte, Sofya, Tahran, Tokyo, Berlin ve Rio de Janeiro Büyükelçiliklerinde bulundu. Türkiye'nin Mihver Devletleri yanında savaşa katılması için çalışmalar yürüttü. 1934 yılında Rıza Pehlevi’nin Ankara’ya gelmesini ve Türk-İran dostluğunu güçlendirilmesini sağladı. Tokyo Büyükelçiliği sırasında Ertuğrul Şehitliği'ndeki anıtı restore ettirdi. Gerede, 1949’a kadar millet meclisinde çeşitli illerin temsilciliğini yapmayı da sürdürdü. 1924-1936 yılları arasında Urfa, 1942-1947 yıllarında Sivas milletvekiliydi.
Diplomat Galip Kemal (Söylemezoğlu) Bey'in kızı Lamia Hanım ile evli olan Hüsrev Gerede'nin Ali Faruk ve Mehmet Selçuk adlı iki oğlu olmuştur.İstanbul, Teşvikiye’de, uzun yıllar yaşadığı caddeye Hüsrev Gerede anısına bir anıt dikilmiştir.
 
KAZIM  DİRİK
1880 yılında doğdu. 1899 'da Harp Okulu'nu, 1912'de de Erkân-ı Harbiye'yi bitirerek kurmay yüzbaşı oldu. I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale ve Suriye cephelerinde savaştı. Mustafa Kemal'in ordu müfettişi olarak Samsun'a gönderilmesini, o sırada kurmay başkanı olan Kazım Dirik sağlamıştır. 1922'de generalliğe yükseldi. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra askerlikten ayrılan Kâzım Dirik, Bitlis ve İzmir'de valilik yaptı. İzmir'de valilik yaptığı dönem Mustafa Kemal'e İzmir suikastı teşebbüsünün düzenlendiği dönemdir. 1935'te atandığı Trakya Bölgesi Genel Müfettişliğini ömrünün sonuna kadar sürdürdü. 1941 yılında öldü.
 
İBRAHİM TALİ ÖNGÖREN
1875'de İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. 1887’de Askeri Tıbbiye’ye girdi; 1893'te askeri yüzbaşı rütbesi ile mezun oldu. Çeşitli İstanbul hastanelerinde ve askeri birliklerde çalıştı. 1896’da operatörlük belgesi aldı. 1909 yılında Hudeyde Hastanesi operatörlüğüne atandı. Başhekimliğe ve 40. Hudeyde Fırkası Sertabipliği’ne getirildi.
1911 yılında Trablusgarp Savaşı'na askerî hekim olarak katıldı ve burada Mustafa Kemal ile yakın dost oldu. Hastalığı nedeniyle 1912 yılında Eylül ayında İstanbul’a döndü; bir ay sonra Balkan Savaşı’na katıldı . Barıştan sonra barıştan sonra Harbiye Nezareti Sıhhiye Dairesi 4.ncü Şube Müdürü oldu. Van, Ankara ve Kayseri’de çıkan lekeli humma hastalığı ile mücadele etti. 1913’te yarbaylığa terfi etti. I. Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde savaştı.
19 Mayıs 1919'da 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal ile beraber Bandırma Vapuru’ndan Samsun'a çıkan 18 subaydan birisi idi. 1920'de Ankara Hükümeti'nin Moskova'ya gönderdiği heyetin içinde yer aldı. Moskova’dan döndükten sonra Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Dairesi Başkanı olarak Ankara’da görev yaptı.
6 Kasım 1921-22 Ekim 1923 tarihleri arasında Batum Konsolosu olarak görev yaptı. . Bu görevi sırasında Rusya’dan alınan silah ve cephanelerin Batum üzerinden Anadolu’ya nakledilmesinde rol aldı. 1923'te Hariciye Vekaleti danışmanı, Haziran 1924'de Varşova büyükelçisi olarak atandı ve 2 yıl bu görevde kaldı.  II. dönem TBMM ara seçimlerinde Diyarbakır milletvekili olarak meclise girdi. III. dönem TBMM’de CHP Meclis Grup Başkan Vekilliği’ne seçildi. 1932’de İstanbul milletvekili seçilerek Umum Müfettişliği görevinden ayrıldı.
1934 yılında Trakya’da Yahudilere yapılan organize saldırıları raporlaştırmak için "Trakya Umum Müfettişliği"'ne atanması üzerine yeniden milletvekilliğinden istifa etti. Soyadı Kanunu çıktığında kendisine olayları değerlendirme ve önlem almadaki başarısından dolayı cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Öngören” soyadı verild  Bozulan sağlığı nedeniyle 1935 yılında müfettişlik görevinden ayrıldı ve tedavi için yurtdışına gitti. 1936’da Diyarbakır milletvekili olarak tekrar meclise girdi. 2 Ocak 1952'de İstanbul'da vefat etti.
ARİF BEY (AYICI )

1882 yılında Adana'da doğdu. Ordu Kurmay Başkan Yardımcısı, Kurmay Yarbay Arif bey, Mustafa Kemal ile birlikte Milli Mücadele'yi başlatmak için Samsun'a giden 19 kişiden birisiydi. Ordu komutanlığı yaptığı sırada çadırında ayı beslediği için "ayıcı" diye anılan Arif Bey, 1923'te Eskişehir milletvekili seçildi.

İstiklal Harbi'nde tümen komutanı olarak görev yapan Kurmay Başkan Yardımcısı Yarbay Ayıcı Arif Bey, İzmir'de ortaya çıkarılan Atatürk'e suikast girişimine katıldığı iddiasıyla İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı ve asıldı.

 

KEMAL  DOĞAN
Annesi Pembe Hanım, babası maliye memurlarından İbrahim Bey’dir. Aile 1885 yılında Kırklareli’ne göç etmiştir. 1900 yılında Üsteğmen rütbesiyle mezun olarak Edirne'de 2.Ordunun 2.Topçu Fırkasının 4.Livası Yaverliğine tayin edilmiştir. Daha sonra Topçu Alayı 7.Bölge 5.Batarya Komutanlığına atandı. 1906 yılında 9.Topçu Alayı 5.Batarya Komutanlığına atanmıştır. Haziran 1908'de Yüzbaşılığa terfi ederek Tırnova'da bulunan Seri Ateşli Krup Cebel Bataryası Komutanlığına, iki ay sonra da Kırklareli'nde bulunan 7.Sahra Topçu Alayının 5.Batarya Komutanlığına atanmıştır. 1909 yılında Hareket Ordusu'nda görev almıştır.
1910 yılında İstanbul'da 5.Topçu Alayı 6.Batarya Komutanlığına, 1911 yılında Topçu Okulu 2.Bölük Komutanlığına atanmıştır. 1911 yılında Mustafa Kemal Paşa ile Bingazi'ye geçerek olası bir İtalyan istilasına karşı yerel birliklerin düzenlenmesinde çalışmıştır. Balkan Harbinin başlamasıyla Şark Ordusu Cephane Komutanlığına atanmıştır.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla 3.Fırka Topçu Alayı 4.Tabur Komutanlığına, Irak'a 24.Sahra Alay 1.Tabur Komutanlığı ve 51.Fırka Topçu Alay Komutamğına tayin edilmiştir. 1915 yılında Irak İslam Ordusu Topçu Komutanlığına ve 18.Kolordu Topçu Komutanlığına atanmıştır. 6 Eylül 1915 tarihinde Binbaşılığa terfi etmiştir. Irak Cephesinde gösterdiği üstün hizmetlerden dolayı Harp Madalyası ile ödüllendirilmiştir. 1918 yılında İslam Ordusu Topçu Müfettişliğine, 1919 yılında 9.Ordu Topçu Müfettişliği ve 3.Kolordu Topçu Müfettişliğine atanmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda 1916-1917 yılları arasında Irak Cephesi’nde Vadi-i Kelal, Birinci Felahiye, Sabis Meydan Muharebesi, İkinci ve Üçüncü Felahiye, Beyttisa, Kutülammare, Garraf, Elhan, Beşşare, Samran, Bağdat, Sindiyye, Ethemçayı muharebelerinde savaşmıştır. Kut'ül Ammare Kuşatması'nda yaralanmıştır. İyileşince Kafkas Cephesine atanmıştır. Hazar Denizi kıyılarında yapılan harekat ile Kafkasya’nın boşaltılmasında bulunmuştur. 19 Mayıs 1919 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Paşa'yla birlikte Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır. Sivas Kongresi hazırlıklarını tamamladıktan sonra Atatürk kendisine "Kozanoğlu Doğan Bey" takma adını vermiş ve Kilikya Kuva-yi Milliye Kumandanı olarak yöreyi Fransız kuvvetlerinden arındırmak üzere görevlendirmiştir.
1923 yılında Meçkoğlu ailesinden Mevhibe Hanımla evlenmiştir. Reha ve Ayfer adında iki kızları olmuştur.
1923 - 1927 yılları arasında Topçu Atış Okulu Müdürlüğünde, 1927 - 1928 yılları arasında 2.Ordu Topçu Mütehassıslığında, 1928 - 1932 yılları arasında 16.Fırka Topçu Bölge Komutanlığı, 1932 yılında Erzurum Müstahkem Mevki Komutanlığı, 1935 yılında Kırklareli'nde 46.Tümen Komutanlığı, 1937 yılında Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı, 1938 yılında 2.Kolordu Komutanlığı, 1940 yılında 3.Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. 1941 yılında emekli olmuştur. TBMM'nin 6.Dönem seçimlerine katılarak Ağrı Milletvekili seçilmiştir. 7.ve 8.Dönem Kırklareli Milletvekili seçilmiştir.
20 Kasım 1951’ de vefat etmiştir. İstanbul’da, Edirnekapı Şehitliği’nde yatmaktadır.

 
  REFİK  SAYDAM

8 Eylül 1881 günü İstanbul'un Fatih ilçesinde dünyaya geldi. Mahalle mektebinin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi'ne (1892) ve İstanbul Kuleli Askeri İdadisi'ne (1896) girdi.  Askeri Tıbbiyeyi Doktor Yüzbaşı olarak 22 Ekim 1905 günü bitiren Refik Bey, üç yıl Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde Embriyoloji ve Histoloji bölümlerinde çalıştı. 1910 yılında eğitim için yurt dışına gitti. Almanya'da Berlin askeri tıp akademisinde Brandenburg, Danzig, Spandou ve Scharite'te eğitim gördü. Balkan Savaşı'nın çıkacağı belli olunca İstanbul'a döndü (1912).

Balkan Savaşı'nda Antalya'da ve Çatalca cephesinde Kolera hastalığını önleyici çalışmalar yaptı. 1914'te atandığı sahra genel sağlık müfettiş muavinliği sırasında bakteriyoloji enstitüsünü örgütleyerek tifo, dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanos ve dizanteri serumlarının burada üretilmesini ve I. Dünya Savaşı boyunca ordu ihtiyacının karşılanmasını sağladı. Salgın hastalıklarla mücadelesini Hasankale'de cephe hizmetinde sürdürdü.  Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşı'nda Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşı'nda kullanıldı.

1919'da 9. Kolordu sağlık müfettişi muavinliği görevi ile Mustafa Kemal'in yanında Samsun'a çıkan Refik Bey Erzurum'da Mustafa Kemal'in karargâhı dağıtıldıktan sonra Erzurum askeri hastanesi bulaşıcı hastalıklar servisi şefliğine atandı. Fakat bu görevi kabul etmeyerek ordudan ayrıldı. Erzurum ve Sivas kongrelerinin çalışmalarına katıldı.

1920'de TBMM'ye Doğubeyazit milletvekili ve Milli Savunma Vekaletine bağlı Sıhhiye Dairesi Başkanı olarak girdi. İkinci dönemden başlayarak üyeliğini İstanbul milletvekili olarak sürdürdü. Aynı yıl Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Refik Bey 14 yıl sürecek olan bu görevinde sağlık hizmetlerinin temellerini attı. 1924'de Ankara'da ve daha sonra Erzurum, Diyarbakır, Sivas ve diğer birçok ilde memleket hastaneleri, doğum ve çocuk bakımevleri açtı. Ayrıca bu konuda eleman yetiştirilmesine önem vererek sağlık kursları, tıp öğrenci yurtları 1928'de Hıfzısıhha Enstitüsünü ve Mektebini, İstanbul ve Ankara'da verem savaş dispanserlerini kurdu.  Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra Atatürk kendisine Saydam soyadını verdi. 1931- 1938 yıllarında zaman zaman Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına vekaleten bakan Refik Saydam, Atatürk'ün ölümünden sonra içişleri bakanlığı, CHP genel sekreterliği ve 15 yıl Kızılay başkanlığı yaptı.

1939-1942 yılları arasında başbakan iken, sağlık konusuna ayrıca önem verem Refik Saydam "Devlet idaresi A'dan Z'ye bozuktur, düzeltmek ister" diyerek devlet yönetiminde köklü bir reform taraftarı olduğunu dile getirmişti. 8 Temmuz 1942'de İstanbul'un besin sorununun düzenlenmesi için yaptığı inceleme gezisinde hayatını kaybetti. Mezarı Cebeci Asri Mezarlığı'ndadır.

ALİ ŞEVKET ÖNDERSEV

1884,-  1940,

Askerî öğrenimini tamamladıktan sonra katıldığı I. Dünya Savaşı’nda Mustafa Kemal Paşa’nın karargâhında görev yaptı. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan heyet içinde Mustafa Kemal Paşa’nın emir subayı olarak yer aldı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Bilecik’e yerleşerek çiftçilik ve ticaretle uğraştı. 1935 yılında V.Dönem TBMM Gümüşhane milletvekili olarak görev yaptı. Ayrıca Duygu Asena'nın dedesidir.

 

MUSTAFA VASBİ SÜSOY

1876) - 1934),

19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan heyet içinde Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak yer aldı. 1., 2., 3.ve 4.Dönem TBMM Tokat Milletvekili olarak görev yaptı.

FAİK AYBARS

(1880 - 1945)

Yazman. 1880 yılında İstanbul'da doğdu. Seraskerlikle başlayan devlet hizmetini, Balkan Savaşı'nda menzil müfettişliğinde ve Genelkurmay Şifre Kalemi'nde sürdürdü. Mustafa Kemal'in isteğiyle 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkanlar arasında şifre yazmanı olarak bulundu. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, Milli Savunma Bakanlığı Zat İşleri'nde çalıştı. 1932'de ordudan ayrıldıktan sonra, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı İskan Genel Müdürlüğü'nde görev aldı ve 1945 yılında öldü.

 

       

ALİ MÜMTAZ TÜNAY
(1885 - 1946)
1885 yılında Silifke'de doğdu. Harp Okulunu 1905'te bitirdi. Balkan Savaşı'nda Edirne kalesinin savunulmasıyla görevlendirildi. Kale düşünce Bulgarlar tarafından esir alındı. Mustafa Kemal, karargahını kurarken Ali Mümtaz'ı 9. Ordu Müfettişliği kurmay mülhakı olarak yanına aldı (1919). 1924'te 8. Kolordu 2. Tabur komutan vekilliğinden emekliye ayrıldı. 1946 yılında Bursa'da öldü.
 
 
MEMDUH ATASEV

(1895 - 1939)

Beykoz Askeri Kundura Fabrikası'nda yazmandı. Mustafa Kemal 9. Ordu müfettişliğiyle görevlendirilince, emir subayı Ali Şevket (Öndersev), Memduh Bey'e karargahta yazman olarak görev almasını teklif etti. Bu teklifi hiç düşünmeden kabul eden Atasev, o günden sonra Mustafa Kemal'in yanında çalıştı.
 
 
İSMAİL HAKKI BEY  (EDE)

1886 yılında doğdu. 1905 yılında Harp okulundan mezun oldu.  Çanakkale savaşlarına katılan İsmail Hakkı bey, Mustafa Kemal'le burada tanıştılar. Daha sonra Halep'te de birlikte  çalıştılar.                                                                                                                                                                 1919 da İstanbul'a döndü. Mustafa Kemal'in isteği üzerine, aynı karargahta oldular. Samsun'a götüreceği arkadaşları seçerken, Mustafa Kemal, İsmail Hakkı Beyı de, kurmay mülhaki olarak  Bandırma vapuruyla Samsun'a götürdü.
Samsun'a çıktıktan sonra İsmail Hakkı Bey, Havza,Amasya, Erzurum ve Sivas'ta Mustafa Kemal'in yanından ayrılmamıştır.Heyet-i Temsiliye Ankara'ya nakledilince, ağır sıtma nöbetlerinden rahatsız olan yüzbaşı İsmail Hakkı İstanbul'a gönderildi . Burada, Anadolu'ya silah ve mühimmat yardımı yapan "FELAH" adlı gizli bir gruba katılmıştır. Onun buradaki görevi şifre subaylığıydı. Anadolu'daki Milli Ordudan gelen ve giden şifreleri çözme  görevini başarıyla yaptı. Daha sonra Anadolu'ya geçerek, 1923 de ordudan ayrıldı. Mecliste görev alarak, İcra Vekilliği heyetinde, çeşitli bakanlıklarda, Başbakanlıkta özel kalem müdürlüğü görevinde bulunmuştur.
1943 yılında vefat  etmiştir.
HAYATİ  BEY
1892  yılında doğdu. 1915 yılında Piyade teğmeni olarak Harp okulundan mezun oldu. 9. Ordu müfettişliği, Erkanı Harbiye Reisi Kurmay Albay Kazım Beyin (DİRİK)  emir subayı ve müfettişlik kalem müdürü olarak Mustafa Kemal'in heyetiyle Samsun'a çıktı. O tarihten itibareni hiç yanından ayrılmadığı Mustafa Kemal'in özel kalem müdürlüğünü yapmıştır.
1926 yılında vefat etmiştir.
ARİF HİKMET GERÇEKÇİ
Birinci dünya savaşı çıktığında,Arif Hikmet Harp Okulunun son sınıfında idi. Gönüllü olarak 3. Kolorduya yazıldı. 1915 de teğmenliğe yükselerek,  Çanakkale'ye, Mustafa Kemal'in emrinde savaşa katıldı. 1916 da Kafkas cephesine gönderilerek, Muş'un geri alınması harekatına katıldı. Aynı yıl Hicaz kuvvetleri Seferiye Kumandanlığına atanan ve Kafkas Cephesi 16. Kolordu kumandanı olan Mustafa Kemal Paşanın  karargahında görevlendirildi. Mustafa Kemal 2. Ordu  Kumandanlığına atanınca Onunla birlikte Diyarbakır'a  gitti. Ama tifüse yakalanınca Mustafa Kemal'den ayrılıp İstanbul'a gitti.
Arif Hikmet, Kuleli Askeri Lisesi dahiliye subaylığında görevli iken, Kumandanı Mustafa Kemal'in 9. ordu müfettişi olarak Anadolu'ya geçeceğini duydu. Bunun üzerine, Mustafa Kemal'in karagahına katılma isteğinde bulundu. İsteği kabul edilip o da 16 Mayıs'ta İstanbul'dan hareket eden Bandırma  vapurunun yolcuları arasına  katıldı.
Samsun'a çıktıktan sonra,  3. Kolordu Kumandanı Refet (BELE) Beyin güvenilir bir subay istemesi üzerine, Mustafa Kemal tarafından Refet Beyin yaverliğini yapmakla görevlendirildi. Milli mücadelenin sonuna kadar bu görevde kaldı.
29 Ekim 1923 de Harp Okulunda açılan  kurslara katılarak, yarım kalan eğitimini tamamladı. Çeşitli yerlerde öğretmenlik yeptı. 1927 de ANKARA Hukuk Fakültesinde başladığı öğretimine 1930 da İstanbul Üniversitesinde tamamladı.Hakim Tümgeneral olarak emekli olup, İstanbul ve Ankara barolarında kayıtlı avukatlık yaptı.
1970 de İstanbul'da vefat etti.
ABDULLAH  KUNT
Ordu Müfettişliğinde teğmen olarak Paşa subaylığı yapan Abdullah (KUNT) Bandırma vapuru yolcuları arasında olduğu bilinmesine rağmen ,hakkında başka bir bilgiye rastlanmamıştır.
SİVİL MEMURLAR
DR. BEHÇET EFENDİ
ALİ RIZA BEY  (Adli müşavir)
RAHMİ EFENDİ  (Hesap memuru)
AHMET NURİ EFENDİ  (hesap memuru)
TAHİR EFENDİ  (Yedek subay)
                     BANDIRMA VAPURU PERSONELİ
                                                                               
   İsail Hakkı (Durusu),                                     Süvari…Kaptan
* Üsküdarlı Tahsin,                                          İkinci kaptan…
* Hacı Süleyman,                                             Başçarkçı…
* İsmail,                                                            Kâtip…
* Hasan Reis,                                                   Lostromo…
* Göreleli Şükrü oğlu Temel,                            Serdümen…
* Ali oğlu Basri,                                                 Serdümen…
* Süleyman oğlu Mahmut,                                ambarcı…
* Hasan oğlu Ahmet,                                        ambarcı…
* Süleyman oğlu Cemil,                                    tayfa…
* Hüseyin oğlu Rahmi,
                                      tayfa   
* Muharrem oğlu Hacı Tevfik (Ulusu),              Birinci Kamarot                                                *  Mesut oğlu Temel,                                         Birinci Kamarot…
* İbrahim oğlu Mehmet,                                    Kamarot…
* Mustafa oğlu Hamit,                                       kamarot yamağı…
* Yusuf oğlu Halit,                                             ateşçi…
* Arif oğlu Mansur,                                            ateşçi…
* Osman oğlu Hamdi,                                       aşçı…
* Hasan oğlu Mehmet,                                      kömürcü…
* Mehmet Ali oğlu Ömer Faik,                           kömürcü…
* İsmail Hakkı,                                                   vinççi…
* Ali oğlu Galip,                                                 vinççi…
*

1 yorum:

  1. Burhan hocam ilgiyle okudum.
    Cumartesi günü Müjdat Gezen'in 1881- oyununa gittim. Skeçlerde Bandırma Vapurunda Mustafa Kemal Paşa'nın yanındaki kurmay heyetinden bahsederken Kazım Dirik'ten iki kez "Kazım Paşa" olarak söz ettiler. Elbette Kazım Dirik Paşa yazınızda bahsettiğiniz gibi 1922'de paşa oldu. O esnada sanıyorum albaydı. Acaba bir hata mı, yoksa sonradan paşa olduğu için mi paşa diye hitap ettiler ayıramadım.
    (Küçük bir anektod, saygılar)

    YanıtlaSil

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ