20 Nisan 2013 Cumartesi

GÜNCEL


BODRUM  VE  YOLLAR
Burhan Bursalıoğlu

15 Nisan sabahı İstanbul'dan hareketle, Bodrum'a doğru yola çıktık. Gidiş sebebimiz bir yazlık alan arkadaşımızın işlerinde yardımcı olmak ve bu vesile ile kendi yazlığımızın da durumuna bakmaktı.
Baharda olmamıza rağmen, ana yollarda hala onarımların devam ettiği, yönlendirilen ara yollarda işaretlerin olmamayışı, yapılan işin ne kadar  önemsenmediğinin işareti idi.
Manisa'nın içinden geçen  Balıkesir-İzmir yolunun, Manisa içi onarımı nedeniyle, Manisa'nın iç kısımlarına kadar trafiği yönlendirmeleri bu işin acemiler tarafından yapıldığının bir işareti idi.  İşaretler olmadığı için  vasıtalar ana yolu bulmak için aynı sokaklardan ikişer kere geçme durumunda kalınıyordu.
Bafa Gölü kıyısında yol çalışmaları birkaç yıldır yapılıyordu. Yolun çoğunu bitmiş gördük.  Çift şerit gidiş, çift şerit geliş olarak birçok kısım bitiririlmişti. Bazı yerlerde yol açılımı için çalışmalar devam ediyordu.
Bodrum'a güneşsiz, kapalı bir havada girdik.
Konacık'a girdiğimizde, Manisa'da karşılaştığımız labiretle yüz yüze geldik. Yolun kapatıldığını, tek bir istikamet gösterilerek, dağlara doğru yönlendirildik.  Konacık'ın terihi eserlerin bulunduğu bölgeyi bilenler, buralardaki sokakların bakımsız ve plansız olduğunu da bilirler.  Yarım saat dolaşarak, yine kendi tahminlerimiz doğrultusunda hareket ederek,  Bitez sapağı  yakınlarında kurulan, sirk alanından yolu bulabildik.

Yine Bodrum'u bilenlerin şahit olduğu Ortekent'in dışından  yapılan yolun açıldığını gördük.
Orta kentin içinden geçen yolun trafiğini, özellikle, büyük arabaların geçişlerini kaldırmak amacıyla yapılan arka yol bitmiş, Pala Hüseyin Çiçekliğinin bulunduğu yerin biraz yukarısından ana yola bağlanmış.  Bağlanan bu kısım tamamen bitmemiş. Ama trafik çalışıyor. İşık daha konmamış.
Gürece,Bağla, Akyarlar yolunda da çukurluklar oluşmuş. Bazı kısımlarında, oldukca geniş çukurlardan ötürü arabaların çok dikkat etmeleri gerekmektedir.
Gürece-Bağla arasındaki yolun orta kısımlarında, yolu ikiye ayıran bir tarihi çınar ağacı vardı. O ağacın yerinde olmadığını, kesildiğini üzüntüyle  gördük.

Kışın yağan sürekli ve sağanak şeklindeki  yağmurların Bodrum'un her kesimine zarar verdiğini açıkca gördük. Nasıl ve ne zaman giderileceğini bilemiyorum.
Ayrıca, havalar da kaldığımız 3 -4 gün için serinliğini muhafaza etti.
İşin güzel tarafı , her yerin yeşillik  ve katır tıknakları ile bezenmiş olmasıydı. Bahçelerde çiçekler ve güllerin rengarenk açmış olmaları, Bodrum'a güzellik getiren, Bodrum'un olumsuzluklarını kapatan yegane güzelliklerdi.

Bahçemizde otlar büyümüş, çiçekler canlılıklarını korumuş, meyvelerin bir kısmı çiçekte, bir kısmı  meyveye dönüşmüştü. Malta eriğimiz, her yıl olduğu gibi yine kendini kanıtlamış, mahalleye yeter duruma gelmişti.  Geleceğimiz günden bir gün evvel , büyükçe bir poşete toplayarak getirmek istedim. Ne yazık ki gece yola çıktığımız için onu almak aklımıza gelmedi ve orada kaldı.
İşlerimizi hallederek döndük. Tahminen 10 gün sonra , bu sefer kalmak için tekrar Bodum yollarına düşeceğiz.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ