30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Burhan Bursalıoğlu
BAYRAM: Milli ve dini bakımdan, önemi olan ve
kutlanan gün veya günlerdir.
Bu gün 30
Ağustos Zafer Bayramımızdır. 30 Ağustos
1922 ,özgür ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu hazırlayan , Dünyanın
sömürgeci, ac gözlü, saldırgan ordularına karşı kazanılan zaferin, 91. Yılını bayram
olarak kutladığımız önemli bir gündür.
Ulusal bayramlarımızın çok değerli sebepleri
vardır.
19 Mayıs
1919 da Türkiye Cumhuriyeti’in kurulması için atılan ilk adımdır. Mustafa
Kemal, olağanüstü yetkilerle donatılmış olarak,
Anadolu’ya gönderilişinin ve 19
Mayıs 1919 da , tehlikeli bir deniz yolculuğu sonunda Samsuna ayak bastığı
tarihtir. Bu çok önemli gün için her yıl, 19 Mayıs, Atatürk’ü anma, Gençlik ve spor Bayramı olarak kutluyoruz.
23 Nisan
1920 de, ilk kez Ankara’’da Osmanlı İmparatorluğuna karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti
kurulmuştur. Bu Hükümet,Ülkenin işgal edilmiş olan 4 bir tarafındaki düşmanlara
karşı mücadele etme, vatanı kurtarma amacıyla kurulmuş, Cumhuriyet rejiminin
ilk basamağını teşkil etmiştir. Onun için 23 Nisan’lar da, Çocuklara armağan
edilen bu anma güne, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutluyoruz.
TBMM
Hükümetini hazırlıkları sonucunda kurulan Türk Ordusu, işgal devletlerine karşı
zaman, zaman gerilla çoğu zaman da meydan savaşları yapmıştır. 1. İnönü, 2. İnönü, Sakarya, savaşlarında, düşmanın
ilerleyişi durdurulmuş ve Türk halkı ve ordusu olarak moral kazanmıştır. Bu galibiyetlerden sonra, nihai zafer kazanmak için Büyük Taarruz
başlatılmış ve, 30 Ağustıos’ da, Atatürk “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri”
komutunu vererek 9 Eylül 1922 de İzmir geri alınarak düşman denize dökülmüş ,
kaçanlar gemilerle yurtlarına geri dönmüşlerdir. Mustafa Kemal’in komutasında,
kazanılan Baş Komutanlık Meydan Savaşı zaferinin kazanıldığı 30 Ağustos’un önemli bir günümüz olduğundan
bu günü Zafer Bayramı olarak kutluyoruz.
Mustafa
Kemal’in öteden beri aklında olan Cumhuriyet Kavramının oluşturulması için
tüm imkanlar hazırdı. 29 Ekim 1923 de
Cumhuriyet ilan edildi. TBMM Hükümeti
yerini Cumhuriyet aldı. TBMM meclis olarak görevine devam etti.
29
Ekim’lerde de Cumhuriyet Bayramı olarak kutluyoruz.
Bu Bayramlar
Ulusal Milli Bayramlarımızdır.
Ramazan ve
Kurban Bayramlarımız da Dini bayramlarımız olup, kendine has kurallar içinde
kutlanmaktadır.
Bugün 30
Ağustos. Büyük taarruzun sonucu 30 Ağustos 1922 de zaferle
alındı.
Biraz geriye
gidelim
Afyon
taarruzundan 15 gün önce Mustafa Kemal Paşa, taarruza hazırlık emrini vermek ve
kumandanlarla yüz yüze görüşmek üzere, 1 Ağustos 1922 de Akşehir’de bulunan Batı cephesine gitti.
Trenden Biçer istasyonundan inerek, otomobille Sivrihisar üzerinden Akşehir’e
gitti. Mustafa Kemal Paşa yorgundu. Yaveri Salih Bozok, M.Kemal’in rahatsız
olduğunu sanarak:
-
“Rahatsızmısınız
Paşam?” Diye sorunca, Paşa_
-
“-Değilim”
-
“O halde bir şey düşünüyorsunuz
galiba?” diyen Salih
Bozok’a, M.Kemal;
-
“-Düşündüğümü
uygulayacak zamanım olursa, dünyanın gözlerini
kamaştıracak bir askeri manzara ortaya çıkacaktır” diyerek,
önemli kararlar arifesinde olduğunu belirtti.
-
Mustafa
Kemal Paşa Akşehir’e vardığının ertesi günü, tüm komutanlarla , İsmet Paşa’nın
Karargahında toplanarak, 15 gün sonra,
26 Ağustos’ta Afyon cephesine
taarruz kararı aldılar. Akşehir’de bazı
hazırlıkları denetleyerek 3 gün sonra Ankara’ya döndü. 6 Ağustos 1922 de, Batı
Cephesi Komutanı Ordularına, gizli olarak, saldırıya hazır emrini verdi.
-
M.Kemal yapılan hazırlıkların, alınan kararların
düşman tarafından öğrenilmesini istemiyordu.
Özellikle Büyük taarruzun başlama
gününü çok gizli tutuyordu. Bu maksatla, tüm gazetelere, “Mustafa Kemal Paşa, 26 Ağustos
gecesi, Çankaya da bir çay ziyafeti ve balosu tertip ettiği”
ilanı verdi. Bu haberin verilmesi düşmanın hazırlıksız yakalanması amacı
taşıyordu. Halbuki M.Kemal ve arkadaşları
20 Ağustos’ta, Çankaya’da otomobillerle Konya’ya oradan da Akşehir’e
gittiler.
-
20-21
Ağustos 1922 gecesi, 1 ve 2. Ordu Komutanlarını cephe komuta merkezine çağırdı.
Genel Kurmay Başkanı da yanında idi.
-
Saldırının
nasıl yapılacağını, harita üzerinde izah ediyor, bu savaşın bir taktik savaşı
olduğunu, düşmanı kuşkulandırmamak için, kuvvetlerin yığınak ve hazırlıklarının
gizli kalması için, bütün yürüyüşlerin gece yapılmasına, birliklerin gündüzleri
köylerde ve ağaçlıklar altında dinlenmelerine, saldırı bölgelerinde yolların
düzeltilmesi ve benzeri çalışmaların yapılması
emirleri verildi.
-
24
Ağustos 1922 de komuta merkezi Akşehir’den, saldırı cephesi gerisindeki Şuhut
kasabasına getirildi. 25 Ağustos 1922 sabahı da, Şuhut’tan savaşın idare
edilecek, Kocatepe nin güneybatısındaki çadırlı ordugaha nakledildi.
-
26
Ağustos sabahı, M.Kemal ve Ordu komutanları Kocatepe’de hazır bulunuyorlardı. Sabah saat 5.30 da topçu ateşiyle,
Başkumandanlık Meydan Savaşı başlamış oldu.
-
26
ve 27 Ağustos da, düşmanın Karahisar’ın güneyinde 50 ve doğusunda 20-30
kilometre uzunluğundaki sağlamlaştırılmış cepheleri düştü.
-
Düşman
yani yunanlılar bu güçlü cepheyi yaptıktan sonra, “Türkler bu cepheyi 6 ayda yıkabilirlerse, 6 günde yıktıklarını
söyleyebilirler” demiştiler. Türk ordusu 2 günde bu cepheyi yıkıp, düşman
ordusunu 30 Ağustosa kadar Aslıhanlar
yöresinde çember içine aldı, büyük bölümü yok edildi,
esir alındı ve komutanlarını ve başkomutanları General Trikopis esir alındı.
Böylece 5 günde, 31 Ağustos sabahı ordularımızın büyük bir bölümü İzmir’e doğru
yol alırken, diğer birliklerimiz de
düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan birliklerini önüne katmış, denize doğru
kovalıyordu.
-
9
Eylül 1922 de Ordularımız İzmir’e girerek, 3 yıldan fazla, Yunan zulmünde olan
Ege halkı ve İzmirliler özgürlüklerine kavuşmuş oldu.
-
30
Ağustos Zaferi, Türk Ulusunun özgürlük zaferi idi. 30 Ağustos, Türk Ulusunun
yaşam zaferi idi. 30 Ağustos, Türk Ulusunun diriliş zaferi idi. 30 Ağustos,
Türk Ulusunun baş kaldırış zaferi idi.
30 Ağustos, Türk Ulusunun onurunu, şerefini kurtarma zaferi idi. 30 Ağustos,
Türk Ulusunun verdiği istiklal zaferi
idi, 3o Ağustos, Türk Ulusunun modernleşme savaşı idi. 30 Ağustos, kadın ve kızlarımızın, düşman bayrağı
altında, çan sesleri arasında doğum yapmama savaşı idi. 30 Ağustos, Türk analarının piç doğum
yapmama savaşı idi.
-
30
Ağustos zaferini, canını dişine katarak, bile bile şehitlik mertebesine
ulaşmayı, yaşamın üstünde tutarak kazanan
Türk ordu ve halkının bu başarısına inanmayanların haricinde kalan halkımızın
Bayramının 91. Yıldönümü kutlu olsun.
Yazımı, Nazım Hikmet'in BÜYÜK TAARRUZ şiiriyle bitiriyorum.
-
BÜYÜK TAARRUZ
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
sayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu. Paşalar `üç' dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
sayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu. Paşalar `üç' dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder