,
KUBİLAY Aydın`ın Kenz-ül İrfan okulunda okudu. Aydın Gazipaşa İlkokulu`nda öğretmenlik yaptı`
Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen'de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de cereyan eden hadiseler genel anlatıma göre şu seyri izlemiştir:
Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi].
Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylediler[6]. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu]
Olaylara müdahale
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay'ı olay yerine gönderdi.
Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Onlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet "bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.
Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşisıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti.
Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik yetişir. Komutan "Teslim olun!" diye bağırır. Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.
Kubilay üzerine düşen yasal görevi, asayişi sağlamak amacıyla, devlet adına Menemen Belediye alanında yobazların karşısına dikildi. Olayın, genç cumhuriyetin Şeyh Sait ayaklanmasından sonra karşılaştığı ikinci irtica olayı olduğunu bilmiyordu. O, görevini en iyi biçimde yapmak için oradaydı. Bu uğurda da canını verdi. Devrim tarihinde adı, devrim şehidi olarak yer aldı.
Şehit Öğretmen Kubilay’a Allahtan rahmet, ailesine ve Türk Milletine de baş sağlığı diliyorum.
“Kubilay devrim uğruna, vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına, kuvvet hesabı yapmayan bir idealist vatanseverlik örneğidir. Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya hazır olan geleneksel Türk yaradılışının müstesna abidesidir.”
GELİŞMELER
ŞEHİT KUBİLAY OLAYI
Burhan Bursalıoğlu
Bugün 23 Aralık, Menemen Olayı ya da Kubilay Olayının 83. yılı.
23 Aralık 1930 günü , Cumhuriyet tarihinin ikinci önemli irtica olayı, İzmir'in Menemen ilçesinde,
askerliğini yedek subay olarak
yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın
, şeriat isteyen bir grup
esrarkeş, yobazlar tarafından başı kesilerek öldürülmesiyle başlayan olaylar
zincirinin başladığı tarihtir
KUBİLAY Aydın`ın Kenz-ül İrfan okulunda okudu. Aydın Gazipaşa İlkokulu`nda öğretmenlik yaptı`
. Kubilay`ın babası Kazavan Hüseyin, yirminci yüzyılın başlarında Girit`te Rum baskısı artınca ailesini alarak
İzmir`e göç eder. Aile on yıl içersinde İzmir, Adana, Kozan, Aydın, Antalya, İzmir
arasında dolaşarak tutunmaya çalışır. 1906 yılında Kozan`da doğan Kubilay,
dünyayı Aydın`da tanımaya başlar. Çocukluğu Birinci Dünya savaşının acı
günlerinde Aydın Orta Mahallede geçer. Pek çok akrabası halen Aydın`da
oturmaktadır.
KUBİLAY Aydın`ın Kenz-ül İrfan okulunda okudu Bursa
Öğretmen Okulu`nu bitirince çocukluğunun geçtiği Aydın`a atamasının yapılmasını
ister ve Aydın Gazipaşa İlkokulu`nda öğretmenliğe
başlar.
Evlenir, düzenli bir yaşama geçeceği sırada da askere alınır.
Evlenir, düzenli bir yaşama geçeceği sırada da askere alınır.
Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen'de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de cereyan eden hadiseler genel anlatıma göre şu seyri izlemiştir:
Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi].
Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylediler[6]. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu]
Olaylara müdahale
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay'ı olay yerine gönderdi.
Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Onlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet "bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.
Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşisıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti.
Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik yetişir. Komutan "Teslim olun!" diye bağırır. Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.
Kubilay üzerine düşen yasal görevi, asayişi sağlamak amacıyla, devlet adına Menemen Belediye alanında yobazların karşısına dikildi. Olayın, genç cumhuriyetin Şeyh Sait ayaklanmasından sonra karşılaştığı ikinci irtica olayı olduğunu bilmiyordu. O, görevini en iyi biçimde yapmak için oradaydı. Bu uğurda da canını verdi. Devrim tarihinde adı, devrim şehidi olarak yer aldı.
Şehit Öğretmen Kubilay’a Allahtan rahmet, ailesine ve Türk Milletine de baş sağlığı diliyorum.
Mustafa Kemal'in Orduya
Taziyetnamesi
Menemen’de ahiren vukua gelen
irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kublay Beyin vazife ifa ederken duçar
olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kublay Beyin şehadetinde
mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının
alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için
utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika
ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk
zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız
hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.
Menemen’de ahaliden bazılarının
hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir
muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat
cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri,
ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz bu mes’eledeki
vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur.
Büyük ordunun kahraman genç
zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey,
temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.
Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal
Gazi Mustafa Kemal
İsmet İnönü'nün mesajı[]
“Kubilay devrim uğruna, vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına, kuvvet hesabı yapmayan bir idealist vatanseverlik örneğidir. Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya hazır olan geleneksel Türk yaradılışının müstesna abidesidir.”
31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve
Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile
Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilmiş ve 1. Kolordu Komutan
Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kurulmuştur. 7
Ocak 1931′de bu kez İzmir’de yine Mustafa Kemal Paşa başkanlığında ikinci bir
toplantı yapıldı. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı
cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için
harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve
tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15 Ocak
1931′den itibaren Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı, 24 Ocak 1931 günü
iddianame okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37)
kişinin idama mahkum edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle
salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları
verilmesine hükmetti ve karar Meclis’in onayına sunuldu. İdam hükümlülerinin 6′sının
yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi. T.B.M.M.
Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.
Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam
edildi. Bazıları Kubilay’ın başının kesildiği yerde asıldı. Mahkumlardan biri
idam sehpasının önünden kaçabildi. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam
edildi. Olayın hemen ardından Menemen’de devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay
adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:
“İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin
bekçisiyiz.”
Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den,
8 Mart 1931′de de Menemen’den kaldırıldı.
burhansev.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder