8 Temmuz 2014 Salı

G E Z İ




İTALYA  GEZİSİ                          ÜÇÜNCÜ  GÜN


Burhan  Bursalıoğlu

Venedik ziyaretimiz bitmişti.  Üçüncü gün, yani Pazartesi gününü sabahı kahvaltıdan sonra saat 9 da  hareket ederek  250 km. yolculuktan sonra Floransa’ya vardık.
İtalya’nın en verimli toprakları olan ve zıraatın  üçte ikisini karşılayan Po Ovasından geçerek , Dante, Petrarca ve Machiavelli gibi yazarların yanında, Batticelli, Michelangelo ve Donatellio gibi usta ressamların, heykeltıraşların yetiştiği kente vardık.
15. yüzyılda, Ronesansın da başlatıldığı kenttir Floransa.
Şehirde önce şehrin merkezi ve odak noktası olan  Doumo’ya uğradık. Buraya  Kadedral veya heykeller meydanı da deniyor. Her tarafta Ronesasın ve daha sonraki zamanlarda yapılan tüm heykeller  burada bulunmakta. Her heykelinde bir hikayesi var.
SİNYORLAR MEYDANI

SANTA  MARİA  DEL  FİORE KATEDRALİ:

1260 yılında mimar  Armolfo di  Cambio tarafından yapımına başlatılmış. Yeşil, beyaz ve pembe renkli Toskana mermerinden, Neo Gotik tarzında olup, 600 yılda ancak tamamlanabilmiş.
414 basamaklı  yukarısında çan kulesi bulunmakta.
Donatello, Mchelangelo’nun bitmemiş pietasını, Katedralin müzesi   olan Museo  Dell ‘opera, Del  Duomo da buradadır.
12. yüzyıldan kalma , Romanesk, San Giovanni vaftizhanesinde klasik sekizgen biçim korunmuş.
Floransa’nın en eski yapısı olan vaftizhanenin rölyeflerle süslenmiş bronz kapılarından güney kapısı 1300 yılında Andrea Pisano tarafından Gotik tarzında  yapılmış. Yukardaki rölyeflerde San Giovanni Battista’nın hayatı, aşağı bölümde ise 8 adet hiristiyan fazileti resmedilmiştir.
Lorenzo Ghiberti tarafından yapılan Kuzey kapısInda, İsa’nın hayatını anlatan sahneler bulunmaktadır.
Doğu kapısı, Michelangelo tarafından Cennetin kapısı olarak adlandırılıyor.

MEDİCİ  SARAYI:

15. yüzyıl tarihli  Plazzo Medici  - Riccardi oldukça görkemli bir bina olup, bugün  Floransa Valilik binası olarak görev yapmaktadır.

SAN LORENZO  KİLİSESİ:

 Medici Sarayının hemen yakınında yer alır. Kilise, Doumo’nun kubbes i üzerinde çalışmaya başlamadan önce Brunelleschi tarafından tasarlanmış.
İçeride atların önündeki zeminde Medici hanedan arması görülüyor.
Kilisenin  hemen yanında, Biblioteca, 1524 yılında  yaptırılmış ve Michelangelo nun tasarladığı merdivenlerle de ünlüymüş.
SABİNE KADINLARININ KAÇIRILIŞI


SİNYORLAR  MEYDANI – PİAZZA DELLA SİGNORİA:

Şehrin sosyal ve kültürel merkezi. 1299 dan beri, belediye sarayının bulunduğu meydan  her zaman canlılığını muhafaza etmekte imiş. Sebebi de,  ünlü Uffizi’nin  bu meydanda olması imiş.
Meydanın  güney ucunda 14. Yüzyıldan kalma Loggia  della Signoria, şehrin kurucularının trübünü olan yapı, daha sonra İsviçreli paralı askerlerin muhafız odası  ıolmuş.  Burada Benveuto  Cellini’nin başyapıtı  Preseus dikkat çekiyor.  Giambologna’nın Sabin kadınlarının kaçırılışı Mediciler tarafından bağışlanmış.
Açık hava galerisinden farksız olan meydanda, girişin solunda Donatello’nun  Floransa Aslanı  Marzocco’nun kopyası bulunmakta, onun yanında, başı kesilen Tiran’ı betimleyen Yudit ve Holofernes bulunmakta. Bandinrlli’nin 16. Yüzyıl Hercules ve Cacus heykeli  bulunmakta.
Barok çeşmenin  yakınlarında yere işlenmiş bir plakada da, Savonarola’ın kazıkta yakıldığı yeri göstermektedir.
DUOMO VE VAFTİZHANE

LOGGİA DEİ  LANZİ:

14. Yüzyılın sonlarında inşa  edilmiştir.  Bugün bir Açıkhava müzesi  durumunda  olup, önceleri toplantı yeri olarak kullanılıyorken daha sonra Küçük Lanzi Cosimo muhafızlarının odası olarak kullanılmış.
Antik ve Ronesans  heykelleri bulunmaktadır. Loggiada  sergilenen en önemli eser,  Benvenuto Cellini tarafından yapılan “PERSEUS’UN Medusa’ nın başını kopardıktan sonra havaya kaldırması”  sahnesidir .  
SANTA  CROCE KİLİSESİ

SANTA CROCE. ( KUTSAL HAÇ KİLİSESİ)

Floransa’nın  eski meydanlarından bulunan kilise 13. Yüzyılın sonuna doğru Armolfo di  Cambio’nun tasarladığı bir yapı olup, Neo-Gotik ön cephesi 1863 yılında  eklenmiştir. Miçhelangelo, Ghiberti, Mach iavelli, Galileo bve Rossini’nin mezarlarına ev sahipliği yapmaktadır.
PONTE VECCHİO  


PONTE  VECCHİO  -ESKİ KÖPRÜ:

14. Yüzyılda tarihlenen ve üzeri kapalı olan köprünün Dünya’da bir başka eşi yokmuş. Köprünün her iki yanında da 16. Yüzyıldan itibaren kuyumcu dükkanları bulunmsaktadır. Bu dükkanlar ilgi ile izlenip alış veriş yapıldı.

Daha sonra verilen serbest zaman sonrasında, yorgun argın otelimize döndük.

DEVAMI  VAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ