5 Ağustos 2014 Salı

G E Z İ



İTALYA GEZİSİ


YEDİNCİ  VE  SEKİZİNCİ GÜN 

  
Burhan Bursalıoğlu,

Saat 9 da, ETS  nin otobüsü  ile yola çıktık.

POMPEİ
VEZÜV YANARDAĞI. HALA DUMANI TÜTMEKTE

 Etraftaki  yeşillikli, güzel köylerden, ve hem ihtiyaç hem de alışveriş yapmak için mola verdiğimiz yerleşim yerlerinden  geçerek,  bir zamanlar , bir kentin katili olan , haşmetli  görüntüsü ile Vezüv Dağının yanından geçerek, Pompei’ye vardık.
POMPEİNİN KALE DUVARLARI

MS. 62 yılında depremle sarsılan, MS. 79 da da patlayan ve  şehri  yok eden Vezüv yanardağının eteklerinde uzayan  Pompei şehrin insanları, Vezüv’ün çıkardığı gazdan  boğulup, 6 metre kalınlığa ulaşan küllerin altında kalmışlar. Sonradan yağan yağmur, külle birleşince, insanlar taşlaşmış.
POMPEİ HARABELERİ

25 000  nüfuslu iken, haritadan silinen Pompei  1594 de, yani faciadan 1515 yıl sonra,  bir su kemeri  inşaatı sırasında keşfedilen şehirde, ciddi kazı çalışmaları  1748 yılında, yani  1669 yıl sınra yapılmış.
Bu günkü kalıntılar, taşlaşmış insan ve hayvanlar , o tarihteki kazılardan sonra gün yüzüne çıkarılmış.,
TAŞLAŞMIŞ BİR İNSAN

Taşlaşmış insanlar, cam sandıklara konarak ziyarete açılmış olarak, odalarda muhafaza ediliyor.
Pompei’de kazıdan sonra tüm kent ortaya çıkarılmış. Zenginlere ait şatolar, evler, hamamlar hatta genel evler.Binaların  bir  kısmı yıkılmış, bir kısmı da sonradan onarılmışsa da kullanılmaz halde bulunuyor.
TAŞLAŞMIŞ BİR İNSAN

Örneğin, Vettii evi. Aulos Vettius  Conviva adlı bir zenginin evi. Bu   ev  kısmen onarılmış. Bir çok da  kabartma resimler var.
 Genelde, ne işte kullanılıyorsa, o evin duvarlarında o işle ilgili resim ve kabartmalar bulunuyor.
Soylu Castii’in villası önünde çıplak bir çocuk heykelciği   bulunmakta. 
 
Genelevin  duvarlarında uygunsuz resimler olduğu gibi, caddelerde, özellikle d enizciler için
 genelevin yerini gösterir, caddelerde ok işaretini  yerine erkek uzvu  işaret olarak kullanılmış.
MACELLUM  MEYDANI

Via Dell ABBONDANZA  yolunun iki tarafında hamamlar sıralanmış.

MACELLUM:

Şehrin ticari açıdan önemli bir Pazar meydanı . Ayrıca hamamlar, fırın, genel ev, büyük tiyatro, spor alanları, bahçeli evler, tapınakları, müzeleri buruk bir şekilde izledik.  En çok rağbet gören taşlaşmış insan, hayvan ve ev araçlarıydı.
Öğle yemeğini, yeni şehre inerek yedik.
Yemekten sonra Napoli’ye hareket ettik.
POMĞPEİDEN KALAN EV EŞYALARI

NAPOLİ’

Napoli etkileyici bir şehir. Napoli  körfezinin kıyısına, Kapri, İschia, Procido adalarının karşısında  ve arkasında Vezüv  yanardağı konumunda.
BODUR KULELİ CASTEL NUOVO

Napoli , ünlü sinema yönetmeni  Fellini’nin filmlerine konu olmuş, gerçek İtalya kültürünü tanıma fırsatı  elde edilecek bir kent.
Rehberimiz Davut Bey , önce Duomon’u gezdirdi.
1294- 1323 yılları arasında inşa edilmiş, antik sütunlar ve hükümdarlara ithaf edilmiş heykeller ile, Lanfranco ve  Domenichino’nun resimleri bulunmakta.
NAPOLİ' DE  BİR CADDE

Duomo’ da, MS.305 yılında öldürülen Napoli’nin  koruyucusu Azizi San  Gennaro’nun kalıtları korunuyormuş. Başı, Cappella San  Genaro ‘da gümüş yaldızlı bir büst içinde saklanıyor.
Yılda üç kez, Mayıs’ın ilk Pazar günü, 19 Eylül ve 16 Aralık’ta, mucizevi  bir şekilde  sıvılaşan, şişeler dolusu pıhtılaşmış kanı da  yine burada muhafaza  edilmekteymiş.
Kan sıvılaşmayacak olursa bela geleceğine inanılıyormuş.
Muhteşem tavan resimleri  de  Giodano’nun eserleri
Napoli’de zengin alış veriş mağazalarının olduğu geniş bir cadde var. Alışveriş yapanlar mağazalardan  kolay kolay da ayrılamadı.
DUOMON

CASTEL  NUOVO:

1279 yılında Anjoulu Charles için  inşası başlamış.    Bir zamanlar Ana kraliçe şatosu olarak hizmet görmüş, Bodur kuleleri ile, genelde Aragon tarzında yapılmış.

PALAZZO  REAL:

1600 yılında Domenico Fantna tarafından, İspanyol valileri için inşa edilen bir saray.

GALLERİA  UMBERTO:

1887  de inşa edilmiş. 2. Dünya savaşından sonra yenilenmiş. Görkemli bir iç  mekana sahip. Ünlü insanların heykelcikleri duvarları süslemekte.
Serbest gezi zamanında, deniz kenarına giderek , liman ve plajları seyrettim. Geniş caddeler ve diğer kentlere göre daha yeni sıralanmış 4-5 katlı evler ve geniş meydanlar dikkate değer görüntülerdi.
Geç vakit Napoli’den hareket ederek Roma’daki otelimize vardık.
NAPOLİDE  BURCUMUN ÜZERİNDEYİM

SEKİZİNCİ  GÜN:  CUMARTESİ

Sabah kahvaltı sonrası otobüsümüzle Roma hava alanına  doğru yola koyulduk. 10.30 civarında hava alanına vararak pasaport ve bagaj işlemlerini yaptırdık.
Akşam 18 civarında, tarifeli Pegasus uçağı ile, Sabiha Gökçen  havalimanına indik.

SONUÇ:

İtalya’ya gitmeden önce, Avrupa Ülkelerini, insanların yaşayışlarını, kültürlerini, tabiatın doğal görüntüsünü,   teknolojisini  merak ederdim. 
Düşüncelerimi açıkca ifade edeceğim.
BİR GRUP KILÇIK ANTEN

Bir defa, İtalya’ da yaşayan insanlara acıyorum. Orta çağdan kalma binalarda oturuyorlar. Hava yok, yeşillik yok, estetik yok, kapılarda kocaman kocaman kilitler. Görmedim ama onların mutfaklarının da olmadığını düşünüyorum. Adamlar, çalışanlar, eş ve çocukları ile  piza ve makarnacılarda. İtalya mutfağının  ün yapmış olması halk için değil. Olsa olsa  itibarlı insanlar için.
Yeşillik özlemlerini gidermek için, pencere kenarlarına, balkon  (varsa)  kenarlarına saksılarla çiçek yetiştiriyorlar.
DARACIK SOKAKLARIN HER İKİ YANINDAKİ GÖRKEMLİ, ORTA ÇAĞDAN KALMIŞ BİNALAR HAVA ALMIYOR. O BİNALARIN İÇİNDE İNSANLAR YAŞIYOR.
ÇÖP KOVASI

Şehir  merkezleri dışındaki  köy ve kasabada yaşayanlar daha şanslı. Yeşillikli  ve havadar. Beslenmeleri de tabii.
KEMAN ÇALARAK PARA TOPLAYAN BİRİ

CADDE VE SOKAKLAR ÇOK TEMİZ. HER  7 VE 10  METREDE BİR  DEMİR DÖKÜM  SABİT  ÇÖP  KONTENYERİ   KONMUŞ. DIŞI  HER İKİ YANA AÇILARAK İÇİNDEKİ  KOVA ALINIP BOŞALTILIYOR. ÜSTÜ KAPAKLI VE SİGARA SÖNDÜRME BÖLÜMÜ DE VAR. KÖY SOKAKLARI  DAHİL,  HER YERDE ,  ŞEKLİ BİRAZ  DEĞİŞİK KONTENYERLER  BULUNUYOR.  HALK TEMİZLİĞE  ÖNEM VERİYOR VE UYGULUYOR.

Gezdiğimiz bütün kentlerde  uydu anteni yerine , bizim eskiden kullandığımız  KILÇIK antenleri kullanıyorlar.  Anladığım kadarıyla, televizyon seyrine pek değer vermiyorlar. Kanallarında yabancı  kanallar yok.
MERDİVENLER  YORGUNLUK ÇIKARMA YERLERİ

ÇOK MİKTARDA MOTOSİKLEK VAR.  KADIN, ERKEK, GENÇ , İHTİYAR HEP MOTOR  KULLANIYORLAR.
Otomobiller genellikle küçük. 4 ve iki kişilik. Park sorunu nedeniyle küçük arabalar tercih ediliyormuş.Ayrıca çok çeşitli taşıma araçları kullanılmakta.
ÇALIŞANLARA VERİLEN ÜCRETLER BİZİM HEMEN HEMEN ÜÇ MİSLİNDE. ONUN İÇİN TÜRKİYE’YE GELEN İTALYAN VE AVRUPA HALKI UCUZ TATİL YAPMAKTALAR.

Her ne şekilde olursa olsun yıkılan bir yerin yerine, AVM değil , yeşillik ve çim yapıyorlar.  İtalya’nın en güzel ve yaşanacak bölgesi   Po  ovası   ve  Po  nehri  güzargahı.
TRAFİK POLİSLERİ HER AN YANIBAŞINIZDA

NAPOLİ VE TOSKANADA YÜKSEK YENİ BİNALAR VAR. DİĞER  KENTLERDE,  BİZDEKİ  GİBİ GÖKDELEN VEYA YÜKSEK BİNALAR YOK.

Trafik  sorunlarını halletmişler. Her caddede bir polis arabası görmek mümkün.
Restorantlarda, pastanelerde,  çay hanelerinde garsonlar bahşiş kabul etmiyorlar. Garsoniye yerine göre, % 5  den  % 10  a kadarı faturaya ekleniyor.
ADI ÇIKMIŞ İTALYA PİZASI, BİZİM KAŞARLI, ETLİ  PİDEYE BENZİYOR, AMA CIVIK BİR ŞEY. BEĞENMEDİĞİM İÇİN GENELDE SİPAGETTİ , YANİ MAKARNALARINI TERCİH ETTİM.

Meydanlar ve merdivenler çok olduğu için, gezenlerin dinlenme , oturma mekanları bu merdivenler oluyor.

HAYAT BİZE GÖRE ÇOK PAHALI. BİZİM ALDIĞIMIZ ÜCRETİN  3-4 MİSLİ FAZLASINI ALIYORLAR.  ORADA YURO GEÇİYOR. YURO DA BİZİM PARAMIZIN YAKLAŞIK  ÜÇ KATI.  BİR KÜÇÜK SÜ ORADA 1.5 – 2  YURO. ÜÇ TOP  DONDURMA  15  YURO   TEKSTİL ÜRÜNLERİ NDEN, BİR TAKIM ELBİSE, BİZİM MAHMUTPAŞA AYARINDAKİ MAĞAZALARDA  600 YURODAN BAŞLIYOR.

Parlamento binasının etrafını gezerken  öğle paydosu zamanına rastgelmiştik. Çevredeki          pasta haneler ve bizdeki çay bahçeleri gibi bahçelerde, o sıcakta takım elbiseli ve kravatlı vekiller oturuyorlardı. Tıpkı bizimkiler gibi (!).
RESTORAN ÖNLERİNDE, GİTAR, KEMAN ÇALARAK BAHŞİŞ TOPLAYANLAR VARDI. 
HÜNERLİ DİLENCİ

Bizdeki dilenciler ellerini açıp yalvararak para isterler. Orada da dilenci var ama, kendi buluşlarını gösteren becerilerini           sergileyerek para topluyorlar. Esmer vatandaşlar, özellikle Afrikadan gelenler boş gezmeyip hepsi ticaret yapıyorlardı.
MODERN DİLENCİLER

BENZİN İSTASYONLARI ŞEHRİN DIŞINDA İDİLER.
 Bizdeki gibi yoğun trafik yok.  Yayalara saygılılar. Karşıdan karşıya gececek bir yayayı gören şoför durarak yayanın geçmesine müsaade ediyor.

Halk mutlu görünüyordu. Ama ben onlar için üzülüyorum.  Çünkü biz, Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Halkımız mutlu olmasa da yaşadığımız memleketimiz Dünyanın en güzeli. 



 SON

NOT:  DAHA SONRA İTALYA'DA ÇEKTİĞİMİZ RESİMLERİ YAYILAYACAĞIM.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ