12 Nisan 2015 Pazar

ATATÜRK' TEN ANILAR



ATATÜRK' ten  ANILAR  - 4 -



ATATÜRKÜN YAVERİNDEN BİR ANI !....


Gazi, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir 


kadına rastladı.

Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.

- Merhaba nine.

Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;


- Merhaba dedi.

- Nereden gelip nereye gidiyorsun?

Kadın şöyle bir duralayıp;

- Neden sordun ki, dedi. Buraların saabisi misin? Yoksa 

bekçisi mi?

Paşa gülümsedi.

- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk 

milletinin malıdır.. Buranın bekçisi de Türk milletinin 

kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini 

söyleyecek misin?

Kadın başını salladı.


- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, 

otun güç bittiği, atın geç yetişdiği, kavruk köylerinden 

birindeyim. Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, 

kodum Angara'ya geldim.

- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?

- Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım 

da...Benim iki oğlum gâvur harbinde şehit düştü. 

Memleketi gâvurdan gurtaran kişiyi bir kez görmeden 

ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi 

Gazi Paşa. Bende gün demeyip mihtara anlatinca, o da 

bana bilet aliverip saldi Angaraya. Giceleyin geldimdi. 

Yolu neyi de bilemediğimden işte agsamdan belli böyle 

kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.

- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadının 

birden yüzü sertleşti.


- Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki.. O biz 

im vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden gurtardı. 

Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne 

isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz 

gibi yaşiyoz. Sunun bunun gâvur dölünün köpeği 

olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir 

defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için 

düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. 

Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver 

de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver.

Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı 

her halinden belliydi. Bana dönerek;

- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır... 

Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu.

Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, 

sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, 

seni buralara kadar koşturan Gazi Pasa yani Atatürk işte 

karsında duruyor.

Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki 

değneği yere fırlatıp Atatürk'ün ellerine sarıldı. 

Görülecek bir manzaraydı bu. 

İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri 

kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı 

kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun 

ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. 

Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu 

Atatürk'e uzattı;

- Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi 

Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp 

getiririm.

Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok 

beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik. 

Oradakilere şu emri verdi;

-'Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin.Sonra 

köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek 

verin benim armağanım olsun.'


ATATÜRK VE BABA KAVRAMI
Diyarbakır’da paşa kumandandı. Ben de emir subayı idim. Babam, Paşa’nın içtiğini duymuştu. İzinden dönerken bana:
- “Bir damla bile içersen hakkımı helal etmem” dedi. Döndüm. Karargaha vardığım akşam Mustafa Kemal Paşa yakın subaylarıyla sofrada oturmuş içiyordu. Bana da bir kadeh koydular. Ben içer gibi yapıp vakit geçiriyordum. O vakit başyaveri olan Cevat Abbas, usulca Paşa’ya eğildi:

- “Paşam, Nesip içmiyor, atlatıyor.” dedi.
O vakit Mustafa Kemal bana döndü kadehini kaldırdı:
- “Nesip şerefine” dedi.
Ben kıpkırmızı olmuştum. Paşa sordu:
- Ne o bir mazeretin mi var?
- “Paşam” diye cevap verdim. “Sizin için canımı feda ederim, yalnız buraya gelmeden babam bana içki içmemem için yemin ettirdi de tereddüdüm odur.”
Mustafa Kemal o vakit:
- “Bırak kadehi öyleyse” dedi. “Babanın emri, benim emrimden üstündür. Seni taktir ettim. Babasına hayrı olmayanın, kimseye hayrı olmaz.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ