İNGİLİZ BÜYÜK ELÇİSİ PERCY LORAİNE'in ATATÜRK HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Burhan Bursalıoğlu
İNGİLİZ BÜYÜK ELÇİSİ PERCY LORAİNE'ın ATATÜRK HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİN SON BÖLÜMÜ.
12-Atatürk’ün İngiliz karşıtı olduğuna dair
görüşleri
Loraine, İngiliz kamuoyunda oluşmaya başlayan Atatürk’ün İngiliz karşıtı
olduğu yönündeki görüşün da karşısında yer almıştır. 29 Ekim 1942 tarihinde
“Realite” dergisinde yayınlanan yazısında özellikle 1934–1939 yılları arasında Türkiye ile
İngiltere arasında samimi dostluk bağının tam olarak kurulduğunu ve bu dostluk
ilişkilerinin kurucusunun Mustafa Kemal Atatürk olduğunu vurgulamaktadır. Atatürk’ün kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti’nin övgüye laik olduğunu belirten Loraine, Türk Devrimi
sayesinde ülkenin gelişmeye açık ve modern bir hale getirilmiş olmasını ise
övmüştür. Atatürk’ün kurduğu bu modern yapı sayesinde Türkiye ve İngiltere
arasındaki dostluk ilişkilerinin güçleneceğine olan inancını da dile
getirmiştir.
Bu bağlamda Sir Percy Loraine’nin 9 Nisan 1938 tarihinde İngiltere
Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a yolladığı raporunda Atatürk’e Türkiye ile
İngiltere arasında samimi dostluk ilişkisinin kurucusu olduğu için fahri bir
paye verilmesini istemesi de Loraine’nin konuyla ilgili düşüncelerinde ne kadar
samimi olduğunu göstermektedir. Adı geçen raporda Loraine’nin şu ifadeleri
kullanmıştır:
“Atatürk’ün şahsına dikkat gösterilmelidir. Dört yıl kadar önce Türk
politikasına İngiliz taraftarı bir veçhe veren o’dur; “müeyyideler” devresinin
getirdiği endişelere, totaliter devletlerin artmakta olan askeri kudret ve
siyasi cazibesine, Batılı demokrasilerin görünürdeki zaafına rağmen, yolundan
şaşmayan ve Türkiye’nin İngiltere’ye güvenini arttırmaya devam eden Odur.
Diktatör devletlerden birinin yapmak istediği gibi, O’na bir filoluk savaş
uçakları veya öldürücü silahlar vermeye kalkışırsak, herhalde yaraşır bir
hareket yapmış olmayız. Sayın Lord, en tanınmış İngiliz üniversitelerinden biri
tarafından Ona fahri bir paye verilmesi ihtimali üzerinde durmanızı rica
ederim.”
13
- Atatürk’ün İçki ve Poker Arkadaşı
Olduğuna Dair Eleştiriler:
Loraine’nin ısrarla üzerinde durduğu bir başka konu ise, Onun Atatürk’ün
içki ve poker arkadaşı olduğuna dair oluşmuş olan kanıdır. Gordon Waterfield
tarafından kaleme alınan Loraine’nin hayatını konu alan “Professional Diplomat
Sir Percy Loraine” adlı eserde, Waterfield tarafından Onun Atatürk’ün içki ve
poker arkadaşı olduğu intibası uyandırmaktadır. Ancak O, bir büyükelçi olarak
Atatürk’ü tanıdığını ve Atatürk ile sadece iki defa poker oynadığını, bunun
dışında, resmi kabuller dışında bir görüşmenin gerçekleşmediğinin altını
çizmektedir.
Loraine, 10 Kasım 1948 tarihinde BBC’de yayınlanan konuşmasında konuyla
ilgili olarak şunları söylemektedir:
“Bu konuşmayı hazırlarken dinleyicilere Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun çalışmaları tanıtmayı planladım. Atatürk’ün
bireysel özellikleri konusunda muhakkak ki yanılmış olabilirim. Bunun için de
geçerli bir gerekçem bulunmaktadır. Ben büyükelçilikle vazifelendirilmiş bir
kişi olarak devletin başı ile elbette ki resmi ilişkiler kurmak mecburiyetindeydim.
Özellikle söz konusu kişi Atatürk olunca bunun altını çizmek gerekir. Çünkü
Atatürk hiçbir zaman tamamen resmi bir takım hadiselerin dışında asla elçileri
huzuruna kabul etmez, onları eğlendirmek maksadıyla köşkünde kabuller
düzenlemezdi. Şüphesiz ki o, sadece tek bir ülke büyük elçisini makamında kabul
etmeyecek kadar zeki bir insandı çünkü o bu tip kabullerin kalp kırıklıklarına
ve kıskançlıklara yol açabileceğinin farkında idi.
Buna ek olarak; tamamen resmi durumlarda, örneğin büyükelçi olarak görevlendirme
mektubumun kabulü gibi durumlarda oturmamı ister ve benimle Dışişleri konusunda
konuşurdu. Ancak bu tip durumlar kesinlikle çok nadirdi. Bununla birlikte
Atatürk her zaman çok yardım severdi ve bir o kadar da kendisini ilginç
bulmuşumdur. Hiçbir şüphem yok ki, diğer meslektaşlarım da benimle aynı
imkânlara sahip idiler. Genellikle Türkçe konuşurdu -ki benim pek de aşina
olmadığım bir dildi- ve bakan tercüme ederdi. Fransızcası çok akıcı olmamakla
birlikte anlaşılır ve hatasızdı.
Onun tek verdiği resepsiyon Cumhuriyet Halk Partisi binasında 29 Ekim
“Ulusal Bağımsızlık Bayramı” nedeniyle vermiş olduğu idi. Sabahtan kendi
yöneticilerini kabul etti hepsinin üzerinde üniformaları vardı. Öğleden sonra
ise çok geniş katılımlı resepsiyon gerçekleştirildi.
Akşam ise dostları ile bir araya geldi ve onlarla dünya meseleleri hakkında
tartıştı. Bu 29 Ekim 1937 tarihinde idi. Onun karşısında beş saati geçkin bir
süre oturmuş olmalıyım. Atatürk’ün konsantrasyon yeteneğine hayran kalmamak
mümkün değildi.
Neden kahvaltıda yediklerini, terzisinin kim olduğunu, hangi diş macununu
yeğlediğini anlatmadığımı anlamışsınızdır. Bilemezdim ve asıl önemlisi hiç fark
etmezdi.”
İngiliz kamuoyunda olduğu gibi Türk kamuoyunda da Loraine’nin Atatürk’ün
içki ve poker arkadaşı olduğu kanısının hakim olduğu, Onun 21 Kasım 1958
tarihinde Muharrem Nuri Bilgi’ye yazdığı mektuptan anlaşılmaktadır. Bu
mektubunda Loraine şöyle demektedir:
“… 6 Kasım tarihli mektubunuzun dördüncü paragrafından anladığım kadarıyla
arkadaşlarınız tarafından yanlış bilgilendirilmişsiniz. Ben yalnızca Atatürk
ile iki kez poker oynadım. Her iki oyun da Reza Shah Pahlavi’nin ziyareti
esnasında gerçekleşti. İlki Ankara Palas Otelde; ikincisi ise The Shah
tarafından Ankara büyükelçiliğinde verilen resepsiyonda idi.
Ankara Palas Oteldeki yemekte ben otele geldikten bir saat sonra Atatürk
geldi ve salondaki herkes ayağa kalktı. Geldikten yarım saat sonra da beni
yaveri aracılığı ile bir kadeh şarap içmeye davet etti. Bunun Cumhurbaşkanının
konuşmak istediği şahısla iletişim kurmak için kullandığı bir yol olduğunu
anlamak pek güç değildi. O gece benim konuklarım Karabük’deki Çelik işini
üstlenen British Company yetkilileri ile hazinenin İhracat Kredi Bölümü
temsilcileri idi. Hep beraber Atatürk’ün masasına gittik. Bize direk pek çok
konuda zorlayıcı sorular yöneltti ancak biz hepsini yanıtlayabildik ve o memnun
kaldı.
Gördüğünüz gibi büyükelçim, bunlar Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile
gerçekleşen görüşmelerdir. Çankaya’ya resmikabuller dışında asla gitmedim.
Kralın ziyareti esnasında gerçekleşen görüşme istisna oluşturur”.
14- SONUÇ
1933–1939 yılları arasında İngiliz Büyükelçisi olarak Ankara’da görev yapan
Sir Percy Loraine, Atatürk’ü tanıma ve Türk Devrimini anlama imkânı bulmuştur.
O, Atatürk’ün kişiliğine, düşüncelerine, halkına olan büyük sevgisine, öngörü
sahibi bir lider olarak barışı korumak için gösterdiği gayrete hayran
kalmıştır.
Ankara’daki görevi sona erdikten sonra da, Atatürk’e olan hayranlığını ve
sevgisini çeşitli konuşmalar yaparak, yazılar yazarak dile getirmeye
çalışmıştır. Loraine, özellikle Atatürk’ün kin ve husumet duygularını bir
kenara atarak, başta İngiltere olmak üzere diğer devletlerle samimi dostluk
ilişkisi kurma yönündeki çabalarını takdirle izlemiş ve Onu ve kurduğu
Cumhuriyeti “Balkanlarda ve Orta Doğu’da barışın garantisi” olarak
nitelemiştir. Yazılarında ayrıca Atatürk’ün halkının kültür seviyesini
yükseltmek, milletini çağdaşlaştırmak için gerçekleştirdiği atılımlara dikkat
çekmiştir. Atatürk’ün bu uğurda gerçekleştirdiği devrim hareketinden övgüyle
bahsetmiş, Türk Devrimi’nin nasıl ve neden gerçekleştirildiğini Batılı
meslektaşlarına ve kamuoyuna anlatmaya çalışmıştır.
Atatürk’ün kişiliğine ve gerçekleştirdiği Türk Devrimine ilişkin yapılan
asılsız iddiaları çürütmeye çalışmış, bildiği Atatürk’ü bilmeyenlere anlatmak
için yoğun çaba harcamıştır. Bu maksatla, Atatürk’ün ölümünün onuncu yıldönümü
olan 10 Kasım 1948 tarihinde BBC’den yayınlanan konuşma metnini başka
Cambridge, Oxford üniversiteleri olmak üzere önemli pek çok üniversite
kütüphanelerine, bakanlıklara ve diplomatlara göndermiştir. Ayrıca pek çok
yayın organına bu yazısının yayınlanmasına müsaade etmiştir. Loraine, Atatürk
ve Türk Milleti hakkında Londra Radyosunda yapmış olduğu bu konuşma karşılığı
BBC idaresi tarafından kendisine takdim edilen parayı Türk-İngiliz dostluğunu
ve kültür ilişkilerini derinleştirmek amacıyla Londra Halkevine bağışlamıştır.
Bu da Loraine’nin Atatürk’e ve Türk Milletine karşı duyduğu samimi sevginin
açık göstergesidir.
O, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne olan
inancını da her fırsatta dile getirmiştir. Yazılarında Atatürk ve Türkiye
Cumhuriyeti’nden saygıyla bahseden Loraine, iki ülke arasında samimi dostluk
bağlarının kurulmasında ve iki ülke halkının birbirine yaklaşmasında etkin bir
rol oynamıştır. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu münasebetiyle 30
Ekim 1942 tarihinde Londra radyosunda Türk milletine hitaben Türkçe olarak
yaptığı konuşma, Türk ve İngiliz basınında büyük ilgi görmüş ve sempati
yaratmıştır.
Sir Percy Loraine’nin bir İngiliz yurttaşı ve diplomatı olarak, Atatürk’ü
anlama, anlatma ve onun hakkındaki asılsız iddiaları çürütmek için gösterdiği
çaba övgüye değerdir.
S O N
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder