26 Aralık 2014 Cuma

HİKAYE





B İ R   H İ K A Y E



Küçük bir oğlan çocuğu Tanrı ile karşılaşmak istiyordu. Tanrının çok uzaklarda yaşadığını ve önünde uzun bir yolun olduğunu biliyordu. Böylelikle sırt çantasını çörek ve meyve suyu kutularıyla doldurup yola koyuldu. Evinden üç apartman ileride yaşlı bir adama rastladı.


,Yaşlı Adam parkta oturmuş güvercinlere yem veriyordu. 
Çocuk adamın ......yanına oturup sırt çantasını açtı. Tam meyve suyundan bir yudum içecekti ki adamın acıkmış olabileceğini fark etti.


 Çantasından bir çörek alıp adama Verdi. Adam hoşnut bir şekilde çöreği Kabul etti ve çocuğa gülümsedi. Adamın gülümsemesi o kadar muhteşemdi ki çocuk bunu tekrar görmek istedi. Adama meyve suyu uzattı. Adam çocuğa tekrar gülümseyerek karşılık Verdi. Çocuk mest olmuştu! Bütün gün öylece oturup çörek yediler, gülümsediler; tek bir sözcük bile konuşmadılar.
Hava kararmaya başlayınca, çocuk NE kadar yorgun olduğunu fark etti. Ayağa kalkıp bir iki adım yürümüştü ki geri döndü, adama doğru koşup ona sımsıkı sarıldı. Adamsa çocuğa yaşamındaki en güzel gülümsemeyle karşılık Verdi.


Kısa bir süre sonra çocuk evine varıp kapıyı açtı. Çocuğun yüzündeki mutluluğu gören annesi çok şaşırdı. "Seni bu kadar mutlu edecek NE yaptın bugün?" diye sordu annesi. 


"Tanrı ile yemek yedim,"diye yanıt Verdi çocuk. Annesi daha bir yanıt veremeden devam etti çocuk. "Biliyor musun? Tanrı, gördüğüm en güzel gülümsemeye sahip!"
Öte yandan, yine çocuk gibi mutluluktan ışıl ışıl olan yaşlı Adam evine döner. Adamın oğlu babasının yüzündeki huzuru görünce şaşırır.


"Baba, seni bu kadar mutlu edecek NE yaptın bugün?" 
Adamın yanıtı şu oldu: "Parkta Tanrı ile çörek yedim." Oğlu daha bir yanıt veremeden de devam etti: "Biliyor musun, beklediğimden çok daha genç." 

Çoğu kez bir insanın tüm yaşamını değiştirebilecek bir dokunuşun,
Bir gülümsemenin, güzel bir sözün, kulak verip dinlemenin,
içten bir iltifatın ya DA gösterilen en küçük bir ilginin NE denli güçlü olabileceğinin farkında değiliz.

Karşılaştığımız her insan yaşamımıza belli bir neden için, belli bir süre için ya DA
ömür boyu bizimle kalmak için girer.:)))))


 Hepsini de sevgiyle kucaklayın.....:)))

 
Ben......Zorsa Başarırım...bilirsiniz!!!
Sadece..... İmkansızsa  Biraz Zaman Alacaktır...:)))
Yaşam dediğimiz bu yolculukta; payımıza düşen herşeyin
bizleri tatmin etmesi dileğiyle... :))

 SEVGİYLE  KALIN
RÜYA 







22 Aralık 2014 Pazartesi

ÖNEMLİ GÜNLER


ŞEHİT  KUBİLAY  OLAYI


Burhan Bursalıoğlu

Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen'de yedek subay  olarak askerlik görevini yapmaktaydı. 23 Aralık 1930 sabahı , bundan 84 yıl önce, Menemen'de meydana gelen olaylar sonucu  Kubilay şehit edilmiştir.
Olayın gelişimi:
Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi].
Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylediler. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Bayrağın altından halktan bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedek subay Kubilay'ı olay yerine gönderdi.

Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Onlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet "bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.
Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti.
Kesik başı yeşil bayrağın sopasına iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldürüldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik yetişir. Komutan "Teslim olun!" diye bağırır. Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.

Kubilay üzerine düşen yasal görevi, asayişi sağlamak amacıyla, devlet adına Menemen Belediye alanında yobazların karşısına dikildi
 O, görevini en iyi biçimde yapmak için oradaydı. Bu uğurda da canını verdi. Devrim tarihinde adı, devrim şehidi olarak yer aldı.

Şehit Öğretmen Kubilay’a Allahtan rahmet, ailesine ve Türk Milletine de baş sağlığı diliyorum.


31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilmiş ve 1. Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kurulmuştur. 7 Ocak 1931′de bu kez İzmir’de yine Mustafa Kemal Paşa başkanlığında ikinci bir toplantı yapıldı. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15 Ocak 1931′den itibaren Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı, 24 Ocak 1931 günü iddianame okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkum edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmetti ve karar Meclis’in onayına sunuldu. İdam hükümlülerinin 6′sının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrildi. T.B.M.M. Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.
Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edildi. Bazıları Kubilay’ın başının kesildiği yerde asıldı. Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçabildi. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi. Olayın hemen ardından Menemen’de devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:
“İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”
Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931′de de Menemen’den kaldırıldı.

Cezalar
İdam edilenler:

 Manisa’dan kahveci çırağı Mustafa.terzi Talat.topçu Hüseyin,tatlıcı Mustafa Hüseyin,eskici Hüseyin Ali, Himmetoğlu Süleyman,Kahya Ahmetoğlu İsmail,Mutaf Süleyman,Manifaturacı Osman,Hafız Cemal,Tabur İmamı İlyas Hoca,Alipaşazade Ragıp Bey,Şeyh Hafız Ahmet,Giritli İbrahimoğlu İsmail, Koca Mustafa,Hacı İsmail,Hacı İsmailoğlu Hüseyin,Göriceli Abdülkerim,Yukarıcumalı Ramiz,Çıtaklı Molla Süleyman,Hayimoğlu Jozef (İdam) (“Şeriat isterük” diye bağıranların arasına karışmış bir Yahudi vatandaş.),Ali Omanoğlu Memet,Arnavut Yusufoğlu Kâmil,Kerimoğlu İbrahim,Selimoğlu Boşnak Abbas,Şeyh Ahmet Muhtar,Esat’ın oğlu Memet Ali,Manisa Hastanesi imamlığından mütekait Laz İbrahim Hoca Emrullah oğlu Memet.
İdam hükmünde olup ceza alanlar:
Nalıncı Hasan (24) sene hapis (20) yaşında
Çoban Ramazan (24) sene hapis (20) yaşında
Giritli Küçük Hasan (24) sene hapis (17) yaşında
Harputlu Ömeroğlu Memet (24) sene hapis (65) i mütecaviz
Laz Memet Ali Hoca (24) sene hapis (65) i mütecaviz
Erbilli Şeyh Esat (24) sene hapis (65)i mütecaviz
Hapis ve Ağır Hapis Cezalarına Mahkûm Edilenler:
Selâhattin oğlu Naşit (15 sene ağır hapis)
Yakupoğlu Ali (15 sene ağır hapis)
Muhittinoğlu Ali Koç (15 sene ağır hapis)
Hasanoğlu Ahmet (15 sene ağır hapis)
Neciboğlu Mevlût (15 sene ağır hapis)
Ragıboğlu Osman (15 sene ağır hapis)
Mümtazoğlu Haşim 65 yaşını mütecaviz olduğundan 12,5 sene ağır hapis
14 kişiye 3′er sene hapis
20 kişiye 1′er sene hapis  cezasına çarptırıldılar.



MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...