20 Haziran 2009 Cumartesi
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?
> > Atatürk`ün
> > dünyada `başöğretmen'
> > sıfatlı tek lider olduğunu,
> > *Bir geometri kitabı yazdığını,
> > *Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri
> > teriminin (Türkçe) isim
> > babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu,
> > *Norveççe`de `Atatürk gibi olmak` diye bir deyim
> > olduğunu.
> > ''Atatürk'' çiçeği'nin adını,
> > çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden
> > doktor Kirk Landın`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm
> > dünyada bu isimle üretilip
> > satıldığını,
> > *Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı
> > olmadan her Cumhuriyet
> > bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine
> > giderek, Atatürk`ün resminin
> > önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
> > *''Mimber'' adında bir gazete
> > çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede
> > ilk defa sansür kelimesi geçtiğini,
> > *Kurtuluş Savaşı'nda rütbe alan bir çok kadın
> > askerlerimizin olduğu,
> > dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimizin olduğunu,
> > Üst teğmen Kara
> > Fatma'nın 700 erkek, 43 kadından oluşan bir
> > müfrezenin reisliğine bizzat
> > Atatürk tarafından atanmış olduğunu,
> > *Bir röportajda Birleşmiş Milletlere üye olmayı
> > düşünüyor musunuz?'
> > diye sorulduğunda 'Şartlarımızı koyarız,
> > kabullerine bağlı. Biz müracaat
> > etmeyiz üye olmak için, davet gelirse düşünürüz'
> > dediğini ve bunun üzerine
> > BM yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet
> > edilen ilk ülkenin Türkiye
> > Cumhuriyeti olduğunu,
> > *1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli,
> > en buhranlı döneminde,
> > danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz
> > yirmiden fazla kişiye;
> > 'Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile
> > Mustafa Kemal'i görmek
> > için neler vermezdim' dediğini,
> > *1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde
> > yayınlanan bir şiirde;'Allah
> > bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak
> > isterse başına Mustafa
> > Kemal gibi lider getirir' denildiğini,
> > *1996'da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar
> > taşına yazılmasını
> > istediği metinde; 'Bütün ömrüm boyunca
> > Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal
> > Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı
> > mutlu öldüm' yazdığını,
> > *2000'de ABD Başkanı'nın milenyum mesajında;
> > '' Milenyumun hiç şüphe
> > yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal
> > Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil
> > asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir'
> > denildiğini,
> > *2005'de Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden
> > birisi olan Mr. Johns`un
> > önerisinin 'Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek
> > Atatürk'ü örnek alsın yeter'
> > olduğunu,
> > *2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet
> > dairelerinden Atatürk resimlerinin
> > kaldırılmasının istendiğini,
> > BİLİYOR MUYDUNUZ!!!
18 Haziran 2009 Perşembe
GÜNCEL
ATATÜRK'Ü N GÖLGESİNDEN KORKANLAR ! - 1 -
ENGİN ARDIÇ denen, pasaportlu (!) adam Atatürk hakkında kelam
kalemlemiş.. Hıncal Uluç da ona cevap yazmış. (ikisi arka arkaya)
İşte iktidardan güç alıp kalemleriyle kin kusanlar. Bu adam star da
çalışırken Cem Uzan'ın SAKSAFONUNU üflerdi , hiç değişmemiş..Şimdi de,
iktidar yanlısı patronunun SAKSAFONUNU üflüyor
21 Mart Cumartesi günü Sabah'ta yayınlanan Engin Ardıç'ın yazısı;
Atatürk'ün pasaportu var mıydı?
Atatürk'ün yurt dışına hiç çıkmadığını hep biliriz... Bu, büyük
bir erdem olarak pazarlanmıştır: Kendisi hiçbir yere gitmeden herkesi
ayağına getirmiş!
Herkes dedikleri, İran şahı ve İsveç kralı gibi "kıyıdan
köşeden" adamlar, bir de İngiliz kralı Edward tabii... Yanında da Mrs
Simpson... Ama o da aşkı uğruna kısa bir süre sonra tacı tahtı
bırakacağından, bu gezinin bir yararı olmamış.
Olamazdı da... İngiliz kralı ya da kraliçesi "hüküm sürer ama
idare etmez" ... Meclise izinsiz giremediği, seçimlerde oy
kullanamadığı gibi, dış politikaya da karışamaz!
Bunun dışında kim gelmiş Türkiye'ye? Hitler mi, Stalin mi,
Mussolini mi, Roosevelt mi, Hirohito mu? Hiçbiri.
Keşke İspanyol başkanları Alcala Zamora ya da Manuel Azana
gelselerdi de, "asi generallere" karşı İspanyol Cumhuriyeti'ne sahip
çıkma onuruna kavuşsaydık yahu...
Ama niçin geleceklerdi? Türkiye önemli bir ülke değildi ki,
kendi kabuğuna çekilmiş, yaralarını sarmaya ve Batılılaşma girişimini
temele indirmeye çalışan, "dünya sahnesinin önünden çekilmiş" bir
ülkeydi... Her türlü Osmanlı mirasını da reddettiği için (borçların
bir kısmı hariç!), "beni kendi halime bırakın, karışmayın, bulaşmayın"
der gibiydi dünyaya...
Atatürk'ün yurt dışına hiç çıkmamış olması niçin büyük bir
başarı olarak değerlendirilmiştir?
"Kendi kabuğuna çekilmek, kendi yağıyla kavrulmak" erdem sayıldığı için!
Bu da memur zihniyeti değilse, memur zihniyeti başka nasıl olur acaba?
Ve de Atatürk'ün bazı Anadolu kasabalarını dolaşmış olması niçin
büyük birer olay gibi pazarlanmıştır? Hele İstanbul'a her gelişi niçin
"tarihi gün" sayılmıştır?
Yani tasavvur edebiliyor musunuz, Hitler'in Stuttgart'a gelişi
bayramı, Mussolini'nin Venedik gezisi şenlikleri, Stalin'in Odessa'yı
ziyaretinin bilmemkaçıncı yıldönümü kutlamaları... Var mı böyle bir
yağcılık?
Toplum o kadar "donuk", ulaşım o kadar yetersiz durumdaydı ki,
bir yerden bir yere gitmek başlıbaşına heyecan verici, serüven gibi
bir şeydi o dönemde...
Keşke bu gibi çarçur gezilerle övüneceğimize, "Atatürk'ün uçağa
binip Atina'ya gitmesi ve eski düşmanlarını kucaklaması, Atatürk'ün
Cenevre'de yaptığı ünlü Milletler Cemiyeti konuşması, Atatürk'ün
tarihi Beyaz Saray ziyareti, Atatürk'ün meşhur Moskova gezisi,
Atatürk'ün unutulmaz Paris barış görüşmeleri" gibi hatıralar
kalsaydı... Ayıp mı olurdu, günah mı?
Belki o zaman cumhurbaşkanlarımızın ya da başbakanlarımızın dış
gezileri de memurlarımıza ve memur ruhlularımıza küfür gibi
gelmezdi!...
Atatürk hiç yurt dışına çıkmadı dedik, bu hem doğrudur hem yanlış..
Atatürk yurt dışına çıkmadı ama, Mustafa Kemal çıktı!
Libya'ya gitti çarpışmaya ama orası yurt dışı sayılmıyordu...
Bunun dışında Sofya'ya, Berlin'e ve batı cephesine de gitti görevli
olarak, Viyana üzerinden Karlsbad'a da gitti (Karlovy Vary) sağlık
nedenleriyle...
Ama o zamanlar bir "imparatorluk subayıydı" ...
Hani şu nefret kustukları Osmanlı İmparatorluğu vardı ya, onun
ordusunda subaydı.
1919 yılında ordudan istifa edene kadar bir Osmanlı subayıydı.
Hadi kim hayır diyecekse desin de alnını karislayim.
Hıncal Uluç'un Engin Ardıç'a yanıtı;
Atatürk'e dil uzatanlara...
Önce biri hafta sonu hiç yüzü kızarmadan saldırdı gene, "Atatürk'ün pasaportu var mıydı" diye.. .. Ve çizdiği Atatürk portresine bakar mısınız?.. "Vizyonsuz.. Memur zihniyetli biri.." Utanmazlığın ölçüsüne bakar mısınız?.. Yıkılmış, tükenmiş, bitmiş, işgal edilmiş Osmanlı'nın küllerinden, Avrupa'nın "Hasta Adam" dediği Türkiye'den, modern bir batı cumhuriyeti yaratan adam için çizilen tabloya, aşağılamaya bakar mısınız?.. "Memur zihniyetli, vizyonsuz!.." Bu korkunç kafaya, bu örümcek düşünceye yanıtı, ayni günün gecesi, Rus Kızıl Ordu Korosu muhteşem bir yanıt verdi, tesadüfe bakın bu defa, TİM'de.. Ben ordayım üç kardeşimle, Öcal Serpil ve Kemal'le.. Salon son koltuğuna kadar tıklım tıklım doluydu ve herkes, Atatürk'ün neler yaptığını anlatan Kızıl Ordu korosuna hem de nasıl coşkuyla eşlik ediyordu.. "Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız, Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız. Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız; Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız." Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri." "Karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" nedir bilir misin sen, karanlık adam?.. O senin memur zihniyetli, vizyonsuz dediğin adam, o yıllarda yepyeni bir devlet, çağdaş, bir cumhuriyet kuruyordu, bir ulusun kaderini değiştiriyor, dünyaya, hele de Müslüman dünyaya örnek oluyordu, öğretmediler mi sana?.. O vizyonsuz, o "Memur zihniyetli" dediğin adamın dünyadaki itibarını, saygınlığını bilir misin?.. Efendim "Kimse gelip gitmemiş Türkiye'ye Atatürk zamanında.." İngiltere Kralı gelmiş ama, o sayılmazmış.. Çünkü adamın zaten yetkisi yokmuş.. Birleşik Krallık kralının ülkemize, Atatürk'e gelişini bir formalite sanıyor.. Peki o zaman "Pasaportlu" Abdullah Gül'ün iki günde bir yurt dışına gitmesi, bu ülkede devlet başkanları ağırlaması ne?.. Atatürk'e gelen İran Şahı adam değil de, Gül bugün İran'da ne arıyor peki?.. Adamın, Atatürk'e saldırma gözlerini öyle karartmış ki, ne dediğini bilmiyor, çelişkiler içinde.. İngiltere Kralı, İran Şahı, gelmemeliymiş de, kim gelmeliymiş?.. Hitler, Mussolini, Stalin.. Verdiği örneklere bakar mısınız?.. Hafazanallah. Bunlardan biri gelmiş olsaydı kazara, bugün kimbilir neler yazardı, düşünebiliyor musunuz?. İngiliz Kralı yetkisiz.. Peki yetkilisi, hem de azılı Türk düşmanı Lloyd George ne dedi, hem de Birleşik Krallık Millet Meclisinde.. "Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa Kemâl'in dehasına karşı elden ne gelirdi." Atatürk uçağına atlayıp Yunanistan'a gitmemişmiş.. Venizelos'la kucaklaşmamış.. Ama Venizelos yenildiği düşmanı Atatürk'ü 1934 yılında Nobel Barış Ödülüne aday göstermiş.. Nasıl olmuş bu peki?.. Vizyonsuz, memur zihniyetli, içine kapanık adamdan başkasını bulamamış mı, Yunan Lideri, "Dünya barışına en hizmet eden kişi" diye seçecek?.. Atatürk Mussolini'ye gitmemiş. O da Türkiye'ye gelmemiş.. Ama Atatürk'ün süvarileri İtalya'ya gidip, zamanın en büyük binicilik kupasını, hem de Mussolini'nin adını taşıyanını Türkiye'ye getirmişler.. Bu müthiş spor hamlesinin ne manaya geldiğini bilir misin sen?.. O vizyonsuz, memur zihniyetli adamın, o sıralar nasıl bir Türkiye kurmakla meşgul olduğunu anlayabilir misin, bu örnekten yola çıkıp?.. Aklın erer mi?. Erer.. Bal gibi erer de işine gelmez söylemek... Sen ve senden yüz bulup hemen ertesi gün Atatürk'e saldıran yamağın da bilir bunları, çok iyi.. Kilitleyin bilgisayarınızı gene de, size yağan e-mailler geri dönsün tamam mı?.. Yüreğiniz o kadar.. Bakın, bugün bu köşede, 20'inci Yüzyılın en önemli adamlarının Atatürk hakkında söylediklerinden bir derleme seçtim sizin için.. Okuyun, iyi okuyun ve iki günde bir saldırdığınız, sövdüğünüz, dalga geçtiğiniz Mustafa Kemal Atatürk'ün nasıl bir devlet adamı, nasıl bir deha, Türkiye için nasıl bir şans olduğunu iyi öğrenin.. Ne yazık ki, sizin için de büyük şans oldu Atatürk!. O olmasaydı, bugün bu köşelere oturup bu saçmaları bu kadar özgür yazma imkânınız olur muydu?..
17 Haziran 2009 Çarşamba
SONUN BAŞLANGICI!..
eski bakaninin herseyi hazirladim dedigi bu imis demek ki!!!!
Tarih: 06 Haziran 2009 Cumartesi 06:57
Konu: DIKKAT - OKULLAR YEREL YÖNETİMLERE VERİLİYOR !!!
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE'M |
16 Haziran 2009 Salı
S A Ğ L I K
VÜCUT YAŞIMIZIN HESAPLAMA
Burhan Bursalıoğlu
Alıntı TESTİ
ROF. Robert Weale, biyolojik yaşın takvim yaşından daha fazla olabileceğini belirtiyor. İngiliz Dail Mirro gazetesi de, biyolojik yaşı hesaplama testi yayınladı.
CİLT ELASTİKİYETİ
Cilt yaşlandıkça, kolajen ve elastin maddeleri azalır ve elastikıyetini kaybeder. elinizin üzerrindeki deriyi cimdikler gibi tutarak çekin ve bir dakika bu şekilde tutun. Deriyi bıraktığınızda tekrar normal, düz hale gelmesi ne kadar zaman alıyor?
1 – 2 saniye 30 lu yaşlar
3 – 4 saniye 40 lı yaşlar
5 – 10 saniye 50 li yaşlar
11 – 30 saniye 60 lı yaşlar
31 - 45 saniye 70 li yaşlar.
45 - daha fazla 80 li yaş ve üzeri
TEPKİ TESTİ:
Tepki verme hızı yaşlandıkça azalır. Bunu ölçmek için yazı yazarken kullandığınız elinizi açın ve bir arkadaşınızdan elinizin üzerinde 45 cm. lik bir cetvel tutmasını isteyin. Cetveli bıraktığında yakalayın. Tuttuğunuz yer ne kadar hızlı verebildiğinizi gösterir. Cetveli yakaladığınız yer:
14 cm. ye kadarsa: 20 li yaşlar.
15 - 24 cm. 30 lu yaşlar.
25 - 29 cm. 40 lı yaşlar
30 -
40 cm. ve üzeri 60 lı yaşlardasınız
ZİHİNSEL ZİNDELİK
100 den geriye doğru 0 a kadar 7 şer sayın. Ne kadar sürede sayabiliyorsunuz? 25 saniyeden uzun sürmesi zihinsel yaşlanma göstergesidir.
20 saniyeden kısa 40 yaşın altındasınız.
25 saniye 40 60 yaşlardasınız.
E min olmak için bir test daha yapın. Bir dakika içinde aklınıza kaç tane meyve ve sebze ismi geliyor? 60 yaşının altındakiler en az 15 tane bulabilir.
DENGE
Sağ ayağınızı 45 derece eğik halde tutarak sol ayağınızın üzerinde durun. Ellerinizi kalçanızın üzerine koyun ve gözlerinizi kapatın. Dengenizi kaybedip sağ ayağınızı yere koymadan ne kadar durabileceğinizi ölçün. Bu hareketi birkaç dakika arayla 3 kez tekrarlayın ve bu şekilde ortalama ne kadar durabileceğinizi hesaplayın.
70 saniyeden fazla 20 li yaşlar.
60 - 69 saniye 30 lu yaşlar.
50 - 59 saniye 40 lı yaşlar
40 - 49 saniye 50 li yaşlar
30 - 39 saniye 60 lı yaşlar
20 - 29 saniye 70 li yaşlar
19 saniyeden az 80 li yaşlar
GÖZBEBEĞİ BOYU
Gözbebekleri yaşlandıkça küçülür. Ancak ışıkta gözbebeğinin küçülmesine yol açtığı için bu testi normal gün ışığında yapmalısınız.
Gözbebeğinizin çapı 4 mm. İse biyolojik yaşınız 30,
KORNEA TESTİ
Aynada göz yuvarlağınıza bakın. Korneanızın çevresinde yay şeklinde bir beyaz çizgi var mı? Beyaz çizginin uzun olması kolesterolünüz de yüksek olduğuna işaret ediyor olabilir. 80 li yaşlara geldiğinizde, kornea çevresindeki beyazlık tam bir daire şeklini alır.
MİLLİ BAYRAMLARIMIZ
CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...
-
Che'nin Çantasından Çıkan NUTUK Küba Devrimi’nin öncülerinden ve Fidel Castro’nun yoldaşı Arjantinli devrimci doktor Che Guevara, 196...
-
MEDENİ KANUN: TÜRK HUKUK DEVRİMİNİN SİMGESİ... Burhan Bursalıoğlu 4 Ekim 1926 tarihinde, yanı 84 yıl önce, Türk Medeni Kanunu yür...