18 Mayıs 2012 Cuma

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

19 MAYIS' lar  DAİM  OLSUN


Burhan Bursalıoğlu


19. Mayıs. 2012 yılındayız.
Bu tarih bize, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün  kellesini koltuğuna alarak, bitirilmiş, parçalanmış, kötü yönetimiyle  yabancı ulusların alay konusu olmuş, dış ülkelere borçlanmış, dış ülkelerin mandası olma düşüncelerin sıkça konuşulduğu, halkının biçare, perişan, suskun yaşam özgürlüğü olmayan, ama, tarih boyunca, hür, başı yukarda,güçlü, saygınlık kazanmış, şerefli ve haysiyetli  bir Ulusu kurtarmak için Samsun' a çıktığı gündür.


Türk Ulusunun kurtuluş mücadelesinin başlangıç tarihi olan 19 Mayıs'lar, Atatürk tarafından gençlerin güçlü, zinde, çalışkan ve zeki olmalarının birinci şartının spor olduğuna inancı nedeniyle, 19 Mayıs'ı gençlere armağan etmiştir. 
Bu nedenle 19 Mayıs'larda, Ulusça, coşkulu, herkese açık, statlarda bayram olarak kutlanıyordu.
İktidarın, bu yıl ki 19 Mayıs Bayramını, statlarda tören olarak yasaklamış, sadece spor gösterileri yapılması doğrultusunda kutlanmasına karar vermiştir. Geçitler yasaklanmış,  Askeri birliklerin ve öğrencilerin statlarda gösteri yapmaları iptal edilmiştir.

Ne yapılacak?.
19 Mayıs'ın bir haftalık  süre içinde kutlanmasına karar verilmiş. Bu süre içinde, Atatürk konuları işlenecek, sportif yarışmalar yapılacak.
Yapılacak yarışmaların listesine şöyle bir göz gezdirdim.
Bakın neler yapılacakmış
wushu
muaythai
wai-kru
tekvando
coapoeira
kata
futsal
tandem
korfbol
judo
kick boks
BUNLARIN NASIL BİR OYUN OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?  
 Uzak Doğunun oyunları. Biz, Milli bayramımızda Uzak Doğu sporlarının gösterişini yapacağız. Utanç verici.

 Bizim milli sporumuz yok muymuş? Nerede güreşimiz, kılıç kalkanımız, ciritimiz, okçuluğumuz, atıcılığımız, at binmemiz. Nerde bunlar?..
Bu programları yapanlar kimler? Bunlar Uzak Doğu'damı yetişmiş?
 Yazıklar olsun. Ne  durumlara düşürüldük.
Milli bayramımızda, Japon, Çin, Taylan, Vietnam'ın milli sporlarının gösterilerini sergiliyeceğiz.
Seyretmiyorum!..
Geçmişte , şerefle , gururla seyrettiğim  19 Mayıs'ın kasetlerini izler, o günleri yad ederim.

Tüm gençlerimizin ve halkımızın , 19 MAYIS, ATATÜRK' ü  ANMA , GENÇLİK ve SPOR BAYRAMLARINI  KUTLAR, BUNDAN SONRAKİ YILLARDA, KENDİ KÜLTÜRÜMÜZÜN  ETKİNLİKLERİNİ SEYRETME ONURUNA ERİŞMEMİZİ DİLİYORUM. 

13 Mayıs 2012 Pazar

FUTBOL


18. ŞAMPİYONLUK

Burhan Bursalıoğlu      

Sizlerinda yakından takip ettiğiniz, garabetli, acayip, adaletsiz bir Süper Lig geçirdik.
 Şike olayları Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Gözaltına alınma, tutuklama dalgaları birbirini kovaladı. Her sporsever şaşkınlık içindeydi. Bazı takımların oyuncuları, bazılarının başkan ve yöneticileri, bazılarının da teknik direktörleri tutuklandı. Fenerbahçe'yi Avrupa şampiyon kulupler  şampiyonasından ihraç ettiler. Yerine Trabzonsporu gönderdiler. Ligin oynanıp oynanamayacağı tartışılırken, "Kel başa şimşir tarak " misali, TFF , sanki her şey normalmiş gibi ligi iki aşamalı duruma getirdi. 34 haftalık lig sonunda ilk 4 takım  "Süper Final " adı altında,  kendi aralarında ikişer maç daha yapacak, aldıkları puanlar, normal 34 maçlık sonunda aldıkları puanların  yarısına ilave edilerek  şampiyon ve diğer sıralama gerçekleşecek. Bunlar tartışılırken,  2011 Ağustos'unda başlaması gereken lig bir ay ertelendi.
Eylülde buruk bir atmosfer  havada başlayan  Süper lig, kayıp zamanı telafi için hafta içinde de maçlar yapılmaya başlandı. Ara tatil kısa sürdü. Milli maçlar da ilave edilince futbolcular çok yorgun bir sezon geçirdiler.

34 haftalık  Süper  lig bitti.
Galatasaray  77
Fenerbahçe   68
Trabzonspor 56
Beşiktaş        55  puanlarla sıralandılar.
İkinci dört takım:
Eskişehirspor  50
İBB                 50
Sivas spor       50
Bursaspor        49  puan almışlardı. Bunlarda kendiaralarında ikişer maç yapıp birinci olan, Süper final oynayan grubun sonuncusuyla karşılaşacak, galip gelen Avrupa liglerinde mücadele edecek.
Yukarıda da görüldüğü gibi Galatasaray Fenerbahçeden 9 puan, Trabzonspordan 21 puan, Beşiktaştan 22 puan ilerde.
Beşiktaş ve Trabzonspor, Süper finalde oynayacağı 6 maçın  altısını da kazanmış olsa şampiyon olmaları mümkün değil. O halde bunlar ancak şampiyon adaylarına çelme  atabilirler. Oynamalarının ne anlamı var.

Galatasaray ve Fenerbahçe durumuna bakarsak yine adaletsiz bir ortam görülmekte. 9 puan fark yarıya bölüneceği için, kazara 2 maç kaybetse şampiyonluk uçacak. Bu adalet mi? Nitekim son Fener maçında yenilmiş olsa, normal ligi 9 puan ara ile bitirmiş olan galatasaray şampiyonluğu kaybetmiş olacaktı. Oyuncular buna izin vermediler. 12 Masyıs 2012 Cumartesi  akşamı yapılan maçta Fenerbahçe ile berabere kalan Galatasaray bi.r puan farkla , 18. şampiyon oldu. Normal liği de şampiyon olarak bitirdiğine göre, bu sezon iki şampiyon olmuş oluyor.
Maç sonundaki rezalet görülmeye değerdi. Tüm Türkiye ve dış ülkelerin spor severleri de bizle birlikte seyrettik. Ağlanacak halimizi. Stadın ışıkları söndü. Fener seyircileri stada girdi, Kopardıkları oturakları polislerin  ve  oyuncuların üzerine fırlatarak, güvenlik güçleri ve futbolcuları soyunma odalarına doğru kovaladılar.

Kupa ve madalya töreni yapılması gerekiyor. Bu törenin de açık havada, sahada olması  gerekirken, TFF Başkanı  Demirören bey, garip, garip olduğu kadar da manasız bir dsüşünceyle, törenin, yani kupa töreninin soyunma odasında yapılmasını ısrarla önerdi. GS yönetici ve oyuncular, törenin sahada olmasında ısrar edince kaybolan zaman 3 saat oldu. Vali, Emniyet Müdürü, TFF Başkanı, Fener ve GS başkan ve yöneticiler bir karar veremedikleri gibi, ışıklar sönük olan stattan da Fener seyircilerini sahadan çıkaramadılar.
Nihayet Başbakan'a müracaat edilmiş ve Onun
arzusuyla törenin sahada yapılması kesinlik kazandı. Hazırlıklar nasıl yapılmışsa, karanlık bir ortamda, alel acele kupa getirildi ve kimin verdiğinin de anlaşılmadığı bir ortamda kupayı GS oyuncuların ellerinde gördük. Madalyalarının da alınıp alınmadığını göremedik.
Futbolumuzun ne hallere geldiğini  maalesef üzüntü ile izledik. Bir törenin,  üç beş kendini bilmez seyircinin sahada olması, onların bir taşkınlık yapabileceği düşünülerek, kupayı, soyunma odasında vermeyi teklif eden ,Türk futbolunun başının  tutumu skandal değilde nedir? Sönük stat ışıklarını yaktıramayan, bir başkanın  dirayeti bu mudur? Töreni soyunma odasında mı, sahada mı yapalım'a  karar veremeyerek, Koca bir Devletin Başbakanına , Vali ve diğer yöneticiler tarafından sorulması, beceriksizliğin igfadesi değil midir?

Bütün bunlara rağmen, 2011-2012 sezonun şampiyonluğunu, art düşünceye sahip kişi ve kurum yöneticilerine inat, zor şartlar altında  edinmiş olan Galatasarayın tüm oyuncularını9, teknik kadroyu, yöneticileri ve taraftarlarını kutluyorum.
Galatasaray bu şampiyonlukla, 18. şampiyonluğuyla, fenerin sayısına yetişmiş oldu. Umarım ileriki iki yılını da şampiyon olursa 4. yıldızı da gtöğüslerine takarlar.
Galatasaray'ın 18 şampiyonluğuna bir bakalım. 


1961-1962

Galatasaray’ın profesyonel lig tarihindeki kazandığı ilk lig şampiyonluğuydu. Gündüz Kılıç’ın teknik direktörlüğünü yaptığı sezonda Galatasaray 38 maçta 23 galibiyet, 7 beraberlik ve 8 mağlubiyet alırken 57 puan toplamıştı.

1962-1963

Yine Gündüz Kılıç’ın teknik direktörlüğünü yaptığı Galatasaray tarihin en uzun lig maratonunda oynadığı 42 maçın 28’ini kazandı. 11 maçta berabere kalan Galatasaray 3 de mağlubiyet aldı. Eleme grubunda 32 puan toplayan Galatasaray final grubunda ise 35 puan toplamayı başarmıştı.

1968-1969

Toma Kaleperoviç’in teknik direktörlüğünü yaptığı bu sezonda Galatasaray üçüncü kez şampiyon oldu. 30 maçta 19 galibiyet, 8 beraberlik ve 3 mağlubiyet alan Galatasaray, 46 puan topladı.

1970-1971

Coşkun Özarı ve Brian Birch’ün çalıştırdığı Galatasaray 30 maçta 17 galibiyet, 8 beraberlik ve 5 mağlubiyet aldı. 42 puan toplayan Galatasaray dördüncü kez şampiyon oldu.

1971-1972

Brian Birch’ün tek yetkili olarak takımın başında bulunduğu bu sezonda Galatasaray 30 maçta bir önceki sezonda olduğu gibi 17 galibiyet, 8 beraberlik, 5 mağlubiyet aldı ve 42 puan topladı. Bu ligdeki beşinci şampiyonluktu.

1972-1973

Bu sezondaki şampiyonluk Galatasaray’ın üstüste kazandığı üçüncü şampiyonluk oldu. Galatasaray 30 maçta 19 galibiyet, 9 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldığı bu sezonda 47 puanla şampiyon oldu. Brian Birch de Türkiye’de üstüste 3 şampiyonluk kazanan ilk teknik adam oldu.

1986-1987

14 yıl aradan sonra Jupp Derwall yönetiminde kazanılan bu şampiyonluk Galatasaray’ın profesyonel liglerdeki 7. şampiyonluğuydu. Galatasaray 36 maçta 23 galibiyet, 8 beraberlik 5 de mağlubiyet alırken 54 puan toplamıştı.

1987-1988

Mustafa Denizli’nin teknik direktörlüğü üstlendiği bu sezonda Galatasaray oynadığı 38 maçta 27 galibiyet, 9 beraberlik ve 2 mağlubiyet alırken ilk kez üç puan sisteminin uygulandığı bu sezonda 90 puan toplamıştı.

1992-1993

Karl Heinz Feldkamp’ın teknik direktörlük görevini üstlendiği bu sezonda Galatasaray 66 puanla şampiyon olurken, 20 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyet almıştı.

1993-1994

Reinhard Holmann’ın teknik direktörlüğünü yaptığı bu sezonda Galatasaray, 30 maçta 22 galibiyet, 4 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldı. 70 puan topladı. Bu şampiyonluk Galatasaray’ın lig tarihinde kazandığı 10. şampiyonluk olacaktı.

1996-1997

Fatih Terim’in teknik direktörlüğü üstlendiği bu sezonda Galatasaray, 34 maçta 25 galibiyet, 7 beraberlik 2 de mağlubiyet aldı. 82 puan toplayan Galatasaray böylece 11. kez şampiyon oluyordu.

1997-1998

34 maçta 23 galibiyet, 6 beraberlik ve 5 mağlubiyet alan Galatasaray, 75 puanla 12. kez şampiyon oldu. Bu sezona damgasını vuran gelişme ise Galatasaray Başkanı Faruk Süren’in “20:45’te şampiyonuz” mesajı olacaktı.

1998-1999

Fatih Terim yönetiminde üstüste üçüncü kez kazanılan bu şampiyonluğa 34 maçta 23 galibiyet, 9 beraberlik, 2 mağlubiyet ile ulaşılırken 78 de puan toplandı.

1999-2000

Üstüste dördüncü kez kazanılan bu şampiyonluk 34 maçta 24 galibiyet, 7 beraberlik ve 3 mağlubiyetle gelmişti. Fatih Terim’in son kez teknik direktörlük görevini üstlendiği bu sezonda aynı zamanda UEFA Kupası da kazanılmıştı.

2001-2002

Mircea Lucescu’nun teknik direktörlük görevini yürüttüğü bu sezonda Galatasaray 15. kez şampiyon olarak üçüncü yıldızı takan ilk takım olacaktı.Galatasaray bu şampiyonluğa 34 maçta 24 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyetle ulaşmıştı.

2005-2006

Erik Gerets ile kazanılan bu şampiyonluk Galatasaray tarihindeki 16. şampiyonluk olacaktı. Fenerbahçe’nin son hafta Denizli’de berabere kalmasıyla gelen bu şampiyonluğa 26 galibiyet, 5 beraberlik 3 de mağlubiyetle ulaşıldı. Bu sezonun son maçı olan 3-0’lık Kayserispor maçı ve o maçın bitiminden itibaren 16 dakika süreyle Denizli’deki Fenerbahçe maçının bitmesinin beklenmesi unutulmaz anlar olarak tarihe geçecekti.

2007-2008

Karl Heinz Feldkamp ile başlayıp, sezonun bitmesine 6 hafta kala istifa etmesiyle Cevat Güler'in teknik direktörlüğüyle tamamlanan bu sezonda Galatasaray, sezon boyunca yaşanan birçok çalkantıya rağmen, çoğu ilk kez sarı-kırmızı forma giyen genç oyuncularının inanılmaz performansıyla 17. şampiyonluğa ulaştı. Sezonun 32. haftasında Fenerbahçe'yi yeni transfer Nonda'nın golüyle 1-0 yendikten sonra liderliği de ele geçiren Galatasaray, bu sezon müthiş bir çıkış yapan Sivasspor'u da sahasında 5-3 yenerek liderliğini iyi pekiştirdikten sonra en yakın rakipleri Fenerbahçe, Beşiktaş ve Sivasspor'a 6 puan fark atarak 79 puanla 17. şampiyonluğuna uzandı.

 Ve nihayet
2011-2012
Fatih terim'in teknik direktörlüğünde,  34 maç sonunda 77, süper final sonunda da 48 puan alarak Fenerden 1, Trabzondan ve Beşiktaştan da 15 puan fazla elde ederek şampiyon olmuştur. 

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...