30 AĞUSTOS ZAFER
BAYRAMI
Burhan Bursalıoğlu
30 Ağustos Zafer Bayramının 90. Yılını Ulusça kutlamaya hazırlanmaktayız.
Tam bağımsız, özgür, egemen ve çağdaş bir Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin kurulmasında büyük etken olan 30 Ağustos Zaferi aynı
zamanda Türk Ulusu’nun yüzyıllardır mücadele ettiği kötü talihinin sona erdirildiği tarihtir.
Sakarya Savaşı Türk Ulusu’nun ölüm kalım savaşıydı. Ankara
yakınlarına kadar gelen Yunan ordularını uzaklaştırmak, Osmanlı Devletinin , ölüm fermanı olarak nitelenen Sevr anlaşması
nedeniyle Anadolu’nun tüm etrafı işgal edilmiş, ortada
Ankara ve çevresi Türklere bırakılmıştı.
Tüm Anadolu’yu işgal etmemekle lütufta
(!) bulunmuşlar. “Nasıl olsa etrafı çevrili, ileride boğazlarını
sıkar, bunları tarihten sileriz”
düşüncesinde olsalar gerek.
Sakarya Savaşı kaybedilseydi, işte o zaman düşündükleri
gerçekleşmiş olurdu. Ama umdukları gibi olmadı. 52 gün süren Sakarya Savaşının
sonunda,Yunan orduları geri çekilmeye başladı. Bu olay zaferin çok yakın
olduğunun müjdecisiydi.
TBMM Sakarya Savaşı'ndan sonra Mustafa
Kemal'e MAREŞAL
ve GAZİ unvanlarını verdi. Bu rütbe ve taltife laik olmaya and
içen Mustafa Kemal Atatürk, düşmanların Anadolu’dan atılması gerektiğini, bunun
için de zamana ve güçlü bir orduyu
oluşturmak kaçınılmaz olduğuna
inanarak Ulusca hazırlığa başlandı.
Bir taraftan orduyu yenileyip,silah ve malzeme ihtiyaçlarını
karşılama, bir taraftan da taarruz planları
yapma uğraşı veriyordu.
İlk olarak Ocak ayında taarruz planlanmıştı. Gerekli
hazırlıklar tamamlanamayınca taarruzu
Nisan ayına ertelediler. Nisan’da da
istenilen hazırlık tamamlanamamıştı.
Nihayet Ağustos ayında tüm hazırlıklar tamamlanmıştı.
Halkın çabaları, yardımlarıyla ordu mensuplarının giysileri,
çorapları, eldivenleri, kılıç,at,nal, yiyecek gibi ihtiyaçları karşılandı.
Silah satın alındı. İstanbul’un gizli yerlerinde depolanan silah ve mermiler,
gözünü budaktan sakınmayan adsız kahramanlar tarafından Anadolu’ya kaçırıldı,
hatta geri çekilen düşmanın bıraktığı
silahlar tamir edilerek onlara karşı kullanılır duruma getirildi. Birliklerin taarruz yapacakları bölgeler, tepeler tespit
edilerek oralara kaydırma yapıldı.. Batı ve Kuzey cephelerdeki birlikler, gece hareket edilerek, çok gizli bir şekilde
Kocatepe bölgesine kaydırıldı.
Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu,
26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Kocatepe’de başlayan top atışları sanki
Cumhuriyetin kuruluşunun top atışlarıydı. Mustafa Kemal'in "Ordular İlk hedefiniz Akdeniz, ileri" komutunu verdikten sonra, kısa zamanda Yunan mevzilerinde
karmaşa başlamış, gerisin geri kaçış
onlar için kurtuluş zannediliyordu. 30 Ağustosta çembere alınan Yunan ordusundan,
Kaçanların mezarı Ege denizi oluyordu.Sağ kalanlar esir alınıyor, ki
bunların arasında komutanları general trikopis’te bulunuyordu. 9 Eylül 1922 tarihinde Türk Ordusu İzmir’e
girerek 3 yıllık İzmir’in Yunan hakimiyetine son verildi.
30 Ağustos zaferinin bir bayram olarak kutlanmasına 1935 yılında karar verildi.
O tarihten itibaren 30 Ağustos Zafer Bayramı adı altında,
her yıl tüm yurtta, Kıbrıs’ta ve dış
tamsilciliklerde kutlamaktayız.
Tüm Devlet Erkanı
törenlerin yapılacağı yerlerde yerlerini alırlar. Özellikle Askeri birliklerin yaptıkları geçit
törenleri, halkımız tarafından gururla seyredilir ve bu geçitler düşmanlarımıza
da gözdağı vermiş olurlar. Genel Kurmay Başkanı
tebrikleri kabul eder, gece de
yine Genel Kurmay Başkanlığınca, orduevlerinde resepsiyon ve balo tertiplenir, smokinler giyilir, davetiyeler
Genel Kurmay imzasını taşırdı.
Bu sene 90. Yılını kutlayacağımız 30 Ağustosta ,
kutlamalarda , hiçte tasvip
etmediğim bazı değişiklikler yapılmış. Çünkü bu bayram TSK nin kazandığı bir zaferin
kutlamasıdır. Bu zafer kazanıldığında ne Cumhuriyet var dı, ne de Cumhurbaşkanı.
Değiştirilen kutlama programında, tebrikleri Cumhurbaşkanı
kabul edecekmiş. Davetiyelerde, Abdullah
Gül ve eşi Hayrunissa Gül’ün imzası varmış. Resepsiyon Cumhurbaşkanlığı
köşkünde olacakmış. Smokin mecburiyeti kalkmış, siyah elbise ile gelinecekmiş.
Cumhuriyet Bayramında, Cumhurbaşkanı tebrikleri kabul ediyor. 23 Nisan’da Meclis Başkanı, MEBakanı, 19 Mayıs’ta
Gençlik ve Spor Bakanı tebrikleri kabul ederken, 30 Ağustos Zafer
Bayramında, bu seneye kadar uygulanan
bir geleneğin değiştirilmesi, Genel Kurmay’ın saf dışı bırakılması mıdır amaç
acaba. Zaferin kazanıldığı 1922 de, Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
ne hayatta idi ne de makamı ,yani Cumhuriyet vardı. Var olan TSK. İdi.
Zafer onun zaferi. Bayram kutlamaları
onun hakkı. Umarım bu haksız uygulamadan vazgeçilir.Bu güne kadar TSK nde
kullanılan “GÜÇLÜ ORDU, GÜÇLÜ TÜRKİYE” sözü bu
seneki afişlerde yer almamış. Bu söz bir
müddet önce, “GÜÇLÜ TÜRKİYE, GTÜÇLÜ ORDU “ olarak değiştirilmişti.
30 Ağustos Zafer Bayramının
90. Yıl dönümü tüm Ulusumuza ,
barış, mutluluk, huzur ve sağlık getirmesini dilerim.
Amerikalı Tarihçi Webster Tarpley, Press TV ye yaptığı açıklamada “ Türk yetkililerinin anlaması gerekiyor. ABD ve İngiltere ile
ittifak ölümcül kucaklaşmadır. Suriye’ye karşı Türkiye’yi oyuna sürecekler,
Biliyorlar ki, bu çatışmanın geri tepkisi modern Türkiye’yi imha edebilir” diyerek, Türk yöneticilerini kurulan tuzak dışında kalmalarını uyarmaya
çalıuşmasına rağmen, Atatürk’ün yaptığı
devrimlerinin bekçileri olan bizler ve TSK. O’un açtığı aydınlık yoldan asla
sapmadan yürüyeceğimize olan inancımı kaybetmeyeceğim.