20 Ağustos 2009 Perşembe

EĞİTİM

İlahiyat Fakültesi Öğretim görevlilerinden Sayın Şemseddin Koçak'ın yaptığı teklif yazısına verdiğim cevabı aşağıda bilgilerinize sunuyorum.



EĞİTİM FAKÜLTELERİ, İLAHİYAT FAKÜLTELERİNE BAĞLANMALI MI?

Sayın Şemseddin Koçak; bu sütunlarda Eğitim Fakültelerinin, İlahiyat Fakültelerine bağlanmasını öneren bir yazı yazdı. .
Sayın Koçak’ı , yukarda başlığını verdiğim yazıyı yazma cesaretini gösterebildiği için kutluyorum. Bugüne kadar, herhangi biri çıkıp, “Eğitim Fakülteleri, İlahiyat Fakültelerine bağlansın” önerisi getirdiğini hatırlamıyorum. Bu teklif belki de bir “ilk” tir. Bu nedenle cesaretine hayranım.
Durup dururken, birdenbire bu öneri nereden aklına geldi? Neden gerek duydu? Nedenini işaret ettiği, pekte aralarında fazla bir fark olmayan başarı puanlamaları nedeniyle mi? Yoksa bir “tez” mi hazırlıyor? Veya “adam sende, elimde dökümanlar ,istatistikler, puanlamalar var. Bu teklifi ortaya atsam, ne olur? Hiçbir şey.” demiş olabilir mi acaba? Çünkü teklife galiba kendisi de inanmıyor. Yazı başlığının sonuna koyduğu (!) işaret bunu gösteriyor.
Yazıda ileri sürdüğü başarı puanları nedeniyle, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği başarı puanlarının her yıl ilk sıralarda oluşunu bir gerekçe olarak ele alıyor. İyi de, bu başarıyı getiren en büyük faktörün ne olduğunu söylemiyor. İlahiyat Fakültelerine giden öğrencilerin çoğu, belki de hepsi, İmam-Hatip okullarından geldiklerini söylemiyor. Bu Fakültelerin her bölümünde dini ağırlıklı ders okutulmaktadır. Nasıl ki, Öğretmen okullarından mezun olup, Enstitülerde üstün başarı gösteriyorlar idiyseler, İmam-Hatip Okullarından mezun olanların da İlahiyat Fakültelerinde başarı göstermeleri gayet doğal değil midir? Şunu da unutmamak lazım. İlahiyat Fakültelerine girenler bilinçli ve isteyerek girmektedir. Halbuki diğer fakültelere girenler istekleri doğrultusunda değil, aldıkları puanların uygun olduğu fakültelere girebiliyorlar. Tesadüfen girdiği bir okul ve bölümdeki başarı oranını da sizler düşünün.
Sayın Koçak’ın, 2002 tarihinden itibaren puanlamasını tuttuğu Fakültelerin başarı puanları nedeniyle, İlahiyat fakültesine katılmayı önerebilecek pek çok bölümler var. Bunun yanında, İlkokul Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği puanlarına çok yakın olan Felsefe grubu , Rehberlik ve psikolojik Danışmanlık, Muhasebe ve finansman, Türk Dili ve Edebiyatı, Bilgisayar Öğretim Teknolojisi, Coğrafya, İlk Öğretim Matematik, Sınıf Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler, Tarih, Türkçe bölümleri de yüksek başarı puanlarına sahip olduklarını unutmamak lazım. Bunların puanları da, İlkokul Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği puanlarına eş değer gibi.
Diyelim ki, Eğitim Fakülteleri, İlahiyat Fakültelerine katıldı .Bu demek değil midir, tüm eğitim kurumlarının öğretmenleri, din eğitimi yapan İlahiyat Fakültesi mezunları olacaktır. Bu laik bir Ülkede, bir Üniversite öğretim görevlisine ters gelmiyor mu? Bana ters geliyor. Kabullenilmesi mümkün değil. 85 yıldır uygulanan eğitim sistemimize, zaman zaman çomak sokanlar oldu. Zararlarını gördük. Eften püften nedenlerle kaldırılan Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, daha sonra Öğretmen liseleri, 45 gün kurslarla öğretmen yapılan, çocuk psikolojisinden anlamayan, öğretmenlik formasyonu olmayan 70 bin kişi öğretmen olarak Milli Eğitim ordusuna iltihak ettirildi.Bugün hala kura ile öğretmen atanıyor. Sonuç ortada. Her çomakta geri gitmekteyiz. Eğitim demek, öğrencilerinin Sayın Koçak’a sitayiş dolu gönderilen mektupları değildir. Eğitim, hırsızlık yapanın kolunu kesmek, ahlaksızlık yapanı sallandırmak, yaramazlık yapanı cezalandırmak değildir. Eğitim bu insanları yola getirmek , topluma kazandırmak için uygulanan, insani kurallar silsilesidir. Bir pire için, bir yorgan yakmayalım. Her şeyin aksayan taraflarını islah edelim Yanlışları düzeltirken başka taraflara zarar vermeyelim. Sayın Koçak bir anısında, İlköğretim müfettişi iken, geneleve tahkikat için görevlendirilmenin ne kadar yanlış ve ters olduğunu anlatmıştı. Bu gibi aksaklıkların düzeltilmesi önümüzde dururken, ve bunu kimse görmezken, parlak bir maziye sahip, ve bu güne kadar milyonlarca faydalı insan yetiştiren öğretmenlerin yetiştiği okulu kapatmanın bir anlamı yok.
Tekrar ediyorum, Sayın Koçak’ı taktir ediyorum. Ama, bu önerilerini desteklemiyorum. Umarım öneri yetkililer tarafından da kaale alınmaz. Sayın Koçak’tan bu öneriyi, yine aynı sayfalardan geri çekmelerini bekliyorum.
Sağlıcakla kalın.

13 Ağustos 2009 Perşembe

S A Ğ L I Ğ I M I Z

DOĞRULAR VE YANLIŞLAR!


Yiyeceklerin etkileri ile ilgili olarak bilinen doğru ve yanlışları haberleştiren İngiliz The Times gazetesi, acı biberin gerçekten bağımlılık yaptığını, yaşlandıkça kilo alındığı inanışının ise gerçeği yansıtmadığını yazdı. Şeker boğaz ağrısına iyi gelir: Doğru Şeker, bal ve pekmez, boğazdaki tahriş olmuş mukus zarının üzerini kaplar ve ağrıyı hafifletir. Hardal, yabanturpu ve güçlü soğanlar da mukusu sökerek boğaz ağrısını rahatlatır.



Bakır eksikliği saçların ağarmasını hızlandırsa da, bu minerali içeren yengeç, istiridye, ayçekirdeği, fıstık ve badem gibi yiyeceklerin yenmesiyle saç ağarması önlenemez. Saçlardaki pigment eksikliği renk kaybına yol açar.


Acı biber bağımlılık yapar: Doğru

Acı biber yendiğinde hissedilen acı, vücudun "doğal ağrı kesici" olarak bilinen endorfin hormonunu salgılamasına yol açar. Endorfin, aynı zamanda haz hissi de verdiği için insanlar bir süre sonra bu hazzı yeniden hissetmek için daha acı biberler yemeye başlar.

Pişirmek mineralleri yok eder: Yanlış

Demir, çinko, iyot, selenyum gibi çoğu mineral, besinlerin pişirilmesiyle kaybolmaz. Yalnızca potasyum pişirme sıvısına karışır ve bu sıvı kullanılmazsa mineral yok olur.

Çekirge, ıstakozdan daha besleyici: Doğru

İki çekirgede 28 gram protein (erkeklerin günlük ihtiyacının yarısı, kadınlarınkinin yüzde 75'i) ve 6 mg demir (günlük ihtiyacın yarısı) bulunur. Bütün bir ıstakoz ise 22 gram protein, 0.8 mg demir içerir.


Pizza abur cubur grubuna girer: Yanlış

Yarım margarita pizza ve balzamik sirkeli bir salata yiyerek yalnızca 360 kalori ve 12 gram yağ tüketmiş olursunuz. Ayrıca, bir porsiyon sebze yemiş olursunuz.

Kadınlar yağlı ve tatlı yiyecekleri sever: Doğru

Birçok araştırma, kadınların bisküvi, kek gibi yağlı ve şekerli yiyecekleri, erkeklerinse cips gibi yağlı ve tuzlu yiyecekleri tercih ettiğini gösteriyor.

Yaşlandıkça kilo almak kaçınılmazdır: Yanlış

Yaşlandıkça kas kütlemiz azalsa ve kalori yakma hızımız düşse de, düzenli egzersiz yaparak bu durumun önüne geçebiliriz. Üstelik spor salonuna gitmeden evde basit hareketlerle kilo almayı önleyebilirsiniz.


Elma uçuğu iyileştirir: Doğru

Bir elmada 150 "süper besleyici" maddenin yanı sıra vitaminler, mineraller ile tansiyon ve kolesterolü düşüren pektin maddesi bulunur. Elmanın içindeki kuersetin maddesi, uçuğa yol açan virüsleri öldürür. Kuersetin maddesi kabuğun hemen altında bulunduğu için elmayı kabuğuyla yemek en iyisidir.

9 Ağustos 2009 Pazar

EDEBİYAT

BEĞENDİĞİM SÖZLER

Burhan Bursalıoğlu


Her insanın hayatında mutluluğa kavuşabilmesi için verilmiş bir saat vardır. İş, o saati kaçırmamakta.(B. Fletcher)

* İnsan iki şeyi saklayamaz: Sarhoş olduğunu ve aşık olduğunu. (Antiphanes)

* Kazanmadan önce hak ettiğinize inanın. (Mike Ditka)

* İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser. (Malcolm Forbes)

* Arkadaşlık aşktan daha zordur... Çünkü daha uzun sürer... (Harry Truman)

* Oyunu kaybederseniz kuralı değiştirin (Murphy)

* Kadın, erkeğin ilgisinden çok ilgisizliğine karşı duyarlıdır. (Jules Janin)

* Bir anne oğlunu adam etmek için 20 yıl uğraşır, bir başka kadın adamın 20 dakikada aklını başından alır. (Anonim)

* İnsan, gülümseyiş ile gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. (Byron)

* En büyük başarı insanın hayatı olabildiğince yaşayabilmesidir. (M. Christopher)

* Hiç bir kadın bir adamla parası için evlenmez. Kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce, ona aşık olacak kadar akıllıdır. (Cesare Pavese)

* Dostluk para gibidir, elde edilmesi kolay korunması zor. (Samuel Buttler)

* Başkalarını bilen kimse bilgili, kendini bilen kimse akıllıdır. (Lao-Tsze)

* Allah beni yandaşlarımdan korusun; ben kendimi düşmanlarımdan nasılsa koruyabilirim. (Marshall de Villars)

* Dans pistinde de, hayattaki gibi, ancak partneriniz kadar iyi olabilirsiniz. (Robin Marantz)

* Para her şeyi yapar diyen adam, Para için her şeyi yapan adamdır. (Benjamin Franklin)

* Malı ve parayı hor gören çoktur, ama veren az. (Rochefoucauld)

* Cennete varana dek talihine güvenme. (Filipin Sözü)

* Eğer size yalan söylenmesini istemiyorsanız, soru sormayın. (B. Traven)

* Konuşurken hiçbir şey öğrenemezsiniz. (Lyndon B. Johnson)

* "İyi bir insan olmak" ile "iyi bir yurttaş olmak" asla ayni şey degildir. (Aristo)

* Bize cazip gelen kavgadır, zafer değil. (Pascal)

* Şehir, halkın hep birlikte yalnız kaldığı ortamdır. (Prochnow)

* Bir yerdeki haksızlık, adalet için her yerde tehlikedir. (Martin Luther King)

* İnsanlar çıkarları için hakları için olduğundan daha gayretli savaşır. (Napolyon)

* Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. (Mark Twain)

* Tecrübe eski hatalarımızı tekrarlamamızı önler, yeni hatalar yapmamamızı sağlar. (Anonim)

* Siz fırsat vermezseniz, kimse sizi aşağılayamaz. (E. Roosevelt)

* Oyun bittiği zaman şah da piyon da aynı kutuya atılır. (Italyan atasözü)

* Tecrübe büyük avantajdır. Ancak kazandığımız zaman onu kullanmayacak kadar yaşlısınızdır çoğunlukla. (Jimmy Connors)

* Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. (Joe Louis)


6 Ağustos 2009 Perşembe

SAĞLIĞIMIZ



HAZIRLAYAN:

Burhan BURSALIOĞLU ROMATİZMA

Genellikle,eklem. Kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara ROMATİZMA denir. Romatizma ağrıları , vücudun her tarafında görülebilir. Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve barsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık, romatizmayı hazırlayan sebeplerin başında gelir. Ayrıca. Soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar.

Romatizmalı yerlerde, ağrı, yanma, veya üşüme ve şişlikler görülür. Ağrılar, bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir. Tedavi edilmezse: kalp kapağı hastalığı. ( MİTRAL DARLIĞI ) veya bir başka hastalığa sebep olabilir. 3 çeşit romatizma vardır.

1- AKUT EKLEM ROMATİZMASI: Eklemleri, sinir sistemini ve kalbi etkiler. Üst solunum yollarına yerleşen mikroplardan kaynaklanır. Buna ROMATİZMAL ATEŞ de denir.

2- ROMATOİT ARTRİT: Zamanla kaybolup tekrar ortaya çıkabilen bir çeşit hastalıktır. Buna MAFSAL İLTİHABI da denir.

3- DEJENERATİF ROMATİZMA: 50 Yaşlarından sonra ortaya çıkan ve eklemlerin yıpranmasından kaynaklanan bir çeşit hastalıktır. Buna OSTEOARTRİT denir.

TEDAVİ MAKSADIYLA AŞAĞIDAKİ REÇETELER UYGULANIR

Reçete- 1. MALZEME; Kafuri, sirke, zeytinyağı.

HAZIRLANIŞI: Bir çay bardağı sirke ile, bir çay bardağı zeytinyağı karıştırılır. Üzerine dört çorba kaşığı ufalanmış kafuri konur. Eriyinceye kadar bekletilir. Sonra yünlü bir bezin üzerine yeterince dökülüp, ağrıyan yere sarılır. Aynı işlem ,sabah akşam tekrarlanır.

Reçete: 2- MALZEME: Üzerlik tohumu ( Peganum harmala ) sirke ve su.

HAZIRLANIŞI: Dört bardak suya iki çorba kaşığı üzerlik tohumu konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür, suyuna bir su bardağı sirke karıştırılır. Yeterince alınıp, ağrıyan yerler ovulur.

Reçete- 3. MALZEME: Kına, hardal , zeytinyağı.

HAZIRLANIŞI: Bir kahve fincanı kına ile, bir çorba kaşığı hardal karıştırılır. Üzerine azar azar su dökülerek yoğrulur. Ağrıyan yerlere sürülür.

Reçete: - 4. MALZEME: Hardal, kafuri, yumurtaq, alkol.

HAZIRLANIŞI: 50 gr. Hardal ile, 50 gr. Kafuri karıştırılır. Toz haline gelinceye kadar dövilür. Üzerine bir kahve fincanı alkol ve 6 yumurtanın beyazı dökülüp iyice karıştırılır. Ağrıyan yere yeteri kadar sürülür. 20 dakika sonra ılık suyla temizlenip kurulanır.

Reçete- 5- MALZEME: Tereotu, yabani pazı.

HAZIRLANIŞI: Bir avuç kıyılmış tereotu ile, bir avuç yabani pazı karıştırılır. İyice dövüldükten sonra ağrıyan yerlere sürülür. Yarım saat sonra, ılık suyla temizlenip kurulanır.

Reçete:- 6.. MALZEME: Hardal, sofra tuzu, zeytinyağı.

HAZIRLANIŞI: 250 GR. İnce sofra tuzu ile, 10 çorba kaşığı döğülmüş hardal karıştırılır. Üzerine azar azar zeytinyağı dökülerek, melhem haline getirilinceye kadar karıştırılır. Bir gece boyunca normal oda sıcaklığında bırakılır. Yatmadan önce ağrıyan yerlere sürülür. Sabahleyin ilik suyla yıkanıp kurulanır.

Reçete - 7. MALZEME: Lahana, zeytinyağı.

HAZIRLANIŞI: Ağrıyan yerlere konacak kadar lahana yaprağı, bir şişe yardımıyla yufka gibi açılır. Üzerlerine zeytinyağı sürüldükten sonra ağrıyan yerlere sarılır. Aynı işlem 3 saatte bir tekrarlanır. Bu reçete defne yaprağı ile de hazırlanabilir.

Reçete - 8. MALZEME: Karabiber, zeytinyağı, su.

HAZIRLANIŞI: 2 su bardağı suya, 3 çorba kaşığı toz karabiber ve 3 kahve fincanı zeytinyağı konur. Su buharlaşana kadar kaynatılır. Arta kalan kısım ağrıyan yerlere sürülür.

Reçete - 9. MALZEME: Sarımsak,hardal,karabiber, anason, kuyruk yağı, su.

HAZIRLANIŞI: 10 ÇORBA KAŞIĞI DÖĞÜLMÜŞ KURU SARIMSAK; İKİ ÇORBA KAŞIĞI,DÖĞÜLMÜŞ HARDAL, İKİ ÇORBA KAŞIĞI TOZ KARABİBER; İKİ ÇORBA KAŞIĞI DÖĞÜLMÜŞ ANASON KARIŞTIRILIR. ÜZERİNE 15 ÇORBA KAŞIĞI ERİTİLMİŞ KUYRUK YAĞI VE BİR KAHVE FİNCANI SU DÖKÜLÜR. SU BUHARLAŞINCAYA KADAR KAYNATILIR. YETERİ KADAR ALINIP AĞRIYAN YERLERE SÜRÜLÜR.

Reçete – 10. MALZEME: Taze kırmızı acı biber, zeytinyağı:

HAZIRLANIŞI: 2 su bardağı zeytinyağına, 3 çorba kaşığı, çok ince kıyılmış taze ,acı kırmızı biber konur. Bir hafta bekletildikten sonra, ağrıyan yerlere yeteri kadar sürülür. Yarım saat sonra, ılık suyla yıkanıp kurulanır.

Reçete: - 11. MALZEME: Limon, lavanta, ayrıkotu, su.

HAZIRLANIŞI: 4 bardak suya, bir tutam lavanta çiçeği,bir tutam ayrıkotu, ve 4 ince dilim limon konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra, temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Sabah, akşam birer fincan içilir.

Reçete – 12.. MALZEME: Elma, su.

HAZIRLANIŞI: 4 bardak suya bir tane kabukları soyulmuş elma doğranır. Kaynatıldıktan sonra, temiz bir şişeye süzdürülerwek 12 saat bekletilir. Sabahları aç karnına birer kahve fincanı içilir.

Aynı içecek,kabukları soyulmamış limonla da yapılır.

Reçete - 13. MALZEME: Söğüt yaprağı, su.

HAZIRLANIŞI: 4 Bardak kaynar suya, bir çorba kaşığı ufalanmış söğüt yaprağı konur. 20 dakika bekletildikten sonra süzülür. Saat: 10 ve 15 de birer su bardağı içilir.

Reçete 13 ün hazırlanışı gibi, Menekşe – Su; Altınbaşakoyt – Su; Kavak tomurcuğu – Su malzemeleri ile de hazırlanır.

Reçete: - 14. MALZEME: Keten tohumu, hardal unu, su.

HAZIRLANIŞI: 1 bardak suya bir kahve fincanı, dövülmüş keten tohumu karışıp,lapa haline gelinceye kadar ısıtılır. Sonra ,temiz bir beze dökülür. Üzerine hardal unu serpilip , ağrıyan yere sürülür. Aynı işlem sabah, akşam tekrarlanır.

Reçete: 15. MALZEME: Ihlamur, su.

HAZIRLANIŞI: 20 su bardağı kaynar suya, 2 avuç ıhlamur konur. 20 dakika bekletildikten sonra banyo suyuna süzülüp, içinde 15 dakika yatılır.

BU ÇEŞİT EV BANYOLARINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Banyo küvetine en az 100 litre su konulmalıdır.

Suyun sıcaklığı 37 dereceden fazla olmamalıdır.

Banyoda 20 dakikadan fazla bulunulmamalıdır.

Banyo küvetinden çıktıktan sonra soğuk su dökünmelidir.

DİKKAT: Yaşlılar, zayıflar, böbrek veya idrar yollarında hastalık olanlar soğuk su dökünmemelidir.

Haftada en fazla iki banyo yapılmalıdır.

Banyodan sonra havluya sarılıp, yarım saat kadar yatılmalıdır.

Reçete:- 16. MALZEME: Kekik, kuşdili, mercanköşk, su.

HAZIRLANIŞI: 2 su bardağı kaynak suya,, 2 avuç kekik, iki avuç kuş dili, ve 4 tutam mercanköşk konur. 20 dakika bekletildikten sonra, banyo suyuna süzülüp içine yatılır.

20 su bardağı suya , 2 avuç papatya 5 dakika; 20 su bardağına 250 gr. Adaçayı, 5 dakika; 20 bardak suya, 5 avuç ardıç yaprağı ve bir su bardağı ardıç tohumu 15 dakika; 20 bardak suya, 250 gr. Lavanta çiçeği 5 dakika; 20 su bardağı suya , yarım kilogram çam yaprağı 5 dakika kaynatılıp,banyo suyuna süzülür ve 15 dakika yatılır.

AYRICA: El ve ayak bileklerine kenevir ipi sarılır, veya bakır bilezik takılır.

Geceleri, ACIHIYAR ( Ebu Cehil karpuzu ) dövülüp suyu çıkarılır,ağrıyan yerlere sürülür.

Ağrıyan yerler, kiraz çekirdeği yağı ile ovulur.

Hergün bir su bardağı çilek suyu veya yılan balığı yağı ile ovulur.

Yaz aylarında her gün yarım saat,kuru ve rutubetsiz deniz kumunda yatılır.

Ağrıyan yerlere arı sokturulur.

Had romatizmada,yatak istirahati şarttır.

ROMATİZMALILARIN YEMEMESİ VE İÇMEMESİ GEREKEN YİYECEKLER

Yağlı et sulaı- hayvani yağlar- şekerli ve tatlılar – konserve – balık – av etleri - kuzu,oğlak ve hindi eti – sakatat – pastırma,sucuk – salam – baharatlı yiyecekler – ekşi şeyler – turşu – tereotu – ıspanak - lahana – mantar - içki – çay – kahve.

Mide va barsaklarından rahatsız olanların aspirin de içmemeleri tavsiye edilir. Et,süt,yumurta,tuz ve hayvani yağlar da mümkün olduğu kadar azaltılır.

YENİLİP İÇİLEBİLİR YİYECEKLER

Bol limonlu sebze çorbaları - yağsız sığır ve koyun eti - piliç – yağsız, taze ve ızgarada pişmiş balık – yoğurt – byaz peynir - taze tereyağı – enginar - kuşkonmaz – kereviz - turp – havuç – taze fasüye - maydanoz – sarımsak - zeytin – yer elması - pırasa - hıyar – domates – marul – şalgam – elma – armut – portakal – limon – mandalina – muz – muşmula – greyfurt – kavun – kitaz – çilek – incir – erik – madensuyu - meyve suyu.

ATEŞLİ VE HAD ROMATİZMALILARIN DIŞINDAKİLERİN YARARLANABİLECEKLERİ KAPLICALAR

AHMETLİ ILICASI, Manisa/ turgutlu AKÇAY KAPLICASI, Balıkesir / Edremit

AKÇEKÖY KAPLICASI, Çanakkale / Ezine ARMUTLU KAPLICASI, Bursa / Gemlik

BABACIK HAMAMI, Denizli / Sarayköy BALÇOVA KAPLICALARI, İzmir / Balçova

BURSA KAPLICALARI, Bursa ÇAMURLU ILICA, Aydın / Germencik

ÇEŞME KAPLICA VE ÇAMURU, İzmir / Çeşme GÖKÇEDERE KAPLICA VE ÇAMURU,

Balıkesir / Susurluk

GÖLBABA ÇAMURU, E dirne GÖNEN KAPLICALARI, B alıkesir / Gönen

GÜMÜŞ ILICASI, Aydın / Söke HÜDAİ KAPLICASI, Afyon / Sandıklı

KARAADA ILICASI, Muğla / Bodrum KARAKOÇ ILICA VE ÇAMURU, İzmir/Seferihisar

KİL HAMAMI, Adapazarı / Geyve KURŞUNLU KAPLICASI, Manisa */ Salıhli

KUZULUK KAPLICASI, Adapazarı/Akyazı OYLAT KAPLICALARI, Bursa / İnegöl

ÖMERLİ KAPLICASI, Afyon / İnazköyü SART KAPLICASI, Manisa / Salihli

ŞİFA BANYOSU, Eskişehir TERME KAPLICASI, Bursa / Gemlik

YALOVA KAPLICALARI, Yalova YONCALI ILICA, Kütahya/ Yoncalıköyü


3 Ağustos 2009 Pazartesi

TOPLUMSAL TEPKİLER

Asiye Erimoğlu'ndan


SİZ, TÜM VARINIZ YOĞUNUZ ELLERİNİZ ARASINDAN TOPRAĞA GİDERKEN “VATAN SAĞOLSUN” DEMENİN NE OLDUĞUNU BİLİR MİSİNİZ?

Mehmedim,

Benim çocuğumun adı “mücadele”... benim çocuğumun adı “inanç”... Geleceğe, umuda İNANÇ!..

Ben 18 yaşında bir anneyim çocuğunu da inancı gibi beyninde taşıyan.. ben Anadolu’da ot biçen, koyun güden anayım, vatanın her köşesinde kan döken evlatlarımı, kutsallaştırdıkları topraklar gibi ciğerine kazıyan… Öz oğlumu şehit vermişim Bitlis’te… Teröre (!) Babası zaten ÇERNOBİL’in pençesine takılmış, kansere teslim olmuş, sürüne sürüne ölmüş… Hatta öldürülmüş kimyasallaştırılmış beyinlerce…. Bileziklerimi sata sata okutmuşum kuzucuğumu.. Hastalandığında köy yolu boyunca, ilçe hastanesine sırtımda taşımışım… “En Büyük Asker Bizim Asker” diyeni olmadan… Gözümü kırpmadan yollamışım oğlumu, “borcunu ödeme vakti geldi” demişim..

SİZ, TÜM VARINIZ YOĞUNUZ ELLERİNİZ ARASINDAN TOPRAĞA GİDERKEN “VATAN SAĞOLSUN” DEMENİN NE OLDUĞUNU BİLİR MİSİNİZ?

Siz, gözleriniz acır, kızarır, sulanır; burnunuz yanarken, canınızın üstüne gözleriniz önünde kürek kürek toprak atıldığını görmekten GURUR DUYMANIN tarifsiz sızısını bilir misiniz? Ey o vatan toprağını sinsi emperyalistlere satmaya teşebbüs edenler?! Güç yetiremedikleri başları gövdelerinden ayırıp, mızraklara takıp, bir de dolaştırdıkları yıllarda sanıyorlar kendilerini… O zamanlara götürmeye çalışıyorlar bizi !

Ben bir TÜRK ANASIYIM milyonlarca oğlumun kefensizliğinin sebebi için yaşayan.. Ben bir vatan borcuyla doğdum yiğitlerim, o borcu ödeyerek son nefesimi vereceğim.. Yaşam amacım o benim… 19 yaşımda bir köşede alçakça bıçaklanacaksam da vazgeçmem, 24 yaşımda asılacağımı bilsem de… benim arabama bomba konulacaksa, evime az sonra patlayacak bir zarf gelecekse, bir mitingde provokasyon, bir saldırı sonucu aşağılıkça öldürüleceksem de korkmuyorum… ben tek vücut olsa dahi gericiler ŞAHA kalkarım… Bunlar benim demokratik haklarım… Ve ben, birileri içini boşaltsa da bu kavramın, inanıyorum demokrasiye…

Yazılmışlık varsa eğer, o ilahi güç bana bu yolda ölmeyi nasip etsin, başka ölmekler haram bana, yakışmaz bana.. Gerekirse yanlış bağlanan ipte, dar ağacında 50 dakika can çelişirim, gerekirse diri diri yanarım Sivas’ta 38. olurum, gerekirse kafamı ayırırlar gövdemden bir mızrağa takarlar.. Ölümden korkacak kadar aciz yaşamıyorum ki ben, ölümden onlar korksun! Susarak yaşamayı hak etmiyorum ben !!!

Evlatları, Gazileri, dimdik yürüyen Şehitleriyle dikiliyor KOCA bir DEV gibi şimdi TÜRK ANALARI!!! Bize mızrak bile işlemez artık !

Ben çocuğumun adını “mücadele” koydum,
“umut” koydum,
“ölümsüzlük” koydum,
“gençlik” koydum,
“DEV GÜÇ” koydum…!
Ben doğmadan öldürülmeye çalışılan çocuğumun adını “KEMAL” koydum,
Bedeni olmadan da EBEDİYEN YAŞASIN diye !!!

Alıntı...


"SİZ ÜLKENİZİN ŞEREFİNİ KORUYUN,O SİZİN GELECEĞİNİZİ KORUR!"

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...