18 Nisan 2022 Pazartesi

MÜZİK RUHUN GIDASIDIR

 

                                     MÜZİĞİMİZ  TEHLİKEDE

            Burhan BURSALIOĞLU

        Her milletin kendine has bir kültürü ve müziği olduğu gibi , bizim de kendi müziğimiz vardır. Asırlardır söyleyip  dinlediğimiz  müzik, Türk Acem ve Arap karışımı bir müzik türümüz vardı. Cumhuriyet'imizle birlikte  müziğimize isim verildi. TÜRK SANAT MÜZİĞİ  ( TSM )ve TÜRK HALK MÜZİĞİ  (THM) dendi.

            Osmanlı İmparatorluğu döneminde  beste ve sesleriyle  asırlara damga vurmuş olan Sultan Veled, Hoca Saadettin Efendi, Gazi Giray, Hafız Post, İtri,  Tanburi Mustafa Çavuş, Hamamı Zade İsmail Dede, Hacı Sadullah Ağa, Tanburi Ali Efendi gibi  sanatçıların eserleri hala günümüzde, kulaklarımızda hoş seda vermektedirler.

Daha sonra yetişip, yakın geçmişimizde eserleriyle, müzik dağarcıklarımızda yerlerini alan eserlerin sahipleri: Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Mesut Cemil, Ulvi Cemal Erkin, Şekerci Cemil Bey,  Udi Nevres, Melahat Pars, Zeki Arif Ataergin Refik Fersan ile, bir kısmı hala aramızda olan, ses sanatçılarımızın repertuvarlarını süsleyen şarkılara can veren; Arif Sami Toker, Muzaffer İlkay, Sadi Hoşses,  Alaattin Yavaşça, Selahattin İçli, Avni Anıl, Yusuf Nalkesen Erol Sayan’lar unutulur mu? Bunlar Türk müziğimizin zirvede kalabilmesi için ter döktüler.

1960 yıllarında, arabesk adı ile, ne Türk, ne Arap ne de Acem kültürüne uymayan bir müzik türü çıkarıldı. Kısa zamanda tutulan ve yayılmaya başlayan Arabesk Türk Sanat Müziklerini etkilemeye başladı. Müzikli eğlence yerlerinde Türk sanat ve Türk halk müzikleri ile birlikte yer almaya başladı. Plaklar, kasetler ve sidiler yapılmaya başlandı.  Bunlar olurken  TSM  ve THM gerilemeye başladı. Öyle ki, her tarafta arabesk  şarkılar çoğaldı, bu şarkıları söyleyen sanatçılar arttı, Bir nevi yer değiştirme oldu.

Arabesk yetmiyormuş gibi Batı Müziğine hayranlık başladı. Özellikle yeni yetişen gençlerimiz bu müziği çok sevdiler. Türkçe sözlü batı müziği, pop, caz, hip hop ve rock türündeki müzikler yarışmalarda yüksek puanlar almaya, bu tür şarkıları söyleyenler çoğalmaya ve Avrupa’dan bu şarkıları söyleyenler davet edilmeye başlandı.

Ben bunlara karşı değilim. Ama bunları dinlemiyorum. Bana zevk vermiyorlar. TSM ve THM  nin  yukarıda saydığım müziklerden ayrı özellikleri vardır. Çünkü, TSM ve THM  güldürür, ağlatır, oynatır, neşelendirir ve düşündürür. Batı müziğinin böyle bir özelliği var mıdır? Hayır. Sadece olduğun yerde tepindirir. Avrupalıların klasik müziklerini kastetmiyorum. O başka bir şey. Dünyaca kabul edilen ve her ülkenin müzik dünyasına giren bir tür. Beethoven, Mozart Chopin,  Vivaldi, Brahms,  Joseph Haydn Wagner gibi İlkokullarda dahi ders olarak okutulan, Dünyaca ünlü bu eşsiz sanatçıları ayrı tutuyorum.

Kimi  belgeler,  Shakespeore in, kimi belgeler de Atina’da Sokratesin, MÜZİK RUHUN GIDASIDIR  deyimini söylediğini yazar. Kim söylemiş olursa olsun gerçekten müzik ruhun gıdasıdır.  TSM ve THM nin bir başka yönü de vardır.  Edirne, Manisa ve Amasya’da  bulunan Darül şifahanelerde, hastalara şarkılar dinletilerek iyileşmeleri sağlanırmış. Bitkilere müzik dinletilerek coşmaları gözlenirmiş. Müzikle hayvanlar eğitilirmiş. Bu gün dahi bu yöntemler kullanılıyor. Bazı doktorlar, ameliyatlarda şarkı söylerler, müzik dinleyerek işlerini görürler. Müziğin girmediği mekan yoktur. Müzikten zevk almayan canlı yoktur. Müziksiz folklor, müziksiz neşe, müziksiz eğlence olur mu?  Olmaz. Kuşların ötüşlerinden zevk almıyor muyuz. Onları hayranlıkla dinlemiyor muyuz? Kuşların çıkardıkları sesler de müzik değil midir, Ruhumuzu okşamıyor mu?.

2000 yılına kadar gazinolar vardı. Yemekli, canlı müzikli mekanlardı. Halk o mekanlara gider, yemeğini yer, TSM ve THM şarkılarını dinler, eşlik eder, eğlenir ve ruhunu dinlendirirdi. 2000 yılından sonra bu mekanlar yok oldu.  Dolayısıyla müziğimiz de yok olmaya mahküm oldu. Geniş çevrelere hitap eden müziğimiz kıskaç altına alındı.  Yeni şarkılar azaldı, yeni sesler yetişmiyor oldu. Bunlar yetmiyormuş gibi , gece saat 24 den sonra müzik çalmak da yasaklandı.

 Yüzlerce TV ekranı var.  Sadece 3-5 kanal haftada bir gün  müzik yayınları yapıyor. Devamlı müzik yayını yapan TRT Müzik kanalı.  O da olmasa  müziğimiz tamamen ortadan kalkacak.  TRT nin yaptığı yayınlarda,  hemen hemen tamamı  geçmiş zamanda banta alınan programlar.  Ama  yine de hiç yoktan iyi. Faydalı oluyor mu?  Unutturmuyor.

Benim bu konuyu yazmamdaki amaç, TSM ve THM mizi kurtarmak ve çevremize mümkün olduğu kadar etki yaparak, özellikle çocuk ve gençlerimize müziğimizi sevdirmeye, bol bol dinlettirmeye gayret etmektir.  SİZLERİN DE BU KONUDA  SESLERİNİZİ ÇIKARMANIZI UMUYORUM. 

Ben her gün bir şarkıyı whatsApp ve facebook tan  yayınlayacağım. Arzu edenler, bana mesaj atarak istediği şarkı veya türküyü isteyebilir. 

Şarkılarımızın, türkülerimizin güftesini yazmak, bestesini yapmak meseleyi halletmiyor. Bunları  halkımıza iletecek sesler lazım.  Kabiliyetli, güzel sesler şarkılarımızı söylemeli ki o şarkının bir anlamı olsun.  Ülkemizde  birçok billur sesli cevherler çıktı. Halkımız bu cevherleri sevdi, tuttu, benimsedi ve aradı.  Aşağıda bu seslerimizden birkaçını, söylediği şarkılarla anımsıyoruz

Aramızdan ayrılan tüm müzik sanatına emeği geçen sanatçılarımıza Allahtan rahmet, aramızda hala bizlerin ruhunu renklendirenlere, sağlıklı, başarılı ve mutlu uzun ömürler diliyorum.

 

ABDULLAH YÜCE               BU NE SEVGİ AH BU NE IZDIRAP

AHMET ÖZHAN                  SEN HİÇ YAŞAMAMIŞSIN

ALAATTİN ŞENSOY            İNLEYEN NAĞMELER

ALAATTİ YAVAŞCA              ARTIK BU SOLAN BAHÇEDE

AŞIK MAHSUNİ ŞERİF       DOM DOM KURŞUNU

AŞIK VEYSEL                       UZUN İNCE BİR YOLDAYIM

AYLA BÜYÜKATAMAN      AKŞAMIN OLDUĞU YERDE

BEDİA AKARTÜRK              HURMA YARİM

BEHİYE AKSOY                    ALDIRMA GÖNÜL

BEKİR SITKI SEZGİN           HİSARLI KIZ

BELKIZ AKKALE                   İLVANLIM

BELKIZ ÖZENER                  HEY GİDİ KOCA DÜNYA

BÜLENT ERSOY                   YANIYORUM

ELA ALTIN                            HASTAYIM YAŞIYORUM

EMEL SAYIN                        BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM

GÖNÜL AKKOR                  ANLATILMAZ BİN DERT

GÖNÜL YAZAR                    KİM ARAR SENİ

GÜZİDE KASACI                 ALBÜMDEKİ RESİM

HAMİYET YÜCESES           GECELER

HÜLYA SÖZER                     AYRILIK ATEŞTEN BİR GÖMLEK

MUAZZEZ ABACI                SÖYLEME BİLMESİNLER

KAMURAN AKKOR              DÜŞMANLARIM ÇATLASIN

MEDİHA DEMİRKIRAN     BİR BAHAR AKŞAMI

MEDİHA ŞEN SANCAK      ELBET BİR GÜN

MUALLA MUKADDER       AVÜÇLARIMDA HALA

MUSA EROĞLU                  MİHRİBAN

MUSTAFA SAĞYAŞAR      BİR İHTİMAL DAHA VAR

MUZAFFER SARISÖZEN   GÜN DÖKÜMÜ

MÜZEYYEN SENAR            AKŞAM OLDU HÜZÜNLENDİM

NECDET TOKATLI               BU KADAR YÜREK

NERİMAN ALTINDAĞ TÜFEKÇİ: KIŞLALAR DOLDU BU GÜN

NESRİN SİPAHİ                   HANİ O BIRAKIP

NEŞE KARABÖCEK             GÜLÜNCE GÖZLERİNİN İÇİ GÜLÜYOR

NEŞET ERTAŞ                      MÜHÜR GÖZLÜM

NİDA TÜFEKÇİ                    ÇAMLIĞIN BAŞINDA

NİGAR ULUERER                FİNCANI TAŞTAN OYARLAR

NURAY HAFİFTAŞ              BİZİM ELLER

ÖZAY GÖNLÜM                 GIMILDANIVER – ASMAM ÇARDAKTAN

PERİHAN ALTINDAĞ         KIRMIZI GÜLÜN ALI VAR

RUHİ SU                               ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ

SAFİYE AYLA                      YANIK ÖMER

SELDA BAĞCAN                 ADALETİN BU MU DÜNYA

SERAP MUTLU AKBULUT BEN GAMLI  HAZAN

SUAT SAYIN                        SEVEMEZ KİMSE SENİ

YAŞAR ÖZER                       GİZLİ AŞK BU

ZARA                                     SENİ YAZDIM KALBİM E

ZEKİ MÜREN                       BİR DEMET YASEMEN

ZİYA TAŞKENT                    KISKANIRIM SENİ BEN

ZEKAİ TUNCA                      RÜYALARIM OLMASA

 

ZEKAİ TUNCA
TANBURİ İSAK

ZEKİ MÜREN
SELDA BAĞCAN
PERİHAN ALTINDAĞ
NURAY HAFİFTAŞ
NİGAR ULUERER
NEŞET ERTAŞ
NİDA TÜFEKÇİ


NEŞE KARABÖCEK
NESRİN SİPAHİ
NERİMAN ALTINDAĞ TÜFEKÇİ
NECDET TOKATLIOĞLU
MÜNİR NURETTİN SELÇUK
MUZAFFER SARISÖZEN
MUSTAFA SAĞYAŞAR

                                                                                                                    MUSA EROĞLU
RUHİ SU
ZİYA TAŞKENT
ÖZAY GÖNLÜM

MUAZZEZ ABACI
MUALLA MUKADDER
MEDİA ŞEN SANCAKOĞLU
MEDİA DEMİRKIRAN
HAMİYET YÜCESES
GÖNÜL AKKOR
ELA ALTIN
BELKIZ AKKALE
AYLA BÜYÜKATAMAN
KAMURAN AKKOR
İ T R İ
HÜLYA SÖZER
HAMAMI ZADE İSMAİL DEDE
GÜZİDE KASACI
GÖNÜL YAZAR
EROL SAYAN
ERDOĞAN BERKER
EMEL SAYIN
Dr. ALAATTİN YAVAŞCA
 BÜLENT     ERSOY
BELKIZ ÖZENER
BEKİR SITKI SEZGİN
BEDİA AKARTÜRK
AŞIK VEYSEL
GAZİ GİRAY HAN
AŞIK MAHSUNİ ŞERİF
ARİF SAMİ TOKER
SAFİYE AYLA
MÜZEYYEN SENAR












































































































 


24 Kasım 2021 Çarşamba

ÖNEMLİ GÜNLER



ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Burhan Bursalıoğlu


                  ATAMIZ BAŞÖĞRETMEN

Bu gün  öğretmenler günü:

1980 12 Eylül’ünde  Ülkemiz de askeri ihtilali yaparak, demokratik ve özgürlük haklarımızı kısıtlayan. yüzlerce gencimizi  asan,hapse atan sakat bırakan  askeri hükümet, bazı  konularda ise olumlu çalışma yapmayı ihmal etmemiştir.

Bunların içinde,  öğretmenlere yönelik çalışmalar da var. Askeri hükümetin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, Öğretmen Evlerinin açılmasını, Öğretmen dinlenme kamplarının çoğaltılmasını, okullarda nöbet sisteminin uygulanmasını gibi ve en önemlisi,Atatürk’ün Baş Öğretmenlik yaptığı 24 Kasım ın Öğretmenler Günü olarak kutlanmasını sağlamıştır.


                        ATAMIZ BİR OKULDA  TEFTİŞTE

O tarihten itibaren, 24 Kasım’da kutlamalar yapılır, yetkililer kürsülere çıkar, öğretmenlik mesleğinden ve öğretmenden bahsederken mangalda kül bırakmazlar. Ama o insanlar, sokaklarda perişan vaziyette,  iş arayan, heyecanla kura günlerini bekleyen, kurada çıkmayıp iş bulamayan, intihar eden, belediyelerde  çöpçülük yapan öğretmen adayları akıllarına getirmezler. Her yıl ihtiyacın  beş misli öğretmen adayı mezun eden üniversitelerdeki kısıtlamayı yapmak için bir  uğraş vermezler. Kısaca, 98 yıl süresi içinde bu kadar öğretmenin perişan olduğu bir dönem yaşanmamıştır.



Türk Edebiyatının mümtaz ismi A. Hamdi Tanpınar, “Yıllarca emek verip eğittiniz bizleri/ Unutmak mümkün mü öğretmenim sizleri” sözleriyle bizleri unutulmazlar olarak işaret ederken, kürsü aşıkları, öğretmen ac mı, tok mu düşünmezler.                                                         

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler  yetiştireceksiniz. Derken, bizleri ne kadar yücelttiğini kürsü çiçekleri anlamadı. 

                                              1953 YILI  SİVAS ÖĞRETMEN OKULU                                                                                                              ÖĞRETMEN KADROSU  

Bütün olumsuzluklara rağmen , bu gün, canla, başla   çalışan, elektriği, yolu suyu olmayan dağ köylerinde , şehirlerde, ev kirasını vermekte zorlanan, kışlık yakacağını temin etmek için ikinci işte çalışan veya iş arayan, çocuklarının okul masrafını karşılamak için gıdasından, giyiminden fedakarlık eden tüm öğretmenler, eminim ki,  vatan bayrağını dalgalandırmaya, yeni nesli ilim ve bilgiyle Atatürk’ün arzularını yerine getirmek için and içmiştir.

Montaigne, “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez!”der,
Biz öğretmenler,ne ilkesiz, gayesiz, ülküsüz ve ne de hedefsiz bir eğitim düşünemeyiz. Bir milletin belli hedeflere kilitlenmesi demek, tarihi rüzgârları da beraberinde yakalaması anlamına gelir.Türk Milli Eğitiminin hedefini Atatürk koymuştur.Öğretmen de o hedefe ulaşacak olan askerdir.

                                    SÖO MEZUNU ÖĞRETMENLER  ANITKABİRDE

"Bir karıncadaki çalışma azmi, bütün çiçeklere konan bal arısının emeğinde kendisini tarif edebileceğimiz en çileli ve en arzulu bir mesleğin yüceliğinde bir Hak aşığı misali pervane gibi dönen öğretmeni bu kutsi yolda, yalnız bu gün değil, yılın, asrın her anında alkışlamalıyız."      

 Aydınlık Türkiye’nin en fedakar, en çilekeş, Eğitim ordusunun öğretmenleri, 24 Kasım Bayramınız kutlu ve  mutlu olsun.


                                                SÖO MEZUNU ÖĞRETMENLER 1987 DE                                                                                     OKULUMUZ BAHÇESİNDE


18 Mayıs 2021 Salı

 

ULUSAL BAYRAMLARIMIZ-


19 M A Y I S
ATATÜRK'ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI


Burhan Bursalıoğlu

        19 Mayıs 2021,  Atatürk'ün Kurtuluş Savaşımızın başlattığı 19 Mayıs 1919 un 102. ıncı yıldönümüdür.

        I. Dünya Savaşı sonunda, galip devletler, Osmanlı İmparatorluğuna imzalattırdıkları SEVR anlaşması gereği, yurdumuzun birçok yeri işgal edilmişti.
ÖLÜ BİR DEVLETİN DİRİLMESİNİ SAĞLAYAN MUSTAFA KEMAL'İ SAMSUN'A GETİREN  BANDIRMA GEMİSİ 


        Bu duırumu , Türk Milletine reva görmeyen Mustafa Kemal Yurdumuzu kurtarmak için Anadolu'ya geçmesi gerektiğini düşünerek, Osmanlı yönetiminden aldığı müfettişlik görevi ile, 16 Mayıs 1919'da "Bandırma Vapuru" ile İstanbul’dan Samsun'a hareket etti. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a vardı.                 Burada başlattığı Kurtuluş savaşımız için , bir dizi girişimler yaparak, halkı bilinçlendirdi. Samsun'dan sonra Havza, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi ve Ankara'ya vardı.
DENİZ HARP OKULU ÖĞRENCİLERİNİN KULELERİ



        23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetini kurarak bir fiil, işgalci devletlere karşı savaşları başlatmış oldu. İnönü, Sakarya, Dumlupınar ve Büyük taarruzla Yurttan düşmanları temizledi ve 29 Ekim 1923 de CUMHURİYET' imizi kurdu. 
YER, GÖK AY YILDIZLARLA KAPLI İDİ

   
    

Gençlik ve Spor Bayramı, Türkiye'de ilk defa 24 Mayıs 1935 tarihinde "Atatürk Günü" adında kutlanmıştır. Beşiktaş'ın attığı adımlarla Fenerbahçe Stadı'nda kutlanan ilk 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçe forması giyen yüzlerce sporcunun katılımıyla spor günü olarak kutlanmaya devam edilmiştir

      Atatürk'ün, arzusuyla,19 Mayıs günü , her yıl "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaktadır.

  Atatürk Türk gençliğine olan güveni nedeniyle, Cumhuriyet'imizin geleceğini gençlere emanet ederek, onlara görev yükledi. Bu görevi Nutkunda şöyle açıklıyor.
NE GÜNLERDİ O GÜNLER


         "Ey Türk Gençliği! Birinci görevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en değerli güven kaynağındır.

        Gençlik olupta, sağlam beyin ve sağlam beden olmaz mı? Beynin sağlamlığını , bedenin sağlamlığına bağlayan Atatürk, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!" diyerek, başarılı olmak için sağlıklı, sağlıklı gençlik için de sporun şart olduğunu belirtmiştir. Bu nedenledir ki, 19 Mayıs Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramını gençlere armağan etmiştir.
UMARIM GEÇMİŞTE OLAN BU  GÖSTERİLERİ İLERKİ YILLARDA GÖRÜRÜZ.


        Bu bayramın kutlanmasına Atatürk o kadar değer vermiştir ki, bir söyleşide, "ne zaman doğduğu "sorulduğunda " Ben 19 Mayıs'ta doğdum" demiştir.
        Çeşitli nedenlerle, 19 Mayıs Bayramımız istenildiği şekilde kutlanamamaktadır. Umarım bundan sonraki yıl dönümlerinde, eskisi gibi, tüm Ulusumuzla layik olduğu şekilde kutlanır.

Başta gençlik olmak üzere, tüm Ulusumuzun Atatürk'ü anma, Gençlik ve Spor Bayramlarını kutlu olsun.









22 Nisan 2021 Perşembe

 ULUSAL GÜNLERİMİZ


                                         SEVGİLİ  ÖĞRENCİLER


Burhan BURSALIOĞLU


                        23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çucuk Bayramı'nın size şans getirmesini diliyorum.

                Son 2 yıldır, okullarımızda, geleceğiniz ve  istikbaliniz için eğitim görmekte olan sizlerin çok talihsiz olduğunu görüyorum.

                Corona virüsü denen belanın, tüm Dünyada, insan yaşantısını alt, üst etmiş olması, maalesef hala devam etmektedir.

               Ne sağlığımız, ne ekonomimiz, ne sosyal yaşantımız  ve ne de eğitimimizden emin olamıyoruz.

                Ulusal bayramlarımızı, özel gün ve haftalarımızı kutlayamıyoruz. En önemlisi de, öğrencilerimiz olan sizlerin eğitimlerinizi veremiyoruz. Bunun telafisi için, uygulamaya  konan bir seri tedbir işe yaramamıştır. Bire bir eğitim, uzaktan eğitim, yüz yüze eğitim hep fiyasko ile sonlanmış. Başlanmış ama sonlandırılamamıştyır.. Her başlamaya virüs engel olmuştur.

                Siz öğrenciler hüsrana uğradınız. Koca iki sene heba oldu. Yani geleceğinizden 2 sene çalındı. 2 sene sonra mezun olacaksınız, 2 sene sonra iş tutacaksınız, 2 sene sonra emekli olacaksınız gibi ekonomik yaşantınızı 2 sene ertelemiş oluyorsunuz.

                        Corona virüsü yok olmadıkça,   toplu çareler de olmayacaktır. 


                               Bu Bayrak şöleni yaşatılacaktır.

              Ama, bireysel çare mümkündür. Size güveniyorum. Ulu Önder Atatürk'ün İlke ve İnkilapları doğrultusunda, sizlere armağan ettiği 23 Nisan ve 19 Mayıslar coşkusu ile başlayacağınız bireysel çalışma ile, kaybedilen  iki seneyi telafi edeceğinize inanıyorum. Çünkü başka çareniz yok.

                Geçirdiğiniz 2 sene tatili noktalayıp, kendinizi hem öğretmen ve hem de öğrenci yerine koyup, mevcut kitaplara sarılarak, kaybettiğiniz zamanın telafisini gidermeye başlamalısınız. Bunu yapacağınızdan ve başaracağınızdan eminim. Sizin geleceğiniz ve Ülkemizin geleceği buna bağlıdır.

               Umarım bu coşkulu günleri tyekrar yaşarız

                101 yılını kutladığımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nın kuruluşu bayramı olan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı  Sizlere   kutlu olsun.

    

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...