2 Ocak 2010 Cumartesi

S A Ğ L I K











İŞPORTADA İLAÇ




Burhan Bursalıoğlu



Sayın Başbakan Tayip Erdoğan,” bundan böyle ilaçların bakkal ve marketlerde satışının yapılması için çalışmalarımız devam ediyor “ diyerek, sanki yeni yıl mesajı veriyordu.. Ne imiş, ABD de bu böyle imiş. Ne kadar kopyacı bir millet olmuşuz. Birisi bir şey yapmasın, hemen onu kopyalayıp kendimize adapte etmeye çalışıyoruz. Bu işi de, onların bitirdikleri bir zamana denk getiriyoruz. Sanki nöbet değişimi yapıyoruz. Bir ara, Eğitimde de kopyalama yapılıyordu. Örneğin, İlkokul matematik konuları içine giren Kümeler gibi.. Bu konunun kime faydası oldu? Yaşamda , karşımıza mı çıktı? Hayır.


Bir diğer dikkati çeken, hep ABD den örnekler almamız ve onların uygulamalarını kendimize yakıştırmamız.


İstiklal Savaşından önce, Osmanlı İmparatorluğunun çöküş döneminde, bazı aydınlarımız, Ulusun kurtuluşu için ABD mandalığını benimseyip, onların emrine girmeyi öneriyorlardı. Bugünkü durum, bana o geçmişi hatırlatıyor.


Gelelim ilaç meselesine. İlaçlardan anlayan, hastaya, doktordan sonra yardımcı olan, ilacın ne işe yaradığını, nasıl kullanıldığını, nelere dikkat edileceğini, ufak tefek yaralanmalarda ilk müdahaleyi yapan, Eczacılık tan diploma alan eczacıların işi değil mi? Elbette onların işi. Peki, market tezgahında bulunan kişiler pansuman yapabilecekler mi, ilk müdahaleyi yapabilecekler mi, iğne yapabilecekler, reçeteyi doğru okuyabilecekler mi, tüm ilaçların hangi hastalıklarda nasıl kullanılacağını bilebilecekler mi? Tabii ki hayır. Diyeceksiniz ki, marketler, ilaç reyonuna eczacılığı bitirenleri alır. Alır da acaba yıllarca dirsek çürütmüş, eczacılık yapar diploması alan 3 kuruş karşılığı tezgahtarlık yapar mı? Gerçi bugün üniversite mezunları, manav, çöpçü, branşlarıyla ilgisi olmayan, ekmek parasına çalışanlar var, var ama bu iş toplumun sağlığı ile ilgilidir. Onun için, büyük mesuliyet alan kişiler, üç kuruşa çalışmazlar. Bu günkü uygulamaya göre, diplomasını satar. Doğru bir şey mi ? Hayır.Yanlış. Eczacılığın E sinden anlamayan , satın aldığı diplomayı yürürlüğe koyarak eczane açıyor. Öte yanda, parası olmadığı için, eczane açamayan dürüst insanlar mağdur oluyor.


Şimdi ise daha kötü olacak,. Bir çok eczane kapanacak. Birçok insan işsiz kalacak. Yeni zenginler türeyecek. İlaç pazarlayan birkaç zengin sektör türeyecek. Market zincirleri gibi, eczane, veya market ilaç reyonları zinciri oluşacak.


Peki bunlara gerek var mı?


Başkalarının düşüncelerini bilemem ama, şu bir gerçek ki, bir ülkede ekonomi aşağı doğru yuvarlanmaya başlayınca, önünü kesmek için ufak tefek takozlar konmaya başlar. Eczacıların devletten alacaklarını alamıyorsa, ilaç yüzdeleri düşüyorsa, birçok kırtasiyecilik yaptırılıyorsa, bunların düzeltilmesini istemek de eczacıların hakkı olsa gerek. Bu girişimler bazılarını rahatsız etmiş olamaz mı? Gözdağı verilerek, ilaçların bakkal ve marketlerde satılması tehdidi yapılamaz mı? Olabilir. Akla yatkın.


Ama ne olursa olsun, ne düşünülürse düşünülsün, halkın sağlığı ile dalga geçilmez. Halkımız zaten yeteri kadar hasta. Tüm hastanelerde adım atacak yer bulunmuyor. Tedavi için her gün sabah saat 05 de kuyruğa giren insanlarımız doğru dürüst tedavi de olamıyorlar. Birçok hastane özelleştirildi ve özel hastaneler açıldı. Orta ve düşük gelirli hastalar bu özel hastanelere gidememektedir. Gitseler de muayene ücretinin % 70 ini ödeme durumundadır. 300 liralık muayene ücretinin 210 lirasını hasta ödeyecektir. Tabii bunlar sağlık sigortalarından birine dahil ise. Oralardan ancak durumu iyi olan tuzu kuru olan istifade edebilmektedir.


Devlet hastanelerinde çalışan bir doktor en az günde 50 hastaya baktığını düşünürsek, onların kullanacağı ilaçlar da o nispette artacaktır. Marketlerdeki ilaç reyonları bunlara cevap verebilecek midir?


Eczanelerin kapatılmasını sağlayan bu tehdit vari nutuklardan olumsuz olarak etkilenen halkın sağlığı ile oynanmasını kafam almıyor. Bana kalırsa e n iyisi, çarşıda pazarda ne kadar esnaf var ise , fırıncısı,manavı,terzisi, ayakkabıcısı, tüccarı,yemişçisi, kasabı, işportacısı bu ilaçları satmalı. Evlere de yakın olur, eczane eczane aranmamış olur.


Dolayısı ile, eczaneleri kapatınca, ilaçlar market ve bakkallarda satışı başlayınca, yeni, yeni zenginler türeyince, cenaze levazımcıların da çoğalması, cenaze levazımı zincirleri oluşur. Buna paralel olarak da yeni mezarlıkların açılması lazım.” Yer yok” deyip dikine gömülme veya yakıp küllerin savrulması durumuna düşmeyelim.

1 yorum:

MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

  CUMHURİYET Burhan Bursalıoğlu Bu gün Cumhuriyetimizin 99. Yıl dönümü. 99 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşla...