SBS GİTTİ, TEOGS
GELDİ
Son hafta, Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı tarafından
değiştirildiğini açıkladığı Seviye
Belirleme Sınavı ( SBS )hakkında , sanki tüm milletin beklediği acil bir şeymiş
gibi “Reform yaptık” diyerek yeni
SBS nin yerine konan "Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı (TEOGS) hakkında bilgi verdi.
Neresi, reform, bir
türlü anlamış değilim. Açıkladığı sınav sistemi daha önce de vardı. Uygulamaya çıkarma, ekleme yapmak reform mu oluyor?
Önce (LGS) liselere giriş sistemi, sonra, Hüseyin Çelik zamanında
(ÖKS) Ortaöğretim kurumları sınavı,
Nimet Baş zamanında da (SBS) Seviye Belirleme Sınavı , bu gün de, Bakan Nabi
Avcı’ nın reform olarak nitelediği ( TEOGS )
yani, Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sistemi
olarak karşımıza çıktı.
Yukarıda saydığımız sınavlar genellikle , bölgesel
başarıyı belirlemek için yapılırdı. İl,
ilçe ve köylerdeki farklılıkları belirlemek amacıyla merkezden sorular
hazırlanır, her il kendisi sınavı yapardı. Bu sınav öğrenci yerleştirme ile ilgili değildi.
Son 10 yıldır her gelen bakan , yenilik yapıyorum, reform
yapıyorum diyerek Milli Eğitimi yaz-boza
çevirdiler.
Son olarak SBS nda
değişiklikler yapıldı.. Yukarıda da söylediğim gibi ufak bir değişiklik onlar
için reform sayılıyor.
Örneğin, bu sistemle düz liseleri kaldırdılar. Anadolu
liseleri ile meslek liseleri kaldı.
Seviye belirleme sınavı sonunda, yüksek puan alanlar tercih
ettikleri 10 okuldan birine kayıt yapabiliyor. Ya puanı tutmayan 8. Sınıf
öğrencisi ne yapacak. ? Meslek okullarından birine gitme mecburiyetinde
kalacak. Genelde İmam Hatip Lisesine
gitmeyi sağlayan bu oyun nedeniyle öğrenciler, mecburen o tarafa meyledecek. Az
bir kısmı da diğer meslek okullarını
tercih edecektir. Öğrencinin hiç birini
tercih etmeme gibi bir hakkı yok. Düz lise olsa idi, oraya kaydını yaptırıp
eğitimine huzur içinde devam ederdi.
SBS , okullar arasındaki farkları da ortaya çıkarıyor.
Puanları yüksek okul iyi okul, azı kötü okul, başarılı okul, başarısız
okul, uzak okul, yakın okul ayırımı,
öğrencilere negatif etki
yapmaktadır. Velileri de sıkıntıya sokuyor. Yemek , servis,
okula yardım vs. ücretleri nedeniyle.
Önceki SBS de, her dersten sorular çıkardı. Çünkü
bütün derslere değer verilirdi. Bakan’ın açıkladığı “ Temel
Eğitimden Orta öğretime Geçiş “ sistemi sınavı soruları sadece 6 dersten
çıkacakmış. Peki diğer, özellikle seçime tabi tutulan dersler çok mu
ehemmiyetsiz de onlardan soru çıkmıyor? Önemsiz derslerse neden müfredata
konuyor?
Senede 6 dersten 12 sınav yapılacak. Demek ki her iki ayda
bir 3 sınav yapılacak. Ders öğretmenlerinin yapacağı not sınavları hariç.
Sistem ayrıca, sınavlarda üç yanlış bir doğruyu
götürmeyecek. Ü yanlış bir doğruyu götüren sistemde öğrenci tereddüt ettiği
soruyu geçerdi, boş bırakırdı. Bu sistemde, tereddüt ettiği veya bilemediği
sorunun şıklarından birini kura çekmiş gibi işaretleyecektir. Diyelim ki, 100 soruda bilemediği 20 soru çıktı. Bu soruların cevaplarını
kafadan atarak işaretledi. Sonuçta, bilmeden işaretlediği sorulardan yarısı
tuttu. Yani bu çocuk bilmeden bildiği 10
sorudan 50 puan kafadan kazandı sayılır. Diğer bir çocuk ise hiç isabet ettiremedi.
Sadece bildiklerinden puan aldı. Şimdi bu haksızlık değil mi? Bu olayın diğer bir kaçamak yanı, Şimdiye
kadar ki sınavlarda binlerce sıfır çekenler oluyordu. Bu da Eğitimin ne durumda
olduğunu gösteriyordu. Yeni sistemde
sıfır alan çıkmayacağı için Bakanlık , “eğitim iyi gidiyor” diyebilecek. Bir
çeşit kamuflaj yapılmış oluyor.
Getirilen
yeniliklerden biri de sınavların , öğrencilerin okuduğu okullarda
olması. Ama, aynı okulun öğretmenleri
değil, başka okullardan gelecek öğretmenler sınavı yapacak.
Bana göre galiba Bakanlık öğretmenine itimat etmiyor.
Bakan Sayın Nabi Avcı’nın ifadesine göre, öğrencinin
devamsızlığı 20 günden 10 güne , ders saatleri 40 dakikaya inmiş. Dinlenme
saatleri ise okul idaresi tarafından belirlenecek miş. Bu sistem gereği, dershaneler
azalacakmış, sınav kaygısını sütrece yayarak azaltılacakmış, öğretmenin mesleki
performansı artırılacak miş, okul dışı
eğitim kurumlarına yönelik ihtiyaç azaltılacak mış, telafi imkanı sağlayarak
tek sınavdan kaynaklanan olumsuzluklar azaltılacak mış, öğrenci devamsızlığı en
aza indirilecek miş, Ülke çapında
müfredatın eş zamanlı uygulanması sağlanacak mış.
Bu güne kadar Milli
Eğitimde yapılan şahsi değişiklikler nedeniyle, Milli Eğitim’in “Milliği “ kalmadı.
Gelen Bakanların şahsi düşüncelerinden oluşan değişik yasa ve yönetmelikler
kısa zamanda değişerek, Eğitimi çocuk
oyununa çevirdiler.
1739 sayılı, Milli Eğitim Temel Kanunu ve 222 sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunlarında yapılan pek çok değişiklikler, bu temel
kanunları güdük haline getirmiştir. Sık sık çıkarılan yönetmelikler de,
Eğitimimizi çağ gerisine götürmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz SBS nin değiştirilmişi olan TEOGS nin içinde bulunduğu, 832 maddeden oluşan
yönetmelikte dikkati çeken bazı değişikliklere de bir göz atalım.
Öğrencilere, yıl içinde
ödev ile sözlüde verilen notlar geçerli
olmayacak. Bunların yerine, daha önceki yıllarda da uygulanan proje ve performans
çalışmalarından verilen notlar
geçerlilik kazanacak.
Sorumlu sınıf geçme 3
derse çıkarıldı. Hatta, bir önceki sınıftan 3 dersten sorunlu olsa da, 3 de
yeni sınıfından, toplam 6 dersten sorunlu olarak sınıf yükseltebilecek. Bunun
da açıklaması kısaca, “Diplomalı bilgisiz öğrenci “ yetiştirmektir.
Üniversitelerde serbest bırakılan türban, okullarda
öğretmenlerin türban takmalarına izin verildi.
Kısa bir süre sonra da , tüm okullardaki kızların türban takmalarına da
izin çıkabilir.
Sayın Başbakan Rize’yi ziyaretinde, iki havuzun yapılmasını,
birinin kız, ötekinin de erkek havuzu olacağını belirtti. Kız erkek ayırımı
havuzdan başlatılıyorsa, yakında lise ve diğer okullara da gelir.
Aynı yönetmelikte tüm
ilk ve ortaöğretim okullarında mescit açılması öneriliyor. Okul müdürleri isterse okulunda mescit açıp çocukların namaz
kılmaları sağlanacak. İlköğretim okulları ve liselerin, İmam Hatip okullarından
ne farkı kaldı? Türbanı var, mescidi
var, kız erkek ayrı, daha ne olsun. Okul isimleri de değişti mi iş bitmiştir. O zaman ne SBS ye, ne de TEOGS
ye ihtiyaç duyulmaz.
Değişen yönetmelikte, iki dönem ortalaması en az 45 puan
alan başarılı sayılırken, yeni
yönetmelikte bu 50 puana çıkarıldı. Bu değişiklik öğrencinin aleyhine
görülüyor. Ama, başka fıkrada, birinci
dönem ders ortalaması ne kadar düşük olursa olsun. İkinci dönemde sınıf geçe
bilmesi için o dersten en az 70 puan alması gerekli.
Bir öğrenci, sınıf geçme notunu yükseltmek için talepte bulunabiliyordu. Öğrencinin bu hakkı kaldırıldı. Not yükseltme olmayacak.
Bu okumuş insanlar,
eğitim ve öğretimin can alacak yönlerini değiştirmeye kalkınca bir süre tanımalılar. En az bir yıl
deneme yapılmalıdır. Bir şey denendikçe
mükemmelleşir. Ayrıca, yeni oluşturulacak sistemler için de alt yapı
hazırlanması lazımdır. Bunların hiç biri
son on senedir yapılmadı. Onun içindir ki daima sistem değişime uğramaktadır.
Böyle yapılan uygulamalar, öğrenciye,
veliye, öğretmene ve tüm ulusa zarar vermektedir.
İleriye gidelim derken gerilediğimiz açıkça görülüyor.
Bugün açılacak olan okullarda okuyacak öğrencilere Tanrıdan
kolaylık diliyorum. Velilere sabır, öğretmenlere de
başarılar diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder