YOZLAŞTIRILAN EĞİTİM
Burhan Bursalıoğlu
2014-2015 öğretm yılı 15 Eylül 2014 de başladı.
17 milyon öğrenci, istikballerini hazırlamak amacıyla
okullara akın ettiler. Hayallerindeki 
meslek sahibi olmak, veya  baba
mesleğini elde etmek  için  okullarda dirsek çürütmeye başladılar. 
Gerçekten hayallerindeki meslek sahibi olma şansları var mı?
12 yılda , 5  Milli Eğitim Bakanı
değişiyor ve her bakan kendi kafasındaki 
eğitim şeklini uygulamaya koyuyorsa o çocukların kafalarındaki mesleği
edinme şansları asla olamaz.
Gelen  her Bakandan
sonra,   değişen müfredat,  değişen sınav, değişen okular olunca,
şahsileşen  ve Milliliği yok olan  eğitim ve öğretimde başarı olamayacağı gibi,
öğrencilerin hayalleri de hayal  olur.
Dünyanın neresinde, her öğretim yılı değişen sınav vardır?
Dünyanın neresinde öğrencinin istemediği bir okula  yazılıyor? 
Dünyanın neresinde, eğitim öğretim başlarken 10 bin okul müdürü görevden
alınıyor? Dünyanın neresinde bir öğrenci evinden 50-60 kilometre uzaktaki
okula  gidip gelmeye mecbur bırakılıyor? 
Var mı? Var. Bu ülke Türkiye’dir. Türkiye’de  düz devlet okulları  kadar İmam Hatip okulları var. Bina yetmiyor,
düz okulların  sınıfları, İmam hatip
öğrencilerine ayrılıyor. 
Düz Devlet okullarına tercih yapmayan öğrenc iler,
istemedikleri, tercih yapmadıkları halde İmam Hatip okullarına kayıt yapılıyor.
Dini değişik olan, azınlık 
öğrenciyi   İmam Hatip
okuluna  kayıt eden zihniyetten  başka ne beklenebilir?
Böyle bir zorbalık olur mu? 
Maalesef oluyor. Çünkü burası Türkiye.
8 bin, 10 bin  okul
müdürünü , puanlamayı bahane ederek, aslında kadrolaşmak için görevden alan
Bakanlığın, bağırarak. “Hayır, onlar yetersiz, çevre istemiyor, eğitime zarar veriyorlar,
bilgileri yeterli değil, yöneticilikleri yetersiz “ dese kim
inanır? Bu milleti aptal yerine koyuyorsa bu gerekçeleri sıralayabilirler.
Tüm okul müdürleri için yaptıkları puanlamada, okul aile
birliği, okul öğretmenleri ve velilerden, müdür hakkında sorular alınıyor ve
tam puan 40 oluyor. Tamamı 100 puan olan listedeki soruların, 60 puanlık
kısmı  Milli Eğitim müdür ,müfettiş,
kaymakam gibi yöneticilere soruluyor ve tüm puanlama sonucunda en az 75 puan
alan müdür görevde kalıyor, diğerleri sınıf öğretmenliğine atanıyor, veya emekli   ediliyor. 
Bir okul müdürü okulda, çevrede,  seviliyor, müfettiş raporlarında başarılı
rapor alıyorsa o müdür , o okula  bir
şeyler kazandırıyor demektir. Yönetic iliği, davranışı, okul eğitimi taktir
ediliyor demektir.
Bir müdür, öğretmenleri, öğrencileri, velileri, aile
birliği, varsa vakıf ve dernek yöneticileri, çevredeki sivil,esnaf ve kamu
çalışanlarınca seviliyor, taktir ediliyorsa, üst yönetim, eğitimdeki verimi
düşünerek, o müdüre dokunmaması lazım. Böyle bir müdür, bölgenin  Milli Eğitim Müdürüyle, kaymakamı ile
çakışabilir. Burada  önemli olan ,
müdürün başarısıdır. Yani çevrenin verdiği 40 tam puandır. Gerisi fasa fisodur.
 Ama, okulunda Atatürk
köşesini kaldırmıyor, mescit açmıyor, ders saati içinde camiye gideceklere izin
vermiyor, Atatürk devrimlerinden ödün vermiyor. İşte bu olmadı. O müdür, bu
günkü yönetime yaramazzzzzz. O halde yarıyan bir müdür gelmeli. İşte amaç bu
.Kadrolaşma.
 Eğitim ve öğretimi dini vecibelere paralel duruma getirmek.
İktidarın her dediğini yapan, uygulayan ve destekleyen müdür getirilmeli ki,
ileride yapılacaklara engel olunmasın.  
Gelecek senelerde 
müdürlerin bu gün uğradıkları 
kıyıma,   öğretmenlerin de
uğramayacağı garantisi yok. MİLLİ EĞİTİM gidecek,  “ İktidar eğitimi  “ veya    
“AKP Eğitimi “ adı ile bol bol imam yetiştirilecek. 
Her mesleğin başına “imam” sözcüğü gelecek.   “ İmam,hakim, imam mühendis, imam öğretmen,
imam general, imam savcı “ gibi. 
Maalesef, eğitimimiz her geçen zaman içinde yozlaşmaktadır.
Bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin 
sonlandırılmaya çalışılmasıdır.
Eğitimimizdeki yozlaşma sadece bu kadar değil tabii ki.
İleride, kitaplar, konular, binalar disiplin konularinda da  görülen aksaklıklardan bahsetmefırsatım
olursa, sizinle paylaşacağım.
Tüm öğrencilerin, hayallerinin gerçekleşmesini   diliyor, sayın velilerimize de Allah
yardımcı olsun.
NOT: Bir müddet önce, 27 Ağustos'ta, TURK partisi yöneticilerine birkaç soru tevdi etmiştim. Cevap vereceklerini söylemişlerdi. Bu güne kadar cevap gelmediği için okuyucularıma sözümü yerine getiremiyorum. Özür dilerim.
NOT: Bir müddet önce, 27 Ağustos'ta, TURK partisi yöneticilerine birkaç soru tevdi etmiştim. Cevap vereceklerini söylemişlerdi. Bu güne kadar cevap gelmediği için okuyucularıma sözümü yerine getiremiyorum. Özür dilerim.
 
 
 
 
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder