CUMHURİYET
Burhan Bursalıoğlu
Bu gün Cumhuriyetimizin 91. Yıl
dönümü saat 13 den itibaren başlamıştır.
Çok güçlü ordular tarafından işgal
edilmiş bir ülkede, esaret istemeyen, onur ve şerefine sahip çıkan halk ve ona
önderlik yapan bir avuç insanın, ciltlere sığmayan inanç ve özgürlük mücadelesi
sonucu, yönetimi Cumhuriyet olan modern ve çağdaş bir devlet kurdular. Kurulan
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, miyadı
dolmuş, bitmiş, çökmüş, her tarafı işgal edilmişi, yönetiminin dahi başka
devletlerin himayesine girmeyi kabullenen, arzulayan Osmanlı İmparatorluğunun ileri
görüşlü, bağımsızlık, milliyetçi, yurtsever sevdalısı birkaç insanın girişiyle
kurulmuştur.
Bu duruma nasıl gelindi?
Osmanlı İmparatorluğunun 2.
Meşrutiyeti kabul etmesi ülkede istenilen yenilikleri oluşturmadı. Yönetim ülkeyi gene bildiği gibi
yönetmeye devam ederken 1914 de birinci
Dünya savaşı patlak verdi. Savaş Alman
ve yandaşlarının yenilgisiyle bitince, Osmanlılar da Almanlarla birlikte olduğu
için , savaş kurallarına göre yenik sayılmış ve ülkemiz İtalya, Fransa İngiliz ve Yunanlılar tarafından işgal edildi.
Orta Anadolu’da küçük bir bölüm Türklere
bırakılmış, İstanbul da galip devletler tarafından işgal edilmiş, Padişah ve
hükümet, işgal komutanın emrine girmişlerdi.
Ülke Hiristiyan ordularının
hakimiyetinde idi. Her türlü mezalim yapılıyor
ve Türk milletinden intikam almanın her türlüsünü yapmadan
çekinmiyorlardı. Namuslarına halel gelen
, onurlu kadın kız ve erkekler intihar yolunu seçiyordu.
Atatürk ve arkadaşları Türk’e
yapılan bu haysiyet kırıcı durum ve dinin yok olacağı karşısında sessiz kalamazlardı.
19 Mayıs 1919 da düşmanlarla
mücadele etmek ,halkı birleştirmek ve tek yumruk olmak için Samsun’a çıkıyor.
Merzifon, Amasya ve Sivas’ta yaptığı görüşme ve organizasyonlardan sonra Erzurum’a
geçerek Ulusal kongreyi topluyor. Arkadan Sivas’a giderek orada da yaptığı
kongrede aldıkları kararları uygulamak için Ankara’ya geçiyor.
Kurtuluş mücadelesinin başlatılması için 23 Nisan 1920 de TBMM Hükümetini kuruyor.
Mahalli çete, gönüllü halk, milis
güçlerinin yanın da, silahı elinden alınmış, dağıtılmış orduyu tekrar
toplayarak düzenli ordu haline getirdiği
birliklerle, önce 1. Ve 2. İnönü, sonra Sakarya ve son olarak da Dumlupınar, Başkomutanlık savaşları sonunda
Yurdumuz düşmanlardan temizlendi.
Ulu önder Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı
kazandıktan sonra, Devletin başarılı
olabilmesi için, çağdaşlaştırmayı amaçlayan birçok yenilikler düşünmüştür.
Bu yenilikler sosyal, siyasal,
kültürel ve tarihî temeller üzerinde. Oluşturmayı planlamıştı. Bunları
toplu olarak şöyle sıralayabiliriz:
- Millî tarih bilinci,
- Vatan ve millet sevgisi,
- Millî dil,
- Bağımsızlık ve özgürlük,
- Egemenliğin millete ait olması,
- Millî kültürün geliştirilmesi,
- Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması,
- Türk milletine inanmak ve güvenmek,
- Millî birlik ve beraberlik,
- Ülke bütünlüğü.
- Millî tarih bilinci,
- Vatan ve millet sevgisi,
- Millî dil,
- Bağımsızlık ve özgürlük,
- Egemenliğin millete ait olması,
- Millî kültürün geliştirilmesi,
- Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması,
- Türk milletine inanmak ve güvenmek,
- Millî birlik ve beraberlik,
- Ülke bütünlüğü.
Yukarıda saydığımız fikirler 6 temel
esas üzerinde uygulamaya koyulmuş ve bu
güne kadar devam etmiştir.
Milliyetçilik:
Atatürk’ün: “Her milletin kendine özgü geleneği, kendine özgü adetleri, kendine özgü milli özellikleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin takipçisi olmamalıdır.” Diye tarif ettiği
MİLLİYETÇİLİK.
· Halkçılık:
·
Atatürk’ün: “Bizim görüşümüz -ki halkçılıktır- kuvvetin, kudretin,
egemenliğin idarenin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde
bulundurulmasıdır.”diye
terif ettiği
·
HALKÇILIK.
· İnkılapçılık:
·
Atatürk’ün:“Cahillikle, ilkellikle savaş, düşmanla savaşmaktan daha az
önemli değildir.”diyerek
cahilliğin ne kadar tehlikeli olduğunu
vurguluyor.
Laiklik:
Atatürk’ün: “Her birey, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, seçtiği dinin gereklerini yapmak veya yapmamak hak ve özgürlüğüne sahiptir.”diye vurguladığı
LAİKLİK.
·
· Devletçilik:
·
Atatürk’ün:“Ekonomisi zayıf bir ulus, fakirlik ve sefaletten kurtulamaz.”diyerek ekonomide devletin de katkısını
belirttiği
·
DEVLETÇİLİK.
VE
Cumhuriyetçilik:
Atatürk: “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.” Diyerek, yeni devletin şeklinin olacağı
CUMHURİYET.
Bugün Cumhuriyet’imizin 91. Yıldönümünü kutlayacağız.
Atatürk, elinde imkanlar var ken, Kurtuluş savaşını kazanan arkadaşlarının da asla karşı çıkamayacakları
Monarşi
Meşrutiyet
Oligarşi
Demokrasi
Otoriter Yönetim
Totaliter Yönetim
Teokrasi
Teokratik Egemenlik
Komünizm
Nasyonal Sosyalizm (Nazizim)gibi yönetimlerden birini tercih ederek tek adam olabilirdi. Yani “astığı astık, kestiği kestik” dedirttirecek biri olabilirdi.
Ama Atatürk kendini değil, halkını düşünerek Cumhuriyeti ilan etti,.
Cumhuriyet,
millet egemenliğine dayanan ve yöneticilerin belirli süreler için halk
tarafından seçildiği idare şeklidir. Bu yönetim şeklinde egemenlik hakkı
millete aittir. Millet egemenlik
hakkını ve yetkisini seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır.
Cumhuriyet,
Türkiye’de çağdaşlaşmanın, yenileşmenin ve de ileriye gitmenin yolunu da
açmıştır.
Cumhuriyetçilik ilkesine göre;
·
Kişinin hak ve
özgürlükleri cumhuriyet yönetimi ile güvence altına alınmıştır.
·
Ülke, halkın seçtiği
vekiller tarafından yönetilir.
·
Devlet anayasa ve yasalara göre işler.
Ülkemizin
birçok illerinde Cumhuriyet Bayram’ı şenlikleri düzenlenmekte ve bunlar
günlerce devam edecektir. Halkımız coşku ile katılacağı bu şenliklerde,
Cumhuriyet düşmanlarına, Cumhuriyet sevgisinin ne olduğunu gösterecektir.
Bu
gün Ülkemizde geçmişin davulunu çalmaya çalışan, Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün
oluşturduğu çağdaşlık inkılaplarını yozlaştırmaya çalışanlar bulunmaktadır.
Cumhuriyet’i yıkarak, geçmişin çağ dışı
yönetiminin hasretini çeken, beyinleri sulanmış olanlara Cumhuriyet ve Atatürk
sevgisinin asla körleştirilemeyeceğini göstereceğiz.
Cumhuriyet’imizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve
şükranla anarken, 91. Yıldönümü tüm Cumhuriyetçi ulusumuza kutlu olsun.